Home Blog Page 179

Portekiz’de Terör Karşıtı Önlemler

Portekiz’in başkenti Lizbon’da teröre karşı önlem olarak, turistik bölgelere beton bariyerler yerleştirildi. Son zamanlarda Avrupa genelinde artan terör olayları ve son olarak da Barselona’da meydana gelen kanlı terör saldırılarının ardından güvenlik amacıyla Lizbon’da turistlerin yoğun olarak bulunduğu bölgelere arabaların girişini engelleyen bariyerler konuldu.

Avrupa bugüne kadar bir otomobil ya da kamyonu yayaların üzerine sürerek yapılan onlarca saldırıyla karşı karşıya kaldı. Barselona’da gerçekleştirilen saldırı da bunlardan biriydi.

Şehirdeki turistler, alınan tedbirlerden memnun olduklarını dile getiriyor. Teker teker her dolan insanın durdurulamayacağını fakat otomobillerin kontrol altına alınabileceğini söyleyen Norveçli bir turist, sözlerine terörü engellemek için etkili bir yöntem olduğunu ekledi.

Bu terör saldırılarına rağmen Portekizli yetkililer güvenlik uyarı seviyesini orta düzeyde tutuyor.

Portekiz, güvenlik endişesinin yüksek olduğu Türkiye ve Fransa gibi ülkelerin arasında kendisini dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olarak tanıtmaktadır.

Eda SUBAŞI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

 

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Makedonya’da

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO)’nun en üst seviyede yetkilisi olan Genel Sekreter Jens Stoltenberg, Makedonya ziyaretini gerçekleştirdi. Özel uçakla Üsküp Havaalanı’na inen Stoltenberg, Makedonya Savunma Bakanı Radmila Şekerinska tarafından başı çekilen yüksek devlet heyeti tarafından karşılandı. Karşılamanın ardından  NATO Genel Sekreter’i Stoltenberg ile Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ve hükümet yetkilileri akşam yemeğinde buluştu. NATO’dan yapılan açıklamada,  Stoltenberg’in Makedonya’yı ilk kez ziyaret ettiği vurgulanırken, sıcak karşılama için teşekkür edildi.

Temaslarda bulunmak üzere Makedonya’nin başkenti Üsküp’te bulunan Stoltenberg, Makedonya Meclisi’nde milletvekillerine hitap etti. Stoltenberg, NATO karargahının önünde yeni ülkeler için bayrak asmak adına boş yerlerin olduğunu belirtti. Stoltenberg sözlerinin devamında, üye ülkelerin Makedonya’nın ittifağa katılma konusundaki karalılığından etkilendiklerini ve NATO’nun da Makedonya’nın başarılı olmasını istediğini söyledi.

Stoltenberg, Makedonya ile Yununasitan arasında 20 yılı aşkın bir süredir var olan isim sorununa ilişkin olarak ise Makedonya’nın, NATO’ya üyelik talebinin yalnızca Yunanistan  ile olan isim sorunuyla sınırlandırılmaması gerektiğini vurgulayarak, NATO’nun kapısının yeni üyelere açık olduğunu ancak eşiğin geçilebilmesi adına ülkelerin çalışması gerektiğini vurguladı.

Stoltenberg sözlerinin sonunda, Makedonya’ya NATO’nun uluslararası operasyonlarına verdiği destekten ötürü teşekkür ederken, Batı Balkanlar Bölgesi’nin ve Makedonya’nın da istikrar ve güvenliğine önem verdiklerini söyledi.

Öte yandan, Stoltenberg mecliste konuşma yaptığı sırada meclis dışında bir grup ise NATO’yu protesto etti.

Cihan DUMAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Polonya’dan AB’ye Eleştiri

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Avrupa Birliği kurumlarının, üye ülkelerin entegrasyonu konusunda “Sosyal hayal kırıklığı” yarattığını belirterek, AB’den üye ülkelerin ihtiyaçlarına daha duyarlı olmaları çağrısı yaptı.

Ülkede görev yapan büyükelçilere verdiği yeni yıl resepsiyonunda konuşan Cumhurbaşkanı Duda, “Avrupa Birliği kurumları, bu ‘Sosyal hayal kırıklığı’ konusunda kendi payına düşen sorumluluğu kabul etmeli ve yapılan hataları iyi analiz etmelidir. AB kurumlarının görevi, uyumlu bir AB politikası oluşturmaktır. Suçlama, bölme ya da hedef göstermek değil.” diye konuştu.

Andrzej Duda’ya göre, İngiltere’nin AB’den çıkmasının ve son seçimlerde bazı üye ülkelerde AB karşıtı partilerin kazanmasının, Avrupa Birliği kurumlarının 28 üye ülkenin taleplerine karşı ilgisiz kalmasından kaynaklandığını dile getirdi.

Yeni hukuk reformları nedeniyle, AB kurumları ile sert bir çatışmaya giren Polonya Hükümeti, AB tarafından, birliğin değerlerine aykırı politikalar izlemekle suçlanıyor.

Aralıkta Başbakan olan Morawiecki, üst düzey AB yetkilileri ile görüşmelerde bulunmadan önce, AB’den gelen eleştirileri azaltmak amacıyla kabine değişikliğine gitti.

Aybüke Rabia HALİL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça :

Cumhurbaşkanı İvanov Dillerin Kullanımı Yasası’nı Veto Etti

Bir yılı aşkın süredir Makedonya’nın siyasi gündeminde önemli bir yer alan Dillerin Kullanım Yasası, mecliste uzun bir süre görüşüldükten sonra 69 milletvekilinin ”evet” oyuyla 11 Ocak’ta kabul edildi. Kabul edilmesinin ardından, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorgje İvanov’un onayına sunulan kararnamenin veto edilip edilmeyeceği merak konusuydu.

İvanov, Dillerin Kullanımı Yasası’nı, Anayasa’ya aykırı gördüğü için ve devletin üniter yapısını tehdit ettiği için onaylamadığını yazılı bir açıklamayla duyurdu.

Bu yasayla ilgili kararnameyi imzalamamak için birkaç nedene değinen İvanov, “Diyalog ve birlikte yaşama ruhu çerçevesinde, adil ve genelde kabul gören yasalar yoluyla çok etnikli bir toplum kurmak yerine biz sadece Arnavutçayı favorize eden, adil olmayan bir yasa getirdik.” şeklinde konuştu.

Makedonya hükümeti yaptığı yazılı açıklama ile kararnamenin veto edilmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yazılı açıklamada, Dillerin Kullanımı Yasası’nın Makedonya Anayasası’na uygun olduğunu ve Makedonya’da yaşayan etnik grupların, yasanın kabul edilmesi dahilinde bir bütün içinde yaşamaya devam edeceği belirtildi.

Yasa, yeniden Makedonya Parlamentosu’na gönderildi. Parlamento’dan tekrardan ”evet” oyu alıp geçebilirse Cumhurbaşkanı İvanov’un onayına sunulmadan yürürlüğe konulabilir.

Nuray KARAGÖZ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Lüksemburg’dan Filistin Çağrısı

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, AB’ye, Filistin’in devlet kurma hakkına sahip olduğunu göstermesi ve Filistin’i devlet olarak tanıması gerektiği çağrısında bulundu. Jean Asselborn, Seüddeutsche Zeitung gazetesine verdiği röportajda, “Biz Avrupalılar, Filistinlilerin de kendi devletleri olma hakkına sahip olduklarını göstermeliyiz.” dedi.

Asselborn, Fransa’nın, Filistin’i tanımasına öncülük etmesi durumunda buna Lüksemburg’ da dahil olmak üzere diğer ülkelerin de bu adımı takip edip destekleyeceği görüşünde olduğunu belirtti. Henüz AB ülkelerinde konuya ilişkin bir “ortak tutum” olmadığını söyleyen Asselborn, bu şartlar altında AB’nin, Ortadoğu’da aktif bir politika geliştirmesinin mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler üzerinden Filistinlilere ulaşan 125 milyon dolarlık yardımın 65 milyon dolarlık kısmının kesileceği ABD’li yetkililer tarafından duyuruldu.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, herhangi bir kesintiden haberdar olmadığını ancak istikrar için önemli olması sebebiyle bu ihmalden büyük bir endişe duyduğunu belitti.

Filistin Kurtuluş Örgütü Merkezi, uluslararası toplumcu İsrail işgaline son vermek ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasını mümkün kılmak için harekete geçme çağrısında bulunmuştu.

Filistin Lideri Mahmud Abbas ile AB dışişleri bakanlarının 22 Ocak’ta Brüksel’de bir araya gelmesi bekleniyor.

Eda SUBAŞI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Katalonya Krizinin İspanya’ya Bedeli 1 Milyar Euro Oldu!

İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos, Katalonya’daki bağımsızlık referandumu ve oluşan siyasi krizin ekonomik maliyetinin yaklaşık 1 milyar euro olduğunu söyledi.

İspanyol radyosuna konuşan Luis de Guindos, Katalonya Özerk Bölgesi’nde düzenlenen referandumun ardından, Katalan ekonomisinin büyümesinde bir yavaşlama olduğunu belirtti. Bölgenin büyümesi, İspanyol gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Guindos, referandumun Katalan ekonomisinin dördüncü çeyrekteki büyüme hızını yüzde 0,9’dan yüzde 0,4’e düşürdüğünü belirtti.
Guindos: “Katalonya, İspanya ekonomisinin üzerinde büyümüştü, İspanyol ekonomisinin itici güçlerinden biriydi. Ancak dördüncü çeyrekte bu bir yük haline geldi. ” dedi. Raporlara göre, devam eden krizin sonucu olarak 3 bin 100 şirket merkezlerini bölgeden taşıdı.

Katalonya Özerk Yönetimi, 1 Ekim’de yasa dışı bağımsızlık referandumuna gitmiş, 27 Ekim’de de tek taraflı olarak bağımsızlık ilan etmişti. Bunun üzerine merkezi hükümet, yerel hükümet ve parlamentoyu feshederek, bölgeyi geçici olarak doğrudan yönetmeye başlamıştı.

21 Aralık’ta düzenlenen bölgesel seçimde siyasi krizin çözülmesini sağlayamadı. Luis de Guindos: “Ayrılıkçı partiler tek taraflı hareket etmeyi bırakıp Katalan toplumunun temel ihtiyaçlarına odaklanmalıdır” dedi.

Gamze AZMAN
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça :

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev, Ülkedeki Alman Şirketlerin Temsilcileri İle Görüştü

Cumhurbaşkanı Rumen Radev, görüşmede ilk olarak Bulgaristan ekonomisine yönelik açıklamalarda bulundu. Yatırımcıların, Bulgaristan’ da kalması ve buraya çekilmesine yönelik çalışmaların yapılacağına dair görüşlerini bildirdi. Almanya’ nın, Bulgaristan için stratejik bir ortak olduğunu ve iki devlet arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi yönünde adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Radev’ in bu söylemlerinden ise ekonomik hizmetlerin artacağını söyleyebiliriz. Eğitime de önem verdiği açıkça belli olan Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, özellikle eğitimini yurt dışında tamamladıktan sonra ülkeye dönen gençlerin, iş gücüne kazandırılması ve nitelikli iş gücünün iç piyasada kalması yönünde adımlar atılması konularına vurgu yaptı.

Alman yatırımcılar ise, Radev’ in söylediklerine karşılık olarak nitelikli iş gücü yokluğu ve ekonomik istikrarsızlıklar ve siyasi planlamalarda ilerinin görülmemesi gibi sebeplerin yatırımları engellediğini açıkladılar. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin karşılaştıkları idari engellerin arkasındaki sebebin de yolsuzluk olabileceğini belirtip, bu konunun araştırılması gereken bir sorun olduğuna değindiler.

Ecenaz TERZİ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Gambiya’da Her 100 Kişiden 1’i AIDS Hastası

2 milyon 50 bin nüfusu olan Batı Afrika ülkesi Gambiya’da 21 bin kişi HIV virüsünün neden olduğu AIDS hastalığına yakalanmış bulunuyor.

Gambiya HIV/AIDS Ağı Koordinatörü Lamin Njie, geçtiğimiz Perşembe günü Brikoma’daki bölgesel Valilik Ofisinin Konferans Salonunda sağlık personellerine bir sunum yaptı. Bölgedeki tüm sağlık merkezlerinden verilerin alınarak sürecin takip edildiğini bildirdi. Koordinatör Njie Gambiya’da 21 bin AIDS hastasının bulunduğunu, bunlardan yalnız 7 bininin tedavi altında olduğunu belirtti.

Gambiya halkında bulunan AIDS hastalığına karşı duyarsızlıktan yakınan Njie, hastalığa karşı mücadele edeceklerini ve bu konu kapsamında çeşitli çalışmalar başlattıklarını ifade etti.

Gambiya HIV/AIDS Koordinatörü Njie, BM UNAIDS Programı ile ortaklaşa HIV/AIDS mücadele programı hazırladıklarını belirtti ve bu mücadele programı kapsamında toplanan fonun hastaların tedavi, bakım ve desteklenmesinde kullanılacağını vurguladı.

BM, 2013 yılında mali sıkıntılar yüzünden UNAIDS Programı’nı durdurma kararı almıştı. Ancak program daha sonra çalışmalarına tekrardan başladı. Gambiya, bu durdurma kararından etkilenen tek Batı Afrika ülkesi olmuştur.

Gambiya Eski Devlet Başkanı Yahya Jemmah, ülkede yaygın görülen AIDS hastalığına karşı yerli ilaç ürettiklerini söylemiş ve halkını bu ilacı kullanmaya çağırmıştı. Halkın yapılan çağrıya uyması sonucu ülkede görülen AIDS vakası daha da yaygınlaşmıştı.

Enes YÜCEL
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

G5 Sahel Ortak Gücü İkinci Operasyonuna Başladı

Mali Dışişleri Bakanı Coulibaly, Afrika’nın Sahel bölgesinde terörle mücadele amacıyla oluşturulan ortak askeri gücün ikinci operasyonuna başladığını duyurdu.

Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen G5 Sahel toplantısında, G5 Sahel Ortak Gücü çerçevesinde İkinci operasyonun dün başladığı bildirildi. Mali, Moritanya, Çad, Burkina Faso ve Nijer tarafından oluşturulan G5 Sahel Gücü operasyonlarını hızlandırmak amacıyla Fransa Savunma Bakanı Florence Parly’nin ev sahipliğinde söz konusu 5 Afrika ülkesinin bakanlarının katılımıyla toplantı yapıldı.

Toplantının ardından açıklama yapan Mali Dışişleri Bakanı Tiena Coulibaly, G5 Sahel Gücü çerçevesinde ikinci operasyonun pazartesi günü itibarıyla başlatıldığını açıkladı. Bu operasyon ile ilgili detaylar hakkında bilgi verilmedi.

Parly ise açıklamasında, toplantıda G5 Sahel Gücü operasyonlarını hızlandırmak adına ortak bir yol haritasının belirlendiğini söyledi.

G5 Sahel kapsamında ortak askeri güç, Temmuz 2017’de terörle mücadele amacıyla Fransa ve uluslararası güçlerin desteğiyle oluşturulmuş, ilk operasyon geçen yılın kasım ayında gerçekleştirilmişti.

Paris yakınındaki La Celle Saint-Cloud Şatosu’nda geçen ay gerçekleşen G5 Sahel Zirvesi’nde, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G5 Sahel Gücü’nün operasyonlarını güçlendirmek için bir koalisyon kurduklarını, Avrupa Birliğinin (AB) 50 milyon avro, Suudi Arabistan‘ın 100 milyon dolar, Birleşik Arap Emirlikleri‘nin (BAE) 30 milyon dolar ve ABD’nin 60 milyon dolar değerinde katkı sunacağını açıklamıştı.

Macron, “Amacımız 2018’in ilk 6 ayında zafer elde etmek. Sahel’de terörle savaşımızı kazanmalıyız. Mücadelemiz devam ediyor.” demişti.

Bir sonraki G5 Sahel Zirvesi ise 23 Şubat 2018’de Belçika‘nın başkenti Brüksel‘de düzenlenecek.

Fransa, Mali’de konuşlandırdığı “Barkhane” adlı 4 bin kişilik askeri birliğiyle terörle mücadelede Batı Afrika ülkelerine destek veriyor. Bamako’da 2 Temmuz’daki G5 Sahel Ülkeleri Zirvesi’nde alınan kararla Çad, Nijer, Mali, Burkina Faso ve Moritanya‘nın oluşturduğu 5 bin kişilik askeri güç ağustos ayından bu yana bölgede terörle mücadele için görev yapıyor.

Mustafa Nedim CAN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

İrlanda, Apple Yüzünden AB’yle Mahkemelik Oldu

Brüksel’de basın toplantısı düzenleyen AB Komisyonu Rekabetten Sorumlu Üyesi Margrethe Vestager, Apple’ dan vergi borcunu tahsil edememesi nedeniyle İrlanda’nın AB Adalet Divanı’na gönderildiğini açıkladı.
AB Komisyonunun 1 yıl önce İrlanda’nın Apple’ dan 13 milyar avro vergiyi tahsil etme kararını aldığını anımsatan Vestager, “AB Komisyonu’nun bu kararı almasının üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, İrlanda kısmen de olsa Apple’ dan bir tahsilat gerçekleştirmedi. Bu nedenle, kararımızı uygulamadığı için İrlanda’yı AB mahkemesine göndermeye karar verdik.” diye konuştu

AB Komisyonu, Apple’ın İrlanda’da kurduğu şirketlerin vergilendirilmesine ilişkin 3 yıl süren soruşturmasını 2016 Ağustos ayı sonunda tamamlamıştı.
AB Komisyonu, Apple’ın, İrlanda’da faydalandığı vergi uygulamasının yasa dışı olduğuna karar vermiş, 2003’ten 2014’e kadar olan dönem için 13 milyar avro ve faizinin geri alınmasını kararlaştırmıştı. İrlanda yönetimi ve Apple şirketi ise komisyonun kararına karşı hukuki süreç başlatmıştı.

Bir AB üyesi, ülkenin kamu desteklemelerini ne şekilde sağladığını ve sektörlerde rekabete aykırı bir durum olup olmadığını denetleme yetkisi bulunan AB Komisyonu, Apple soruşturmasında, şirketin İrlanda’da faydalandığı vergi uygulamalarının AB kurallarına aykırı olduğuna yönelik karar vermişti.
Apple, AB’yi tek taraflı hareket etmek ve geçmişe dönük İrlanda’daki vergi kurallarını değiştirmekle itham etmişti.

Gözde Nur MERAL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça :