Home Blog Page 186

Mısır’da İdamı Azaltın Çağrısı

Mısır’da devlete bağlı İnsan Hakları Ulusal Konseyi, ülkede sivillere yönelik idam cezalarının kaldırılması yönünde çağrıda bulundu. Mısır’da son idamlarla birlikte Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi iş başına geldikten sonra idam edilenlerin sayısı 27’ye yükselmişti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell ise örgütün Cenevre Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında son haftalarda Mısır’da 20 kişinin idam edildiğini belirtti.

Throssell, Sina Yarımadası’nda meydana gelen terör saldırıları nedeniyle yargılanan ve haklarında idam kararı verilen 15 mahkûmun 26 Aralık’ta idam edildiğini anımsatarak, 2 Ocak’ta da 5 kişinin İskenderiye’de idam edildiğini söyledi. Sözcü, idam edilen 5 kişinin dördünün Kefr eş-Şeyh stadyumu yakınlarında 15 Nisan 2015’te meydana gelen patlamadan sorumlu tutulan mahkûmlar olduğunu aktardı.

Sivillerin yalnızca istisnai durumlarda askeri veya özel mahkemelerde yargılanması gerektiğini düşünen Throssell, Mısır’daki askeri mahkemelerdeki adil yargılamaya ilişkin ciddi kaygıları olduğunu vurguladı. Throssell, Mısır hükümetine idam cezalarına ilişkin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunarak, aynı ihlallerin tekrarlanmaması uyarısında bulundu.

İnsan Hakları Ulusal Konseyinin Başkanı Muhammed Fayık, son dönemde askeri mahkemelerde yargılanan çok sayıda sivilin peş peşe idam cezasına çarptırılması nedeniyle bir yazılı açıklama yaptı. Konseyin idam cezalarının azaltılması, bu cezanın sivil mahkemelerce ve sadece ağır suç işleyenlere verilmesi şeklindeki tavrını daha önce pek çok vesileyle ifade ettiklerini vurguladı.

Ülkede haklarında nihai hüküm bulunan yaklaşık 30 idam mahkûmu dışında ilk derece mahkemelerinin verdiği idam cezalarının sayısı hakkında resmi veri bulunmamakla birlikte BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin başını çektiği insan hakları örgütleri, ülkede idam cezasına çarptırılan yüzlerce kişi olduğunu belirtiyor.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

 

Türkiye Somali Arasında Ekonomik İşbirliği

Başbakan Yardımcısı Akdağ ve Somali Başbakan Yardımcısı Mahdi Mohammed Gulaid, Karma Ekonomik Komisyon 1. Dönem Toplantı Protokolü’nü imzaladı. Ekonomi Bakanlığı’nda gerçekleşen protokol imza töreninde konuşma yapan Akdağ, Somali ile ticari ve ekonomik ilişkilerin daha ileriye taşınmasını arzuladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bugüne kadar Somali’ye 3 defa ziyaret gerçekleştirdiğini söyleyen Akdağ, “Devletimizle, milletimizle kardeş Somali halkının her şartta yanında olmaya devam edeceğiz. Her zaman kardeş ülke olarak gördüğümüz Somali ile mevcut ekonomik ve ticari ilişkilerimizi daha yüksek seviyelere çıkartmayı hedefliyoruz. Bugün ilkini gerçekleştirdiğimiz Karma Ekonomik Komisyon toplantısı bu sebeple çok önemlidir. Aramızdaki ticaret hacmi 2003 yılında 2 milyon dolardan 2016 yılında 120 milyon dolar seviyesine ulaştı. Amacımız, bu miktarı en kısa sürede 200 milyon dolara ulaştırmaktır. En kısa zaman ifadeleri yetersiz. En kısa zaman ne zaman? 2018 mi, 2019 mu? Gelin bunu 2018’de 200 milyon dolar olarak hedefleyelim” diye konuştu.

Türkiye ile Somali arasında imzalanacak olan Serbest Ticaret Anlaşmasının, ikili ticaretin artmasına mutlak katkı sağlayacağını söyleyen Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu anlaşma Somali’nin hassas ve öncelikli sektörlerini dikkate alarak Somali ürünlerini Türkiye pazarına tercihli girmesi sağlanacaktır. Yatırım ve müteahhitlik verilerine bu gelişmeler yansıyacaktır. Türk müteahhitleri bugüne kadar 117 ülkede 350 milyar dolar değerinde proje üstlenmişlerdir. Somali’de müteahhitlerimizin yaklaşık 76 milyar tutarında 4 projeyi üstlendiğini görüyoruz. Doğrudan yatırım olarak da 100 milyon doların üstünde Türk yatırımı bulunuyor. Bu miktarları arttırmak için bize düşen iş adamlarımız için uygun ve güvenli yatırım ortamı tesis etmektir. Türkiye-Somali Karma Ekonomik Komisyonu 1. Dönem Toplantı Tutanağının hazırlanmasında her iki ülkenin teknik heyeti yoğun çalışmalar yaptılar. İş birliği yapılabilecek sektörleri tespit ettiler, müteahhitlik, enerji, küçük ve orta ölçekli işletmeler, standardizasyon, tarım ve hayvancılık, balıkçılık, ormancılık, su, çevre ve şehircilik, turizm, sağlık, eğitim alanlarında iş birliği imkanlarını geliştirecek bir mutabakat metni oluşturdular. Yasal çerçevede yapmamız gerekenler var, daha önce imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki Ve Korunması Anlaşması, Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nı en kısa süre içerisinde yürürlüğe koymalıyız. 2016 yılında imzalanmış enerji ve madenler, elektrik, eğitim, yüksek öğretim, denizcilik ve tarım alanlarında iş birliği mutabakat zaptı var. Bunların da iç onay süreçlerini en kısa sürede her iki tarafında tamamlaması gerekiyor.”

Mustafa Nedim CAN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Tunus’ta Protestolar Devam Ediyor

Tunus’un Başkenti Tunus’ta geçen hafta başlayan hükümetin kemer sıkma politikasına karşı yapılan halk protestoları bu hafta da devam etmekte. Africanews’in son verilerine göre Kuzey Afrika’da meydana gelen bu protestolar karşısında yaklaşık 600 kişinin tutuklandığı belirtilmekte. Protestocular şimdi de bu tutukluların serbest bırakılmasını talep ediyorlar.

Hükümetin kemer sıkma önlemlerine karşı protesto yapmak için insanlar sokaklara dökülmüşlerdi. Geçen hafta barışçıl bir şekilde başlayan protestolar bu hafta yerini polis otomobillerine ve devlet memurlarına saldırıya kadar varan eylemlere bıraktı. Protestolar karşısında polis olaylara göz yaşartıcı gaz ile müdahalelerde bulundu ve son verilere göre yaklaşık 600 kişi tutuklandı.

Kemer sıkma politikası karşıtı göstericiler hükümetin nitelendirdiği 2018 bütçesinin revize edilmesini istiyorlar. Bütçede katma değer vergisi ve sosyal katkılarda bir artış ilan edilmesinin ardından zor durumda olan ailelerin refah umutları da son buldu. Aynı zamanda 2018’le birlikte mallarda fiyat artışları ve ithalat vergilerinde artış da gözlemlendi. Tüm bunların ardından halk protestolara başladı. Protestocuların BBC’ye verdiği bir demeç durumu şöyle özetlemekte: “Bizim taleplerimiz arasında öncelikle 2018 mali yasasının kaldırılması, temel malların fiyatlarının düşürülmesi, devlet kuruluşlarının özelleştirilmesinin tersine çevrilmesi, işsizler için sosyal güvenlik ve sağlık sigortası, sınırlı gelirli aileler ve yolsuzlukla mücadelede ulusal ve stratejik bir plan gibi talepler bulunmakta. Bu taleplere cevap vermezlerse, parlamentonun istifası çağrısında bulunacağız.”

Tunus Arap Baharının bıraktığı etkilerle 2011 yılındaki devrimden bu yana mücadele etmekte. Geçtiğimiz Aralık ayında bu gidişatın önüne geçmek adına Uluslararası Para Fonu, Tunus’a “acil eylem” ve “kararlı önlemler” alması gerektiğini söyledi. 2015’te ülkeye 2.9 milyar dolarlık bir kredi verilmişti. Ancak yine de Başbakan Chahed, bunun Tunuslular için zor bir yıl olacağını söyledi. Tunus Devlet İstatistik Enstitüsü, ticaret açığının Aralık ayında 15.592 milyar Tunus dinarına (6.25 milyar dolar) kadar genişlediğini gösterdi. İşsizlik, ulusal olarak yüzde 15’i aşıyor. Tunus Yatırım Bakanı protesto gösterilerine rağmen 2018 bütçesindeki kemer sıkma önlemlerini revize etmeyeceğini belirtti.

Suna AĞDUK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

 

Tika’dan Somali’ye Eğitim Desteği

TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) tarafından, Somali Bilimler ve Sanat Akademisi Merkezi’ne tadilat ve donanım desteğinde bulunuldu.

Somali’den yapılan yazılı açıklamaya göre Başkanlık, Somali’nin kültür, dil ve tarihini araştırmak üzere kurulmuş olan Somali Bilimler ve Sanat Akademisi’ne tadilat ve donanım desteğinde bulundu. Somali’nin merkezinde hükümet kurumlarının da bulunduğu, Villa Somali girişinde yer alan Bilimler ve Sanat Akademisi’nde yoğun bir şekilde, konferans ve eğitim toplantıları yapılıyor.

Destek projesi kapsamında 180 kişilik konferans salonuna yeni bir sahne yapıldı ve aydınlatma ve soğutma sistemleri yenilendi. Ayrıca konferans salonunun dışında kuruma ait diğer iki hizmet binasının iç ve dış boya işleri tamamlandı. Buna ilaveten kuruma elektronik ve büro malzemesi desteğinde bulundu.

Proje kapsamında yapılan teslim törenine Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçisi Olgan Bekar, TİKA Mogadişu Koordinatör Yardımcısı Ali Kurt, Somali Planlama Bakanlığı temsilcileri, Bilimler ve Sanat Akademisi yöneticileri ve çalışanları katıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Mogadişu Büyükelçisi Olgan Bekar yaptığı konuşmada; bilim, kültür ve sanat alanında ilerleme olmadan bir ülkenin normalleşmesinin mümkün olamayacağını ifade ederek, “Bilimler ve Sanat Akademisi’nin acil olan ihtiyaçlarının ve binaların altyapılarının yenilenmesinde TİKA’nın çok hızlı bir şekilde hareket ederek, çok kısa bir sürede projeyi tamamlayarak bu güzel ortamı sizlerin hizmetine sunmuştur.” dedi.

Mustafa Nedim CAN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Güney Afrika’da ANC Partisi’nin Lideri Ramaphosa: “Güney Afrika Yatırım İçin Açık”

Güney Afrika’da iktidar partisi olan ANC’nin yeni lideri Cyril Ramaphosa, ‘’ Güney Afrika yatırıma için açık’’ dedi. Güney Afrika’nın iktidar partisi, Afrika Ulusal Kongresi’ nin Devlet Başkanı Jacob Zuma ve Zuma’dan sonraki lider ise Cyril Ramaphosa, Güney Afrika’nın ekonomik büyümesini artırmak, yoksulluğun ortadan kaldırılması, birleşmeyi teşvik etmek ve hayat şartlarının daha iyiye götürülebilmesi için yatırıma açık olduğunu açıkladı.

Ramaphosa, Doğu Londra’da düzenlenen büyük bir miting alanında partinin himaye ve yolsuzluk yoluyla derin bir şekilde bölündüğünü söyledi. Ramaphosa, çağrıda bulunarak cumhurbaşkanının yerini alamadı. Fakat Zuma’nın görev süresinin 2019’daki seçimlere kadar uzayacağı ile ilgili bir durum planlanmıyor.

ANC ekonomisi zayıfladı ve yolsuzluk iddialarının ortasında kaldı, halk desteğini azalttı. Ramaphosa, ANC’nin 106. yılı için bir mitinge giderek seslendi. Liderlik savaşı, şiddetli siyasi çekişmeye neden olmuş ve 2019 seçiminden önce partinin bölünmesinden korkuyor. Konuşmasında Ramaphosa, “ANC’yi bölmeye çalışan insanlarla yüzleşmek” üzere birlik, yenilenme ve kültür değişikliği çağrısında bulundu. Irksal olmayan, cinsiyetçi olmayan, demokratik ve adil bir toplumun kurulmasının çağrısında bulundu. Konuşmanın büyük kısmı yolsuzluğa ve ekonomiye yönelikti.

Dış yatırım için bir çağrı yayınladı ve “sadece birkaç ayrıcalıklı birey ve aileye fayda sağlamak yerine ülkemizin bütün halkına fayda sağlayan bir ekonomi” inşa etmeyi taahhüt etti. Ramaphosa, parti konferansında üzerinde anlaşmaya varılan tazminatsız arazinin kamulaştırılmasını sürdürmeyi taahhüt etti. Ancak yetkili, bunun “ekonomik kalkınmayı ve tarımsal üretimi engellemeyecek şekilde” yapılması konusunda uyardı.

Fatma Nur KARANİS
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

 

 

Yunanistan İle Güney Kıbrıs’ın Ortak Pesco Kararı

Avrupa Birliği’nin 23 üyesinin ortak kararı ile NATO’ya alternatif olarak kurma kararı aldığı PESCO ortak savunmanın ilk adımı olarak görülüyor. Üniter savunma birliğine yönelik ilk adım, Daimi Yapısal İşbirliği’ne (PESCO) dair Ortak Beyan’ın imzalanmasıyla 14 Kasım 2017 tarihinde Brüksel’de atıldı. İmzacı devletler arasında Yunanistan ve Güney Kıbrıs’da yer aldı.

Yunan Savunma Bakanı ve Rum mevkidaşı, PESCO’nun sunduğu imkanlar çerçevesinde ortak silahlanma programlarındaki işbirliğini güçlendirme kararı aldıklarını, bu kapsamda iki ülkenin ilgili bakanlıkları arasında Daimi Teknokratlar Komitesi kurulacağını duyurdular. Atina’da gerçekleştirilen Rum-Yunan hükümetler arası Savunma Konseyi toplantısı sonrasında yapılan ortak açıklamada “Kıbrıs ve Yunanistan, ortak Avrupa savunması istikametindeki gelişmeler ilk hızda kalmaya devam edecek. Operasyonel programlara ve ortaklarımızla iş birliğinde ortak silahlanmayla ilgili programlara katılarak Doğu Akdeniz’in bu karışık bölgesinde ortak milli çıkarlarımızı ve Avrupa çıkarlarını ileri götürmek için ortak inisiyatifler alacak” denildi. Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın, denizcilik düzenlemesi, siber tehdit yönetimi, kriz yönetimi gibi çıkarlarına yönelik programların kabulünün olumlu olduğu kaydedildi. İki ülke ortak tatbikat ve eğitimlerle, ortak tehditlere karşı iş birliği programları ve dost komşu ülkelerle ikili ve üçlü iş birlikleriyle bölgedeki güvenlik, istikrar ve barışı güçlendirmeyi hedeflediğini açıkladı. Mısır ve İsrail ile yapılan başarılı üçlü görüşmeler sonrasında diğer dost ülkelerle üçlü görüşmelerin devam edeceği duyuruldu.

Candan BAYRI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Polonya’yı Zorlu Süreçler Bekliyor

Aralık ayı ortasında göreve gelen Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki kabinede köklü bir değişikliğe gitti. Dışişleri bakanı, içişleri ve yönetim bakanı ile savunma bakanı dahil dokuz ismin görevine son verdi. Kabine revizyonu Morawiecki’nin Brüksel’e yapacağı ziyaretin hemen öncesinde geldi. Hükümetteki büyük değişim, Avrupa Birliği ile bozulan ilişkileri yeniden düzeltmeye yönelik bir adım olarak görülüyor.

Mateusz Morawiecki görev değişiklikleri sonrası yaptığı konuşmada Bizim için en önemli hedef güçlü ve güvenli bir Polonya inşa etmek. Polonya’nın iç ve dış sınırlar içerisinde güvenli ve mali açıdan da güçlü olmasını amaçlıyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı. Başbakan Morawiecki, Brüksel’de AB Komisyonu Başkanı Jean- Claude Juncker ile Polonya-AB ilişkileri hakkında görüştü. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans’ın da hazır bulunduğu görüşme, olumlu havada geçmesine rağmen Avrupalı Parlamenterler 7. maddenin işletilmesi konusunda ısrarcı. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu üyesi Alman Ska Keller: “Yedinci madde sürecini işletmeye devam etmemiz gerek. Bu AB’nin elinde olan çok önemli bir araç. Elbette son çare olarak kullanılmalı ancak varolan durumda bunun dışında elimizde ne kaldı onu da göremiyorum. AB içerisinde yer alan hiçbir ülke onun değerlerine ve hukukuna karşı hareket edememelidir. Bu konuda bir örnek oluşturmanın zamanı geldi.” dedi.

Polonya’nın şimdiye kadar göçmen krizinde diğer ülkelere destek vermemiş olması ve kotalar konusundaki politikaları da Brüksel’i rahatsız ediyor.

Aybüke Rabia HALİL
o-Staj AÇAM 2018 Stajyeri

Kaynakça:

Batı Sahra: AB-Fas Balıkçılık Anlaşması, AB Adalet Divanı Önünde “Geçersizdir” Açıklaması

Avrupa Birliği Adalet Divanı Genel Danışmanı Melchior Wathelet yaptığı açıklamada, AB ile Fas arasındaki balıkçılık anlaşmasının “geçersiz” olduğunu çünkü  Batı Sahra’nın “halkların kendi kaderini kendi tayin etme hakkı”na sahip olduğunu ifade etti.

AB Adalet Divanı’nın Genel Danışmanı Melchiro Wathelet, 2006 yılında imzalanan sözleşmede, Avrupa Birliği’nin Batı Sahra halkının kendi kaderini kendi tayin etme hakkına saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal ettiğini ifade etti. AB’yi, Batı Sahra’nın doğal kaynaklarının kullanılmasının, bölge halkının yararına olacağından emin olmak için gerekli teminatları yerine getirmediğinden dolayı da eleştirdi.

Balıkçılık sözleşmesinde yapılan sömürünün çoğunun Batı Sahra’ya bitişik suların % 90’ından fazlasını kapsadığını ve bunun Avrupa Birliği tarafından Fas’a ödenen mali katkıdan oransal olarak % 90’ının, yani neredeyse tamamının Sahravilerin olduğunu ve yararlanmaları gerektiğini belirtti. Ayrıca, AB Adalet Divanı Mahkemesi Batı Sahra halkının bugüne kadar Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından belirlenen şartlar çerçevesinde kendi kaderini tayin hakkını kullanma fırsatından yoksun bırakıldığını da belirtmiştir.

Bununla birlikte, danışmanın açıklamalarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nde bağlayıcı nitelikte olmadığına dikkat etmek gerekir. Genel danışmanın görevi, AİHM’ye yasal bir çözüm önerisinde bulunmaktır. AB Adalet Divanı’nın bu gerekçeyi izlemesi durumunda, Avrupa kıtasında Polisario Cephesi’nin Fas’a karşı siyasi bir zafer kazanması söz konusu olabilir.

Batı Sahra, 1975 yılında İspanya sömürgesi olmaktan çıkmış ve Fas tarafından üzerinde hak iddia edilmişti. Buna karşı bir gerilla hareketi olarak ortaya çıkan Polisario Cephesi, Batı Sahra mücadelesine günümüzde hala devam etmektedir.

Deniz ÜRESİN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

 

Uzaktaki Köylere İlaç Ulaştıran Drone, Afrika’da Uçuşa Başladı

Haziran 2017’de, Malawi Hükümeti ve UNICEF, insansız hava araçları (UAV) olan droneların potansiyel insani kullanımını test etmek için bir hava koridoru başlatmıştı. 

Dronelar, 80 km çapında olup, Malawi’nin merkezindeki Kasungu Havaalanına merkezlenmiş, özel sektör, üniversiteler ve diğer ortaklar için insansız hava araçlarının, yararlanılacak hizmetleri sunmada nasıl yardımcı olabileceğini keşfetmek için kontrollü bir platform sağlamak üzere tasarlanmıştır.

Başlatılan bu hava koridoru, Afrika’daki ilk ve insancıl ve kalkınma amaçlı bir odaklanma ile küresel ilklerden biri özelliğini kazanmıştı.

Malawi’nin Taşımacılık ve Kamu İşleri Bakanı Jappie Mhango’nun, “Trafikteki sorunların bir parçası olarak droneları zaten kullanmış durumdayız ve tıbbi kaynakların taşınması gibi uzaktaki kırsal toplulukların hayatlarını değiştirecek daha ileri kullanımların potansiyelini görebiliyoruz.” açıklaması, bugün gerçek hayatta kendine yer buldu.

Afrika kıtasındaki Malavi’de, havadan görüntü almak için kullanılan drone, artık ilaç taşımak için de kullanılıyor. Kırsal bölgelerdeki ulaşım zorluğu Chris Chapo isimli bir sağlık çalışanını bu ilginç yöntemi denemeye itti. Köyüne 10 kilometre uzaklıktaki hastaneye gitmek ve geri dönmek bazen bir cana mal oluyordu. Acil ihtiyaç duydukları tıbbi malzemeleri drone ile taşımayı düşünen Chapo, çoğu kez bisikletle gidip geldiği yolu şimdi drone ile kat ediyor. Böylelikle ihtiyaç duyulan ilacı daha kısa sürede köyüne ulaştırabiliyor.

Büşra GÜRSOY
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Trump Kuzey Kore ile Görüşmelere Doğru Zaman ve Şartlarda Açık Olduğunu Belirtti

Beyaz Saray Trump ile Moon arasındaki telefon görüşmesine ilişkin Çarşamba günü yaptığı yazılı açıklamada Başkan Trump’ın uygun zaman ve şartlar altında  Kuzey Kore ile görüşmelere açık olduğu belirtildi.

Salı günü gerçekleştirilen telefon görüşmesinin Kuzey ve Güney Kore arasındaki diplomatik görüşme girişimleri hakkında olduğu belirtildi. Beyaz Saray’ın yaptığı açıklamada Moon’un Kuzey ve Güney Kore arasında yaşanan gelişmelerdeki etkisinden dolayı Trump’a teşekkür ettiği ifade edildi. Seul yönetimi ise açıklamasında ABD’nin Kuzey ve Güney Kore arasındaki diyalog devam ettiği sürece askeri müdahale seçeceğinin ilk etapta söz konusu olmadığını belirttiğini ifade etti. Ayrıca açıklamada bu yakınlaşma durumunun Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılmasına da katkı sağlayabileceği düşüncesinin iki lider arasında paylaşıldığı bildirildi.

Bunların yanı sıra ABD Başkanı Trump Pyeongchang’da düzenlenecek Kuzey Kore’nin de katılacağı Kış Olimpiyat Oyunları’na Başkan Yardımcısı Mike Pence başkanlığında bir heyet göndereceği açıklandı. AFP’ye konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi ise atılan bu adımın “ABD’nin Kore yarımadasındaki varlığını pekiştirme amacı taşıdığını ve Kuzey Kore rejimine açık bir sinyal olduğunu” ifade etti.

Merve CURGA
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça: