Home Blog Page 164

Hollanda Filistin’e 13 Milyon Avro Yardım Yapacak

Hollanda, ABD’nin Filistin’e yapacağı yardımda kısıtlama kararı almasıyla, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna (UNRWA) 13 milyon avro yardımda bulunacağını açıkladı.

Hollanda Dış Ticaret ve Kalkınma İş birliği Bakanı Sigrid Kaag, yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletlerin UNRWA tarihin en büyük mali krizini yaşadığını ve bu durumdan en çok çocukların etkileneceğini dile getirdi. Aynı zamanda bölgedeki istikrarın daha da baskı altına girme riski taşıdığına değinen Kaag, mali zorlukları göz önünde bulundurdukları için acil 13 milyon avro yardım yapacaklarını belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, geçtiğimiz günlerde Filistin’e verilecek 125 milyon dolarlık yardımın 65 milyon dolarlık kısmının gözden geçirilmek üzere askıya alındığını açıklamıştı. Bu durumun yardımın iptal edildiği anlamı taşımadığına dikkat çeken Nauert, 60 milyon dolarlık yardımın  Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşuna verileceğini belirtmişti. Nauert, son olarak yaptığı açıklamada, Donal Trump yönetiminin aldığı bu kararın BM’de yapılan Kudüs oylamasıyla alakalı olmadığına dikkat çekmişti.

Filistin İstatistik Merkezinin verilerine göre, UNRWA’da kayıtlı 5,9 milyon Filistinli mülteciden 2,1 milyonu Ürdün’de, 1 milyon 445 bini Gazze’de yaşıyor, bunu sırasıyla Batı Şeria, Suriye ve Lübnan takip ediyor.

Candan BAYRI
o-Staj 2018 AÇAM  Stajyeri

Kaynakça:

Nazarbayev’den Putin’e Soçi Tebriği

Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesi esnasında, Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin başarısından dolayı tebrikte bulundu.

Kongrede alınan kararların Suriye’de, Birleşmiş Milletler(BM) himayesinde siyasi çözüm bulunmasına büyük katkı sunacağının altını çizen Putin ve Nazarbayev, Astana formatındaki çalışmaların devam etmesi gerektiğini belirtti.

Öte yandan Putin ve Nazarbayev, ileri teknoloji alanı da dahil işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin güncel konuları ele aldı. İkili, dün Almatı’da yapılan ‘Küreselleşme Çağında Dijital Gündem’ forumunun sonuçlarınından övgüyle söz etti.

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin sonuç bildirgesi, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı çağrısı yaparak, Suriye hükümetinin yalnızca Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Açıklamada, kongre katılımcılarının yaklaşık yedi yıldır süren savaşın ardından Suriye’nin kurtuluşu için temel prensiplerde anlaştığı bildirilmiş ve ülkenin seçimler yoluyla demokratik bir yola girmesinin kararlaştırıldığı kaydedilmişti. Rusya Devlet Başkanlığı Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev de, Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin sonunda anayasa komisyonuna adayların listesi dahil 3 belgeye onay verildiğini belirtmişti.

YUSUFCAN KILIC
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

ABD’nin Yeni Doktrini Her Türlü Eylemin Sorumluluğundan Kaçma Fırsatı Veriyor

Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Bondarev, ABD’nin yeni nükleer doktrininin, uluslararası arenada işlediği her türlü eylemin sorumluluğunu reddetme fırsatı verdiğini belirtti.

Bondarev, “Doktrinin metni, ABD yönetiminin her türlü sorumluluğunu ortadan kaldırıyor. Zira bu belgede, uluslararası arenadaki olayları ve bağımsız ülkelerin iç işlerindeki durumu istediği gibi yorumlaması yönünde büyük fırsatlar tanınıyor” dedi.

Doktrinde, “tehdit” veya “olağandışı şartlar” kriterleri için hiçbir net açıklamanın yapılmadığına dikkat çeken Rus senatör, “Gerçi ABD yönetiminin, bu gürültülü açıklamalardan eyleme geçecek kadar akılsız olduğunu sanmıyorum” ifadelerini kullandı.

Yeni doktrinde, Rusya ve Çin’e düşman olarak yaklaşılmayacağının belirtildiğine dikkat çeken Bondarev, “Bu tesadüf değil. Elbette ABD, dünyanın önde gelen iki güçle açık çatışmaya girmeyecek. ABD, silah ihracatından para kazanmak, petrol yataklarını kontrol altında tutmak ve insan sermayesini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak amacıyla yeraltı kaynağı zengini küçük ülkelerin topraklarını işgal etmeye devam edebilir” yorumunda bulundu.

Rus senatör, “ABD’nin nükleer doktrini, kimin küresel ölçekte gerçek saldırgan olduğunu gözler önüne seriyor” diye ekledi.

Demet DAMYAN
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

İkinci Dünya Savaşı’nı Değiştiren 200 Gün: Stalingrad Zaferi’nin 75. Yıldönümü

İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktası niteliğindeki Stalingrad Muharebesi, 2 Şubat 1943 tarihinde Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanyası ve müttefiklerine karşı zaferiyle sonuçlandı.

200 gün ve gece süren Stalingrad muharebesine her iki taraftan 2 milyon kadar asker ve 2000 uçak katıldı. Çatışmalar 17 Eylül 1942’de başlarken, Kızıl Ordu 19 Kasım’da karşı atağa geçti.

Alman birliklerini kuşatan Sovyet ordusu, 2 Şubat 1943’de Nazi mareşali Friedrich Paulus dahil yaklaşık 300.000 Alman askerini esir aldı.

Rusya’nın Volgograd kentinde Stalingrad Savaşı’nın 75. yılı vesilesiyle kutlama töreni düzenleniyor. Kent, Alman ordusu ile savaşta ölenleri bir dakika sessizlikle anacak. Tören esnasında Rus ordusu geçit töreni düzenlendi. Rus ordusu geçit töreninde sergilenen Balistik füze ve mühimmatlar ile adeta dünyaya gözdağı verdi.

Kent merkezinde gerçekleşen törenlere yaklaşık 1,500 askeri personel ve 50 uçak katıldı. 2017 yılında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı özel kararnameyle, bu yılki Stalingrad çatışması zaferinin 75. yıldönümü bayram olarak kutlanıyor.

Stalingrad savaşı, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı’nda yenilmeye başladığı tarih olarak kabul ediliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı özel kararnameye göre, 2018 yılında Stalingrad Muharebesi’nde kazanılan zaferin 75. yıldönümü resmi bayram olarak kutlanacak.

Stalingrad Savaşı’nın yıldönümü Almanya’da sessizce geçiştiriliyor:

Nazi Almanyası’nın Sovyetler Birliği’ne saldırısının doruk noktasını oluşturan Stalingrad kuşatmasının faşizm açısından büyük bir yenilgiyle sonuçlanmasının 75. yıldönümü Federal Almanya’da manidar bir sessizlikle geçiştiriliyor.

Şimdiki adıyla Volgograd’da hazırlanan ”Zaferin 75. Yıldönümü” anmasına Almanya’dan hiçbir üst düzey yönetici katılmıyor. Birkaç beylik cümle ile yetinilen anma konusunda, Alman siyasetinin genel eğilimi ana akım medyada da benzer bir görünüm sunuyor.

”Hitler’in hataları” ve ”elverişsiz hava koşulları”na odaklanılan değerlendirmelerde, faşizmin dünyada kurulmuş ilk işçi devletini hedef alması olgusu gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor.

Faşist Almanya’nın arkasına aldığı beş ayrı devlete dayalı, 900 bin kişilik ordusu, 600’den fazla savaş uçağı ile talan etmeye yeltendiği Sovyetler Birliği’ndeki bu muazzam direniş, 6 ay sonunda ağır bir yenilgiyle sonuçlanmıştı.

490 bin Sovyet insanının katledildiği, 650 bininin yaralandığı bu kuşatmada, 300 bin Nazi askeri öldürülmüş, 90 bini de esir alınmıştı. Yalnızca 6 bin Nazi askeri evine dönebilmişti.

Mehmet EROL
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

Libya’da Göçmenleri Taşıyan Bot Battı

Libya’nın bir kıyı kenti olan Zuwara açıklarında, 90’dan fazla kaçak göçmeni taşıyan bir balıkçı teknesinin battığı bildirildi. Teknenin Libya sahilinden çıktıktan bir süre sonra battığı haberini alan Birleşmiş Milletler Göç Bürosu içerisinde bulunan 90’dan fazla göçmenin boğulmuş olmalarından şüphe ediyor. Gemi, Akdeniz genelindeki göçmenler için popüler bir kalkış noktası olan Batı Libya’da Zuwarah’dan ayrıldıktan sonra nispeten sakin sularda dengesizleşti.

Göçmenlerden sadece üçünden haber alınabildi. İkisi Libya kıyılarına yüzmeyi başarırken, üçüncüsü ise balıkçı teknesi tarafından bulundu.Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ise göçmenlere ait on bedene Libya kıyılarında ulaşıldığını açıkladı.

Libya, Güney Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmaya çalışan göçmenlerin uzun yıllardır önemli bir transit rotası haline geldi. Ancak, olağan bir şekilde bu kez göçmenler arasında Libyalıların da olduğu saptandı. Bu tür olayların çoğunda, Sahra Altı Afrika’daki göçmenler yer alıyor. Bu durumda, gemide olanların çoğu Pakistanlılardan oluşuyordu.

Libya’daki kötüleşen koşullar, Pakistanlıları ülkeyi terk etmeye ve deniz yolu geçişi yapmaya zorluyor. İnsan hakları ihlallerine ve köle pazarına açık, korkunç bir durumda sıkışmış durumdalar. Dolayısıyla, Pakistanlıların Avrupa’ya bir geçiş aramaktan başka şansları olmayabilir.

Geçiş sürecini 2017’de Avrupa Birliği ve özellikle İtalya’dan sonra üçte bir oranında düşüren kişi sayısı göç akışını durdurmaya çalışmak için Libya ile tartışmalı bir anlaşma imzaladı Libya yolunun, Avrupa’ya giden en büyük göçmen koridoru olduğu biliniyor. Birleşmiş Milletler ocak ayında Avrupa’ya 6.624 göçmenin bu yolla geçiş yaptığını belirtti.

Suna AĞDUK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Makedonya’da Türkçe Eğitim Sorunu

Makedonya’da Kırçova kentindeki Mirko Mileski Meslek Lisesi’nde Türk öğrenciler 28 Ocak’ta, eğitim sorunlarıyla ilgili boykot yapmaya başladılar. 22 Ocak’ta başlayan eğitim-öğretim yılında, sorunların çözülmemesi ve devam etmesi nedeniyle Türk öğrenciler ve aileleri durumu boykot etmeye başladılar.

Eğitim imkânlarının yetersizliği ve eğitimcilerin çalışmalarının karşılığını alamaması uzun yıllardır devam eden bir sorundu. Yıllar geçmesine rağmen, bu sorunlara kalıcı çözümler bulunmamıştı. Bu yüzden, Makedonya’da Türk öğrenciler bu duruma karşı tepkilerini göstermek amacıyla boykota başladılar.  Bu boykotla, uzun yıllardır devam eden eğitim sorunu bir kez daha gündeme geldi. Türk öğrenciler okula ulaşımla ilgili sorunları ve öğretmenlerin maaşlarını tam alamadığını belirttiler. Çevre köylerden okula ulaşımın sağlanması için okul servisi ve otobüslerin yetersiz olduğu, öğrencilerin zorluk çektiği ifade edildi. Türk Hareket Partisi (THP) Genel Başkanı ve Milletvekili Enes İbrahim, Türk öğretmenlerin maaşlarını tam alamamalarının yıllardır devam eden ve çözülmesi gereken bir durum olduğunu söyledi.  Enes İbrahim, bu sorunlara çözüm bulabilmek için çalışmalara başlanacağını belirtti.

Birkaç gün önce başlayan boykot sona erdi. Makedonya Türk Sivil Teşkilatları Birliği Başkanı Hüsrev Emin, Kırçova Mirko Mileski Meslek Lisesi’nde,Türk öğrencilerin başlattığı boykotun sona erdiğini duyurdu. Türk öğretmenlerin ve öğrencilerin okul idari yetkilileriyle görüşüp uzlaşı sağlandığını söyledi. Bu lisedeki sorunların çözülmesine karşılık, ülke genelindeki sorunların çözümüyle ilgili de çalışmalar yapılacağını duyurdu.

Nur İNAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Makedonya Savunma Bakanının Kosova Görüşmeleri

Makedonya Cumhuriyeti Savunma Bakanı Radmila Şekerinska, Kosova’ya 1 günlük bir ziyarette bulundu. Kosova Güvenlik Güçleri Bakanı Rustem Berişa tarafından resmi bir törenle karşılandı. Resmi törenin yanı sıra askeri bir tören de yapıldı.

Şekerinska ve Berişa gerçekleştirdikleri görüşmeden sonra ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Düzenlenen basın toplantısında Şekerinska, bu ziyaretinin Kosova’ya ilk ziyareti olduğunu söyledi. Kosova ve Makedonya’nın bölgede zor zamanlardan geçtiğinden de bahsetti. İki ülkenin ilişkilerini dostluk içerisinde yürütmesi gerektiğine değindi.

2018 yılında Kosova-Makedonya arasında iş birliği planı imzalanmasını beklediğini söyleyen Şekerinska, “Makedonya’nın yeni hükümetinin önceliği NATO üyeliği ve iyi komşuluk ilişkileridir. Birçok önlemle iyi iş birliğine sahip olduğumuzu gösteriyoruz. Komşuların işi birbirine yardımcı olmaktır. Kosova’nın NATO üyeliği noktasında uluslararası toplumun tavrını destekliyoruz. Bölgedeki hassas duruma dikkat edilmelidir.” açıklamalarında bulundu.

Ayrıca Şekerinska; Makedonya’nın Kosova Güvenlik Gücünün anayasal değişikliklerle Kosova ordusuna çevrilmesini desteklediğini dile getirmiştir.

KGG Bakanı Rustem Berişa, dostça bir şekilde görüşme gerçekleştirdiklerini ve toplantıda iki ülke arasındaki ilişkileri ve iş birliğini konuştuklarını söyledi.

Nuray KARAGÖZ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Türkiye-Yunanistan İlişkilerinde Gerilim

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan’ın talep edilen terör mensuplarını iade etmemesi kararına sert tepki gösterdi. Yunanistan’ın terörle mücadele konusundaki uluslararası sorumluluğunu yerine getirmediğini, Türkiye ile iyi komşuluk ilişkilerine ters düştüğünü açıkladı.

Geçen Kasım ayı sonunda Atina’da 3 hücre evine düzenlenen operasyon ile terör örgütü DHKP-C üyesi 9 terörist yakalanmış ve mahkemeye sevk edilmişti. Terörle mücadele ekiplerinin operasyonunda, bomba yapımında kullanılan malzemeler, patlayıcı madde ve sahte kimlik belgeleri ele geçirilmişti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl aralık ayındaki ziyaretinde, örgüt üyelerinin saldırı hazırlığı içerisinde olduklarına yönelik bulgular olduğunu Yunan basını bildirmişti.

Yunanistan İstinaf Mahkemesinde DHKP-C terör örgütü üyesi Mehmet Doğan’ın Türkiye’ye iade talebi görüşüldü. Yunan savcı Efstathia Kapagianni, Doğan’ın Fransa tarafından mülteci-iltica hakkı olduğunu, iade halinde can güvenliğinin olmayacağı ve 1951 Cenevre Anlaşması’nın Anayasa’dan üstün olduğunu belirtti. Bu şekilde Atina İstinaf Mahkemesi Türkiye’nin iade talebini reddetti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iade talebi reddinin büyük bir hayal kırıklığı olduğunu ve Yunan mahkemelerinin terör örgütlerini kollayan yaklaşımına yeni bir örnek olduğunu açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yunan yargısının daha önce FETÖ ile ilgili kararının üst mahkeme tarafından reddedildiğini; FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin Yunanistan’ın belli bölgelerinde konuşlandıklarını, kendilerine alan oluşturmaya çalıştıklarını ve halk tarafından  bilinen terör yapılanmalarının olduğunu açıkladı. Yunanistan’ın, Türkiye’nin yapısına, bütünlüğüne ve milletine hedef alan terör mensuplarını ev sahipliği yapacağını ihtimalini önceden düşünmediklerini açıkladı.

Asude UYSAL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Bosna Hersek’te “Dünya Başörtüsü Günü” Etkinliği Düzenlendi

ABD’de yaşayan Bangladeş kökenli Nazma Khan, başörtülü olmasından ötürü öğrenim hayatı ve günlük yaşamında karşılaştığı güçlükler sonrası farkındalık oluşturmak amacıyla, 2013 yılında Dünya Başörtüsü Günü etkinliğini başlattı. Bu yılda, birçok kadının katılımıyla, Bosna Hersek’in kuzeybatısında ki Velika Kladusa şehrinde “Dünya Başörtüsü Günü” etkinliği kapsamında yürüyüş düzenlendi.

Birçok kadının katıldığı yürüyüşü, Bosna Hersek İslam Birliği (Diyanet İşleri Başkanlığı) Velika Kladusa Meclisi düzenledi. Öğle namazı sonrası Şehir Camisi’nden başlayan yürüyüşte ki verilmek istenen ortak mesaj, başörtüsüne karşı ön yargıların yıkılması gerektiğiydi.

İslam Birliği Velika Kladusa Meclisi Aile ve Evlilik Şubesi Koordinatörü Asmira Miljkovic Nadarevic, açıklamasında başörtüsüne olan ön yargıların yıkılması gerektiğini vurgulayarak, “Başörtüsü bizim yaşam biçimimiz. Bu hakkı elimizden kimse almamalı.” diye konuştu.

Yürüyüşe katılanlardan Enisa Velic, uzun yıllar başörtüsü taktığını kaydederek bu hayatta amaçlarımızın olduğunu ve başörtüsünün buna engel olmadığını belirtti ve Velic, “Başörtüsü gururla taşıdığımız ve koruduğumuz bir olgu.” diye ekledi.

İslam Birliği Velika Kladusa Meclisinden Osman Nadarevic ise Bosna Hersek’in devlet kurumlarında çalışan başörtülü kadınların haklarını desteklediklerini vurguladı. İki yıl önce çıkartılan bir yasa ile devlet kurumlarında çalışan başörtülü kadınlara ayrımcılık yapılmak istendiğini ve ülkesinde bu tarz ayrımcılığa asla izin vermeyeceklerini hatırlatarak sözlerine devam etti.

Zehra SİVRİ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

İspanya’dan AB’ye Kosova Eleştirisi

İspanya, Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar Entegrasyon Planı’nda Kosova’nın yer almasını eleştirdi. Genişlemenin hızlandırılması için Kosova’nın planın dışında olması gerektiğini düşünüyor.

Bu hafta Avrupa Komisyonu Batı Balkanlar Stratejisi’ni yayımlayacak. Bu, Avrupa Birliği’ne katılmak isteyen Batı Balkan ülkeleri için hem umut hem de endişe uyandıran adım olacak. 2018 yılının AB Batı Balkan ilişkileri yılı olacağı düşünülmektedir. WB6(WesternBalkans6)  AB’ye üye olma potansiyeli olan ve katılmak isteyen Arnavutluk, Bosna, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’ı  içermektedir. Kosova’nın üye olabilmesi için Sırbistan ve diğer tanımayan AB üyesi ülkeleri(İspanya,Kıbrıs,Yunanistan,Romanya,Slovakya) tarafından bağımsızlığının tanınması gerekiyor.

İspanya Dışişleri Bakanı, Avrupa Komisyonuna resmi olmayan kağıt gönderdi ve  WB6’nin genişleme dinamiğine ve uluslararası hukuka uymadığını, Kosova’nın farklı bir yapıya sahip olduğunu ve Sırbistan’ın bir bölgesi olarak ancak genişleme sürecine girebileceğini açıkladı. İspanya’nın Kosova’yı tanıma konusunda çekimser kılan durum Katolonya sorunudur. İspanya, Avrupa kıtasında oluşacak bağımsızlık durumlarının Katalonya tarafından kullanılabileceğini düşünüyor. Geçen yıl Katolonya bağımsızlık referandumundan sonra, Avrupa Komisyonu, Kosova’nın durumunun Katolonya ile karıştılmaması gerektiğini çünkü İspanya’nın AB üyesi bir ülke olduğunu Sırbistan’ın ise olmadığını üzerine değerlendirmede bulundu.

Asude UYSAL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça: