Home Blog Page 206

Afgan Mülteciler, Finlandiya’dan AB’nin Anlaşmasını İptal Etmesini İstiyor

 Finlandiya’daki bir dizi Afgan sığınmacı Cumartesi günü Afganistan’daki mültecilerin Avrupa ülkelerinden zorla sınır dışı edilmesine karşı protesto gösterileri düzenledi ve Finlandiya hükümetinin Afganistan’ın Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı göçmen anlaşmasını iptal etmesini istedi. Geçtiğimiz yıl, düzensiz göçü önlemek için Afganistan ile Avrupa Birliği – Ortak Geçiş Yönünde Anlaşma – imzalandı.

 Finlandiya’daki bir Afgan göçmeni Sadiq Behzoç, “Finlandiya’daki göçmenlik bürosu, amatör tercümanlardan ve çalışanlardan dolayı sığınma davalarını kabul etmede sorun yaşadığını kabul ediyor “dedi.

 Başka bir Afgan mülteci Abdul Jalil Husaini,”Neyse ki, bir grup Finlandiyalı vatandaş bu eylemde bize katıldı ve bize yardım ediyorlar. Bu protesto, son 21 gün boyunca devam ediyor ve her gün bu eylemde bize katılan yeni insanlara tanık olduk “dedi.

 Birleşmiş Milletler Afganistan’da yüksek sivil kayıplar hakkında bir rapor yayınladı. Raporlar, Almanya’daki Afgan mültecilerin yüzde 55’inin sığınma hakkı verildiğini ve kalan yüzde 45’inin Afganistan’a gönderileceğini gösteriyor.

 Mülteciler ve Geri Dönüş Bakanlığı’na göre, 2000’den fazla Afgan vatandaş şimdiye kadar Finlandiya’da sığınma başvurusunda bulundu. Afganistan bakanlığının verilerine göre, geçtiğimiz yıl, 40.000 Afgan Almanya’ya sığınma talebinde bulundu ve 60.000 kişi diğer Avrupa ülkelerinde de aynı şekilde başvurdu.

Feyza Nur Atabay – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Mali’de Barış Anlaşması Görüşmeleri Sonlandı

 Mali’de düzenlenen Barış konferansında Mali Hükümeti’nin, Birleşmiş Milletler Barış Güçlerine, Fransız askerlerine ve Mali’ye saldırılar düzenleyen iki radikal islam örgütleriyle görüşmelere başlaması kararı alındı. Bir hafta süren konferans, Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’nın himayesinde düzenlendi.

 Alınan kararda bahsi geçen islamcı grupların liderleri Amadou Koufa bir Fulani cihad grubu olan Macina Kurtuluş Cephesi lideri ve Tuareg İslamcı grup Ansar Dine’nin lideri İyad Ag Ghali’dir.

 Ag Ghaly, Mali birliklerine saldırı düzenleyen İslamcı bir örgüte başkanlık yapıyordu ve 2012 yılında  bazı illerde katı İslami düzenlemeleri uygulamak için ülkenin kuzeyinde isyanı düzenleyen militan bir grup olan Ansar Dine’nin başındaydı.

 Amadou Koufa, Mali’nin Fulani topluluğundan Ag Ghaly ile güçlü bağları olan radikal bir örgüt olduktan sonra, İslam ve Müslümanları Destekleme Grubu olarak bilinen ittifaka katıldı.

 Konferansta alınan ortak kararda ülkenin kuzeyindeki aşırı islamcı örgütlerle pazarlık yapılması gerektiği ve 2015’de imzalanan, bölücü ayaklanmaları bastırması hedeflenen Barış Anlaşması’nın uygulamaya geçilmesi yönündedir. Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita, kapanış konuşmalarında bir uzmanlar komitesinin kuzey seçenekleri ve birlik antlaşması taslağının hazırlanması ve ulusal uzlaşma ile ilgili olarak görevlendirileceğini söyledi.

 Uzun yıllar sürmekte olan  barış görüşmeleri hala devam etmesine rağmen Mali Cumhuriyeti henüz bir yol kat edememiş gözükmekte ve ülke içerisinde çatışma, çeteleşme ve yoksulluk sürmektedir.

İrem Günsu Selvi – AFRAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Irak Başbakanı İbadi: Kerkük’te Kürt Bayrağını İndirin.

 Irak Başbakanı Haydar İbadi, Kerkük kent yetkililerine ulusal birlik çağrısı yaparak kente çekilen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağının indirilmesini istedi. İbadi, bir çok farklı etnik ve dini toplumun birarada yaşadığı Kerkük’de  halka barış içinde ve birarada yaşama çağrısı yaptı.

 Kerkük’ün yerel yönetimini oluşturan il meclisi’nin 28 Mart’ta kentteki resmi binalara Irak federal bayrağının yanısıra Kürdistan bölgesi bayrağını çekme kararını onayladığı biliniyor.

 Teklifin görüşüldüğü oturumu Kerkük il meclisinde yer alan 16 Arap ve Türkmen temsilci boykot etme kararı almıştı.

 Başbakan İbadi devlet televizyonundan yayımlanan haftalık basın toplantısında Kerkük Valisi Necmeddin Kerim’e bayrağı indirmesine yönelik çağrı  yaptı ve “Ben bütün Iraklıların başbakanı, siz Kerkük’ün valisisiniz. Bir gruptan yana taraf tutar ve sırtınızı diğer gruplara çevirirseniz bu bir başarı değildir” diye konuştu.

 Başbakan İbadi ayrıca bu kararı reddetmelerinin nedeni olarak  kentte bir çok ulus, etnik köken, din ve mezhepten toplumun birlikte yaşadığını vurgulayarak  Kentin Irak’ta ve bölgede farklılıklarla bir arada yaşamanın örneği olmasını istedikleri için bu tek yanlı kararı reddettiklerini kabul etmeyeceklerini açıkladı.

 İbadi bütün Iraklıların IŞİD’e karşı birlikte mücadele ettiğini söyledi ve şu an birliğe her zamankinden daha çok ihtiyaclarının olduklarını yineledi.

Selen Ebru Tandırcı – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

İran’dan İkiyüzlü “Suriye” AÇIKLAMASI

 İran Dişişleri Bakanlığından ‘İdlib’de kimyasal silah’ kullanılmasına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Ailelere başsağlığı dilenen açıklamada, Esed rejimine ses dahi çıkartılmaması dikkatleri çekti.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bahram Kasımi Suriye’nin İdlib kentinde ‘kimyasal silah kullanımı’ ile ilgili yaptığı açıklamada, faciadan dolayı, olayda hayatını kaybeden mazlum insanların ailelerine taziye dileklerini ileterek, İran’ın söz konusu faciada yaralananların kabulü ve tedavileri için hazır olduğunu bildirdi.

 Kasımi, Faillerinin ve kurbanlarının kim olursa olsun, her türlü kimyasal silah kullanımını kınıdıklarını belirtti. Kasımi, sözlerine Suriye krizinde bu gibi dehşet verici facialara yol açan kimyasal silah kullanımı ilk kez yaşanmıyor. Çifte standartlar, ön yargıdan kaynaklanan kara propaganda ve siyasi amaçlara ulaşmak doğrultusunda iftira atmak için bir araç bulmaya çalışmak gibi konular da bu tür eylemlere karşı ciddi adımların atılmasını engelliyor şeklinde devam etti.

 Ek olarak İran’ın Esed rejimi’nin kimyasal silahlardan arındığını düşündüklerini belirtti.

 Suriyede terörist guruplarca kimyasal silahların nakli, kullanımı ve depolanmasının geçmişi vardır şeklinde konuşan İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kasemi, konuşmasının devamında, İran İslam Cumhuriyeti, Suriye hükümetinin olumlu işbirliği ve UN ve OPCW’nin ortak temsilcisinin denetimi çerçevesinde kimyasal silahlardan arınmasına rağmen terör örgütlerinin bu tür silahlardan arınmasının gerektiğine kayıtsız ve duyarsız kalmasının Suriye’nin kimyasal silahlardan arınma süreci önünde büyük bir engel oluşturduğunu söyledi.

Ve olayın hedeflerinden birtanesinin de Suriyede siyasal sürece darbe indirmek olduğunu konuşmasında vurguladı.

Selen Ebru Tandırcı – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Lenin’in Zaferi

 İsmini Ekim Devrim’i lideri Lenin’den alan  sosyalist  aday  Lenin  Moreno  %51,1 oy alarak Ekvador Devlet  Başkanı  seçildi. Oyların  %48,9’unu alan  muhafazakar aday Guillermo Lasso, Twitter hesabından yaptığı “Biz aptal değiliz ve Ekvador halkı da değil.” açıklaması ile oyların tekrar sayılmasında yönünde itirazda bulundu. Açıklama sonucunda bazı bölgelerde Lasso  destekçileri  ve polis arasında çatışmalar çıkmasına rağmen oy sayımının tekrarlanması talebi reddedildi.

 Lenin Moreno, 1998 yılında gerçekleşen bir soygun sırasında sırtından vurulması sonucu yaşadığı felç ile dünyanın tek belden aşağısı felçli devlet başkanı oldu. Moreno’nun zaferi Latin Amerika’daki sosyalist hükümetlerin sonbaharını bitirirken öte yandan ABD’ye iade edilmemek için 2012’den bu yana Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’ne sığınmış olan WikiLeaks kurucusu Julian Assange tarafından da sevinçle karşılandı. Lasso’nun açıklamaları seçilmesi halinde Assange’in sığınmasının iptal edilmesi yönündeydi.

Çağla Avcıoğlu – LATAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Cezayir Fransa’dan Osmanlı Dönemine Ait 600 Belge Aldı

 Cezayir yönetiminin, Fransa’da yapılan bir açık artırmadan Osmanlı dönemine ait el yazması kitap ve harita gibi 600 tarihi belge aldığı bildirildi.

 Cezayir yönetiminin, Fransa’da yapılan bir açık artırmadan Osmanlı dönemine ait el yazması kitap ve harita gibi 600 tarihi belge aldığı bildirildi. Cezayir Kültür Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Cezayir, 31 Mart’ta Fransa’nın Toulouse kentinde yapılan açık artırmada sergilenen ülkedeki Osmanlı dönemine ve Fransız işgalinin ilk yıllarına ait 600 tarihi belgeyi aldı.” denildi. Söz konusu belgeler arasında el yazması eserler, fotoğraflar, haritalar ve nadir kitapların bulunduğu belirtilen açıklamada, Fransız kurumları ve yabancı koleksiyonerlerin katıldığı açık artırmanın çekişmeli geçtiği ifade edildi.

 Açıklamada, üst düzey yetkililerin belgelerin arşive döndürülmesi için harcadığı çabalar ve araştırmacıların kolektif hafızanın zenginleştirilmesi için yaptığı araştırmalar kapsamında bu adımın atılabildiği kaydedildi. Cezayir, 300 yıldan uzun süre Osmanlı hakimiyetinde kaldıktan sonra 1830’dan itibaren Fransız işgaline uğramış, 1962’de ise bağımsızlığına kavuşmuştu. Fransız sömürge yönetimi, ülkeden çekilirken on binlerce arşiv belgesini de götürmüştü.

 Fransa ile Cezayir 2009’da arşiv belgelerinin Cezayir’e teslimiyle ilgili bir mutabakat imzalamış, ancak anlaşma, belgelerin kopyalarının teslim edilmesiyle sınırlı kalmıştı.

Büşra Ağralı – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

GERB 3. Hükümetini Kurma Peşinde

 26 Mart seçimlerini yüzde 33.4 oranla ilk sırada tamamlayan merkez-sağ parti GERB, 3. Hükümetini kurma yolunda ilerliyor. Koalisyon ortağı Birleşmiş vatanseverler ile 4 nisan Salı günü görüşmelere başladı. Delyan Dobrev görüşmeler sonrasında başbakan kimin olacağı hakkında hiç şüphe yok diyerek, Boyko Borisov’un 3. Hükümette de bu görevi üstleneceğini belirtti. Birleşmiş vatanseverler ile toplam milletvekili sayısı 122 olduğundan toplam 240 milletvekili olan Bulgaristan parlamentosunda hükümet kurmak için kafidir.

 Henüz kesin bir sonuca varılamayan müzakerelerde kesin olan daha geniş bir koalisyon yapılmayacağıdır. Bizzat Borisov açıklamasında kurulacak hükümette seçimlerde 2. Parti olan sosyalistlere yer olmadığının altını çizdi. Ayrıca, milliyetçilerden de oldukça memnun olduğunu ve birlikte 4 yıllık bir yönetime imza atacaklarına hiç şüphe bulunmadığını da ekledi. Meclise giren diğer partilerin de desteklerini beklediğini söyleyen Borisov, bakanlıklar hakkında henüz bir uzlaşı olmadığını belirtti.

 GERB’in milliyetçiler ile hükümet kurmasına hiç sıcak bakmayan Avrupa Birliği Parlamentosundaki GERB dostları açık açık memnuniyetsizliklerini dile getirdiler. Joseph Daul başta olmak üzere, böyle bir koalisyonun kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Orhan İrfan – BALKAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

 

BM İnsan Hakları Uzmanları Küba’da

 BM İnsan Hakları Konseyi üyesi ve insan kaçakçılığı konusunda özel raportör Maria Grazia Giammarinaro Pazartesi günü Küba’ya hareket edecek. 10 yıldan sonra BM tarafından yapılan ilk ziyaret olması nedeniyle bu gelişme önemli görülüyor.

 Küba Dış İlişkiler Bakanlığı ziyaretin Küba hükümetinin daveti üzerine gerçekleştiğini açıkladı.

 Havana, Matanzas ve Artemisa ‘ya yapacağı ziyaretler sırasında Giammarinaro, hükümet yetkililerinin yanı sıra insan kaçakçılığına karşı savaşan sivil toplum örgütleriyle de görüşecek. Giammarinaro’nun ön bulgularını 14 Nisan’da Havana Uluslararası Basın Merkezi’nde yapacağı basın toplantısında paylaşması bekleniyor ve önerileri de BM İnsan Hakları Konseyi Haziran 2018 raporunda yayınlanacak.

 Giammarinaro, insan kaçakçılığıyla mücadele konusunda uzun bir geçmişe sahiptir ve insan kaçakçılığını önleme, kaçakçılıkla mücadele ve kaçakçılık mağdurlarını korumaya yönelik Avrupa Birliği direktif taslağını hazırlamıştır.

 İnsan kaçakçılığıyla mücadele, Obama yönetimi döneminde Amerika Birleşik Devletleri ve Küba arasında başlatılan diyalog konularından biridir.

Bilge Nur Karaali – LATAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak:

Kosova’da Türk Vatandaşları Sandık Başına Gitti

 Kosova devletinin tek Başkonsolosluğu olan Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosluğu’nda Kosova saati ile sabah 09:00’da başlanılan oy işlemlerinin akşam 21:00’e kadar devam edeceği belirtildi.

 Geçtiğimiz yıl hizmete geçen Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosluğu’nda ilk kez Türk seçmenler sandık başına gitmiş oldu. Sabah erken saatlerden itibaren kayıtlı seçmenler oy kullanmak için Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosluğu kapısı önünde kuyruk oluşturmaya başladı. 1-A numaralı sandıkta oyunu kullanan Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosu Selen Evcit, Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosluğu’nda ilk kez seçmenin oy kullandığını belirtti. Oyunu kullanan Kosova Türk Adalet Partisi – KTAP Genel Başkanı ve Kosova’nın tek Türk belediyesi olan Mamuşa Belediyesi Başkanı Arif Bütüç’te; ‘herkes için tarihi bir gün güçlü bir Türkiye güçlü Balkanlar ve güçlü Kosova demek. Her zaman Türkiye’nin yanındaydık ve olmaya da devam edeceğiz’ şeklinde konuştu.

 Kosova’nın güney bölgesinde Prizren’de görevli Türk subayları da oyunu kullanmak için sandık başına geldi. Kosova’da 1999 yılından bu yana KFOR barış gücünde görevli 200’e yakın Türk askeri de, konuşlu oldukları Prizren’deki Türk Başkonsolosluğu’nda oylarını kullanmak için askeri servislerle geldiler. Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanı Albay Mustafa İhsan Tavazar da Türk subaylarıyla birlikte oyunu kullandı.

Murat Tekinok – BALKAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak: 

Kimyasal Silah Kullanımı Tartışması.

 Suriye’nin İdlib bölgesindeki saldırılarda kimyasal silah kullanıldığı ve 20’si çocuk 72 kişinin zehirli gazlardan hayatını kaybettiği haberleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin olağanüstü oturumunda ele alındı.

 Toplantının açılış konuşmasını yapan BM Silahsızlanma İşleri Yüksek Temsilcisi Kim Won-soo, doğrulandığı taktirde, İdlib’deki saldırının Ağustos 2013’te Guta’da yaşanan saldırıdan sonraki en büyük kimyasal silah saldırısı olacağını söyledi. Guta’daki saldırıda yüzlerce kişi ölmüştü.

 Muhalif gruplara yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, saldırıda sarin gazının kullanıldığını ve saldırıyı Suriye ordusu ya da Rus hava kuvvetlerinin düzenlediğini belirtiyordu.

 Rusya Savunma Bakanlığı ise açıklamasında İdlib sınırları içinde bulunan Han Şeyhun kasabasındaki bir cephaneliğin hedef alındığını, cephanelikte bomba ve mayın yapımında kullanılan zehirli gazların bulunduğunu söyledi.

 Türkiye’den gelen açıklamalarda da saldırının kimyasal saldırı olduğu ifade edildi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “İdlib’te düzenlenen saldırının bir kimyasal saldırı olduğuna dair bizde bulgular mevcut. Dün itibarıyla İdlib’ten 30 kişi tedavi için Türkiye’ye getirildi” dedi.

 Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İdlib’teki kimyasal saldırı iddialarının örgütü alarm durumuna geçirdiğini açıkladı. WHO, bunun, 2013 yılında Suriye’nin Guta şehrindeki saldırıdan sonra en dehşet verici kimyasal saldırı olduğunu belirtti. WHO açıklamasında, “Bazı vakaların, sinir gazı içeren organik fosfora maruz kaldığını gösteren bulgular var” denildi.

Sefa Yardım – ORTAM Stajyer

Editör – Ayşe Enise Muş

Kaynak: