Home Blog Page 165

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson: Venezuela’da Darbe Olabilir

Meksika, Arjantin, Peru, Kolombiya ve Jamaika’yı içeren Latin Amerika gezisi öncesinde konuşan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Venezuela’da bir askeri darbe olabileceğini söyledi.

ABD’nin rejim değişikliğini ve darbeyi savunmadığını ve bu tür bir plan yapıldığı konusunda istihbaratı da bulunmadığını söyleyen Tillerson, Teksas Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada buna karşılık darbenin mümkün olduğunu söyledi: “Venezuela ve Güney Amerika ülkeleri tarihinde, işler kötüye gittiği ve liderlik artık halka hizmet etmemeye başladığında ordu sık sık değişimi sağlayan unsur olmuştur” diye konuşan Tillerson şaka yollu, darbe olursa Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun Küba’ya iltica edebileceğini de ekledi: “Mutfak çok ısınırsa eminim Küba’da ona sahilde güzel bir villa verebilecek bazı dostları vardır.”

Venezuela Dışişleri Bakanı Jorge Arreaza ise Tillerson’un sözlerini eleştirerek Latin Amerika ülkelerini “ortak düşmana karşı” birleşmeye çağırdı.

Küba’ya yaptığı resmi ziyaret sırasında konuşan Venezuela Dışişleri Bakanı “Emperyalizm düşmanımızdır. Trump Venezuela’ya nasıl saldırıyorsa, Orta Amerikalı göçmenlere ve Meksika’ya da aynı şekilde davranıyor. Emperyalizmin hiç bir şeye saygısı yok” diye konuştu.

Venezuela Devlet Başkanı, ABD’yi defalarca kendisine karşı bir darbe planının başını çekmekle ve 1999’da iktidara geldiğinden bu yana Sosyalist Parti tarafından uygulanan politikaların başarısız olması için uğraşmakla suçlamıştı.

Sinem DAY
o-Staj 2018 LATAM Stajyeri

Kaynakça:

İran’da ‘Başörtüsünü Çıkarma’ Eylemleri: 29 Kadın Gözaltında

Tahran’da polis kamusal alanda kadınlara yönelik kıyafet kısıtlamalarını protesto amacıyla başörtüsünü çıkaran 29 kadını gözaltına aldı.

Söz konusu tutuklananlar için “Aldatılmış kişiler” ifadesi kullanılan Tahran polisinin açıklamasında, protestocuların “Beyaz Çarşamba” adını verdikleri kampanya kapsamında başörtülerini çıkardıkları kaydedildi.

Ülkenin dört bir yanındaki kadınlar, hafta boyunca İslami giyim kurallarını protesto etmek amacıyla posta kutularının üzerine çıkarak bir sopaya bağladıkları başörtülerini bayrak gibi salladı.

Başsavcı Muhammed Cafer Montazeri Çarşamba günü yaptığı açıklamada örtünme ve giyim kurallarını ihlal edenlerin yabancılar tarafından kışkırtılıyor olabileceğini, bu nedenle bu suçu ‘ilk’ kez işleyenlerin cezalandırılmak yerine uyarılmasının daha yerinde olacağını, gösterilerin ‘önemsiz’ ve ‘çocukça’ olduğunu söyledi.

İran’daki kadınlar yaklaşık kırk yıl boyunca ‘başörtüsü yasası’ ile mücadele etseler de, yeni protesto dalgası daha fazla dikkat çekti ve kişisel özgürlükler karşısında nadiren görülen bir mücadelenin yayılmasına yol açtı. Protesto gösterilerine sosyal medyada koyu dindar ve muhafazakar İranlılardan bile destek geldi ve bir çok kişi dini kuralları uygulamanın kişisel tercih olması gerektiğini söyledi.

İranlı kadınların başları açık fotoğraflarını koydukları “Benim Gizli Özgürlüğüm” (My Stealthy Freedom) sitesi ve Facebook sayfasının yöneticisi Masih Alinejad, prostestolar için: ‘’Baskının en göze çarpan sembolüne karşı mücadele ediyoruz.’’ dedi.

Başörtüsünün zorunlu olduğu İran’da, kurallara uymayanlar para veya hapisle cezalandırılabiliyor.

Aybala LALE
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Hong Kong’un Şemsiye Hareketi Nobel Ödülüne Aday Gösterildi

Hong Kong’da sürdürülen Şemsiye Hareketi, Çin’in 2014 yılında yaptığı açıklamayla Hong Kong’un 2017 yılında gerçekleşecek seçimlerine gösterilecek adayları kendisinin belirleyeceğini ve halkın sadece bu adaylar arasından seçim yapacağını açıklamasıyla ortaya çıktı. Xi Jinping’in, Hong Kong’un Çin’e ait olduğunu iddia etmesiyle gerilen halk, doğrudan seçim talep etti.

Yaklaşık 80 bin eylemcinin katıldığı bu harekete, özellikle üniversite öğrencileri katılım gösterdi. Yirmiden fazla üniversiteden direnişe katılan öğrenciler, Hong Kong Çin Üniversitesi (Chinese University of Hong Kong) kampüsüne akın etti. Sonrasında diğer vatandaşlarda, Çin’in seçim kontrolüne karşı gelmek için, “Merkezi İşgal Et” adıyla sokağa çıkarak eylemlerine başladı.

Eylemlerde polisle karşı karşıya gelen halk, polisin kalabalığı uzaklaştırmak için kullandığı gaz bombalarına karşı kendilerini korumak için gaz maskesi ve şemsiye kullandı. Kullanılan şemsiyeler bir sembol haline gelerek, Hong Kong medyasında “Şemsiye Hareketi” olarak anılmaya başlandı.

Bu hareketin öncüsü olarak gösterilen demokrasi yanlısı üç üniversite öğrencisi, bir grup Amerikalı siyasetçi tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Hong Kong’un politika ve finans merkezinde 79 gün süren eylem ile ünlenen gençler, halkın da dikkatini çekmiş ve binlerce insanın sokağa çıkmasına sebep olmuştu. Hong Kong’un seçim sisteminin illegal olduğunu belirten grup, demokrasi ve barış için direnmeye devam edeceklerini söyledi.

Ece KARAKAŞ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Çin-Japonya-ROK Zirvesi Düzenlemeyi Kabul Ediyor

Asya-Pasifik Bölgesi’nde, ülkeler arası tansiyon son dönemlerde bir hayli yükselmişti. Gerek Çin ve Japonya arasında yaşanan gerilimler olsun, gerekse Kuzey Kore’nin başını çektiği gerilimler olsun, bölgede tansiyon gittikçe artırıyordu.

Ancak, 28 Ocak 2018 tarihinde, Çin’in ev sahipliğinde, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Japonya Dışişleri Bakanı Taro Kono arasında; en kısa zamanda Çin-Japonya-ROK liderlerinin katılacağı bir toplantı düzenlemeyi ve bu üç ülkenin katılımının gerçekleşmesi için uygun ortamların oluşturulabilmesi konusunda bir toplantı gerçekleşti.

Pazar günü Çin Başbakanı Li Keqiang, Japon dışişleri bakanı ile ayrı bir görüşme yapmıştır. Bu görüşmede, Le Keqiang; Çin’i ilk kez ziyaret eden dışişleri bakanının, Çin ile yürütülecek politikalarda iyimser olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde umutlu olduğunu belirtirken, tedbiri elden bırakmayarak Çin ve Japonya arasındaki ilişkilerin belirsizliklerle kaplı olduğunu belirtti.

Başbakan Li, Japonya’nın tarihten ders alarak geleceğe bakmasını bilen bir devlet olduğunu ve bölgede “kazan-kazan” iş birliğinin daha fazla artırılmasını istedi.

Çin ile Japonya arasında yapılan görüşme, Çin-Japonya arasındaki gerilimi düşürmede ve iki ülke arasındaki iş birliğini artırmada önemli bir adım olarak görülmektedir.

Görüşmenin ardından yapılan basın açıklamasında, iki ülke arasındaki üst düzey mübadelelerin, ikili ilişkilerin geliştirilmesinde öncü rol oynayabileceği savunuldu.

Enver Alper DEMİRCİ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

 

 

İngiltere Başbakanı Theresa May, Çin’e Ziyarette Bulundu

İngiltere Başbakanı Theresa May, 31 Ocak-2 Şubat tarihlerinde Çin’e resmi ziyarette bulundu. Başbakan olduktan sonra ilk Çin ziyaretini gerçekleştiren May; iki devlet arasındaki ilişkilerdeki Altın Çağ’ın gelişmeler için birçok konuda anlaşıldığını söyledi. Brexit sonrası Çin ile ilişkileri geliştirmek isteyen May’a, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping dört maddelik bir yol haritası sundu. İlk olarak Cinping’e göre, iki tarafta ilişkilerin gelecekteki gelişmesini stratejik bir bakış açısıyla kapsamlı şekilde değerlendirmeli ve tasarlamalı. Ayrıca iki devlet ekonomik ve ticari iş birliğini geliştirmek için birlikte çalışmalı. Üçüncü olarak iki devlet uluslararası organizasyonlarda beraber hareket emek için görüş alışverişinde bulunmalı. Son olarak ise, iki ülke arasında kültürel iş birliği arttırılmalı.

Çin ile İngiltere, May’in ziyareti sırasında bir çok ticari anlaşmaya imza attılar. Anlaşmaların değerinin 9.3 milyar pound gibi değerin üstünde  olduğu söyleniyor. İngiltere, Xi’nin küreselleşme vizyonunu ve daha açık bir Çin ekonomisini hayata geçirmeye yardımcı olmak için istekli olduğunu söyledi. Şi ve May, Çin’in Bir Kuşak Bir Yol  girişimi hakkında daha fazla görüşme yapmaya karar verdiler ve iki lider, uluslararası standartlar ve şeffaflık konusundaki önemi hakkında konuştular.

Şi, Çin’in pazarlarının sığır, süt ve diğer tarımsal ürünler gibi sektörlerde olmak üzere İngiltere’ye daha da açılabileceğini söyledi.

May’in ayrıca eğitim konusunda ilişkileri geliştirme yönelik çabaları uzmanlar tarafından İngiltere’nin yumuşak gücünü arttırma çabası olarak yorumlandı. May’in girişimleri, bir matematik öğretmen değişim programının uzatılmasını ve Çin’de İngilizce dil öğrenimini teşvik etmek için bir kampanyayı içeriyor.

Çağatay KILIÇ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Birleşmiş Milletler’den Kuzey Kore’yi Suçlayan Rapor

Birleşmiş Milletler, Kuzey Kore’nin ülkeye nükleer programı ve balistik füze testleri nedeniyle uygulanan ekonomik yaptırımları deldiği uyarısında bulundu. Birleşmiş Milletler’in yeni bir raporuna göre Kuzey Kore, BM’nin yaptırımlarına aykırı olarak geçen yıl kömür ve diğer yasaklanmış mal ihracatından yaklaşık 200 milyon dolar kazandı. Raporda, uluslararası yaptırımlara rağmen geçen yılın ocak ve eylül ayları arasında alınan kararlarda yasaklanmış olan malların neredeyse tamamını ihraç ettiği belirtildi. Ayrıca, Kuzey Kore’nin kömürün kökeni gizleyecek belgelerin sahte olmasının yanı sıra; Çin, Malezya, Rusya ve Vietnam’a kömür ihraç ettiğini belirtti. Çin, yaptırımların ihlali konusunu sürekli olarak reddetti.

Ayrıca yaptırımları delmek için yapılan gemiden gemiye transferlerin “milyonlarca dolarlık bir endüstri” yarattığına dikkat çekilen raporda, karaborsacıların ve gemi kiralayıcıların bölgeye akın ettiğine işaret edildi. Bunun yanında, off-shore şirketlerin de bu yasa dışı ticarette çok yoğun bir şekilde kullanıldığı belirtildi.

Gözlemciler ayrıca, Suriye ile Myanmar’ın, Kuzey Kore’nin BM kara listesinde yer alan ve silah ihracatı yapan kurumu KOMID ile iş birliğine devam ettiği aktarıldı. Raporda, Kuzey Kore’den Suriye’nin Bilimsel Çalışmalar ve Araştırma Merkezi için kurulan paravan şirketlerine 2012 ile 2017 seneleri arasında daha önceden bildirilmemiş 40’tan fazla ziyaretin olduğunun tespit edildiği belirtildi.Ayrıca raporda, Myanmar’ın Kuzey Kore’den konvansiyonel silahların yanı sıra balistik füze sistemleri aldığını söylediği aktarıldı.

Çağatay KILIÇ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

 

 

 

 

Senegal’de Eğitim için Küresel Ortaklık Konferansı

Senegal’in başkenti Dakar’da, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall’ın da katılımıyla Eğitim için Küresel Ortaklık (GPE) Finans Konferansı düzenledi.

Türk firmalarının inşa ettiği Abdou Diouf Kongre Salonu’nda düzenlenen konferansta, Sall ve Macron’un yanı sıra Burkina Faso, Nijer, Orta Afrika, Çad, Mali devlet başkanları ile UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay ve Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim’in yanı sıra birçok ülkenin bakanları ve uluslararası toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Azoulay, konferansta yaptığı konuşmada GPE Konferansı’nın ilk defa bir Sahra Altı Afrika ülkesinde gerçekleştiğine dikkati çekerek eğitimin bütün aktörlerin göstereceği iş birliği sayesinde kaliteli hale geleceğini belirtti.

Eğitim için ihtiyaç duyulan gereksinimlerin herkesçe bilinmesine rağmen, bu konuda yapılan yardımların yeterli olmadığından yakınan Azoulay, bu konferansın eğitime yeni bir boyut kazandıracağını ve yeni bir nefes vereceğini umduğunu kaydetti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, konferansta yaptığı konuşmada, Batı Afrika’yı tehdit eden şiddet ve teröre karşı koymanın tek çaresinin eğitim olduğunu belirtti.

Ülkesi adına GPE programlarına 200 milyon avro destek vermeyi taahhüt eden Macron, “Eğitim, seçim değil, zorunlu bir haktır.” diye konuştu.

Eğitimin güvenlik, istikrar ve gelişmenin en önemli şartı olduğuna dikkati çeken Macron, dünyada 5 çocuktan birinin okur yazar olmadığının altını çizdi.

Victor Hugo’nun “Bir okul açan bir hapishane kapatır.” sözünü hatırlatan Macron, “Bugün dünyada 300 milyon çocuk okula gitmiyor. Bu 300 milyon kişinin hayatını seçme özgürlüğünün olmaması demektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Senegal Cumhurbaşkanı Sall, ise ülke bütçesinin yüzde 20’sini eğitime ayıracaklarını belirtti.

“Eğitime ayrılacak para bir yük değil, insanlığın ilerlemesi için bir gerekliliktir.” ifadesini kullanan Sall, son 3 yılda eğitime 3,6 milyar dolar harcadıklarını, 2018-2020 yılları arasında da 2 milyar dolar harcamayı hedeflediklerini vurguladı.

Diğer yandan Senegal’de 30’u aşkın sivil toplum kuruluşunun ülkeye gelmesine karşı çıktığı ABD’li şarkıcı Rihanna da katılımcılar arasında yerini aldı.

GPE Finans Konferansı, gelişmekte olan ülkelerde eğitimin iyileştirilmesi amacıyla donörleri, özel sektörü ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiriyor. Eğitim için Küresel Ortaklık girişimi, 2020’ye kadar 3,1 milyar dolar fon toplayarak gelişmekte olan 65 ülkedeki 870 milyon çocuğun eğitim giderlerini karşılamayı hedefliyor.

Demet GÖRMEK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Kenyalı Muhalif Lider Raila Odinga Düzenlediği Törende Kendisini ‘Halkın Başkanı’ İlan Etti

Kenya’da 26 Ekim 2017’de gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimlerinin sonucunu tanımayan Muhalif Lider Raila Odinga, Nairo’de bulunan Uhuru Park’ta bir tören düzenledi. Törene binlerce muhalif Kenyalı katıldı. Burada yaptığı konuşmada Odinga, kendisini ‘halkın başkanı’ olarak ilan etti. Törene katılan muhalif gruba seslenen Odinga, ülkesinin tarihi bir süreçten geçtiğini belirtti ve ekledi: ‘Uhuru Kenyatta’yı başkan olarak tanımayın’. Raila Odinga şöyle devam etti, “Bugün binlerce insan seçimlerde yapılan hileye dur demek için bir araya geldi. Bu, ülkemizdeki seçim baskılarından kurtulmak için ilk adımdır. Kenya halkına cesaret ve sabrı için teşekkür ediyorum. Bir arada olanlar asla yenilmeyecektir.”

Odinga’yı destekleyen Ulusal Süper Birlik (NASA) düzenlenen törenin, Kenyatta’yı, muhalefetle diyaloğun arttırılmasına ve bakan atamalarının Ulusal Birlik ile istişareli şekilde yapılmasına iteceğini düşünüyor.

Ancak, hükümet törenin vatana ihanet olduğuna dikkat çekti. Salı günü düzenlenen tören, Kenya yasalarına göre idam cezası gerektiren bir suç. Öte yandan hükümetin, Muhalefet Lideri Odinga’nın konuşmasına saatler kala ülkedeki üç büyük televizyon kanalının yayınlarını kestiği bildirildi.

Raila Odinga, geçen yıl yapılan devlet başkanlığı seçimlerini, seçim komisyonunun reformları uygulamakta başarısız olduğunu iddia ederek boykot etmişti.

Enes YÜCEL
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Cezayir, Fransa’dan Nükleer Tazminat Talep Etti

Cezayir Mücahitler Bakanı Tayyib Zeytuni, Cezayir’in sömürge döneminde, Fransa’nın yapmış olduğu nükleer denemelerin yol açtığı tahribatın tazmini için iki ülke arasında ortak bir komisyon kurulacağını söyledi. “Fransa’dan 100 kilometrekarelik alana yayılan nükleer denemeleri için tazminat talep ettik. Nükleer radyasyondan etkilenen grup ve kişilerin yanı sıra zarar gören alanın tazmini için Fransa’ya bazı öneriler sunacağız.” diyen Zeytuni, Cezayir’in, Fransa’nın mağdurlar için daha önceden sunduğu önerileri geri çevirdiğini de belirtti.

Fransa, 1966-1996 yılları arasında eski sömürgesi olan Cezayir’de 17 nükleer deneme gerçekleştirdi. Cezayir, bu nükleer denemeler sonucunda asker ve sivil 18 bin kişinin etkilendiğini ve birçoğunun birkaç sene içinde hayatını kaybettiğini belirtiyor. Fransa ise bu rakamın 500 asker olduğunu öne sürüyor.

Ulusal Sağlık ve Araştırma Geliştirme Teşvik Vakfı Başkanı Mustafa Khiati, geçen yıl gazetecilere verdiği demeçte, Fransa’nın nükleer testlerinin Cezayir’deki yıkıcı etkilerinin on yıllardır sürdüğünü söyledi.

2010 yılında Fransa’da nükleer deneme mağdurlarına tazminat ödenmesini öngören yasa tasarısı kabul edildi. Ancak Fransa sadece 20 kişiye tazminat ödendi.

Bugün, resmi olmayan rakamlara göre 3000 nükleer deneme mağduru hayatta ve bunların %35’i kanser hastalığı ile mücadele ediyor.

Enes YÜCEL
o-Staj 2018  AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

http://www.xinhuanet.com/english/2018-01/29/c_136931875.htm > , erişim:30.01.2018

AU Liderliğini Devralan Kagame, Vizesiz Rejimi Taahhüt Etti

Geçtiğimiz hafta Afrika Birliği’nin Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinin, Addis Ababa’da yapılan toplantısında Ruanda’nın Başkanı Paul Kagame, 2018 yılı için Afrika Birliği (AU) başkanlığına seçildi ve Alfa Condé’den görevi devraldı.

Condé gibi Kagame’in de kıtada hayati önemi olan bir rol oynayan AU içindeki yapısal ve kurumsal reformları denetlemesi bekleniyor.

Zirvede bulunan temsilciler Condé’yi “kıtaya usule uygun olarak hizmet ettikleri” için tebrik etti. Başkan Kagame, yaptığı konuşmasında, bir yıllık görev süresince kuruluşu yönlendirecek olan reformları ve politika önceliklerini açıkladı.

Kagame, yolsuzlukla mücadele, Afrika’nın göç gündemi, AU’nun finansal özerkliği ve nihayetinde bir Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi’nin başlatılması dâhil olmak üzere önemli reformları başlatıyor.

“Bugün, Tek Afrika Hava Taşımacılığı Pazarını (SAATM) başlatıyoruz. Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi’ni başlatmaya neredeyse hazırız ve 2018’de daha fazla hareket özgürlüğü elde edebileceğiz. “dedi.

Kagame, daha sonra yaptığı “kıtaya kusursuz hizmet” konusunda öncülü Alpha Condé’ye de teşekkür ettiğini belirtti. Afrika’nın, 2018 hedeflerini gerçekleştirmek için Kagame, AU’nun bütçeleri ve Afrika’nın iç potansiyellerinin harekete geçirilmesi için kendi kendini finanse eden bir sistemi tartıştı. Bununla birlikte, paylaşılan birlik taahhüdünün de zorunlu olması gerektiğinin altını çizdi.

Büşra GÜRSOY
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça: