Home Blog Page 171

11 Pasifik Ülkesi Yeni Bir Ticaret Anlaşmasına İmza Atacak

Donald Trump’ın, Trans-Pasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’ndan çekilmesi üzerine Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nın salı günü yaptığı açıklamada, Kanada’nın, Trans-Pasifik Ortaklığında (TPP) kalan diğer 10 ülke ile yeniden gözden geçirilmiş bir ticaret anlaşması oluşturma yönünde çalışacağını duyurdu ayrıca Trudeau anlaşmayı ‘doğru anlaşma’ olarak nitelendirdi.

Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur ve Vietnam’dan oluşan anlaşma kapsamına giren ülkeler mart ayında serbest ticaret anlaşması imzalamaya karar verdi.

Yeni anlaşmanın adı ise “CPTPP” olarak kısaltılan Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pasific Partnership (Kapsayıcı ve İlerici Transpasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı) olarak açıklandı.

Japon Ekonomi Bakanı Toshimitsu Motegi, Trans Pasifik Ortaklığı (CPTPP) ya da TPP-11 için hazırlanan yeni Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma’nın, dünyanın bir bölümünde ortaya çıkan, “Korumacılığın üstesinden gelmek için bir motor.” olacağını söyledi. Ayrıca, Japonya hükümeti yeni anlaşmaya yönelik 11 ülke arasında ticaret hacmini arttırmayı hedeflediklerini de belirttiler.

Buse SAY
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

RCEP’in Tamamlanması için Yapılacak Çok İş Var

Başbakan Lee Hsien Loong, Hindistan’ın ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN)’nin içinde bulunduğu 16 Asya-Pasifik ülkesinden oluşan serbest ticaret anlaşması müzakereleri için buluştuklarını söyledi. Singapur başbakanı, Hindistan ve Sri Lanka’yı içeren beş günlük bir gezide. İlk durağı olan Hindistan’da Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) hakkında konuştu. RCEP müzakeresi tamamlanana kadar daha birçok işin olduğunu ama anlaşmanın sonuçlanmasının son 3 tarihini kaçırmaları gibi bazı problemlerle karşı karşıya olduklarını açıkladı. Buna rağmen diğer üye devletler de bu anlaşmanın tamamlanması için arzulu olduklarını konuşmasında belirtti.

Hindistan Başbakanı Modi, Hindistan’ın bu anlaşmayı yapmak istediğini söyledi.

10 ASEAN ülkesi ve ek olarak Güney Kore, Çin, Avustralya, Hindistan, Japonya ve Yeni Zelanda’dan oluşan RCEP için müzakereler 2012 yılının sonunda başlamıştı ama hala sonuçlanmadı.

Singapur başbakanı, anlaşmada çok fazla boşluk olduğunu ve bunları bakış açılarına ve beklentilere göre doldurulması gerektiğini de söyledi. Bu anlaşmanın amacının sadece ekonomik bir ticaret anlaşması olmadığını, yerel çıkarlara göre de hareket edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Ayrıca başbakan: “Bürokrasi, ticaret ajansları ve dağıtıcılarla çalışılması gerekiyor, bu yüzden de yapılması gereken birçok iş var.” dedi.

Hacer Aslıhan IŞIKOĞLU
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Kenyalı Müslümanların Kamplarda Yaşam Mücadelesi

Somali sınırında iki hafta önce Eş-Şebab’ın bastığı İshakani köyünden kaçan 300’den fazla Müslüman aile geçici kamplara sığındı.

Kenya’nın Lamu eyaletinde Eş-Şebab örgütünün son günlerde düzenlediği terör saldırılarının ardından köylerini terk ederek kamplara sığınmak zorunda kalan 300’den fazla Müslüman aile, aç ve susuz yardım bekliyor.

Somali sınırındaki kıyı eyaletinde terör örgütü Eş-Şebab mensuplarının iki hafta önce İshakani köyünü basarak bir polis karakolunu yakmasının ardından, çoğunluğu Müslüman 300’den fazla aile bölgeden kaçmaya başladı.

Saldırının yapıldığı köye 5 kilometre uzaklıktaki geçici kamplara yerleşen aileler, terör örgütü militanlarının yeniden geri gelmesinden korktuklarını belirterek Kenya hükümeti bölgede güvenliği tam anlamıyla sağlayana dek evlerine girmeyeceklerini söylüyor.

Muhabire konuşan terör mağdurlarından Osman Yakup,”İnsanlar korkuyorlar. Kenya polisi köyümüzde güvenliği tam olarak sağlayana, polis karakolu yeniden faaliyete geçene dek geri dönmeyeceğiz.” diye konuştu.

Öte yandan konuyla ilgili konuşan Lamu Emniyet Yetkilisi Gilbert Kitiyo, bölgede yaşanan terör olaylarının ardından geniş çaplı operasyon başlattıklarını ve olayların kontrol altına alındığın savundu.

Kitiyo, geçici kamplara yerleşen ailelere hükümetin gıda yardımı yaptığını aktararak terör örgütünün tehdidinden kaçan ailelerin geri dönebilmeleri için gerekli ortamın hazırlandığını aileleri geri döndürmeye ikna etmeye çalıştıklarını kaydetti.

Kenya, kuzey doğusundaki Somali’de de faaliyet gösteren terör örgütü Eş-Şebab’ın saldırılarına maruz kalırken, sınırdaki Lamu eyaleti bu saldırılara en çok maruz kalan yer olmuştur. Eş-Şebab, 2011’de Afrika Barış Gücü çerçevesinde Somali’ye gönderdiği askerlerini geri çekmemesi durumunda Kenya’da da terör saldırıları gerçekleştireceğini açıklamıştı.

Gürkan ŞENTÜRK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

  • Anonim(2018), Kenyalı Müslümanların kamplarda yaşam mücadelesi

<http://www.dunyabulteni.net/afrika/415666/kenyali-muslumanlarin-kamplarda-yasam-mucadelesi,Erişim:23.01.2018>Erişim:23.012018

İtalya’nın Libya’daki Askeri Varlığı, Egemenliği Tehdit Etmiyormuş

İtalya’nın Trablus Büyükelçisi Peroni, “İtalya’nın Libya’da her alanda gösterdiği varlık UMH’nin onayıyla gerçekleşmektedir. Burada, Libya’nın egemenliğini tehdit edecek hiçbir ihlal söz konusu değildir.” dedi.

İtalya’nın Trablus Büyükelçisi Giuseppe Peroni, Libya’daki İtalyan güçlerinin,  ülkenin  egemenliğini  tehdit etmediğini ve bu konuda Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) onayının alındığını belirtti. Büyükelçi Peroni, İtalya parlamentosunun, Libya’ya 400 askeri unsurdan oluşan yeni güç gönderme kararını onaylamasının ardından Libyalı aktivistler tarafından yapılan eleştirilerle ilgili değerlendirmede bulundu.

Peroni, “İtalya’nın, Libya’da her alanda gösterdiği varlık UMH’nin onayıyla gerçekleşmektedir. Burada, Libya’nın egemenliğini tehdit edecek hiçbir ihlal söz konusu değildir.” dedi.

Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Kacman ise Libya’da ki İtalyan güçlerinin varlığı konusuna değinmezken, Libya ile İtalya ilişkilerinin, ortak çıkarların gerçekleştirilmesi ve Libya’da istikrarın sağlanması amacıyla yürütülen çalışmalara destek verilmesi açısından taşıdığı önemi vurguladı.

Söz konusu görüşme, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisinin (TM), Libya topraklarındaki İtalyan varlığı konusunu tartıştığı oturumla eş zamanlı gerçekleşti.

TM Sözcüsü Abdullah Bıleyhık, yaptığı yazılı açıklamada, Mecliste İtalya’nın ek askeri güç gönderme kararının görüşüldüğünü ve ilgili uluslararası kuruluşlarla konuyu takip etmek üzere bir komite kurulmasına karar verildiğini aktardı.

İtalya hükümeti, 28 Temmuz 2017’de, insan kaçakçılığı ile mücadele ve Libya Sahil Güvenlik güçlerine destek için Libya’nın Akdeniz açıklarına deniz gücü gönderme kararı almıştı. Bunun üzerine İtalya’dan “Comandante Borsini” isimli askeri gemi Libya’ya gönderilmişti.

Libya’daki İtalyan askeri unsurlarının kesin sayısı bilinmemekle birlikte, bunların sadece Mısrata ve Trablus’ta olduğu ifade ediliyor.

Gürkan ŞENTÜRK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Guterres’ten, Güney Sudanlı Siyasilere Ağır Eleştiri

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güney Sudan’daki siyasi tarafları ağır şekilde eleştirerek, “Hayatımda şimdiye kadar kendi halkına bu kadar az ilgi gösteren bir siyasi elit görmedim.”dedi.

Guterres, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Afrika Birliği, BM ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) arasında Güney Sudan’daki barış sürecine ilişkin yapılan istişare toplantısında konuştu.

Üç kurumun, Güney Sudan’da ki barışın sağlanabilmesi için attığı adımları “başarılı” bulduğunu ifade eden Guterres, BM’nin IGAD’ın barış anlaşmasının canlandırılması için yürüttüğü tüm çabalara destek olmayı sürdüreceğini söyledi.

Guterres, geçen ay yeniden imzalanan ateşkes nedeniyle IGAD’ın dikkate değer bir kazanım elde ettiğini kaydederek, “Ancak bunun ötesine geçmeye ihtiyacımız var. Bunu söylediğim için üzgünüm ama hayatımda şimdiye kadar kendi halkına bu kadar az ilgi gösteren bir siyasi elit görmedim.” diye konuştu.

İç savaşın tamamen son bulması için siyasi taraflar üzerindeki baskıyı devamlı sürdürmenin gerekliliğine işaret eden Guterres, “Ateşkesi ihlal edilen tarafların hesap verebilmesi için Afrika Birliği ve IGAD’ın, BMGK’de alınmasını istedikleri herhangi bir karara destek olacağım.” dedi.

Ezgi ŞENYURT
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Ekvator Ginesi Sürgündeki Eski Devlet Başkanını Koruyacak

Ekvator Ginesi Cumhurbaşkanı Teodoro Obiang Nguema Mbasogo, Gambiya’nın sürgündeki eski Devlet Başkanı Yahya Jammeh’i koruyacağını açıkladı.

Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da, düzenlenen 30. Afrika Birliği zirvesine katılan Mbasogo, Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde ile görüştü. Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Mbasogo, Afrika Birliği’nin, Jammeh’in ülkesine iade edilmesine karşı çıktığı için kendisini koruyacağını açıkladı.

Mbasogo, “Afrika’nın eski devlet başkanlarının korunmasının doğru bir karar olduğuna inanıyorum. Bana Jammeh’in iadesi konusuna karşı çıktığını söylediği için Alpha Conde’yi takdir ediyorum.” dedi.

Ülkede 1979 tarihinden  bu yana cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Mbasogo, “Jammeh’in korunması konusunda tam bir fikir birliği içindeyiz. Afrika’nın eski liderlerinden biri olduğu için ona saygı duymalıyız. Eğer ona bu şekilde davranırsak diğer Afrika liderlerine de yönetimi bıraktıktan sonra saygı duyulur.” diye konuştu. Jammeh, 22 Temmuz 1994’te askeri darbe ile Gambiya’da yönetimi devralmış ve 22 yıl boyunca ülkeyi yönetmişti.

Eski Devlet Başkanı, 1 Aralık 2016’daki seçimlerde koltuğunu, Adama Barrow’a kaptırmıştı. Yenilgiyi önce kabul eden Jammeh, daha sonra iktidarı bırakma çağrılarını reddetmişti. Görevi Devlet Başkanı Barrow’a 19 Ocak’ta devretmesi gereken Jammeh, 17 Ocak’ta da 90 günlük olağanüstü hal ilan etmişti.

Koltuğu bırakması yönündeki baskılara dayanamayan Jammeh, 21 Ocak’ta ülkeden ayrılarak Ekvator Ginesi’ne gitmişti. Giderken yanında en az 50 milyon dolar götürdüğü de öne sürülen Jammeh’in, iktidarda bulunduğu son 3 yılda 147 milyon dolar harcadığı açıklanmıştı. Jammeh’in mal varlığına yönelik soruşturma kapsamında, 184 mülk, 95 banka hesabı ve Jammeh’e ait ya da ilişkili 17 şirket ile ilgili inceleme başlatılmıştı.

Suna AĞDUK
o-Staj 2018 AFRAM  Stajyeri

Kaynakça:

Birleşmiş Milletler: “Gıda Güvensizliğinden En Çok Etkilenen Afrika”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, cumartesi günü gıda güvensizliğinin arttığını ve Afrika’nın en çok etkilenen kıta olduğunu belirtti. Guterres, üst düzey yetkilileri ve tarım uzmanları ile bir araya gelerek Afrika, küresel açlığın en yüksek yüzdesini alıyor.” dedi.

Guterres’e göre, çatışmalar ve gıda güvensizliği arasında bir bağlantı var. “Sosyal uyumun geliştirilmesini sağlayan topluluk yaklaşımına ihtiyacımız var.” diyerek, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının gıda güvenliğini sağlamaya yönelik önemli bir araç olduğunu ekledi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, gıda güvenliği durumunu nasıl artırabileceğinin gerekçelendirilmesinde “kadınlar tarım görev gücünün yüzde 63’ünü oluşturuyor.” dedi.

Afrika’ya göre, gıda güvenliği sağlamak için yapacak çok şey var. Guterres, Afrika’daki ülkelerden sadece yüzde 5’inin Afrika’nın Gündem 2063’ün amiral gemisi programlarından biri olan Kapsamlı Afrika Tarım Geliştirme Programı (CAADP) tarafından belirlenen hedefe ulaştığını söyledi.

Afrika’nın Gündemi 2063, barışçıl ve müreffeh bir kıtayı yaratmayı amaçlayan sosyo-ekonomik ve politik bir plandır. Eylül 2017’de BM, dünya çapındaki şiddetli çatışmaların ve iklim ile ilgili şokların artması nedeniyle dünya açlığının 2016’da neredeyse yüzde 5 oranında arttığını söyledi.

Raporda, kronik olarak yetersiz beslenen insan sayısının 815 milyona çıktığını, yani 2016 yılında dünya nüfusunun yüzde 11’inin bir önceki yıl 777 milyona yükseldiğini tahmin ettiler. Afrika’nın nüfusunun yaklaşık % 20’sinde (243 milyondan fazla) aynı dönemde açlıktan etkilendiğini belirtti.

Bu vesileyle konuşan Afrika Birliği başkanı ve Gine Alfa kongre başkanı şunları söyledi: “Gıda güvensizliği ve mikro besin maddelerinin eksikliği kıtada bir felaket.”

Bu arada Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn, yoksulluğun sadece yağmurla beslenen tarımla silinmesi nedeniyle yoksulluğun ve gıda güvensizliğinin üstesinden gelmek için sulamanın artırılması çağrısında bulundu. Son on yılda, ülkesinin sulanan toprak alanını altı milyon hektardan 16 milyon hektara çıkarmayı başardığını da ekledi.

Suna  AĞDUK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Afrika’da Okullar FETÖ’den Temizleniyor

Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz, “Şu ana kadar 26 ülke ile mutabakat zaptımızı imzaladık, 16 ülkede okulları devraldık. An itibariyle 8 bin 900 öğrencimizle eğitime devam ediyoruz.” dedi.

Türkiye Maarif Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yavuz, Vakfın çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yavuz, saha çalışmalarına bir yıl önce başladıklarını, bu kapsamda Afrika’nın tamamında hızla müzakereler yürüttüklerini dile getirdi. “Şu ana kadar 26 ülke ile mutabakat zaptımızı imzaladık, 16 ülkede okulları devraldık. An itibariyle 8 bin 900 öğrencimizle eğitime devam ediyoruz.”

Yavuz, Mali’de ki, 2 bin 500 öğrenciye hizmet veren 20 bina ile 18 okulun devir işlemlerinin 2 ay önce tamamlandığını söyledi.

Batı Afrika ülkesi olan Mali’deki çalışmalar, Maarif Vakfı’nın dünyadaki en büyük atılımlarından biri. Zira FETÖ’nün Afrika’daki en büyük okullarının Mali’de olduğu biliniyor.

Terör örgütünün her yerdeki okullarını almaya devam edeceklerini ifade eden Yavuz, Nijer ve Somali’de devraldıkları okullarda ilk mezunlarını verdiklerini de sözlerine ekledi.

Türkiye Maarif Vakfı

İnsanlığın ortak birikimini ve Anadolu’nun kadim irfan geleneğini esas alan kapsamlı eğitim faaliyetleri yürütmek misyonuyla 17 Haziran 2016 tarihinde kurulan Vakıf, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti adına Milli Eğitim Bakanlığı dışında doğrudan eğitim kurumu açma yetkisine sahip tek kuruluş pozisyonunda bulunuyor.

Ezgi ŞENYURT
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Afrika Birliği Kıta İçi Vizesiz Seyahati Tartışıyor

30. Afrika Birliği Zirvesi, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’daki Afrika Birliği Genel Merkezi’nde başladı. Daimi Temsilciler Komitesinin toplantısında konuşan Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed, “Yabancılar Afrika ülkelerinde özgürce dolaşabiliyorken Afrikalılar bir başka ülkeye seyahat etmekte zorluk yaşamamalı.” dedi ve Afrikalıların üye ülkelerde vizesiz seyahatinin önünün açılması çağrısında bulundu.

Gana’nın tüm Afrikalılara kolaylıkla ülkeye girme hakkı tanıdığını hatırlatan Komisyon Başkanı, “Diğer Afrika ülkeleri de bunu takip etmeli.” ifadesini kullandı.

Amaçların arasında 2018 yılının sonuna kadar tüm Afrikalılar için havaalanı vizesi uygulaması (VOA) ile kıtada herhangi bir ülkeyi ziyaret eden Afrikalılar için minimum 30 günlük vize verilmesini içeren ortak bir vize politikası var.

Birlik, Afrika Birliği pasaportu projesi ile birlikteki üye 55 ülke arasında serbest dolaşımı sağlamayı ve bu pasaportu isteyen tüm Afrikalılara verilmesini 2020 yılına kadar tamamlamayı planlıyor.

Afrika Birliği (AU), 55 üye ülkenin vatandaşlarına yönelik seyahat kısıtlamalarını kaldırma planlarını sürdürüyor ancak eleştirmenler, daha önce de böyle sözlerin verildiğini ve bu vaatlerin yerine getirilmediğini söylüyor.

Enes YÜCEL
o-Staj 2018 AFRAM  Stajyeri

Kaynakça:

Rusya’dan Suriye’de Kimyasal Silah Soruşturması İçin Yeni Teklif

BM Güvenlik Konseyi, Rusya’nın talebi üzerine, Suriye’de kimyasal silah kullanımını görüşmek üzere toplandı.  Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, BM Güvenlik Konseyine Suriye’de kimyasal silah kullanımının soruşturulması için uluslararası yeni bir mekanizma kurulmasını önerdi. ABD’nin, BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ise Rusya’nın “gerçeğe ulaşılmasını engelleyen” hiçbir teklifini kabul etmeyeceklerini söyledi.

Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirilen toplantıda kimyasal silah kullanımının cezasız kalmaması için oluşturulan uluslararası ortaklığın ardından, Rusya’nın, BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırması dikkati çekti.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzia, konseyde yaptığı konuşmada, ABD’nin, Rusya’nın Suriye’de kimyasal silah kullanımı soruşturmasına karşı çıktığı yönündeki suçlamaları reddetti. Nebenzia, Rusya’nın kimyasal silah üretimi ve kullanımına karşı olduğunu dile getirdi. Suriye başta olmak üzere, Ortadoğu’daki kimyasal silah kullanımı teröründen derin endişe duyduklarını vurgulayan Nebenzia, görev süresi dolan BM misyonunun, Suriye’de kimyasal silah kullanımını soruşturmasının başarısız olduğunu ve siyasi manipülasyon için bir mekanizma haline dönüştüğünü öne sürdü.

ABD ve İngiltere’nin, “hiçbir kanıt olmadan ve soruşturma yapılmadan Doğu Guta’daki kimyasal silah kullanımı iddialarından Suriye hükümetini sorumlu tuttuğunu” söyleyen Nebenzia, “Rusya, Suriye’de kimyasal silah kullananların belirlenmesi için şeffaf ve güvenilir kaynaklardan gelen bilgilerle soruşturma yürütecek uluslararası yeni bir mekanizma kurulmasını teklif ediyor.” dedi.

Hacer KARKİN
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

 Kaynakça: