Home Blog Page 220

Hollanda-Türkiye Krizinde Srebrenitsa Polemiği

 Hollanda ile Türkiye arasındaki diplomatik krize, Bosna Savaşı sırasında Serebrenitsa’da yaşananlar da eklendi. Bosnalı güvenlik uzmanı Cevad Galiyaşeviç, “Srebrenitsa, ancak şahsi çıkarların lehine olduğu zamanlar hatırlanıyor” dedi.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Ankara’da yaptığı konuşmada, 22 yıl önceki Srebrenitsa katliamı üzerinden Hollanda’yı eleştirdi.

 Erdoğan, “Biz Hollanda’yı ve Hollandalıları Srebrenitsa katliamından tanırız. Onların cibilliyetinin, karakterinin ne kadar bozuk olduğunu 8 bin Boşnak’ı orada nasıl katlettiklerinden tanırız. Bunları iyi biliriz, kimse bize medeniyet dersi ve medenilik dersi vermesin. Bu milletin alnı aktır, ama onların alnı kapkaradır” diye konuştu.

 Bosna Hersek Federasyonu içinde yer alan Sırp Cumhuriyeti’nden siyaset uzmanı Igor Gajiç, Erdoğan’ın konuşmasını değerlendirdi. Bu tür açıklamaların, Birleşmiş Milletler’in, Srebrenitsa’daki rolüne farklı açıdan bakılmasını sağlayabileceğini söyleyen Gajiç, “Srebrenitsa olaylarının, (Bosnalı Müslümanların lideri Aliya) İzzetbegoviç ile o dönemin ABD Başkanı Bill Clinton arasında NATO’nun çatışmaya dâhil olabilmesi için ‘ciddi bir suç’ olması gerektiğine dair yaptıkları anlaşmanın parçası olduğu biliniyor” diye konuştu.

 Öte yandan Bosnalı güvenlik uzmanı Cevad Galiyaşeviç, Sputnik’e verdiği mülakatta, Srebrenitsa katliamının ayrıntıları ile ilgili soruşturmanın henüz tamamlanmadığını, bu nedenle Ankara’nın bu konuyu gündeme getirmesinin önemli olduğunu savundu.

 Galiyaşeviç, Srebrenitsa olayı ile ilgili başta Fransız gizli servisinin, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’nün (UNPROFOR), (o dönemde Fransa Cumhurbaşkanı olan) Jacques Chirac’ın, Bill Clinton’un, Aliya İzzetbegoviç’in, Bosnalı Müslümanların o zamanki komutanı Naser Oriç’in ve Srebrenitsa’da konuşlanan Hollanda taburunun olayla olan ilişkisinin netleştirilmesi gerektiğini söyledi.

 Bosnalı uzman, “Bu, Srebrenitsa’da meydana gelen korkunç katliamı tartışmaya açma çabası değil, ancak bu suç sonuna kadar soruşturulmalı” dedi.

 Galiyaşeviç ise, Srebrenitsa’daki suçların Sırplar tarafından işlendiğini ve bu konuyu tartışan herkesin kendi kendine yalan söylemiş olduğunu belirtti. Uzman,  Srebrenitsa’da olanlardan kısmen oradaki Hollanda taburunun da sorumlu olduğunu, ancak Hollandalı askerlerin ‘zincirin en zayıf halkası’ olduğunu aktardı.

 Galiyaşeviç, “Bu sadece bazı küresel amaçları bulunan bir ticaret, Srebrenitsa, ancak şahsi çıkarların lehine olduğu zamanlar hatırlanıyor. Erdoğan her şeyden önce, dostları olan İzzetbegoviç hanedanı üyelerinin Srebrenitsa ile ilgili nasıl bir sorumluluk taşıdıkları sorusuna yanıt vermeli” ifadelerini kullandı.

Sündüs Adaş – BALKAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Avrupa Balkanlara Sırt mı Dönüyor?

 Avrupa Birliği (AB) liderleri prensip olarak, Balkan devletlerine kapıların açık olduğunu tekrarlamaya devam etseler de, gerçekte ne kısa dönemde ne de uzun dönemde herhangi bir genişleme görülmemektedir. Buna rağmen 16 Mart 2017 Perşembe günü 6 Balkan ülkesinin liderleri Sarayevo’da buluştular. Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’ın başbakanları bir araya gelerek AB süreçlerindeki reform hareketleri hakkında konuştular. Bazı yazarlar tarafından tarihi bir olay gibi görülse de, hiçbir konuda kesin sonuçlar alınamadı. Maalesef bu devletlerdeki siyasal, etnik, güvenlik ve sosyal sorunlara çözüm bulunamadı. Söz konusu sorunları Balkan liderleri halledemedikleri gibi Avrupa Birliği de müdahale olmak istemiyor.

 Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Üyesi Johannes Hahn, iyi den çok, kötü haberler vererek bu ülkelerdeki siyasal gerginlikleri ve etnik sorunları işaret etti. Daha da önemlisi, Hahn,: AB’nin bölgedeki sorunları çok iyi anladığını söylemekle birlikte A.B.D.’nin bölgeye yönelik siyasetini henüz bilmiyoruz, dedi.

 Bazı Avrupa liderleri Balkanlarda gerginleşen siyaset ortamının farkında olmalarına rağmen AB kurumları kendi iç sorunlarına yönelmiş ve dikkatini bölgeye çevirmemektedirler. Örnek olarak vermek gerekirse 1 Martta AB Komisyonundan geçen planda ne genişleme kelimesi geçmekte ne de Balkan devletlerinin isimleri.

 Bazı uzmanlar, AB olmadan Balkan devletleri yönlerini şaşırıp tekrar eski milliyetçi hayallerine geri dönebileceklerini vurguluyorlar.

Orhan İrfan – BALKAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Tillerson Olası Askeri Müdahale Konusunda Kuzey Kore’ye Keskin Bir Uyarı Gönderiyor.

 ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Trump yönetimi tarafından Kuzey Kore’ye verilen en sert uyarıyı Cuma günü yayınladı ve eğer Pyongyang’un Güney Kore ve ABD kuvvetlerini tehdit etmek için harekete geçerse askeri müdahalenin “masada” olacağını söyledi.

 Kore yarımadasını bölen Askersizleştirilmiş Bölgeyi ve Güney Kore’de konuşlandırılmış 28.500 Amerikan askerini ziyaret ettikten sonra Seul’de konuşan Tillerson, eski Başkan Barack Obama’nın Pyongyang’ın nükleer ve füze programlarına yönelik “stratejik sabır” politikasının bittiğini söyledi.

 Tillerson gazetecilere verdiği basın toplantısında “Yeni güvenlik ve diplomatik önlemleri araştırıyoruz, tüm seçenekler masada” dedi.“Tabii ki, herhangi bir şeyin askeri bir çatışmaya girmesini istemiyoruz” dedi ve askeri harekât olasılığı sorulduğunda da şunları söyledi: “Silah programının tehdidini, eylem gerektiren bir seviyeye yükselttiysek, bu seçenek masanın üstünde.” Diyerek sözlerine devam etti.

 Ayrıca Cuma günü Trump, Kuzey Kore’nin “çok kötü davranıyor” olduğunu ve Çin’i, Kuzey’in silah programları üzerindeki krizi çözmek için çok az şey yaptığını söyledi.

Betül Cengiz – APAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

 

 

Kuzey Kore’ye Karşı Saldırı Drone’ları

 Kuzey Kore’nin yapılan tüm tepkilere rağmen sürdürmeye devam ettiği balistik füze denemelerine karşı ABD saldırı dronelarını Güney Kore’ye yerleştirmeye başladı. Artan tehditlerle mücadeleye yardımcı olması için ABD saldırı dronelarını kalıcı olarak Güney Kore’ye vereceğini açıkladı. Yapılan açıklamada ‘Gray Eagle’ adlı insansız hava sistemine bağlı saldırı droneu Güney Kore’nin Başkenti Seul’ ün 180 km güneyinde bulunan Kunsan Hava Üssünde konuşlandırılacağı belirtildi.

 Geçtiğimiz haftalarda ABD tarafından Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunması (THAAD) anti-füze sisteminin Güney Kore’ye yerleştirilmeye başlaması tartışma konusu olmuş ve başta Kuzey Kore ve Çin olmak üzere Rusya’da bölgedeki sorunların daha da içinden çıkılmaz bir hal alabileceğini duyurmuştu. ABD’nin bölgenin güvenliği, istikrarı ve ekonomik refahını korumak ve ABD’nin çıkarlarını korumak için Asyalı müttefiklerinin güvenliği açısından caydırıcılık yaratmak istediği biliniyor.

Büşra Cansel Dalkılıç – APAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Çin Japonya’nın Güney Çin Denizine Karışması Durumunda Sert Şekilde Yanıt Vereceğini Bildirdi

 Çin Salı günü eğer Japonya Güney Çin Denizinde bir sorun çıkarırsa sert şekilde yanıt vereceğini Japonyanın tartışmalı sulara savaş gemisi göndereceğini öğrendikten sonra söyledi.

 Savaş gemisi Izomo, 2yıl önce Malabarda bulunan Hindistan ve Birleşmiş Devletler denizcilik egzersizinden önce Singapur, Endonezya, Filipinler ve Sri Lankaya, ziyaretler düzenlemek için görevlendirildi.

 Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hua Chunying, basın toplantısında  “Japonya yanlış eylemlerde bulunmaya devam ederse ve hatta Çin’in egemenliğini ve güvenliğini tehdit eden askeri müdahaleleri düşünürse … Çin kaçınılmaz olarak hassas tedbirler alacaktır” dedi.

 Japonya’nın suları konusunda herhangi bir iddiası bulunmamakla birlikte Doğu Çin Denizi’nde Çin ile ayrı bir deniz ihtilafı söz konusudur. Çin düzenli olarak, anlaşmazlığın, hak talep etmeyenlerin müdahalesi olmaksızın çözülmesi gerektiğini belirtmektedir.

 Pekin, Güney Çin Denizi’ndeki çatışmadan kaçınmayı amaçlayan bir dizi kural üzerinde anlaşmaya 2010 yılından beri Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği’nin 10 üyesiyle konuşmakta.

 Çarşamba günü Çin parlamentosu yıllık toplantısının bitiminde düzenlenen basın toplantısına katılan Çin Başbakanı Li Keqiang, Çin’in istikrar sağlamak için davranış kuralları müzakerelerini ilerletmeyi umduğunu söyledi.

Şeyma Yarımbaş – APAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Türkmenistan ve Katar, Enerji, Havacılık, Metoroloji, Çevre Koruma İşbirliği Anlaşmaları İmzaladı.

 Türkmen Cumhurbaşkanı Gurbangulu Berdimuhamedov ve Katar Devleti Emiri Tamim Bin Hamad Al-Hani, Doha’da gerçekleştirilen Türkmen – Katar üst düzey görüşmelerin oturum aralarında 15 Mart’ta bir dizi işbirliği anlaşması imzaladılar.

 İmzalanan belgeler arasında Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü ile Katar Devletinin Diplomasi Enstitüsü arasında Diplomatların Eğitimi için İşbirliği Mutabakat Zabıtını da yer alıyor.

 Devlet Ulusal Servisi Türkmen havayolaryası ve Katar Devletinin Sivil Havacılık Dairesi Mutabakat Muhtırası imzaladı.

 Bir diğer imzalanan işbirliği belgesi, biyoçeşitlilik ve çevre koruma konusundaki işbirliği Anlayışı Mutabakat Zaptıdır.

 İki ülke arasındaki üst düzey görüşmelerde taraflar, Türkmenistan ve Katar arasındaki stratejik ve uzun vadeli ortaklığı görüştüler.

 Türkmenistan, ekonomi, bilim ve eğitim, enerji ve spor alanlarındaki gelişmeler konusunda Katar deneyimini incelemekle ilgilendiğini belirtti. Her iki taraf ticaret ve ekonomik işbirliğinin genişlemesi ve ticaret cirosunun çeşitlendirilmesi için muazzam fırsatları vurguladı. Taraflar, yakıt ve enerji alanında işbirliği yapmaları konusunda anlaştılar.

Feyza Nur Atabay – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

IMF’de Bir Kişiyi Yaralayan Bombalı Zarfın Kaynağı Yunanistan

 Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Paris’teki binasında bugün patlayan bombalı zarfın kaynağının Yunanistan olduğu açıklandı.

 Fransa’daki savcılık bürosunun “kalıntılarda Yunan pulları bulduk” duyurusunun ardından Yunanistan Kamu Düzeni Bakan Yardımcısı Nikos Kostas da zarfın Yunanistan’dan gönderildiğini belirtti. Kostas, zarfın üstünde gönderici olarak ülkedeki sağcı muhalefet partisi Yeni Demokrasi’nin üst düzey politikacısı Vassilis Kikilias’ın adının yazdığı, adres olarak belirtilen yerin ise kullanılmayan bir ofis binası olduğunu söyledi.

 Bugün gerçekleşen saldırıda patlayıcı düzenekli zarfı açan IMF çalışanının elinden ve yüzünden yaralanması sonrası ofisin bulunduğu bina boşaltılmış, IMF Başkanı Christine Lagarde, Fransız yetkililer ile birlikte çalıştıklarını ve kınadıkları olayı soruşturduklarını söylemişti.

 Yunan anarşistler Schaeuble’ye bombalı zarf göndermişti

 Çarşamba günü de Almanya’nın başkenti Berlin’de Maliye Bakanlığı’na patlayıcı madde içeren bir zarf gönderilmişti. Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’ye gönderilen zarfın, “ciddi yaralanmaya” yol açacak şekilde düzenlendiği açıklanmıştı. Ateş Hücreleri Komplosu isimli anarşist bir Yunan örgüt, Alman bakana gönderilen zarfı üstlenmişti. O zarfın üzerinde de Yeni Demokrasi Başkan Yardımcısı Adonis Georgiadis’in adı yazıyordu.

 2008 yılında ortaya çıkan ve Yunanistan’da daha önce çok sayıda bombalı saldırı düzenleyen örgütün, 2010 yılında Almanya ve İtalya’daki AB binalarıyla Yunanistan’daki yabancı elçiliklere bombalı paket göndermesi üzerine, ABD Ateş Hücreleri Komplosu’nu 2011 yılında terör örgütleri listesine almıştı.

Hande Kutlu – BALKAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

 

Türkmenistan Cumhurbaşkanı ve Katar Eğitim, Bilim ve Sosyal Kalkınma Fonu Başkanı, İşbirliğinin Yönlerini Tartışıyor

 Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguly Berdimuhamedov, Katar’ın Eğitim, Bilim ve Sosyal Kalkınma Fonu (Katar Vakfı) Şeyh Hind Bint Hamad Al-Thani ile toplantı yaptı. Konuk, Türkmen Lideri tebrik etti.

 Katar Vakfı ile “insan potansiyeline” yapılan yatırımlar ve yenilikçi eğitim modelinin oluşturulması ile ilgili birçok projeye sahip olan ortaklığın fırsatları hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Cumhurbaşkanı Gurbanguly Berdimuhamedov, Türkmenistan’ın özellikle Arapça konusuna büyük önem vermesi nedeniyle bu konuda eğitim alanının genişletilmesi gerektiğini belirtti. Devlet başkanı, Türkmenistan’ın, Katar’ın ülkedeki ünlü uluslararası üniversitelerin şubelerini kurma tecrübelerinden ilham aldığını da belirtti.

 Cumhurbaşkanı Gurbanguly Berdimuhamedov, Türkmenistan’daki tıp merkezleri ile Katar’daki tıp merkezleri arasındaki ilişkilerin genişlemesi için konuştu. Cumhurbaşkanı, Katar Vakfı heyetini, ayrıca özel projeleri hakkında ayrıntılı bir tartışma için Türkmenistan’ı ziyaret etmeye davet etti.

Şeyma Doğan – AVRAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Rusya, Mısır’a 20 Milyon Dolarlık Sanayi Bölgesi Açıyor.

 Rus işadamı ve Moskova Teknokentin Genel Müdürü İgor İvaşenko, Mısır’ın Başkenti Kahire’de düzenlenen proje sunumu sırasında, “Projenin özel yatırımcıların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. Başta lojistik olmak üzere birçok alandan yatırımcılar şimdiden bu projeye ilgi gösteriyor” diye açıkladı.

 Port Said kentinin doğusunda yer alacak sanayi bölgesi projesinin özel yatırımlar sayesinde 3 aşamada hayata geçirileceğini anlatan İvaşenko, Kahire’de sanayi altyapısının yanında, yaşam için tüm koşullar yaratılacağını, yerleşim ve dinlenme bölgeleri yapılacağını belirten sözlerine projenin büyük oranda Mısırlılar için yapıldığını da ekledi. Ayrıca İvaşenko, çoğu yerel sakinler olmak üzere 25 bin kişiye istihdam sağlanacağını belirtti.

 Mısır’daki sanayi bölgesine yatırım yapacak şirketlere garantiler ve avantajlı kredilerin sağlanacağını açıklayan Rusya İhracat Merkezi Başkanı Pyotr Fradkov, daha fazla Rus-Mısır ortak projelerin oluşturulması ve bu projelere üçüncü tarafların çekilmesi gerektiğini söyledi.

Esra Değirmencioğlu – AVRAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

“Osmanlı’dan Günümüze Cezayir-Türkiye İlişkileri Sempozyumu” Düzenlendi

 Türkiye’nin Cezayir Büyükelçiliği, Cezayir Kültür Bakanlığı ve Afrika Araştırmaları Merkezi (AFAM) işbirliği ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TIKA) tarafından ‘Uluslararası Osmanlı’dan Günümüze Cezayir-Türkiye İlişkileri Sempozyumu’ düzenlendi.

 Geçmişi 500 yıl öncesine dayanan, 300 yıldan fazla ortak tarihi bulunan Türkiye ve Cezayir ilişkileri ivme kazanarak gelişmeye devam ediyor. İki ülke arasında gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetler ile geçmişten gelen bağların perçinlenmesine, unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş ortak gelenek ve göreneklerin yaşatılmasına ve ortak geleceğin inşasına katkıda bulunuluyor. Bu kapsamda Türkiye’nin Cezayir Büyükelçiliği, Cezayir Kültür Bakanlığı ve AFAM işbirliği ile TİKA tarafından 11-12 Mart 2017 tarihlerinde “Uluslararası Osmanlı’dan Günümüze Cezayir-Türkiye İlişkileri Sempozyumu” düzenlendi. Cezayir Kültür Bakanı Azzeddin Mıhoubi’nin açılış konuşmasını yaptığı ve Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi Mehmet Poroy, Cezayir Milli Arşivleri Genel Müdürü Abdelmadjid Chıkhı ile vatandaşların katıldığı sempozyumda Türk ve Cezayirli 24 akademisyen ve araştırmacı bildirilerini sundu. 5 oturumdan oluşan sempozyumda, Osmanlı döneminde Cezayir’deki dini yaşantıdan mimariye, sanattan tarihe, yönetimden kültürel değerlere varıncaya kadar birçok konuda bildiriler sunuldu.Sempozyumun en ilgi çekici konuklarından biri de Adana’da yaşayan Cezayir asıllı Türk vatandaşlarını temsilen katılan emekli öğretmen Ahmet Taş oldu. İki ülke kültürünün ortak noktalarına ve Adana’da hâlâ yaşatılmakta olan Cezayir’e ait gelenek ve göreneklere dair örnekler veren Taş, halasının sesinden dinlettiği Cezayir lehçesiyle söylenmiş ve Fransız işgaline karşı yakılmış ağıt ile salonda duygusal anlar yaşattı.

 Sempozyumda ayrıca Osmanlı dönemine ait birçok yazılı eseri bulunan, aynı zamanda Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Türk Tarih Yüksek Kurumu üyesi olan Cezayirli tarihçi merhum Prof. Dr. Moulay Belhamıssı için bir anma töreni düzenlendi. Yakın arkadaşı ve bir diğer Osmanlı dönemi tarihçisi Prof. Dr. Nasreddin Saıdouni’nin yaptığı anma konuşmasının ardından Cezayir Büyükelçisi Mehmet Poroy tarafından merhum profesörün ailesine bir şükran plaketi sunuldu. Sempozyum Türk ve Cezayirli akademisyen ve araştırmacıların ortak hazırladığı sonuç bildirisinin sunulması ve katılım sertifikalarının dağıtılması ile son buldu.

Atiye Selin Dursun – AFRAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak: