Home Blog Page 143

Sırbistan-Makedonya Un Krizi Çözüldü

Makedonya Tarım ve Ormancılık Bakanı Lyupço Nikolovski ile Sırbistan Ticaret Bakanı Rasim Layiç, Üsküp’te bir araya gelerek Sırp ununun Makedonya’ya ithalatı konusunda ortaya çıkan anlaşmazlığı çözdü.

Makedonya’da yapılan yeni yönetmeliklerle beraber ithal ürünlerle ilgili yeni düzenlemeler getirildi. Yeni düzenlemeler un ithalatının yanı sıra tarımsal ürünlerin ithalat ve ihracatıyla ilgili düzenlemeler içeriyordu. Bu yeni düzenlemeler Sırbistan ile Makedonya arasında un ithalatı konusunda sorunlar çıkmasına neden oldu. Sırp ununun Makedonya’ya girişinde kontrol işaretinin konulmasını öngören yönetmelikle kriz ortaya çıktı.

Üsküp’te Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nda bir araya gelen bakanlar soruna bir çözüm bulmak amacıyla görüştü. Yapılan görüşme sonucunda 1, 2, 5 kg unların Sırbistan’da; 25, 50 kg unların Makedonya’da damgalanmasına karar verildi. Bunun yanı sıra un konusunda ortaya çıkan bu sorun, ticari konulardaki diğer sorunlara ve bunların çözülmesinin gerekliliğine de dikkat çekti. Nikolovski ve Layiç, Makedonya ve Sırbistan arasındaki ticari bariyerleri sona erdirecek, sorunların hızlı çözümünü amaçlayan, ticaret hacmini ve iş birliğini arttırmayı amaçlayan  hükümetlerarası ortak bir komite kurma kararı da aldı. Bu komitenin kurulmasıyla Makedonya ve Sırbistan arasında yıllık 760 milyon avro olan karşılıklı ticaret hacminin 1 milyar avroya çıkması bekleniyor. Nikolovski bütün bunlarla ilgili olarak, ”Bu, iki hükümet arasında tarım ve ticaret hakkındaki tüm sorunların uzun vadeli bir çözümünün başlangıcıdır” dedi.

Makedonya ve Sırbistan arasındaki krizin kısa sürede çözülmesi sevindirici bir durumdur. Ancak bunun yanı sıra diğerlerine nazaran küçük olan bu sorunun çözümüyle beraber daha büyük sorunlara dair alınan bu kararlar çok daha önemli ve umut vericidir.

Nur İNAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Vetevendosje Partisi’nde Yaprak Dökümü

Kosova’nın Başkenti Priştine’nin belediye başkanı olan ve birkaç ay önce görevine ikinci kez seçilen Shpend Ahmeti partisi Vetevendosje’den istifa etti. Parti içindeki anlaşmazlıkların parti ruhuna ve üyelerin partiye olan inancına zarar verdiğini istifa mektubunda belirten Ahmeti “Mevcut durumda parti, Kosova devleti içinde değişim yaratmak adına en hızlı organ fakat artık benim inanç ve tutumlarımla örtüşmüyor.” sözlerine yer verdi.

Varlığını 12 senedir sürdüren Vetevendosje’de son dönemde Ahmeti gibi düşünen diğer memnuniyetsiz üyelerin istifaları, partinin tarihi boyunca karşılaştığı en büyük zorluklardan birini ortaya çıkardı. Parti içinde ilk çatlak sesler geçtiğimiz aralık ayında, bir gazetenin Vetevendosje milletvekillerinin grup içinde birbirine gönderdiği ve parti lideri Albin Kurti’nin partinin milletvekili Aida Derguti tarafından sert bir dille eleştirildiği ve suçlandığı anlaşılan kısa mesajları yayınlanmasıyla ortaya çıktı.

Parti içi çatışmalar ve kişisel anlaşmazlıklar neticesinde birçok milletvekili, partinin eski lideri Visar Ymeri ve partinin eski genel sekreteri Dardan Molliqaj da dahil olmak üzere çok sayıda parti üyesi partideki görevlerinden istifa etti.

İstifaların gelmesinden önce Ahmeti ve Glauk Konjufca arasında, birbirleri arasında anlaşmazlık bulunan grupların barışması, daha derin bölünmelerin ortaya çıkmaması ve partinin eski günlerine dönmesi için bir dizi görüşmede arabuluculuk yapmak üzerine anlaşmış olmalarına rağmen görüşmeler yapılamadan Ahmeti’nin de istifa etmesi parti içinde soğuk duş etkisi yarattı. Ahmeti, partinin lideri Kurti’den sonra en çok oy alan ikinci isimdi dolayısıyla bu kayıp Vetevendosje için siyaset sahnesinde telafisi zor bir gedik açtı.

Ahmeti’nin parti içindeki arkadaşlarından Fisnik Ismaili, Ahmeti’nin istifalara engel olmaya çalıştığı ve partiyi bütün halde tutmak yönünde çok çaba sarf etmesine rağmen bunu başaramadığı için kendisinin istifa etmesinin beklenen bir durum olduğunu söyledi. Partinin bir diğer milletvekili Albulena Haxiu ise kendi Facebook hesabı üzerinden “Priştine bu istifayı hak etmedi Shpend!” notunu paylaştı.

Ahmeti ise bu açıklamaları, partiden istifa etmenin belediye meclisinde kendisini zor durumda bırakacağını ancak bunun başkenti geliştirme yönündeki çalışmaları aksatmayacağı şeklinde cevaplarken inanç ve tutumların, konfordan daha önemli olduğunu yineledi.

Yusuf MEHMET
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Milorad Dodik’e Verilen Plaket Ülkede Tepkiye Sebep Oldu

Her yıl Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentinde düzenlenen şehir belediyesinin kuruluş yıldönümü töreni bu sene büyük bir tepki topladı. Tepkinin nedeni ise Bosna Hersek’in iki entitisinden biri olan Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik’e Srebrenitsa Belediyesi’ne yaptığı katkılardan ötürü verilen altın plaket idi.

Tuzla şehrinde buluşan Srebrenitsalı anneler Dodik’e altın plaket verilmesini kınadı. Srebrenitsa Anneleri Derneği Başkanı Hatice Mehmetoviç, Dodik’in Srebrenitsa’ya bir katkısı olmadığını ve ona verilen plaketin Srebrenitsa’da yaşayan Boşnaklar için büyük bir acı olduğunu dile getirdi. Srebrenitsalı Kadınlar Derneği Başkanı Hajra Catic de, her konuşmasında Sırpların Srebrenitsa’da yaptığı soykırımı inkar eden Dodik’e bu tarz bir plaket verilmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Derneğin başkan yardımcısı Nura Begovic ise Sırplara ödül verilmesine karşı olmadıklarını ancak Dodik’in bu plaketi haketmediğini dile getirdi konuşmasında.

Plaket törenine Boşnak temsilciler ve Srebrenitsa Belediye Meclisi Başkanı Alija Tabakovic katılmazken, Sırp Cumhuriyeti Başkanı Dodik, Sırbistan Savunma Bakanı Aleksandr Vulin ve Sırp asıllı Srebrenitsa Belediye Başkanı Mladen Grujicic katıldı.

Dodik, kendine verilen plaketi bir zafer olarak görmediğini ve Srebrenitsa kentinde daha çok yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Bu kentin geçmişte yaşanan bir trajedi nedeniyle önemli bir yeri olduğunu ve acıların bölünmemesi, suçluların cezalarını çekmesi gerektiğini dile getirdi.

Yugoslavya’nın çöküşüyle birlikte 1992 yılında Yugoslav halkına katliamlar yapmaya başlayan Sırplar, 1995 yılı Temmuz ayında ise insanlık tarihinin kara lekelerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nı gerçekleştirdiler. BM Barış Gücü’ne ait Hollandalı askerler tarafından korunan Srebrenitsa’yı ele geçiren Sırplar Boşnak kadınları ve çocukları serbest bırakıp 8 binden fazla Boşnak erkeği katletmiştir, toplu mezarlara gömmüşlerdir. Halen toplu mezarlardan çıkarılan katliam kurbanlarının kimlik tespitinin yapılmasının ardından, bu kurbanlar her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Nuray KARAGÖZ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Bosna Hersek-Hırvatistan-Sırbistan Zirvesi

Bosna Hersek’in Mostar şehrinde bir araya gelen Boşnak-Sırp ve Hırvat liderler otelde gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Daragan Covic, konseyin Boşnak üyesi Bakir İzzetbegovic ve Sırp üyesi Mladen İvanic ile birlikte Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Kitarovic ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic katıldı. Zirvede Bosna-Hersek dış işleri bakanı İgor Crnadak, Sırbistan Dışişleri Bakanı İvica Dacic ve Hırvatistan Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Marija Pejcinovic Buric hazır bulundu.

İlk olarak söz alan Dragan Covic, açıklamasında, toplantıda ülke liderleri olarak aralarındaki mevcut sorunların çözümüne yönelik fikir alışverişinde bulunduklarını belirtirken, bu sorunların ülkelerin gelecek dönemlerdeki ilişkilerini ve iş birliklerini etkilediğini belirtti. Bakir İzzetbegovic ise, Hırvatistan ile Bosna Hersek arasındaki en önemli sorunun Peljesac Köprüsü olduğunu belirtirken, Hırvat Cumhurbaşkanı’nın, Bosna Hersek’in açık denize çıkışını engelleyecek bu proje karşında Bosna Hersek’in yasal haklarının korunmasının gerektiğini belirten açıklamasından dolayı çok memnun olduğunu söyledi. Mladen İvanic ise Bona-Hersek, Hırvatistan ve Sırbistan’ın ekonomik anlamda iyi ilişkilere sahip olduğuna dikkat çekerek gelecek dönemlerde altyapı konularınada önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Daha sonra söz alan Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitarovic, üç ülkenin 6 yıl aradan sonra bir araya geldiğini belirtirken, toplantıda AB üyelik süreci üzerine yoğunlaştıklarını söyledi. Hırvatistan’ın bir AB üyesi olarak bölgede ki diğer ülkelerinde AB üyelik süreçlerini desteklediğini belirtirken Bosna-Hersek ve diğer balkan ülkelerinin egemenlik haklarına ve toprak bütünlüklerine saygı gösterdiklerini söyledi. Kitarovic sözlerinin devamında üç ülkenin iş birliği yapmasının önemini vurguladı. Kitarovic’den sonra söz alan Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ise, Sırbistan’ın hem Bosna-Hersek hem de Hırvatistan ile ticaret hacminin arttığını söylerken, vatandaşların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak adına çalışmaya devam ettiklerini belirtti. Vucic, AB’den gelen istek üzerine üç ülke arasında ortak bir pazar oluşturulması gerektiğini vurguladı. Vucic görüşmede ayrıca, Türkiye’nin desteğiyle inşa edilmesi planlanan Belgrad-Saraybosna Otoyol Projesi’nin de görüşüldüğünü söyledi.

Yugoslavya’nın dağılmasının ardından, özellikle 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaş ve çatışmalardan ötürü kopma noktasına gelen ve yıllar boyunca dostluk ilişkileri kuramayan bu üç devletin AB üyelik hedefi doğrultusunda bir araya gelerek bölgesel işbirliği ve entegrasyon sürecine hız kazandırdıklarını görüyoruz. Bununla beraber ülkelerin bu yakınlaşmasının, Yugoslavya’nın dağılmasının ardından bir arada yaşamakta zorlanan farklı etnik grupların aralarındaki kültürel ilişkilere yansıyacak olmasını ve daha barışçıl bir ortam yaratmasını beklemek çok mantıklı gözükmektedir. Üç ülkenin 6 yıl aradan sonra ilk kez bir araya gelmiş olması bölgedeki ilişkilerin henüz istenen düzeyde olmadığını göstermekle birlikte bu tarz görüşmelerin sıklaşması devamı adına önemli bir adım olmuştur.

Cihan DUMAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

ABD’den Katar ve BAE’ye 467 Milyon Dolarlık Silah Satışı

ABD, Ortadoğu’da silah satışına Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile devam ediyor. Savunma Güvenlik İş Birliği Ajansından yapılan yazılı açıklamada, toplam değeri 467 milyon dolar olarak ifade edilen silah satışlarının Dışişleri Bakanlığınca kabul edildiği ve kongrenin onayına sunulduğu belirtildi.

Açıklamada, Katar’a yapılan satışın toplam değerinin 197 milyon dolar olduğu ve ülkeye Katar Emiri Hava Kuvvetleri (QEAF) ve Hava Operasyonları Merkezi (AOC) için destek ve yenileme malzemeleri satıldığı kaydedildi.

BAE’ye yapılan ve toplam değeri 270 milyon dolar olarak açıklanan satışın içerisinde ise, 300 adet AIM-9X-2 Sidewinder Block II füzeleri, 40 adet AIM-9X-2 Sidewinder Captive Hava Eğitimi ve 30 adet ise AIM-9X-2 Block II Taktik Rehber Üniteleri olduğu bildirildi.

Satışların bölgedeki askeri dengeyi etkilemeyeceği savunuldu. Bu satışın, ABD’nin dış politikasına ve ulusal güvenliğine katkıda bulunacağı, ayrıca siyasi istikrar ve ekonomik ilerleme için önemli olan dost ülkelerin güvenliğini artırmasına yardımcı olacağı belirtildi.

Körfez Krizi’nden bu yana ilişkilerin çalkantılı olduğu Katar’la silah üzerine bir anlaşma yapılması, bölgedeki güç dengelerinin sıklıkla değiştiğini göstermektedir. İş adamı kökenli olan Trump’ın, bu bölgelerde zorunlu bir iş birliği alanı oluşturmaya devam etmesi muhtemeldir.

Aybala LALE
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Japonya Maliye Bakanlığı, Arazi Satış Belgelerinin Değiştirildiğini Kabul Etti

Japonya Maliye Bakanlığı, cumartesi günü yaptığı açıklamada, devlete ait bir arazinin tartışmalı şekilde satılmasındaki belgeler üzerinde oynandığı ve değiştirildiğini açıkladı. Bu iddia, Başbakan Shinzo Abe’nin kafasını fazlasıyla meşgul edeceğe benziyor. Ayrıca Shinzo Abe’nin popülaritesini de oldukça sarsacak gibi duruyor.

Maliye Bakanlığı, 2016 yılında Moritomo Gakuen ile yapılan bir arazi sözleşmesinin milletvekillerine sunulan versiyonundan önemli kısımların çıkarıldığı ve belgeler üzerinde oynandığını kabul etti.

Pazartesi günü bakanlık tarafından meclise bu konu hakkında detaylı bir rapor sunulacak. Bu konunun Ulusal Vergi Dairesi başkanı olan Nobuhisa Sagawa’nın istifasına yol açmasından dolayı Maliye Bakanlığı baskıyı artıracağını belirtti.

Haber, geçen hafta muhalefet partilerinin, belgelerin değiştirilmiş olabileceğini iddia etmeleriyle ortaya çıkmıştı. Shinzo Abe’nin , azalan desteğiyle, Eylül ayında yapılan oylamada Liberal Demokrat Parti lideri olarak üçüncü dönem teklifini zorlaştırabilir.

Enver Alper DEMİRCİ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Afrika Kıtası’nda Salgın Hastalıklar Bitmiyor

Doğu Afrika ülkesi Malavi’de şubat ayında baş gösteren kolera salgınında 17 kişi, Nijerya’nın 1969 yılından beri mücadele verdiği Lassa sıtması yüzünden 110 kişi, yine Gana’da Lassa sıtmasından 1 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Malavi Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Joshua Malango, açıklamasında, şubat ayından beri başta Başkent Lilongwe olmak üzere ülkenin farklı bölgelerinde 17 kişinin kolera nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti.

Malango, 693 kişiye kolera teşhisi konulduğunu, bu kişilerin de hastanede tedavi gördüklerini belirtti. Sağlık görevlilerine kolera vakaları için öncelik verilmesi gerektiği talimatı verildi. Özellikle kırsal bölgelerde hastalığın belirtilerinin görülmesi durumunda acilen hastaneye gidilmesi için çağrıda bulunuldu. Tarihinin en büyük kolera salgınını 2009’da yaşayan Malavi’de 3 binden fazla kişiye kolera teşhisi konulmuş, en az 82 kişi yaşamını yitirmişti. Kolera vakaları şubat ayında yağmurların başlamasıyla beraber artış gösterdi. Kolera salgınına göl ya da nehir kenarlarında yaşayan köylülerin kirli suları kullanması yol açıyor.

Gana’da ise, hayvanlardan insanlara geçen ve ölümcül olabilen “Lassa sıtmasına yakalanan bir kişinin öldüğü bildirildi. Ulusal basında çıkan haberlere göre Gana Sağlık Hizmetleri Sözcüsü Dr. Badu Sarkodie, ülkede salgının yayılmasından endişe duyduklarını belirterek, ülkenin sınırları ve havaalanlarında gözetim ve tarama cihazları konulduğunu kaydetti. Ülkede iki hafta önce “Lassa sıtması” salgınına karşı vatandaşlar uyarılmıştı.

Gana’da “Lassa sıtması” alarmı Fare dışkısıyla temas sonucu bulaşan Lassa sıtması, insandan insana geçebiliyor ve ölümcül kanamalı ateşe yol açıyor.

Komşu ülke Nijerya’da ise iki aydan bu yana devam eden Lassa sıtması salgını çok sayıda kişinin ölümüne neden oldu. Nijerya Hastalık Kontrol Merkezi (NCDC) yaptığı açıklamada son iki ayda 300 kişinin hastalığa yakalandığını, bunlardan 90’ının hayatını kaybettiğini bildirdi. Bilim adamları salgının son derece “şiddetli” olduğunu ifade etti. Ülkede Lassa sıtmasında hayatını kaybedenlerin sayısının 110’a yükseldiği ifade edildi.

Nijerya’da 1969 yılından beri görülen Lassa ateşi salgını, anofel cinsi sineğin sokmasıyla ateş, titreme ve ter nöbetleri, diş, göz ve burundaki kanamalarla da kendini gösteriyor. Ayrıca fare dışkısıyla temas sonucu bulaşan salgın, insandan insana geçebiliyor. Belirtiler, Ebola salgınıyla benzer özellikler taşıyor.

Kıtanın genelinde bu tür salgın hastalıklara sıkça rastlanılmakta. Afrika Birliği Örgütü’nün ve çeşitli uluslararası sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yaparak konuya özel olarak eğilmeleri, halkın bilinçlendirilerek salgın hastalıklara tüm Afrika ülkelerince ortak bir çözüm üretmeleri gerekmektedir.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

ABD, Afrika’daki Çin Nüfusundan Rahatsız

Yükselen güç Çin, Afrika’nın en büyük ticari ortağı haline gelmesiyle bir kez daha ABD’nin radarına girdi.

Afrika Turu’na çıkan Rex Tillerson, Çad, Cibuti, Etiyopya, Kenya ve Nijerya’ya ziyaretler gerçekleştiriyor. Ziyaretlere başlamadan önce Çin’i hedef alan Tillerson “Çin (Afrika’yı) kendisine bağımlılığa teşvik ediyor.” ifadesini kullandı. Etiyopya’yı ziyaretinde de Afrika Birliği’nin, Çin tarafından inşa edilen genel merkezinde yeniden Çin’i hedef aldı.

Tillerson burada yaptığı açıklamada Çin’in Afrika’da yaptığı ticarete karşı olmadıklarını ancak Afrika ülkelerinin Çin ile yaptıkları kredi anlaşmalarına dikkat etmeleri gerektiğini belirtti. Çin’in borç verdiği ülkeleri egemenliği altına almak istediğini söyleyen Tillerson, sözlerine dayanak herhangi bir örnek vermedi.

Afrika’ya en çok insani yardım yapan ABD, 2009 yılında ‘Afrika ile en çok ticaret yapan ülke’ ünvanını Çin’e kaptırdı.

Devlet başkanlığı koltuğunda oturduğu 13 aydan beri Afrika için etkili bir siyaset izleyemeyen Donald Trump, Afrika ülkeleri için ‘b.k çukuru ülkeler’ ifadelerini kullanmış ve kıtada büyük tepki toplamıştı. Tillerson’un Afrika Turu, Trump’ın imajını düzeltmek için gerçekleştirilen ziyaret olarak yorumlandı.

Enes YÜCEL
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Sierra Leone: Cumhurbaşkanlığı ve Yasama Seçimlerine Önemli Katılım

Sierra-Leone başkanlık, yasama ve toplumsal seçimler için 7 Mart Çarşamba günü oy kullandı. Kronikleşmiş değişkenliği sonlandırmak için üç anket yapıldı.

Sierra-Leoneliler cumhurbaşkanlığı, yasama ve kamuoyu yoklamaları için 3,1 milyondan fazla seçmenle sandıklara gitti. Bu seçimler, Batı Afrika’daki İngilizce konuşulan bu küçük ülkede Cumhurbaşkanı Ernest Bai Koroma’nın iktidardaki on yılının sonuna geldiğini gösteriyor. Bu saltanat atmosferinin yanı sıra Sierra Leoneliler, iç savaş ve sağlık krizi arasındaki uzun istikrarsızlık dönemini sona erdirmek istiyor. Bu, iki yıl süren Ebola krizinden bu yana ilk seçim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk kez on üçten fazla aday bulunmaktadır.

Eski bir BM yetkilisi olan Kandeh Kolleh Yumkella iktidar partisine ve onun geleneksel muhalefetine karşı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yer aldı. Çarşamba günü yapılacak seçimlerden önceki son cumhurbaşkanlığı kampanyası mitinginde 4 Mart Pazar günü Bo’ya katıldı. Yüz binlerce insanın yaşadığı kentte sadece birkaç yüz partizan vardı. Le Monde haberine göre, “Sierra Leone’nin Macron’uyum” diyen Kandeh Kolleh Yumkella eski ve karizmatik üst düzey BM yetkilisinin iyimserliğine ulaşamadı.

Belirli bir hareketliliğe sahip bir seçim döneminde olan Sierra Leoneliler yaşam şartlarının değişimi ve iyileşmesi için vatandaşlık görevlerini gerçekleştiriyorlar. Birçok cumhurbaşkanı adayının olması halkın harekete geçmesinin bir zayıf noktası olarak ortaya çıkmış olabilir. Öte yandan adayların fazla olmasını demokratikleşme hareketlerinin de somut bir örneği olarak nitelendirebiliriz.

Deniz ÜRESİN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Kenya’nın Siyasi Rakipleri Artık “Kardeşler”

Kenya’nın cumhurbaşkanı ve muhalefet lideri, geçen yıl sert itirazda bulunulan seçimden sonra uzlaşma sürecine başlayacaklarının açıklamasını yaptılar.

Dünün düşmanları, Uhuru Kenyatta ve Raila Odinga “Kenya için” birleşti. Cumhurbaşkanı ve muhalif lider herkesin şaşırtarak aylarca süren siyasi savaştan sonra ülkelerinin yeniden birleşmesi için çalışma arzusunda olduklarını açıkladılar.

Ekim 2017’de yeniden seçilen Uhuru Kenyatta ve önceleri bu seçimi tanımayan Raila Odinga, 9 Mart Cuma günü “Kenya için” bir araya geleceğini açıkladı. Harambee House’daki toplantıdan sonra, cumhurbaşkanlığı, devlet başkanı ve muhalif rakibi ile ortak bir açıklama yaptı, kardeşçe gülümsemeler ve el sıkışmaları çevre tarafından desteklendi.

Açıklama, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un Kenya’ya gelmesinden kısa bir süre önce geldi. “Kardeşim ve ben, bugün burada tüm geçimsizliklerin ve uyuşmazlıkların durması gerektiğini söylemek için varız. Farklılıklarımızın milletimizi öldürmesine izin vermeyi reddediyoruz” açıklaması yapıldı.

Bir ay önce, Nairobi’nin merkezindeki binlerce destekçiyi “Kenya halkının cumhurbaşkanı” olarak toplayan ve yemin eden Raila Odinga vatana ihanet için tutuklanmış ve siyasi güvenlik iklimini sıkı sıkıya bağlayan bir sembolik tören yapılmıştı ve ana özel televizyonlar birkaç günlüğüne kesilmişti. Bugün seçim karşıtı yapılan her şey unutulmuşa benziyor.

İki farklı görüşe sahip ve topluma hitap eden liderlerin halklarının birliği için bir araya gelmesi sadece Kenya için değil hem Afrika hem de Dünya için önemli bir adımdır. “Birlikten kuvvet doğar” mesajını insanlığın ve özellikle siyasilerin ilke edinmesi ve ortak adımlar atması geleceğe yönelik umutlar doğuruyor.

Deniz ÜRESİN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça: