Home Blog Page 148

Ekvador, Ülkedeki FARC Varlıkları Hakkındaki Kanıtları İnceliyor

Kolombiya Savcılığı, perşembe günü Ekvadorlu meslektaşlarına ülkede FARC varlığını destekleyen belgeleri teslim etti.

Ekvador Cumhuriyet Başsavcısı Carlos Baca Mancheno, Bogoto’da düzenlediği basın toplantısında, “Ekvador topraklarındaki FARC varlıkları ile ilgili olarak verilen bilgiler, usulüne uygun olarak analiz edilecek.” dedi. Mancheno’yu, Kolombiyalı meslektaşı Nestor Humberto Martinez ile görüşmesinin ardından, terörist gerillaların varlığını ispat eden toplamda 13 milyon elektronik dosyanın bulunduğunu belirtti.

Martinez,“Savcıyla, Mancheno arasında paylaşılan 13 milyon elektronik dosya var ve her bir dosyanın FARC’la yakından bir ilişkisi var ve inceleme devam ediyor.” dedi.

Dosya teslimatının ardından Kolombiya Savcısı, Ekvador’da ki, Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetlerinin(FARC) varlıklarının her birini tespit etme ve ele geçirme yükümlülüğünü belirtti. İki savcının temel hedefi, uluslararası hukuki iş birliğinin varolan taahhüdünü güçlendirmek ve örgütlü suçlarla mücadele için ortak strateji geliştirmek. Savcılığın ve Ekvador Hükümetinden bir heyetin katıldığı toplantıda organize suçlarla ilişkili çeşitli suç olayları değerlendirilerek ülkenin ulusal ve ekonomik güvenliğiyle ilgili alınabilecek önlemlere değinildi. Terörle ilgili suçların kaynaklarının analizi yapıldı.

Ekvador’da varlığının tartışıldığı FARC, Eylül 2016’da Kolombiya Hükümeti ile anlaşmaya vararak 52 yıldır sürdürdüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmıştı.

Merve ÜN
o-Staj 2018 LATAM Stajyeri

 Kaynakça:

Bushati, Ukrayna’yı Ziyaret Etti

Avrupa ve Dışişleri Bakanı Ditmir Bushati Perşembe günü gerçekleştirilen görüşmede Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin ile bir araya geldi. Bakan daha sonra Ukrayna’nın Başkenti olan Kiev’e resmi bir ziyarette bulundu.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Klimkin, Arnavutluk’un izlediği Ukrayna’nın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü hem uluslararası kuruluşlar açısından hem de ikili ilişkileri desteklemesinden dolayı teşekkür ettiğini belirtti. Bakan Klimkin, Bakan Bushati’ye Ukrayna ile olan görüşlerinden dolayı ve AB ile ilgili görüşlerinin uyumlu olmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti.

İki bakan ticaretin canlanması ve yatırım yapılması için çalışmalar yapılacağını belirtti. Ele alınan konularda her iki ülkenin de tarım, turizm, ulaşım, enerji, eğitim, kültür gibi potansiyeli olan alanlarda ticaretin güçlenmesi, ikili ülkenin birlik ve beraberlik içinde dostluk oluşmasına ilişkin görüşlerini dile getirdi.

Bakan Bushati, Ukrayna’da yaşayan Arnavut Diasporasını ve Ukrayna makamlarını Diaspora ile uluslararası hukuka uygun olarak ilerlemesi ve iki ülke arasındaki önemli dostluk anlaşmasından dolayı övgülerini dile getirdi. 300 yıldır Ukrayna halkıyla beraber yaşayan bu topluluğun kültürel kimliğinin korunması, aynı statüde yer alması, her iki ülkenin de ortak projeler için iş birliği yapılması gerektiğini ve buna hazır olduklarını aktardı.

Bakan Bushati, Ukrayna Başbakan Yardımcısı, Ukrayna Ekonomik Kalkınma Bakanı Stepan Kubiv ve Ukrayna Parlamentosu (Verkhovna Rada) Andriy Parubiy ile görüştü. Serbest ticaret anlaşması için bir araya gelen bakanlar, ülkede potansiyel iş gücü olduğunu ve ticaretin gelişmesine yönelik ayrıntıları konuştuğunu dile getirdi.

Baktığımız zaman Ukrayna Parlamentosu da bölgedeki iş gücünü yükseltmek, daha fazla istihdam alanı oluşturmak ve ticareti geliştirmek istiyor. Arnavut Parlamentosu ise, Rusya’nın saldırganlığına karşı çıkmak için kesin olarak desteklediği Ukrayna ile anlaşma imzalamak taraftarı. Bu izlediği tutum, Balkan ülkelerinden biri olduğunu vurgulamak aynı zamanda serbest ticaret anlaşması yapıp, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin ilerletilmesini sağlama yönünde.

Kadir AKKURT
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

TAPI Projesinin Türkmenistan Ayağı Tamamlandı

Türkmenistan doğalgazını Pakistan ve Hindistan’a taşıyacak TAPI projesinin Afganistan ayağının inşasına başlanacak.

Türkmenistan doğalgazını Afganistan üzerinden Pakistan ve Hindistan’a taşıyacak Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) doğalgaz boru hattı projesinin Türkmenistan ayağı tamamlandı. Doğalgaz boru hattının Afganistan ayağının inşasına başlanacak. TAPI projesinin Türkmenistan’daki 214 kilometrelik bölümünün tamamlanmasının ardından, ülkenin güneyindeki Mary bölgesinin Serhetabat vilayetinde tören düzenlendi. Törene, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhamedov, Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani ve Pakistan Başbakanı Şahid Han Abbasi katıldı. Berdimuhamedov, açılışta yaptığı konuşmada, bin 814 kilometrelik hattın yıllık doğalgaz kapasitesinin 33 milyar metreküp olacağını belirterek, bunun bölgenin sürdürebilir gelişiminin, sosyal, ekonomik ve enerji güvenliğinin garantisi olduğunu söyledi. Söz konusu projenin binlerce iş imkanının da yolunu açacağına işaret eden Berdimuhamedov, “Bu projenin hayata geçmesiyle, Türkmenistan, Avrupa ve Güneydoğu Asya arasında bilgi köprüsü olacak.” dedi. Berdimuhamedov, Türkmenistan ve Afganistan arasında inşa edilecek demiryolu aracılığıyla da Afganistan’ın Asya Pasifik pazarına ulaşacağını kaydetti. Türkmenistan’ın elektrik enerjisi alanında güvenilir bir partner olduğunu kanıtladığını söyleyen Berdimuhamedov, kendileriyle bu konuda iş birliği yapmak isteyen çok sayıda ülke olduğuna dikkati çekti. Berdimuhamedov, enerji alanında Türkmenistan ve Afganistan arasındaki iş birliğinin gün geçtikçe arttığını ifade etti.

Afganistan Devlet Başkanı Gani ise TAPI projesine verilen destek ve gösterilen çaba için ülke başkanlarına teşekkür ederek, projenin hayata geçmesinde gece gündüz çalışan ve emek veren herkesi takdir ettiğini dile getirdi. Ülkesinin bütün komşularıyla bağlantı kurmak istediğini vurgulayan Gani, Afganistan’ın ekonomik iş birliği için platform kurmak istediğinin altını çizdi. Gani, “Hepimiz şunu anlamalıyız ki iş birliği politikasıyla halklarımız ve hepimiz kazananlarız. Biz, ekonomik refahı, istikrarı ve sosyal güvenliği elde edebiliriz.” diye konuştu.

Pakistan Başbakanı Abbasi de projenin öncülüğünü yapan Türkmenistan’a teşekkür etti. TAPI’nın, enerji ve iletişim koridoru olduğunu belirten Abbasi, söz konusu projenin halkları birbirine bağlayacağını, sosyal ve ekonomik gelişim sağlayacağını ve bölgeye istikrar kazandıracağını kaydetti. Abbasi, “Bu projenin sadece kazananları var. Projenin hayata geçirilmesine katkı sağlayan üç ülkeye projeyi gerçekleştirdikleri için teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Hindistan’ın dış ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Mobaşar Caved Akbar da törende yaptığı konuşmada, TAPI projesinin önemine değinerek, projenin yeni bir ufkun başlangıcı olduğunu dile getirdi. TAPI’nin, Hindistan enerji güvenliği için de oldukça önemli olduğunu söyleyen Akbar, projenin çok sayıda fırsat kapısı açtığını kaydetti. Akbar, Türkmenistan’ın, Hindistan’ın önemli enerji partnerlerinden biri olduğunun altını çizdi.

Hilal DURSUN
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

Yunanistan – Makedonya İsim Tartışmasına Erdoğan da Katıldı

Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov’u Ankara’da ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan ile Makedonya arasında uzun yıllardır devam eden ama özellikle son zamanlarda daha da gündemde olan isim anlaşmazlığı tartışması ile ilgili beyanda bulundu. Erdoğan: “Burada hiçbir tereddüt söz konusu değil. Zaten biz anayasal ismini ilk tanıyan ülke olduk. Bugün neredeysek bundan sonra da yine aynı yerde olacağız. Türkiye, diplomaside hiçbir zaman ikircikli tavır takınmamıştır.” sözleriyle Makedonya’yı desteklediğini açıkladı. Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov, Erdoğan’a bu konuda Türkiye’nin ilkeli duruşundan dolayı teşekkür etti.

Yunanistan’da, Türkiye ile yaşanan Ege Adaları krizinin yanı sıra, Makedonya Cumhuriyeti ile de “isim krizi” yaşıyor. Yunanistan, Kuzey komşusu Yugoslavya’nın dağılmasından sonra kurulan devletin adına Makedonya denmesini hiçbir zaman kabul etmezken, Makedonya isminin, Yunanistan’a ait tarihsel bir bölge olduğunu söyleyerek uluslararası planda çeşitli girişimlerde bulundu. Yunan milliyetçisi ve tutucu kesimler, isim üzerinde fırtınalar kopararak bu adın kullanılmasının Yunanistan’dan toprak talep etmeye kadar varacağı üzerine propagandalarda bulundu.

Bağımsızlığını ilan ettiği günden beri Makedonya ile Yunanistan arasında yaşanan isim krizinin nedeni, Yunanistan’ın en büyük bölgesinin “Makedonya” olarak adlandırılan dâhilinde Selanik ve Kavala gibi şehirlerin de bulunduğu batı bölgesi ile aynı isimde olmasıdır. Makedonya’nın bağımsızlığından sonra Yunanistan’ın uluslararası arenada ki çabaları sonucunda ülke, birçok devlet ve Yunanistan tarafından resmi olarak “Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti” (Former Yugoslav Republic of Macedonia) ismiyle tanınıyor.

Mustafa BİLGİN
O-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Türkiye– Ecowas Ekonomi ve İş Forumu İstanbul’da Başladı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye’nin amacı Afrika ile ilişkilerini geliştirip kendi menfaatleri doğrultusunda ilişkilerinin en üst düzeye çıkarılması olduğunu belirtti. Türkiye ile Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) arasında imzalanan iş birliği anlaşmasının tarihi bir öneme sahip olduğu üzerinde vurgu yapıldı. Zeybekçi, Ecowas ile kurumsal ilişkilerin kurulmaya çalışıldığını söyledi. Bakan Zeybekçi, forumun açılışında konuşma yaptı ve Türkiye’nin coğrafi konumuna değindi. Akdeniz’e kıyısının olmasından dolayı aynı zamanda Afrikalı olduğunu ve kıtanın Türkiye için bir kültür coğrafyası olduğunu sözlerine ekledi. Ayrıca forumun başarılı olduğunu ve yoğun geçtiğini söyledi.

Türkiye’nin Afrika’da bulunan her ülkeyle iş birliği içinde olduğu belirtildi. Zeybekçi, Türkiye’nin Afrika açılımında temel taşlarından biri olan Afrika nüfusunun toplam yüzde 30’unun yaşadığı, Afrika milli gelirinin yüzde 25’inin temsil edildiği ECOWAS ile kurumsal bir ilişkiye girilmeye çalışıldığı üzerinde vurgu yaptı. Türkiye son 15 yılda ECOWAS ülkeleriyle ticaretini 10 kat artırdığını söyledi. Türkiye olarak, 1975 yılında kurulmuş olan ECOWAS ile kurumsal bir entegrasyona gidilmesi gerektiği söylendi. ECOWAS ile Serbest Ticaret  Anlaşması yapılarak kalıcı bir iş birliği sağlanmak istendiği belirtildi. Görüşmelerin sonunda Türkiye ve Ecowas arasında derin bir Serbest Ticaret Anlaşması için fikir birliği yapıldığı söylendi. Zeybekçi, 2018 yılı sonunda bir rapor hazırlayacaklarını belirterek raporun sonuçlarına göre Türkiye ve ECOWAS arasında anlaşmanın yapılıp yapılmayacağı kararı verilecektir dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi amaçlarının Türkiye’nin kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde ihracatını artırmak, büyümesine ve istihdamına katkı sağlamak olduğunu belirtti. Kazan-kazan prensibi çerçevesinde ilişkiler kurduklarını sözlerine ekledi. Büyükekşi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2006’da Afrika’ya açılım stratejisini ortaya koyduğunu hatırlatarak, söz konusu tarihten sonra, Türkiye-Afrika İşbirliği zirveleri, Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu gibi çok önemli etkinlikler düzenlendiğini ifade etti. Forumun Türkiye-Afrika ülkeleri özellikle ECOWAS ülkeleri arasındaki ilişkilerimize önemli bir katkısı olacağını söyledi. Konuşmaların ardından, Türkiye-ECOWAS Ekonomi ve İş Forumu sponsorlarına plaket verildi.

Fatma Nur KARANİS
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

BMGK’deki Suriye Oylaması Öncesi Rusya Ateşkesi Kabul Etti

BMGK’deki Suriye oylaması öncesi Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Rusya’nın BMGK’daki ateşkes tasarısının lehinde oy kullanacağını duyurdu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yapılacak Suriye’de bir ay insani ateşkes ilan edilmesine yönelik tasarı için Rusya’nın lehte oy kullanacağını açıkladı.

Elysee Sarayı’ndan kaynaklar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e konuyla ilgili bir mektup yolladıklarını belirtti. İki liderin tasarının durumuna göre akşam saatlerinde Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirebilecekleri ifade edildi.

Tasarıda, Suriye’ye insani yardım ulaştırılabilmesi ve özellikle rejimin kuşatması altında bulunan Doğu Guta’daki 700 kişinin tıbbi tahliyesi için bir ay insani ateşkes talep ediliyor.

İsveç ve Kuveyt tarafından hazırlanan ve konseye getirilen Suriye’de bir ay “insani ateşkes” talep eden karar tasarısı, bugün TSİ ile 19.00’da oylamaya sunulacak.

BMGK’de bir tasarının kabul edilmesi için 15 üyeden en az 9’unun lehte oy vermesi ve daimi üyeler ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’dan herhangi birinin veto yetkisini kullanmaması gerekiyor.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi FedericaMogherini, yazılı açıklamasında, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yüzlerce sivilin kasıtlı olarak ve acımasızca hedef alındığını belirterek “Doğu Guta’daki katliam derhal durdurulmalı.” ifadesini kullandı. Sivillere insani yardımın kısıtlanmadan ulaştırılmasının ahlaki bir sorumluluk olduğunu belirten Mogherini, tüm tarafların acilen şiddete son vererek daha fazla hayat kaybını önlemesi gerektiğini vurguladı. “AB, Doğu Guta’daki dehşet verici gelişmeleri anlatacak kelime bulamıyor.” ifadesini kullanan Mogherini, uluslararası toplumun Doğu Guta halkının çektiği acıya son vermek için birlik olması gerektiğini belirtti.

Mogherini, “Suriye rejimi acilen kendi halkını hedef almayı sonlandırmalı ve halkı korumak olan öncelikli sorumluluğunu yerine getirmeli.” vurgusunda bulundu. AB’nin Birleşmiş Milletler’in 30 günlük ateşkes çağrısını desteklediğini kaydeden Mogherini, uluslararası toplumdan bu çerçevede destek beklediğini bildirdi.

Muhaliflerin kontrolünde bulunan Doğu Guta’da yaklaşık 400 bin sivil yaşıyor. Doğu Guta, Astana anlaşmalarında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilmişti ancak Rusya’nın garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, geçen yıl nisan ayından itibaren bölgeye yönelik ablukasını yoğunlaştırmış ve son aylarda saldırılarını şiddetlendirmişti.

İnsani krizin derinleştiği bölgede, yüzlercesi acil durumda olan binlerce hasta sivil tahliye edilmeyi bekliyor. Bunların çoğunluğu çocuk veya ileri evre kanser hastasıdır. Doğu Gutalı çok sayıda bebek ve çocuk açlık ve ilaçsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.

Demet DAMYAN
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

Kazakistan, Bölgesel Güvenlik Konusunda Daha Fazla Çaba Gösterecek

Kazakistan, Orta Asya’da bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi konusunda daha fazla çaba göstermeye hazır durumda bulunuyor. Kazak basınında, 19 Şubat’ta yer alan habere göre halihazırda Astana, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve Afganistan ile yoğun diyaloğuna devam ediyor.

Kolektif Güvenlik Anlaşması çerçevesinde atılan adımlar da bu anlamda önem arz ediyor. Ayrıca Mart ayında yapılması planlanan Orta Asya Liderleri Zirvesi’nin de çok sayıda iş birliği anlaşmasına sahne olması bekleniyor.

Dünya Ekonomisi ve Politika Enstitüsü’nden Cumabek Sarabekov konuyla ilgili olarak, “Afganistan’daki güvenlik durumuna özel bir önem gösterileceği kanaatindeyim. Bölgede barışın yeniden inşasına katkıda bulunmak istiyoruz. Afganistan’ı bir tehdit olarak görmediğimiz gibi, bu ülkenin ekonomik kalkınması için her türlü iş birliğine de hazır durumdayız. Çeşitli yatırımlar ve insani yardım programları bu anlamda Afganistan ile ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi için büyük önem taşıyor.” ifadelerini kullandı.

Afganistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Hamid Karzai ise, ülkesinin durumunun bütün bölgeye etki ettiğini kaydederken, “Kazakistan’ın çabaları hem Afgan halkı hem de Afgan hükümeti tarafından büyük memnuniyetle karşılanıyor. Afganistan’ın izole edilmiş bir ülke olmadığı gerçeğini de en iyi şekilde yansıtıyor. Ayrıca Kazakistan’ın, Afganistan’daki güvenlik durumu hakkında adım atması ve daha detaylı çabalar için öne çıkması, Afgan halkı tarafından takdirle karşılanan bir gelişme.” şeklinde konuştu.

Özellikle Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in, bölgesel güvenliğin iş birliği içerisinde artırılması çabaları sonrasında Orta Asya ülkelerinin katkısıyla bir barış gücü oluşturulması hedefleniyor. Ayrıca yine askeri iş birliği çerçevesinde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan askerlerinin tecrübelerini birbirlerine aktarmaları da mümkün olabilecek.

Begmurat ALLABERDİYEV
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

 Kaynakça:

ABD, İsrail Büyükelçiliğini Mayısta Kudüs’e Taşıyacak

ABD Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv’deki Amerikan Büyükelçiliğinin mayıs ayı içinde Kudüs’e taşınacağını açıkladı. İsrail İstihbarat Bakanı Katz ise, ABD’nin İsrail Büyükelçiliğinin, İsrail’in kuruluşunun yıl dönümü olan 14 Mayıs’ta Kudüs’e taşınacağını söyledi.
Aynı açıklamada, yeni büyükelçilik binasının ilk bölümünün, ABD’nin Kudüs Başkonsolosluğunun da bulunduğu Kudüs’ün Arnona Bölgesi’ndeki bir yerleşkede açılacağı, ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman ve küçük bir ekibin yeni binada çalışmaya başlayacağı bildirildi.

Katz, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında, “ABD Başkanı Donald Trump’ı, ülkesinin İsrail Büyükelçiliğini, İsrail’in kuruluşunun 70. yıl dönümünde başkentimize taşıma kararından dolayı tebrik ediyorum. Bundan daha büyük hediye yok. En adil ve en doğru hamle. Teşekkürler dost.” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan hakkındaki yolsuzluk soruşturması nedeniyle zor günler geçiren İsrail Başbakanı Netanyahu, bu kararı:”İsrail halkı için harika bir gün.” olarak nitelendirdi ve ABD Başkanı Donald Trump’a teşekkür etti.

Kararın ardından açıklamada bulunan Filistin Lideri Abbas’ın Sözcüsü Ridaniye, “Bu kabul edilemez bir adım. Tek taraflı atılan tüm adımlar kimseye meşruiyet kazandırmaz ve bölgede barış sağlanması için gösterilen çabalar açısından bir engel teşkil edecektir.” dedi.

BM’de Türkiye’nin öncülüğünde alınan karara rağmen, Trump yönetimi Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak tanıma yolunda adımlarına devam ettiğini göstermiştir. Böylelikle ABD, uluslararası kararları çiğneyerek kendi gücünün ve kararının her şeyin üstünde olduğunu göstermiştir.

Kerem AYSU
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Sudan-Güney Sudan Sınırında Saldırı

Güney Sudan ordusunun, Sudan-Güney Sudan arasındaki tartışmalı bölge Abyei’de 7 sivili öldürdüğü bildirildi.

Batı Kordofan Eyaleti Parlamentosu Güvenlik ve Yasama Komisyonu Başkanı El-Ağbaş Mustafa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Güney Sudan halk ordusunun Abyei’nin güneydoğusundaki Feyd el-Huva bölgesinde Sudanlı çobanların bulunduğu alana saldırdığını ve 3’ü kadın 7 kişiyi öldürdüğünü söyledi.

Saldırının gerçekleştiği bölgenin Sudan toprakları olduğunu belirten Mustafa, son dönemde Güney Sudan ordusunun, çobanlara yönelik bu tür saldırılarının arttığını ifade etti.
Sudan ile bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan arasındaki Abyei bölgesi, zengin petrol yataklarından dolayı iki taraf arasında “tartışmalı bölge” olarak biliniyor.

Sudan askerlerinin Haziran 2011’de Abyei bölgesini kontrol altına alması üzerine Sudan ile Güney Sudan arasında çatışma çıkmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, bunun üzerine Abyei bölgesini iki tarafın askerlerinden arındırmak amacıyla BM Abyei Geçici Güvenlik Gücü’nü görevlendirmişti.

Geçtiğimiz haftalarda Etiyopya’nın Başkenti Addis Ababa’da toplanan Sudan-Güney Sudan Ortak Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı sonrası Güney Sudan Savunma Bakanı Kuol Manyang ve Sudan Genelkurmay Başkanı İmadeddin Mustafa Adevi iki ülke sınırında askerden arındırılmış güvenli bölge kurulması için anlaşma imzalamıştı. Son yaşanan olayların anlaşmayı ne yönde etkileyeceği henüz belli değil iken, iki ülke arasında yeni bir çatışma veya diplomatik kriz çıkabilir.

Mustafa Nedim CAN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

AB, Sahel İçin Terörle Mücadele Finansmanını Artırdı

Avrupa Birliği Sahel bölgesinde; Burkina Faso, Çad, Mali, Moritanya ve Nijeryalı beş ülkenin kurduğu güvenlik gücüne iki kat fazla katkı yapacağını açıkladı.

Devlet ve Hükümet başkanlarının katılımlarıyla Brüksel’de gerçekleşen “AB Sahel Zirvesi”nde, Sahel bölgesindeki terör örgütlerine karşı koymayı hedefleyen askeri güce yapılan yardımların iki katına çıkartılması kararlaştırıldı. Avrupa Birliği, Brüksel’deki G5 Sahel askeri gücünü desteklemek amacıyla düzenlenen toplantıda, Sahel bölgesindeki terör örgütleri yüzünden artan gerginlikler sebebiyle, askeri güce yapılan maddi yardımı ikiye katladığını duyurdu.

Sahel bölgesindeki terör örgütleriyle yapılması planlanan mücadele kapsamında, 5 bin kişilik bir askeri güç bölgeye yerleştirilerek, daha önce Barkhane Operasyonu ile bölgeye gönderilen 4 bin kişilik Fransız askerine eşlik ederek, bölgeye huzur getirmesi sağlanacak. Avrupa Birliği tarafından G5 Sahel askeri gücüne yapılacak yardımın yanı sıra, Nijer, Mali, Burkina Faso, Moritanya ve Çad’ın oluşturduğu G5 üyelerinin her biri 10 milyon, Fransa 9 milyon, Suudi Arabistan 100 milyon, Birleşik Arap Emirlikleri 30 milyon, Hollanda 5 milyon, Amerika Birleşik Devletleri ise 60 milyon dolarlık yardımların yapılması vaat edildi.

Bakan ayrıca, AB’nin 2020 yılına kadar yedi yıllık planında yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım yaptığı bölgedeki kalkınma fonlarına duyulan ihtiyacın altını çizdi. Bu kalkınma fonlarının bölge ve Avrupa için önemli olduğunu söyledi.

AB’nin Sahel Bölgesine yaklaşımının terörle mücadele kısmına bakıldığı zaman bu gelişmelerin tüm dünya adına önemli olduğu görülmektedir. Zirvede yapılan açıklamalardan da yola çıkılarak Avrupa Birliği ve uluslararası toplumun Sahel Bölgesi için dayanışma içinde olacağının sinyallerinin verildiğini söylenebilir.

Suna AĞDUK
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça: