Home Blog Page 267

BALKAM Yuvarlak Masa Toplantısı

0

TUİÇ Balkan Araştırmaları Merkezi olarak Cuma günü saat 14.00’da İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Sayın Mehmet Öznur Alkan ile Birinci Dünya Savaşı’nı andığımız şu günlerde savaşı hazırlayan nedenleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasını ve Balkan Savaşlarını konuşacağız.

Toplantımız İstanbul-Beşiktaş ofisimizde gerçekleşecektir.

Yuvarlak Masa toplantımıza katılmak isteyen arkadaşların, kontenjan sınırı olması dolayısıyla isim – soyisim ve telefon numaralarını [email protected] adresine yazmalarını ve kayıt yaptırmalarını rica ederiz.

 

TUİÇ BALKAM

Twitter: @tuicbalkam

Faşizm

0

Faşizm, aşırı radikal sağ görüş ile sosyalist fikirlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir milliyetçilik veya ırkçılık ideolojisidir. Bunun yanında faşizm liberalizme, muhafazakarlığa ve en önemlisi de komünizme karşı bir yapılanmadır. Ayrıca tarihteki faşist yönetimlere baktığımızda bir devletin bir yıkımdan sonra doğma felsefesinin ışığında faşizmin yükseldiğini görebiliriz. Bunun yanında faşizm ile yönetilen ülkeler otoriter bir rejimi kabul etmişlerdir. Bunlar faşizmi tanımlarken bize yardımcı olan  temel noktalardır.

İnsan Hakları Bağlamında İnsan Ticareti Suçu

0

İnsan ticareti suçu, son yılların en büyük insan hakları ihlallerinden biridir. Yüzleşilmesi gereken büyük bir suçtur ve maalesef yeryüzünde örnekleri hâlâ mevcuttur. Bilindiği gibi insan hakları, bütün insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin sahip olduğu haklardır ve bu haklar hiçbir şekilde engellenemez. En azından kanunlar böyle söylemektedir.

Stanley Hoffmann

0

Stanley Hoffmann, 1928 yılında Viyana’da doğmuştur. Fransa’da hayatının bir kısmını geçiren Hoffmann, akademik kariyerine Amerika Birleşik Devletleri’nde devam etmiş ve 1968 ylında Harvard Avrupa Çalışmaları Merkezi’ni kurmuştur. Ayrıca, Avrupa Topluluğu hakkında bir çok çalışması olmuştur. Hoffmann, İkinci Dünya Savaşı’nda bulunmuş ve bunu kendisinin yaşadığı en önemli deneyimlerden birisi olduğunu söylemiştir. Ünlü akademisyen, bu deneyimin kendisine çok şey kattığını vurgulamış ve savaş karşıtı bir görüş benimsemiştir. En önemli ürünlerini ise liberalizm ile ilgili vermiştir.

John Locke

0

17. yy önemli düşünürlerinden biri olan John Locke 26 Ağustos 1632’de Wrigton’da doğmuş ve 28 Ekim 1704’te Oatesta ölmüştür. Püritan bir hukukçunun oğludur. Önce Westminster  sonra da Oxford’da eğitim gören Locke  bu üniversitede master derecesi almıştır. John Locke’un yaşamı; iç savaş, kansız devrim, restorasyon ve whig settelement’in erken yıllarını kapsar. Locke hayatı boyunca toplum bilimleriyle, pekin bilimlerle, din bilimleriyle ve felsefeyle ilgilenmiştir. Deneysel kimya araştırmalarıyla da uğraşıp kısa bir süre hakimlik etmiştir. Lord Ashley’in özel yazmanlığını yapması Locke’un özgürlükçü eğilimlerini etkilemiştir. Locke politikada ılımlıklıktan ve anayasal yönetimden yanadır. Stuart hanedanının bağnaz ve karanlık mutlakçılığına karşı koyan Locke hoşgörüye demokrasiye, temsil sistemine ve parlamentoya inanmış ve kansız devrimini desteklemiştir.

Mutlak Kazanç

0

Mutlak kazanç ve göreli kazanç, neoliberaller ve neorealistler arasındaki farklılığı görmemizi sağlayan iki kavramdır. Bu kavramların çıkmasında anarşi büyük rol oynamaktadır. Bu iki kavramı anlayabilmek için neorealizm ve neoliberalizmin temel ilkeleri ve uluslararası ilişkileri nasıl yorumladıklarını bilmek ise önemlidir. Neorealistler, devletlerin çıkarlarını en önde tuttuğunu ve güvenlik konseptinin çok önemli olduğunu söylerler. Uluslararası arenada hayatta kalmanın önemli olduğunu savunurlar. Ayrıca neorealizmin temelinde anarşi yatar. Anarşinin devlet sistemi için doğal olduğunu söylerken, bir devletin çıkarları için herşeyi yapabileceğini ve böyle bir ortamın düzensizliğe yani anarşiye yol açabileceğini belirtirler. Kısaca neorealistler için çıkar çatışmaları, hayatta kalma, güç ve güvenlik konseptleri büyük önem taşımaktadır. Neoliberaller ise devletlerin çıkarlarının bu kadar önemli olmadığını söyler. Ancak neoliberaller, neorealistler gibi anarşi kavramınında var olduğunu söylemekle birlikte  bu anarşi ortamının bir düzene girmesinin devletlerin birbirleriyle bağlarının güçlendirilmesiyle sağlanacağını savunmaktadırlar. Devletlerin uluslararası işbirliğinin sağlanmasının, ortak çıkarların korunmasında, barış ve huzurlu bir ortam yaratılmasında büyük etkisi vardır. Neoliberaller bu noktada, her aktörün kazançlı çıkabileceğine değinirler.

Yapısal Uyum Programları

0

Dünya ekonomisine bakıldığında, özellikle sermayenin neredeyse her seviyede içten dışa doğru dolaşım hızının artması, ülke ekonomileri arasındaki bağlantıları arttırıp güçlendirmiş, birbirleri ile zorunlu olarak daha fazla etkileşime girmelerine neden olmuştur. Bu durum, çevre ekonomilerin, sanayileşme ile güç yakalama çabalarının yanında, mevcut uluslararası sisteme uyum politikalarını geliştirme gereğini doğurmuştur.

Viyana Kongresinden Sonra İttifaklar: Huzur ve Barışı Sağlama Çabaları

0

Avrupa tarihinde önemli bir yere sahip isimlerden Napolyon Bonapart (1769-1821) asker kökenlidir ve savaş stratejilerindeki başarıları, Fransa’da halkın güvenini kazanmasını sağlamıştır. Sonrasında imparatorluğunu ilan etmiş ve yönetimi kendi tekeline almıştır. Bununla yetinmeyen Bonapart, egemenlik alanının Avrupa kıtasının tamamı olmasını istemiştir.

Ticaret Bloğu

0

Ticaret bloğu dediğimiz kavram, özellikle ortak çıkar ya da kültürel bağları olan ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu uluslararası örgütlerin bir parçası olarak ortaya çıkan hükümetler arası bir akittir. Ticaret bloklarının gayesi, kendi aralarında uluslararası gümrük kurallarından doğan güçlükleri en aza indirgemek ya da tümüyle ortadan kaldırmaktır. Ticaret blokların oluşmasını sağlayan belirli başlı adımlar vardır. Bunlardan bir ya da birkaçının bir araya gelmesiyle ticaret blokları oluşur. Serbest ticaret bölgelerinin oluşturulması, ortak pazar kurulması, gümrük birliği ilan edilmesi ve son olarak da ekonomik ve parasal birliğe geçmek gibi adımlar sayılabilir.

Bağımsız Devletler Topluluğu-BDT (Commonwealth Of Independent States-CIS)

0

Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kuruluşu, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB)’nin dağılmak üzere olduğu döneme denk gelmektedir. Zaten topluluğun kuruluş amacı eskiden Sovyetler Birliği yönetimi altında bulunan ülkelerin tarihi ve kültürel bağlarını koruyarak, aralarındaki işbirliğinin sürmesini sağlamaktır.