Home Blog Page 153

Northvolt, Tesla’ya Rakip Olmak İçin İsveç’te Büyük Bir Pil Fabrikası Kuruyor

Hayata geçirildiğinde Avrupa’nın en büyük pil fabrikası olacak olan Northvolt, proje için Avrupa Birliği yatırım bankasına başvuruda bulundu. Avrupa’nın en büyük Lityum-iyon pil fabrikasını kurmayı hedefleyen Northvolt’un proje için gereken 63 milyon dolarlık başvurusu, Avrupa Birliği tarafından kabul edildi.

Edinilen bilgilere göre,hayata geçirildiğinde Avrupa’nın en büyük Lityum-iyon pil fabrikası olacağı planlanan Northvolt, kurulacak tesis sayesinde dışarıya bağlılığı minimuma indirmeyi ve Tesla’ya rakip olmayı amaçlıyor. Ayrıca, İsveç’te kurulacak olan bu mega fabrika Avrupa’nın en büyük fabrikası olmasının yanı sıra 2000 ile 2500 arası İsveçli vatandaşa da iş imkanı sağlayacak.2025 yılında Avrupa’da ki pil sektörü hacminin, 300 milyar doların üstüne çıkması öngörülüyor. Ayrıca,Northvolt’un pil sektörüne yatırım yaparak gelecekte önemli bir gereksinimi karşılamayı hedeflerken son yıllarda gelişen teknolojinin de etkisiyle elektrikli otomobillere yönelen ülkeler için de önemli ham madde ihtiyacını karşılayacaktır.
Tesla’da 5 yıl boyunca satın alma yöneticisi olarak çalışan 47 yaşındaki Peter Carlsson, Tesla’dan ayrıldıktan sonra Northvolt’u kurarak elektriklenmeye doğru hızla ilerleyen Avrupa’da dünyanın en yeşil pilini üretmeyi hedefliyor.

Halil ÇANKAYA
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynak:

Euro Grubunun Yeni Başkanı Portekizli Centeno

Brüksel’de gerçekleştirilen ve Euro Bölgesi’nde bulunan 19 Avrupa Birliği (AB) üyesi, ülkenin katıldığı Euro Grubu toplantısında, Portekiz Maliye Bakanı Mario Centeno yeni başkan olarak seçildi. Centeno, başkanlık için Lüksemburg Maliye Bakanı Pierre Gramegna, Slovakya Maliye Bakanı Peter Kazimir ve Letonya Maliye Bakanı Dana Reizniece-Ozola arasından seçildi.

Centeno, seçim öncesinde yaptığı açıklamada kendisini sadece Güney Avrupa ülkelerinin temsilcisi olarak görmediğini dile getirmişti. Önceki Bakan, Hollandalı Jeroen Dijsselbloem, genel seçimlerde maliye bakanı olamadığı için adaylığını koyamadı. Alman Mali Bakanı Peter Altmaier, Centeno’nun ülkesini krizden kurtarmak için harcadığı çabayı, bu doğrultu da istikrar ve kurtarma paktını uygulamasını takdir etti.

Portekiz 2011 yılında finans krizi yaşamış ve Euro Bölgesi’nden yardım istemişti. Bu sebeple, Lizbon’a 70 milyar euroluk acil kredi açılmıştı. 2015 yılında maliye bakanlığına getirilen Centeno ise, Portekiz’in 2016 yılında istikrar ve Büyüme Paktı şartlarına uymasına sağlamış, bu yolda ilerleme kaydedilmişti. AB Komisyon Başkanı’nın, Euro Bölgesi ile ilgili açıklayacağı reform önerileri arasında istikrar ve Büyüme Paktı kurallarının yumuşatılacağı şeklindeki iddialar geri çevrildi. Alman Maliye Bakanı Altmaier ise, yumuşatma uygulamasının Euro Bölgesi için zararlı olacağını açıkladı.

Candan BAYRI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 Kaynakça:

Pakistan, Trump’tan Sınıra Tel Örgü Çekilmesi için Fon Yardımı İstedi

Pakistan, Afganistan sınırına çit örgü inşa ediyor ve bunun inşası için Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’tan fon yardımı isteğinde bulundu. Başbakan Shahid Khaqan Abbasi’nin, Ulusal Güvenlik Danışmanı Nasir Han Janjua, bu çitin 1800 km uzunluğunda planlandığını ve Afgan Savaşı’nın dayattığı uzun zamandır çekilen ızdırabın sona erdireceğini ayrıca Pakistan’daki terörizmi azaltacağına inanıyor. Janjua, ABD bariyer için bir ödenekte bulunmalı ya da en azından Afgan tarafındaki çit döşenmesine yardım etmeli, dedi. Sonuçta, Afgan Savaşı’nda harcanan maliyetin 45 milyar dolar olduğunu fakat bu çitin maliyetinin ise 532 milyon dolar olduğunu ve tel örgü çekilmesinin, savaş maliyetinden daha ucuz olduğunu da sözlerine ekledi. Pakistan’ın kuzey kesiminden bir yana, tel örgünün 2019’a kadar tamamlanacağı düşünülüyor.

Geçtiğimiz ay, Trump Twitter’da, Pakistana yapılacak olan 2 milyon dolarlık yardımı askıya alacağını ve geçmiş yıllardan beri Amerika liderlerinin sürekli Pakistan’a yardımda bulunduğunu söylemiş ve onları yalan söylemek ve hilekarlık yapmakla suçlamıştı. Buna rağmen, Pakistan ise yapılacak çitin her iki tarafta da teröristlelerin akışını keseceğine inanıyor ve ABD’yi, Afgan mültecilerin geri dönüşünü ve çitin tamamlanmasında yardımda bulunmaya çağırıyor. Bir günde 70.000 insanın sınırdan özgürce geçtiğini, bunun da terörizmi kolaylaştırdığını belirtti.

Hacer Aslıhan IŞIKOĞLU
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Sözlerine Türkiye’den Sert Tepki

0

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, geçtiğimiz günlerde Yunanistan’da bir TV kanalına yaptığı açıklamada yaşanan Kardak krizi ile ilgili, Türk sahil güvenlik botunun Yunan sahil güvenlik botu olan Gavdos’a çarpmasına ‘Türkiye bu hareketiyle kırmızı çizgileri aştı.’ yorumunu yaptı.

Kocias, açıklamasında “Türkiye iyi bilmelidir ki, Yunanistan ne Suriye’dir ne de Irak’tır” dedi ve benzer bir durumda Yunanistan’ın tavrının barışçıl olmayacağını ekledi. “Kardak kayalıklarının uluslararası hukuk kuralları ve anlaşmalar uyarınca Yunanistan’a ait olduğu açıktır” diyerek görüşünde ısrarını dile getirdi. Türkiye’nin gündemi nedeniyle “asabi bir ülke” haline geldiğini söyledi.

Nikos Kocias’ın bu sözlerine tepkisiz kalmayan Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, Kocias’ın, Yunanistan’ın “barışçıl olmayan davranışlarda” bulunabileceğini gösteren bu ifadesini kaygıyla karşıladığını belirtti.

Aksoy, birkaç gün önce iki ülkenin başbakanlarının gerçekleştirdiği telefon görüşmesi ve içeriğinden ‘son dönemde Yunanistan’la yaşanan gerginlikten rahatsızlık duyulduğunu, tansiyonun düşürülmesi için Yunanistan’ın gerekli tedbirleri alması gerektiğini vurguladıklarını, iki tarafın görüş farklılıklarına rağmen görüşmede olumlu bir havanın olduğu, sorunların diyalog yoluyla çözülmesine ağırlık verilmesine odaklanılacağı’ şeklinde bahsetti.

Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki gerginliğin azaltılmasını desteklediğini vurgulayan Aksoy, “Ancak maalesef görünen o ki, Yunan Dışişleri Bakanı, barışçıl olmayan, haddini aşan ve siyasi pozisyonunun gerektirdiği sorumluluktan uzak bir yaklaşım benimsemiştir. ” dedi. Yunan Bakanı Türk ve Yunan başbakanlarının ortak dilekleri doğrultusunda duyarlı olmaya davet ettiğini sözlerine ekledi.

Kocias’ın bu açıklamaları iki ülke arasında gerginliğe sebep olsa da iki ülke başbakanlarının görüşmelerinin bu gerginliği dizginleyici şekilde olduğunu dile getiren Hami Aksoy’un açıklamalarına bakılırsa, iki ülkenin de krizin çözümünde barışçıl olacakları bekleniyor.

Dilek KARADAY
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

 

 

 

Kuzey İrlanda’da ki Hükümet Müzakereleri Çöktü

0

Birleşik Krallık’ı oluşturan unsurlardan Kuzey İrlanda’da, koalisyon hükümeti kurma çalışmalarında bulunan ayrılıkçı Sinn Fein Partisi ile İngiltere ve Birlik Yanlısı Demokratik Birlik Partisinden (DUP) hükümet müzakerelerine ilişkin açıklama yapıldı.

DUP Lideri Arlene Foster, partilerin anlaşmasına dair “mevcut bir ihtimal bulunmadığını” belirterek, müzakerelerin İrlanda Dili Yasası kapsamındaki anlaşmazlık sebebiyle çöktüğünü bildirdi. Foster, Londra’daki merkezi hükümete yaptığı çağrıda, artık Kuzey İrlanda için bir bütçe hazırlanması ve politik kararların alınmasına başlanması gerektiğini savundu.

Taraflar arasında halen önemli uçurumlar bulunduğunun altını çizen DUP lideri, güç paylaşımına dayalı olarak kurulmak zorunda olan bir Kuzey İrlanda Hükümeti’nin halen partisinin hedefi olduğunu ancak “tek taraflı bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini” söyledi.

Sinn Fein’in Lideri Michelle O’Neill’da Demokratik Birlik Partisini müzakereleri çökertmekle suçladı. Partisinin, “DUP liderliği ile belli bir seviyede anlaşmaya vardığını” dile getiren O’Neill, ancak DUP’un anlaşmayı sonlandıramadığını öne sürdü.

Öte yandan, müzakerelerin İngilizce’nin yanı sıra İrlandaca’nın da Kuzey İrlanda’da resmi dil statüsüne getirilmesi konusunda çıkan anlaşmazlıktan dolayı başarısızlıkla sonuçlandığı bildiriliyor. Kuzey İrlanda’da sınırlı özerkliği düzenleyen yasaya göre, bölgesel hükümet ayrılıkçı ve birlik yanlısı en büyük iki partinin güç paylaşımına dayalı olarak kurulmak zorunda.

Bölgedeki gelişmeleri takip eden Londra’daki merkezi hükümet, tarafların anlaşmaya varabilmesine olanak tanınması kapsamında müzakereler için ek süre vermişti. Müzakereler, 13 aydır sürüyordu ve müzakerelerin çökmesiyle Kuzey İrlanda Bölgesel Hükümeti’nin yetkilerinin Londra’ya aktarılması gündeme gelecek.

Güç paylaşımına dayalı hükümetin kurulamaması durumunda, yeni bir seçime gidilmesi de gündemde ancak seçimin, Kuzey İrlanda’da ki siyasi dengeleri dramatik şekilde değiştirecek bir sonuç vermesi muhtemel görülmüyor.

Aybüke Rabia HALİL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

St. Maarten’de Kredi İçin Geri Ödeme Yok

Saint Maarten, Karayip Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan tropik bir adadır. İki adının olmasının nedeni de iki ayrı sömürgeye sahip olmasıdır. Hollanda Krallığı ve Fransa arasında ikiye bölünmüştür.

Hükümeti, ilk beş yılda geri ödemesiz 50 milyon NAF kredisi verilmesi için, St. Maarten’e bir öneri gönderdi. Kredi, genel harcamalar için kullanılabilir ve bu kredi Hollanda Hükümeti tarafından imzalanabilir. CFT ( Committee of finance Supervision) Genel Sekreteri Raymond Gradus, yerel yönetime gönderilen bütçe değişikliği hakkında CFT’nin 24 saat içinde bir tavsiye vereceğini söyledi. CFT’nin tavsiyede bulunması ise iki hafta sürecek.

Gradus, basın toplantısında, “Bundan sonra, bütçe değişikliği konusunda parlamentoya karar bildirilecek ve parlamentoyu bu kanun hakkında mümkün olan en kısa sürede karar vermeye çağırıyorum.” dedi. “Önemli olan, nokta ekonomik faaliyetlerdeki artışın, hükümetin finansmanında olumlu bir etkisi olacağı ve açığın küçüleceği.” dedi.

Hollanda Hükümeti’nin 550 milyon avroluk Yeniden Yapılandırma Fonu, ekonominin yeniden başlatılmasında hayati bir rol oynuyor ve St. Maarten halkı için daha iyi bir yaşam sağlıyor. Cuma günü Holland House Beach Hotel’de düzenlenen basın toplantısında CFT açıklama yaptı. “CFT olarak resmi bir rol oynamamıza rağmen, Yeniden Yapılandırma Fonu projelerinin başarılı olacağına inanıyoruz.”dedi.”St. Maarten’i yeniden inşa etme süreci ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliği de oldukça zaman alacak, ancak halkın gösterdiği direniş ve birliğe de değinilmelidir.” dedi.

Taslak 2018 bütçesi, gözden geçirilmek üzere CFT ile birlikte verilmektedir. Şimdiki mali durum göz önüne alındığında,St Maarten’in 2018’deki likidite sıkışıklığının ülkenin açığıyla hemen hemen eşit olduğu düşünülüyor. Gradus,”Bu nedenle,2018 bütçesini 2017 yılının son aylarının bilgileri üzerine güncellemek ve harcamaları kısmak ve gelir ve vergileri artırmak için önlemler almak, örneğin vergi tabanını genişletmek önemli.” dedi. Bu tedbirlere karar verecek organ da, hükümet ve nihayetinde parlamentodur.

Gamze BOZKURT   
o-Staj 2018 LATAM Stajyeri

Kaynakça:

● Anonim,(2018), Dutch offer NAf. 50m loan, no repayment for five years, <https://www.thedailyherald.sx/islands/73554-dutch-offer-naf-50m-loan-no-repayment-for-five-years>, erişim: 9 Şubat 2018

● Anonim,(2018), DUTCH OFFER NAF. 50M LOAN, NO REPAYMENT FOR FIVE YEARS, <https://www.sxm-talks.com/the-daily-herald/dutch-offer-naf-50m-loan-no-repayment-for-five-years/>, erişim:10 Şubat 2018

İtalya’da Aşırı Sağın Yükselişi

0

2017, İtalya için faşist şiddetin yükselişe geçtiği bir yıl oldu. Milano merkezli  L’Espresso adlı haftalık gazetede, yıllık faşist şiddet üzerine bilanço içeren bir makale yayınlandı. Buna göre, ülke çapındaki köylerde, büyük şehirlerde ve taşra illerinde Forza Nuova ve Casa Pound gibi aşırı sağcı grupların kurdukları saldırı birliklerinin neden olduğu “sarmal şiddet” şeklinde ortaya çıkan yüzlerce saldırı olayı yaşandı. Gazetenin verdiği bilgiye göre, İtalya’da “siyah terör” olarak adlandırılan ve şimdiye kadar hiç tanımlı olmayan boyutta şiddet olayları ile karşı karşıya kalındı. Neo-faşistler bu terörü bastırmak için verilen direnişe karşı savaş açarak, “siyah devrim” yapacaklarını ilan ettiler ve “Sloganlardan sonra gerçeklerin konuşulmasını sağlayacağız.” şeklinde bir beyanat verdiler.

Öte yandan, İtalya’nın Macerata kentinde geçen hafta neo-faşist görüşlere sahip bir kişi aracından ateş açarak Afrika kökenli altı kişiyi yaraladı. 28 yaşındaki Luca Traini isimli İtalyan, daha sonra boynuna İtalyan bayrağını dolayarak arabasından inmiş ve faşist selamı verdikten sonra teslim olmuştu.

Traini’nin düzenlediği ırkçı saldırı, gelecek ay genel seçimlerin yapılacağı İtalya’da, siyaset dünyasını ikiye böldü. şırı Sağcı Parti Forza Nuova, Luca Traini’yi açıkça destekleyerek, “Luca’yı yalnız bırakmayacağız.” dedi.

İtalya’da yaklaşan genel seçimler öncesi aşırı sağın yükselişi, ırkçılık karşıtı protestoları hızlandırdı. Cuma günü İtalya’nın Bologna kentinde polis ve faşizm karşıtı üniversite öğrencileri arasında arbede yaşandı. Arbede sırasında, 4 öğrenci ve 1 polis memuru yaralandı.

4 Mart’ta sandığa gitmeye hazırlanan İtalya’da, kamuoyu yoklamaları aşırı sağ partilerin bir önceki seçimlere oranlara güç kazandığını gösteriyor.

Aybüke Rabia HALİL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Rumlar, Hidrokarbon İçin Türkiye’yi AB’ye Şikayet Etti

Kıbrıs Adası’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki haklarını savunan Türkiye, Rumların doğalgaz arama çalışmalarına tepki gösterdi. Doğu Akdeniz’de Rum kesiminin hidrokarbon faaliyetlerini sürdürmesine Türkiye’den gelen sert tepki sonrası, Rumlar, Avrupa Birliği’ni devreye soktu. AB Konsey Başkanı Donald Tusk, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Türkiye’ye AB ülkelerine yönelik tehditlerden kaçınma çağrısı yaptı. Türkiye’nin müdahalesiyle sondaj çalışmalarını durdurmak zorunda kalan Rumlar, soluğu Avrupa Birliği’nin kapısında aldı.

Türkiye hakkında küstah açıklamalar yaparak AB’den destek isteyen Rum yönetimi beklediğini aldı. Ancak tüm açıklamalara  rağmen bu konuda Türkiye’nin tavrı net: Bölgedeki doğal kaynaklarda Kıbrıslı Türklerin de hakkı var, yok sayılamaz. Konuyla ilgili Avrupa Birliği’nden de Rumlara destek açıklaması geldi.

Avrupa Komisyonu Sözcüsü  Mina Andreeva, “Türkiye’nin komşusuyla iyi ilişkilerde bulunması gerekiyor. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeyle komşuluk ilişkilerine zarar verecek her türlü eylem, tehdit veya münakaşadan kaçınmalıdır.” diyerek küstah bir açıklamaya imza attı.

Ayrıca AB Komisyonu Başkanı Juncker, yaptığı açıklamada “Türkiye’nin davranışlarına şiddetle karşı çıkıyorum” dedi. Sınır ihlalinde bulunan ve sürekli tahrik edici hareketlerde bulunan Yunan tarafına tek  bir söz söylemeyen AB’nin Türkiye’ye yönelik sert eleştirilerde bulunması, AB dahil tüm dünyanın Türkiye’ye karşı saf tuttuklarının açık bir göstergesi olarak algılanmaktadır.

Hacer  KARKİN 
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Netanyahu: Golan Tepeleri, Sonsuza Kadar İsrail’in Elinde Kalacak!

İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu, Golan Tepelerinin sonsuza kadar İsrail’in elinde kalacağını söyledi.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Netanyahu Almanya’nın Münih kentinde gerçekleştirilen 54. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’nda, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü. Netanyahu görüşmede Guterres’e, “Golan Tepeleri sonsuza kadar İsrail’in elinde kalacak.” dedi.

İran’ın, Suriye’deki askeri varlığına da değinen Netanyahu, “İran, Suriye’de üs inşa etmemeli buna karşı harekete geçeceğiz” ifadelerini kullandı. İsrail ordusu, bir süre önce Suriye’den kalkan ve İran’a ait olduğu belirtilen bir insansız hava aracının İsrail hava sahasını ihlal etmesi üzerine düşürüldüğünü duyurmuş, buna karşılık Suriye’deki “İran’a ait hedeflere” hava saldırısı düzenlemişti. Saldırı sırasında İsrail’e ait bir F-16 da düşürülmüştü.

1967’de İsrail tarafından işgal edilen Golan Tepeleri, Suriye’nin Başkenti Şam’a 60 km mesafede olmasından dolayı stratejik bir öneme sahiptir. Aynı zamanda İsrail su ihtiyacının içte birini karşılamaktadır. Bölgenin, Filistin konusunda ve İran’ın Suriye’de ki askeri faaliyetleri konusunda İsrail’in elinde bir koz olarak bulundurulması, gelecekte de bölgenin ne kadar önemli bir konumda olduğunu göstermektedir. İsrail bu bölgeyi kaybederse Şam’ı tehdit etme konusunda büyük bir zafiyete uğrayacağını bilmektedir.

Kerem AYSU
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Makedonya İsim Değişikliğine Gitti

0

Uzun süredir Yunanistan ile yaşadığı isim krizi ile dünya gündeminde olan Makedonya geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu’ nun aldığı kararlar sonrası havaalanı ve otoyollarında isim değişikliğine gideceğini açıklamıştı. Bu kararlar bugün Makedonya Cumhuriyeti Resmi gazetesinde yayımlanması sonucu yürürlüğe girdi, havaalanı ve otoyol isim değişikliği böylece gerçekleşmiş oldu.

Üsküp Havaalanı ismi Uluslararası Üsküp Havaalanı olurken 10’ uncu koridor otoyolunun ismi “Dostluk” otoyolu olarak değiştirildi. Havaalanının ismi 2006 yılında da Büyük İskender olarak değiştirilmişti. Devlet Yolları Kurumu 10’ uncu koridorda otoyol ismini taşıyan yaklaşık 19 levhada daha değişiklik yapacağını açıkladı.

Makedonya’ nın bu isim değişiklikleri AB’ ye giriş sürecini de olumlu yönde etkileyecektir. Selanik Belediye Başkanı Yiannis Boutaris Makedonya havaalanı yeniden adlandırılması gerektiğini ve olumlu bir adım olduğunu belirtti. Boutaris, Yunanistan’ ın TV Sky’ a verdiği demeçte Makedonya isminin dünyayı böldüğünü ve herkesin bu ortamda kaybedebileceğini açıkladı. Boutoris, Yunanistan’ ın Makedonya’ dan korkmadığını, anlaşılmayan konularda zaten gerekli adımları her iki ülkenin de attığını ve Yunanistan şu an Makedonya’ yla olan sorunlarından daha büyük bir sorununun olduğunu ve bunun da Türkiye aralarında yaşanan gerginlik olduğunu belirtti.

Boutaris’ in bu açıklamaları Yunanistan-Makedonya ilişkilerinde çok olumlu aşamalar kaydedilmeyeceğinin göstergesidir. Yunanistan’ ın hem Makedonya ile olan 27 yıllık isim krizi hem de Türkiye ile olan Kardak sorununa tutumunu değiştirmeye niyeti olmadığını görebiliriz.

Ecenaz Terzi
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça: