Home Blog Page 170

Romanya’da Yolsuzluğa Karşı Tepkiler Dinmiyor

Romanya’da on binlerce insan, adli reformu protesto etmek için sokaklara döküldü. Cumartesi akşamı, yolsuzluk karşıtı göstericiler, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’nin gündeme getirdiği yolsuzluk ve görevin kötüye kullanımına yönelik suçları gevşetmeyi öngören yasaya karşı olduklarını göstermek için meydanlardaydı.

Güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelen göstericiler, polis barikatını aşarak Bükreş’in ünlü Üniversite Meydanı’na ulaştı ve eyleme burada devam ettiler. Protestocular, daha sonra meclis binasına doğru yürüyüşe geçti. “Hırsızlar!” ve “İstifa!” sloganları atan göstericilere muhalefet partilerinin milletvekilleri de destek verdi ve yürüyüşe eşlik etti. Protestolara farklı şehirlerden de katılım vardı. Gösteriye katılanlarla yapılan röportajlarda öne çıkan düşünce, toplumun hayalindeki medeni ve Avrupa değerlerine yakın olan Romanya’dan uzaklaşıldığı yönündeydi.

Parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran ve iktidar partisi olan Sosyal Demokrat Parti (PSD), AB’ye uyum sürecinde yolsuzlukla mücadele içim yapılan yasaları tersine çevirmeye çalışmakla itham ediliyor. Hukukçuların yaptığı, hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü ilkelerini kırılgan bir hale getireceği ve hukukun siyasi baskı altına alınabileceği uyarılarına rağmen, aralık ayında konuyla ilgili bir yasa meclis onayından geçmeyi başarmıştı. Yasaya göre, artık video ve ses kayıtları mahkemede delil olarak sunulamayacak.

Yasanın, İktidar Partisi Lideri Liviu Dragnea’nın, halen devam eden iki soruşturmada aklanması için çıkarıldığına yönelik söylentiler, Romanya toplumundaki hakim görüş. Şu an Dragnea hakkında görevi kötüye kullanma ve zimmetine para geçirme suçlamalarıyla açılmış iki farklı soruşturma mevcut. Dragnea 2012 yılındaki referanduma hile karıştırdığı gerekçesiyle, 2 yıl hapse mahkum edilmiş ancak cezası ertelenmişti.  Yasa tasarısı, Romanya halkı dışında, ülkede bulunan birçok sivil toplum aktivistinin, uluslararası kurumların ve yabancı diplomatların de eleştirilerine maruz kalmıştı.

İki hafta önce Başbakan Mihai Tudose’nin istifa etmesinin gerekçelerinden biri,bu yasaya karşı çıkmış olması sonucu partisinin desteğini kaybetmesi olarak gösteriliyor. İstifa sonucu Romanya’da yedi ay içinde ikinci kez hükümetin değişmesi nedeniyle, toplumdaki rahatsızlık  artmış durumdaydı. Buna rağmen yeni başbakanlık görevine Dragnea ile yakın siyasi ilişkiler içinde bulunan Viorica Dancila’nın getirilmesi bu eylemleri tetikleyen ve bardağı taşıran son damla olarak değerlendiriliyor.

Yusuf MEHMET
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Davos Zirvesi’nde Dünyaya Yön Veren Siyasiler

İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu başladı. Bu sene 48.’si düzenlenen zirveye, 70’ten fazla ülke katılmaktadır. Bu ülkelerin bazı liderleri konuşmacı olarak zirvede yer alacak. Bunlardan biri Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi. Cumhurbaşkanı Thaçi’ nin yanı sıra Bulgaristan, Hırvatistan, Arnavutluk ve Makedonya başbakanları ile, Sırbistan ise cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ile foruma katılacak. Bir ekonomi zirve toplantısı olarak da adlandırabileceğimiz

Davos Zirvesi’nde tüm dünyanın ekonomi politikasını etkileyecek ülkelerin başkanları ve cumhurbaşkanları da bulunacak. ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un içinde olacağı 3 binin üzerinde katılımcının yanı sıra dünyanın en güçlü şirketlerinin başkanları da zirveye katılacak.

Türkiye’den Cumhurbaşkanı Erdoğan ise zirveye katılmayacak. Gelen bilgilere göre, zirveyi ise bu sene kadınlar yönetecek. Mülteci krizleri, faizler ve iklim değişikliği gibi konular geçen senelerde olduğu gibi bu sene de zirvedeki ana konular olacak gibi gözüküyor. Zirve boyunca çok sayıda toplantı düzenlenmekle birlikte, zirvenin tüm dünyanın sorunlarını çözmeliyiz gibi bir iddiası yok. Zirvenin çoğu zaman amacı sorunlara yönelik öneriler olmuştur.

Ecenaz TERZİ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Bulgaristan Cumhurbaşkanı, Üsküp’ün İyi Komşuluk Anlaşmasına Onay Verdiğini Memnuniyetle Karşıladı

Bulgaristan Devlet Başkanı Dimitri Roumen Radev ve Başbakan Boiko Borissov, Üsküp’teki parlamentoda dostluk, ticaret ve yatırım üzerine ikili ülke antlaşmasının onaylanmasının her iki ülkeye de olumlu yönde adım atılacağını dile getirdi. Üsküp’teki meclis, Borisov ile komşu eski Yugoslav Cumhuriyeti Zoran Zaev’teki, muadili tarafından geçen sene Ağustos 2017’de imzalanan antlaşmayı onaylamak üzere, 15 Ocak’ta oy kullandı. Bulgaristan parlamentosu 2017 yılının Kasım ayında sözleşmeyi onayladı.

Radev, 15 Ocak’ta oy kullanılan bu antlaşmanın onaylanmasının ikili ilişkiler için önemli bir adım atıldığı ve bu belgenin yürürlüğe girmesi için çalışmalara başlandığını dile getirdi. Radev, “Her iki ülkenin de diplomat ve başkanların uzun uğraşlar sonucu olan bu antlaşmayı, ikili ilişkilerde yeni bir Avrupa sayfası açtığını ve bunun ülkemize hem ilişkiler anlamında hem de ticarette yenilik açacaktır.” dedi. Makedon basınında, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri AB Komisyon Üyesi Johannes Hahn, Batı Balkanlar’ın tüm bölgesindeki iyi komşu ilişkiler konusunda Üsküp’ün dostluk, iyi komşuluk ve Bulgaristan ile iş birliği antlaşmasının onaylanmasının önemli bir nokta olduğunu belirtti. “İki ülke arasındaki ticari iş birliği ve dostluğa giden yolu açtık, Güneydoğu Avrupa ülkelerinin istikrarına katkıda bulunduk. Odaklanmış bir probleme değil, çözüm odaklı bir siyaset yapmaya karar verdik.” diye belirtti.

Bulgaristan’ın Üsküp Büyükelçisi Ivan Petkov, Bulgaristan’ın arzusunun Makedonya’nın, AB üyelik müzakerelerine başlama tarihi geldiğini ve bu ülkenin komşusunun Avrupa perspektifini destekleyeceğini görmek olduğunu doğruladı.

Kadir AKKURT
o-Staj BALKAM 2018 Stajyeri

Kaynakça:

 

Bulgaristan Cumhurbaşkanı, AB’den Suriye’ye Müdahale İstedi

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev, AB’den Suriye’ye müdahalede bulunmasını istedi.

Avrupa Birliği(AB) Konseyi Dönem Başkanlığı görevine başlamış ve yürütmekte olan Bulgaristan’da, Cumhurbaşkanı Rumen Radev açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesinin birinci yıl dönümü olan Radev, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye’deki Afrin’de terör örgütü olan PYD-YPG-PKK ve DAEŞ’e karşı 20 Ocak’ta başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’nı eleştirdi. Bu harekatı onaylamadığını belirtip, Avrupa Birliği’nden Suriye’ye acil bir şekilde müdahale edilmesi isteğinde bulundu.

Bulgaristan’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapan Radev, bu olayların çok tehlikeli olduğunu belirtti. Radev, “Suriye’de olanlar hepimizi endişelendiriyor. Güçlü bir askeri kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Toplu hava saldırıları yapılıyor, sivil vatandaşlar öldürülüyor. Bence bu çok tehlikeli bir süreç. Suriye’de durumun gerginleşmesi ciddi zorluklara yol açacaktır. Umarım AB nihayet kendi görüşünü beyan eder ve en sonunda olaya müdahale eder. AB bu olayların dışarıda, başka yerlerde, başka müzakerelerde çözülmesini beklemez. Çünkü bu sorunlar bumerang gibi bizim üzerimize geri dönecektir.” dedi.

Bu açıklamadan önce 22 Ocak’ta, Avrupa Birliği’nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası’ndan sorumlu Yüksek Temsilcisi Frederica Mogherini, Türkiye’nin Afrin’e yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili “Çok endişeli olduklarını” açıkladı.

Nur İNAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni’den, Trump’ı Seviyorum Açıklaması

Trump ve milletvekilleri arasında bu ay yapılan göç toplantısında Trump’un, Haiti, El Salvador ve Afrika uluslarına karşı ağır hakaret içeren sözler kullandığı ifade edilmişti. Dünyadan ve Afrika’da bazı ülkelerden bu açıklamalara tepki geldi. Uganda Devlet Başkanı Museveni ise bu ifadelerin ardından “Trump’ı seviyorum, çünkü Afrikalılara açık yüreklilikle hitap ediyor.” şeklinde açıklamada bulundu.

Başkan Trump, bu ayın başlarında Beyaz Saray’da yapılan konferansta göç tartışması sırasında bazı göçmen ülkelerine ağır sözler sarf etti. Trump, bazı Latin Amerika ve Afrika ülkelerinden gelen göçmenleri kastederek “Neden bu iğrenç ülkelerden insanların buraya gelmesini isteyelim. Norveç’ten daha fazla göçmen almalıyız.” demişti. Bir grup senatörün Trump’ın kullandığı hakaretleri duyduklarını ifade etmelerine rağmen, Trump bu duyumları yalanladı.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Sarah Huckabee Sanders, konu ile alakalı olarak “Başkanımız sert bir dil kullanmadığını söylemiyor. Bu önemli bir mesele, başkanımız bu konuda kararlı ve göç sistemini düzeltmeye çalıştığı için özür dilemeyecek.” şeklinde açıklama yapmıştı.

Trump’ın bu sözleri Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da aralarında bulunduğu dünya liderlerinin öfkesini artırdı ve Haiti sokaklarında binlerce kişinin protesto yapmasına neden oldu. Macron BBC’ye verdiği röportajda, Trump’ın dile getirdiği kelimelerin hiçbir zaman kullanılmaması gerektiğini, tüm ülkelere saygılı olunması gerektiğini ifade etti. Afrika Birliği, Trump’ı özür dilemeye çağırdı.

Gana Cumhurbaşkanı Nana Akufo-Addo, bu kaba ifadeleri kınadığını belirterek “Bu tür hakaretleri, ne kadar güçlü olursa olsun, samimi bir ülkenin liderinden bile olsa kabul etmeyeceğiz.” dedi.

ABD’nin Uganda Büyükelçisi Deborah Malac, Trump’ın tartışmalı sözlerinden büyük rahatsızlık duyduğunu ve Afrikalıların neler hissettiğini anladığını söyleyerek dolaylı olarak özür diledi. Malac’ın bu sözleri ardından Museveni açıklamada bulundu.

Daha önce de 1 Ocak’ta ulusa seslenişinde de Trump’tan ‘dürüst adam’ diye söz etmiş olan Museveni, Trump’ın tepki çeken bu ifadeleri üzerine Trump’a sözlerini sakınmadığı için sevgisini ilan etti.

Başkent Kampala’da, Doğu Afrika Yasama Meclisine seslenen Museveni şunları söyledi: ”Trump’ı seviyorum, çünkü Afrikalılara açık yüreklilikle hitap ediyor. Trump’ın sözleri yanlış mı aktarıldı, doğru mu aktarıldı, bilmiyorum, ama konuştuğunda ondan hoşlanıyorum, çünkü dobra konuşuyor.”

“Trump’ın tarzı dünya çapında bir liderlik tarzı haline gelirken Uganda lideri ”Bu dünyada zayıfsan hayatta kalamazsın” görüşünü dile getirerek şöyle devam etti: ”Afrika’nın daha güçlü olması lazım, zayıf olmaları Afrikalıların kusuru. Böyle devasa bir kıta var. Afrika toprak ve nüfus bakımından Hindistan’ın 12 katı ve daha da artmakta. Afrika’yı niye güçlü yapamıyoruz?”

Museveni, iktidarda kalmaya devam edebilmek için bir süre önce devlet başkanlığında 75 yaş sınırını kaldırmıştı. Muhalifleri tarafından demokrasi ve hukuk devletini ortadan kaldırmakla suçlanan Uganda lideri, başkanlık sarayı harcamalarının 77 milyon doları geçmesi ve oğlunu halefliğe hazırlamasıyla da dikkati çekiyor.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Sevakin Adası’nda İlk Anlaşma Tamam

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aralık ayında gerçekleştirdiği Sudan ziyareti kapsamında restore edilmesini istediği Sevakin Adası’nda ilk çalışmalar bitti. Sevakin Adası’nın restorasyon amacı ile Türkiye’ye tahsisi kapsamında ilk aşama saha tetkik çalışmaları TİKA teknik heyetince tamamlandı.

TİKA teknik ekibinin çalışmalarında elde edilecek sonuçlar doğrultusunda, adanın tarihi, kültürel geçmişine ait bilgilerle aslına uygun olarak restorasyonunun tamamlanması, Sudan ve Türkiye’nin ortak projeleriyle Sevakin’in kültür turizm merkezi haline getirilmesi hedefleniyor.

Sudan’ın kuzeyinde yer alan Sevakin Adası, geçmişte Nubye bölgesinin en önemli limanıydı.

Osmanlı Dönemi’nde ise denizden gelebilecek tehlikelere karşı Kızıldeniz ve Hicaz’ın güvenliği Sevakin Adası üzerinden sağlanmaktaydı.

Afrika’nın dünyaya açılan kapısı konumundaki adada, tarihi Osmanlı limanı ile gümrük binası, Hanefi ve Şafi camileri, muhafaza binası gibi önemli eserler bulunuyor.

Sudan’ın turizm sektörünün gelişmesine katkı sağlanması amacıyla 2011’de başlayan çalışmalarla, Osmanlı Dönemi’ne ait Hanefi ve Şafi camileri ile gümrük binası TİKA tarafından restore edildi.

Tarihi ve kültürel gelişimi dikkate alınarak güvenilir bilgi ve belgelere ulaşılması amacıyla başta Sudan Federal Hükümeti Turizm Bakanlığı yakın çalışma yürüten TİKA ekibi, Sudan’ın Kızıldeniz’e açılan kapısı konumundaki tarihi ada ile ilgili saha etüdü ve incelemelerinin ilk bölümünü tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Sudan tarafından yürütülmekte olan çalışmalarda yer alan, Kızıldeniz Eyaleti Valisi Ali Ahmad Hamid, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Sudan halkının selam ve teşekkürlerini iletti.

Mustafa Nedim CAN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Namibya Devlet Başkanı Hage Geingob: “Yardıma İhtiyacımız Var”

Namibya Devlet Başkanı Hage Geingob, perşembe günü başkent Windhoek Eyalet Meclisinde Fin Parlamento Heyeti ile yaptığı görüşmede sömürge sonrası Namibya ulusunu etkileyen işsizlik, eşitsizlik ve toprak sorunları gibi meselelerin çözümü konusunda hükümetin yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Fin Parlamentosu, Namibya ile iş birliğini arttırmanın muhtemel yollarını araştırmak için geldi. Gerçekleşen görüşmede Geingob, Namibya’nın bağımsızlıktan bu yana siyasi istikrarı sürdürmesine rağmen ekonominin hâlâ kırılgan ve dış şoklara karşı savunmasız olduğunu belirtti.

Ülkenin, sömürge döneminden miras kalan yüksek işsizlik oranı ve artan eşitsizlik yüzünden bozuk olan sosyoekonomik yapı ile savaştığını ifade etti. Devletin işsizlik sorunuyla savaştığını, fakat bunun yetersiz kaldığı yönündeki düşüncesini aktardı. Çeşitli ülkelerin yatırımlar yapmasının iş olanaklarını arttıracağını ve bu probleme çözüm bulunabileceğini söyledi.

“Eşitsizlik büyüdüğü müddetçe, bu eşitsizliğe karşı barışın ve ulus birliğinin sağlanması için birleşmemiz gerektiğini insanlara anlatıyoruz.”

Geingob, ülke ekonomisinin dış şoklara karşı savunmasız olduğu için dış yatırımları çekmenin tehlikeli olabileceğini de vurguladı. Ayrıca Güney Afrika Gümrük Birliği ve Afrika Birliği gibi kıta organlarının bir üyesi olmanın ülke ekonomisi için bir etken olduğunu söyledi. Güçlü ve gelişmiş ulusların ekonomik sistemlerini koruyorken, gelişmekte olan ülkelere ekonomilerini açmaları yönünde tavsiyelerde bulunmasını anlayamadığını ve bu konu hakkında kafasının karışık olduğunu belirtti. Kendi ülkesinin de küçük ve açık bir ekonomiye sahip olduğunu ve dış şoklara çok kolayca maruz kaldığını ekledi.

Afrika Birliğinin kendini finanse edebilmesi için, ülkelerin ithalat faturalarının yaklaşık % 0,2’sini Birliğe ödemeyi kabul ettiklerini söyledi. Fakat Namibya’nın ithalatı şu an % 70 seviyesinde olduğu için bu anlaşmada ithalatları % 40’ın altındaki Nijerya ve Güney Afrika gibi diğer ülkelere göre dezavantajlı olduğunu da sözlerine ekledi.

Finlandiya’nın Parlamento Üyesi Maria Lohela, Namibya’nın kalkınma konusunda hükümetin çabalarını ve gelişimini takdir etti ve ülkedeki siyasi istikrarın dünyadaki birçok ülkeye iyi bir örnek olduğunu da sözlerine ekledi. Namibya’da aslında ekonominin büyümesi için uygun şartların bulunduğunu ve ülkesinde Namibya ile iş, yatırım, turizm, eğitim ve cinsiyet eşitsizliği ve şiddetle ilgili konularda ve birçok farklı alanda iş birliğinin genişletilmesi yönünde çalışılacağını belirtti.

“Namibya kalkınma süreçlerinin ilerlemesi konusunda, Afrika ve dünyadaki birçok ülke için parlayan bir örnek. Biz de buna katkıda bulunmak ve güçlü ilişkiler kurma temennisindeyiz.” diyerek sözlerini noktaladı.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Mısır’da Cumhurbaşkanlığına Aday Olan Anan Hakkında Soruşturma

Mısır ordusu, mart ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklayan eski Genelkurmay Başkanı Sami Anan hakkında soruşturma başlatacağını duyurdu. Anan’ın Mısır dışındaki seçim kampanyası müdürü ise Anan’ın gözaltına alındığını belirtti.

Mısır devlet televizyonundan yayımlanan açıklamada, “Silahlı Kuvvetler, Sami Anan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklaması ile ilgili işlediği yasal usulsüzlükleri görmezden gelemez. Anan, adaylığını Mısır Silahlı Kuvvetlerin bilgisi dışında ve yasal işlemleri gerçekleştirmeden açıklamıştır. Anan’ın açıklamasında kullandığı ifadeler, silahlı kuvetlere karşı ‘tahrik’ içermekte olup, halk ile orduyu ‘karşı karşıya getirecek’ türdendir.” ifadelerine yer verildi.

Anan’ın askerlik hizmetinin sona erdiği şeklinde bir izlenim uyandırarak halkı aldattığına vurgu yapılan açıklamada, “Bahsi geçen şahıs hakkında, hukukun üstünlüğü prensibinden hareketle, gerekli yasal adımlar atılacaktır. İşlenen suçlar soruşturmayı gerektirmektedir.” denildi. Açıklamada ayrıca, Anan’ın “resmi evrakta usulsüzlük ve ciddi ihlallerde” bulunduğu da kaydedildi.

Öte yandan eski Genelkurmay Başkanı’nın Mısır dışındaki Seçim Kampanyası Müdürü Mahmud Rifat, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Anan’ın gözaltına alındığını” duyurdu. Ancak Mısırlı yetkililer gözaltı konusunda henüz herhangi bir açıklama yapmadı.

Hüsnü Mübarek döneminin Genelkurmay Başkanı Sami Anan, cuma gecesi internetten yayımladığı görüntülü mesajda, mart ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını açıklamıştı.

Büşra GÜRSOY
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde ki Çatışmalar

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusunda çatışmalar vardı. Ordu ve silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yüzünden 800 binden fazla çocuk evlerini terk etmek zorunda kaldı. UNICEF açıklama yaptı ve “Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin, dünyada çocukların yerlerinden edildiği en büyük krizlerden biriyle karşı karşıya olduğu” belirtildi. Güney Kivu ve Tanganyika’da 800 bin çocuk evlerinden alıkonuldu. Gelecek aylarda bu çocuklara 65 milyon dolarlık yardımda bulunulacak.

Çocuklar, silahlı gruplar tarafından çatışmalarda kullanılmak için alıkonuluyor. Bu sebeple halk,  zorluk çekiyor. Olaylar nedeniyle halk tarım faaliyetlerinden mahrum kalıyor ve gıda krizi meydana geliyor. Binlerce çocuk yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca çatışmanın tüm tarafları, acil yardıma muhtaç olan insanların, insani yardıma erişimini garanti altına almaya çağırdı. UNICEF Kongo Demokratik Cumhuriyeti Temsilcisi Tajudeen Oyewale’da, “Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusundaki çocuklar, istikrar bozulduğu için yıkıcı sonuçlarını yaşamaya devam ediyor. Bölgede yüz binlerce çocuk sağlık ve eğitim imkanlarından faydalanamıyor.” ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), geçen aylarda Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde ki açlık sorununun çözülebilmesi için 130 milyon dolara ihtiyaç olduğunu ifade etmişti. WFP Genel Direktörü olan David Beasley, kasım ayında, Kasai’ye gelecek 6 ay içinde acil müdahale edilmezse 600 bin çocuğun açlıktan ölebileceği uyarısında bulunmuştu. Merkezi Cenevre’de bulunan Ülke İçi Yerinden Edilenler İzleme Merkezi’nin (IDMC), geçen ay yayımlanan Afrika raporunda, 2017’nin ilk 6 ayında, çatışmalar ve doğal felaketlerden en çok etkilenen 5 ülkenin sıralamasıni paylaşmıştı.Geçen ay yayımlanan rapora göre, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, 997 bin kişinin çatışmalar sebebiyle yer değiştirdiğini açıklamıştı.

Kamuina Nsapu silahlı grubunun üyeleri, Ağustos 2016’da polis tarafından öldürülen Jean-Pierre Mpandi adlı liderlerinin intikamını almak için ülkenin orta kesiminde saldırı düzenliyor. Silahlı grup, bölgede yüzlerce kişinin ölüme sebep oluyordu. Sonucunda ise, güvenlik ve siyasi kriz meydana geliyordu. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusu, neredeyse 20 yıldır doğal kaynakların kontrolünü sağlamaya çalışan silahlı grupların saldırıları ve etnik grupların çatışmalarına sahne oluyor.

Siyasi krizle mücadele eden ülkede, 2016 yılının sonuna kadar yerel, genel ve devlet başkanı seçimi olacaktı ancak mali sorunlardan dolayı ertelenmek zorunda kaldı. Devlet Başkanı Joseph Kabila’nın seçimi ertelediğini, iktidarda kalmak için uğraştığını muhalefet tarafından iddia edildi. Son dönemde düzenlenen gösterilerle şiddet olayları yaşanmıştı.

FATMA NUR KARANİS
o-Staj 2018 AFRAM  Stajyeri

Kaynakça:

AB, Sırbistan’a Kosova Hakkında Son Tarihi Vermek Üzere

Uzun süredir var olan, çözümlenemeyen sorunun ortadan kalkması ve  Kosova ile Sırbistan ilişkilerinin yumuşaması için AB, yasal olacak bir biçimde anlaşma sağlamak üzere Sırbistan hükümetinden tarih istedi. İki ülkenin uzun süredir anlaşmaya varamadıkları, konunun daha da uzamasını istemediğini belirten AB, kesin bir tarih istedikleri belirtildi.

Belgrad medyasının haberine göre, Sırbistan’ın belgeyi resmi olarak şubat ayında sunulması gerektiğini belirtilirken, Belgrad ile Priştine arasında imzalanacak bu anlaşma, hem Kosova hem Sırbistan’ın Avrupa’da önemli sonuçlar doğuracağını belirtti. Bu anlaşma, hem siyasi hem ekonomik ve kültürel anlamda katkılar sağlayacağını, bu yüzden büyük önem taşıdığı belirtildi.

Vuciç, “ekonomik büyümeyi” garanti ederek, Sırp ve Kosovalı hükümetler arasındaki mevcut sorunları çözerek Kosova’da güvenlik anlamında önceliği vurgulayarak, Brüksel’deki yaklaşan müzakerelerde hedeflerini özetledi. Yetkili, Kosovalı ve Sırp yetkililer arasındaki AB tarafından denetlenecek görüşmelerin, “yeni bir anlaşmaya” ulaşmak için aylar sürebileceğini ve normalleştirme sürecinin üç ya da dört yıl sürebileceğini öne sürdü.

Aynı zamanda bu anlaşma, Sırbistan’ın AB’ye üyelik sürecini 2025 yılına kadar tamamlaması gerektiği, gösterge niteliğinde bir karar verilmemesi ve en geç 2019 yılı sonuna kadar Belgrad ile Kosova arasındaki ilişkilerin ilgili madde gereği geçiş kriterlerini yerine getirmelidir. Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuciç, Belgrad’ın, Kosova ve Sırbistan arasındaki uyuşmazlıkları çözmesi gerektiği ancak Avrupa Birliği’nin baskısıyla olmaması gerektiğini dile getirdi.

İki ülke için ilklere adım atacak anlaşmada şöyle sözler yer aldı: ‘Belgrad ve Priştine, Kosova’nın Avrupa’ya geçiş sürecinde daha da önemli ilerleme kaydedecek bu anlaşmada, bir an önce ilişkilerin düzeltilmesi ve yerine getirilmesi gerekiyor.’

Sırbistan medyası, gelecek yılın sonuna kadar Priştine ile bir anlaşmaya varmanın imkansız olmadığını ancak devletlerin yardımının mümkün olmadığını düşünüyor. Bu sebepten, Dragan Çukanoviç, ilişkilerin normalleştirilmesinin 2019’un başlarında ya da en sonunda sağlanabileceğine inanırken, eski Büyükelçi Milovan Bozinoviç’in, gazete verdiği demeçte, hükümetin psikolojik olarak büyük kararlar için halkı buna hazırladığı izlenimi aktardı.

Kadir Akkurt
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça: