Home Blog Page 138

Estonya’dan Rusya’ya Hava Sahası İhlali Notası

Estonya, bir Rus askeri kargo uçağının Baltık Denizi’ndeki Vaindloo Adası yakınlarında, Estonya’nın hava sahasını ihlal ettiğini söyledi.

Estonya yerel basınında yer alan haberlerde, II-76 Rus kargo uçağının 12 Mart 2018 tarihinde Estonya hava sahasını ihlal ettiği, bunun üzerine bugün Estonya Dışişleri Bakanlığının Rusya’ya nota verdiği belirtti.

Estonya Ordusu, Rus kargo uçağının Baltık Denizi’nde Vaindloo Adası yakınlarında hava sahası ihlali gerçekleştirdiği, ihlalin yaklaşık bir dakika sürdüğü, uçağın radar alıcı vericisinin açık olmasına rağmen Estonya Hava Seyrüsefer Hizmeti ile bağlantı kurmadığı iddiasında bulundu.

Rusya Savunma Bakanlığı ise iddiaları reddederek, uçuşun uluslararası kurallar çerçevesinde gerçekleştirildiğini, hiçbir ülkenin sınırının ihlal edilmediğini savundu.

Belçika’nın Florennes Askeri Üssü’nde bulunan iki F-16 uçağının, ocak ayında Kuzey Denizi üzerinde “Tupolev TU 160” tipi iki Rus bombardıman uçağını engellediği duyurulmuştu.

Vaindloo Adası, Rus askeri ve kargo uçaklarının, St. Petersburg Bölgesi’nden, Rus Baltık Denizi üzerinden Kaliningrad Bölgesi’nde ulaşması için düzenli olarak uçtuğu bir koridorun yakınında,. Rusya’nın toprağı olan Kaliningrad Bölgesi’ne kara uzantısı olmadığı için, yaptığı uçuşlarda Rusya, Baltık ülkeleri tarafından sık sık hava sahası ihlali suçlamasıyla karşılaşıyor.

Mustafa BİLGİN
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 

Kaynakça:

Seyfülislam Kaddafi’den Siyasete Hızlı Bir Geri Dönüş

2011 yılında Amerika destekli ayaklanmada öldürülen, Libya’nın eski Lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, siyasete geri dönüyor. Seyfülislam Kaddafi, hedefinin Libya’yı kurtarmak ve ülkeyi uluslararası sahada eski konumuna döndürmek olduğunu açıkladı.

Londra Ekonomi Okulu mezunu olup bir zamanlar Libya rejiminin mirasçısı olan Seyfülislam Kaddafi, 2011’de babasının öldürüldüğü ayaklanmada tutuklanmış ve geçen yıl Haziran ayında serbest bırakılmıştı.

Bu yıl yapılması beklenen seçimlerde aday olacağını açıklayan Seyfülislam Kaddafi’nin avukatı Halid el-Guveyl, yaptığı açıklamada, Seyfülislam’ın Libya’yı kurtarma ve onu uluslararası sahadaki eski konumuna döndürmeyi önemsediğini dile getirdi. Kaddafi’nin Libya’da ve özgür olduğunu belirten Guveyl, Seyfülislam Kaddafi’nin Libyalı kabilelerle görüşmeler yaparak uzlaşı konusundaki vizyonunu netleştirme niyetinde olduğunu ifade etti.

Siyasete hızlı bir dönüş yapan Seyfülislam Kaddafi, eski Fransız cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin tutuklanmasını makul karşıladığını belirttiği açıklamasında, Sarkozy’nin 2007 seçim kampanyasının yasadışı fonlar tarafından finanse edildiğini gösteren kanıt önerisini de yineledi. Kaddafi, Libya istihbarat teşkilatlarının eski müdürü Abdallah Snoussi ve Libya Yatırım’ın eski CEO’su Bashir Saleh Bashir de dâhil olmak üzere, Sarkozy’ye karşı tanıklık etmeye istekli birkaç tanığın olduğunu da söyledi.

Seçimlere aday olacağını belirten Kaddafi’nin, Libya halkı tarafından nasıl karşılanacağı merak konusu. Ancak 2006 yılında babası Muammer Kaddafi’yi eleştirdiği için ülkeyi terk etmesi, en büyük amacının Libya’ya demokrasi getirmek olduğunu ve Libya’nın geleceğiyle ilgili amaçlarını belirttiği açıklamalar dikkate alındığında, Seyfülislam Kaddafi’nin göz ardı edilmemesi gereken bir siyasi figür olduğu görülür.

Büşra GÜRSOY
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Zimbabve: Mugabe Sessizliğini Bozdu

Eski Zimbabwe Devlet Başkanı Robert Mugabe, ordu ve partisinin baskısı altında bir “darbe” kurbanı olduğu iddiasıyla kasım ayında istifa ettikten sonra ilk defa perşembe günü sessizliği bozdu.

Güney Afrika kamu kanalı tarafından yayınlanan ilk televizyon röportajında, “Bazı eski insanlar itiraf etmeyi reddetse bile, bunun bir darbe olduğunu söylerim” diyen Robert Mugabe, Zimbabve’de 37 yıl sonra, iktidar partisi Zanu-PF tarafından 21 Kasım’da istifaya zorlanmıştı.

Birkaç gün sonra, eşi Grace Mugabe’nin tavsiyesi üzerine kısa bir süre önce görevden aldığı başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa’nın yerini aldı. Mugabe “Ordunun gerçekten geri dönüşün olduğunu, operasyonun ordu tarafından yetkilendirilene kadar görünür bir hareket olmadığını” ısrar ettiğini belirtti.

İngiltere’nin ITV News ile yaptığı bir röportajda, eski devlet başkanı, iktidara dönmek istemediğini söyledi. “Ben başkan olmak istemiyorum, tabi ki şimdi 94 yaşındayım” diye ekledi.

Afrique Confidentielle’e göre, başkanlığı boyunca Robert Mugabe, insan hakları STK’ları ve muhalefetiyle eleştirildi ve iktidarda kalmak için onu sistematik olarak hile yapmakla suçlandı.

ITV News’in kayda değer ekonomik durum hakkındaki sorusu karşısında Mugabe, diğer Afrika ülkelerine kıyasla ülkesine daha iyi bir refah sağladığına ve insanların topraklarına sahip olduğuna inanıyor. Öte yandan, insan hakları saldırılarına gelince, bazı hataların yapıldığını kabul etti.

37 yıllık bir iktidarın uzun bir zaman dilimi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Üstelik bu iktidara zorla istifa ettirilerek son verilmesi toplumun iradesine işaret ediyor.

Deniz ÜRESİN
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

Yeni İçişleri Bakanı Horst Seehofer: ”İslam Almanya’ya ait değildir.”

Almanya’nın yeni İçişleri Bakanı, Başbakan Angela Merkel ile çelişen sözlerinde, İslam’ın bu ülkeye ait olmadığına inandığını söyledi.

 Seehofer, “İslam Almanya’ya ait değildir. Almanya, Hristiyan değerlerden oluşuyor. Tabi ki bizde yaşayan Müslümanlar Almanya’ya aittir. Ama bu elbette biz kendi geleneklerimizden ve görgü kurallarımızdan vazgeçeceğiz anlamına gelmez. Almanya’da yeniden İslam Konferansı’na ihtiyaç olduğunu belirten Seehofer, “Kesinlikle İslam Konferansı’na ihtiyacımız var. Benim için İslam Konferansı çok önemli. İslami derneklerle aynı masaya oturmamız lazım, onlara diyalog arayışında olmalıyız. Benim mesajım; Müslümanlar bizimle yaşamak zorunda, yanımızda veya karşımızda değil. Bir şeylere ulaşmak için karşılıklı anlayış göstermeliyiz ve birbirimize destek olmalıyız. Birbirimizle konuşursak başarılı oluruz.” dedi.

Seehofer son zamanlarda, göçmenlik sıfatıyla bakanlıktan sorumlu olduğu için, reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmelerini yeni görevinde hızlandırmaya söz verdi. Yeni Alman kabinesinin göçmen kökenli veya renkli insanlara yer vermediği yönündeki eleştirileri reddetti.

Almanya’nın yeni hükümeti sonunda Merkel’in Hıristiyan Demokratları (CDU), CSU ve Sosyal Demokratlar (SPD) ile bir koalisyon anlaşmasıyla doğrulandı. Merkel, Bundestag tarafından Şansölye olarak dördüncü dönemi için seçildi.

Ebrar GENÇ
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Makedonya Cumhurbaşkanı İvanov, 6. Küresel Bakü Forumu’nda

Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov, Azerbaycan’daki Küresel Bakü Forumu’na katıldı. Forumun konusu ‘Kapsayıcı Toplumların Oluşturulmasındaki Farklılıkların Giderilmesi’ idi. Foruma İvanov dışında, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Mladen İvanic, Arnavutluk Cumhurbaşkanı İlir Meta, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Moldova Cumhurbaşkanı Igor Dodon gibi birçok devlet başkanı ve lider katıldı.

Forumun açılışını yapan İlham Aliyev, yaklaşık 40 milyar dolar yatırımla yedi ülkeyi birleştiren Güney Gaz Koridoru’ nu yaptıklarını söyledi. Ayrıca Aliyev ülkesiyle ilgili olarak ‘’Hoşgörü bizim hayat tarzımızdır. Çok kültürlü bir toplumuz. Herkes ülkemizde mutlu bir şekilde yaşıyor. Tecrübemizi dünya ile paylaşmaya hazırız’’ dedi.

Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmede bulundu. Görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada Makedonya ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler, ekonomik iş birliğinin sömürülmesiyle ilgili vurgu yapıldığı belirtildi. Yapılan ortak açıklamada da iki ülke arasındaki dostluk, iletişim, karşılıklı çıkarlara dayalı iş birliğinin birçok alana genişletilmesi ve geliştirilmesi üzerinde duruldu. Cumhurbaşkanı İvanov aynı zamanda Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım ile de ikili görüşmede bulundu. Yapılan görüşmede genel olarak Makedonya’da yaşayan Türklerin, iki ülke arasındaki kardeşlik bağının önemli unsuru olduğu üzerinde duruldu. Aynı zamanda Makedonya’nın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesine verilen destek de belirtildi.

Enerji konusunun geçtiğimiz haftalarda da gündem olmasını göz önünde bulundurarak yapılan bu forumun önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Azerbaycan ve Kafkasya bölgesindeki ülkelerin ikili gerginliklerinin dışında önemli bir konuda böyle geniş çaplı bir buluşmaya Makedonya’nın katılması önemlidir.

Nur İNAN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Hollanda’nın BM Barış Gücü Misyonuna Olan Katkısı Artıyor

Kongo’da ki hava taşımacılığından, Golan’da ki ateşkesin gözlemi ve Namibya’nın bağımsızlık kavramına entegrasyonuna kadar Hollanda, BM Barış Gücü ile uzun bir geçmişe sahip. 29 Mayıs 1958’de Birleşmiş Milletler ilk Barış Gücü Harekatı’nı başlattı. Aradan geçen 60 yıl içerisinde, Mavi Bereliler olarak da anılan barış gücü, BM’ nin en çok tanınan faaliyetlerinden biri haline geldi. Günümüzde yaklaşık, 120 ülkeden 110.000 erkek ve kadın personel dünyanın çatışma yaşanan pek çok bölgelerinde görev yapıyor. Barış gücü personelleri, büyük-küçük, zengin-yoksul hatta çatışma ortamından daha yeni kurtulmuş ülkelerden gelmektedir. Bu barış gücü misyonun çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. BM barış gücünün bir kısmını askeri personel bir kısmını da siviller oluşturuyor.

Barış gücü; askerleri ve polisleri eğitiyor, silahsızlanmaya teşvik ediyor, kamu kurumlarının oluşturulmasına katkıda bulunuyor, kadına şiddet ile mücadele ediyor, insan haklarını ve kadın erkek eşitliğini savunuyor, insani yardımlar ve ekonomik kalkınmaya destek oluyorlar. AB, Avrupa Konseyi, OSCE, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu ve Afrika Birliği gibi pek çok bölgesel ve uluslararası örgütlerle birlikte çalışıyor.

2018 Ocak ayı itibariyle yaklaşık, 240 Hollandalı barış gücü personelleri BM misyonunda çalışmaktadır. Hollanda barış güçlerinin bir çoğu Mali’de ve görev olarak ise, istihbarat alanında BM in daha etkili operasyon yapması için çalışıyor.2017 Aralık ayında, Lübnan’da BM Geçici Kuvvetleri Gana, İtalya, Kore, Malezya ve Hollanda’dan 10 kadın barış gücü personeli ile tamamı kadınlardan oluşan ilk devriye kuvvetleri oldu. Hollanda barış güçleri, Kongo’da Radyo İletiş Ofisinde görev aldılar. Suriye Golan Tepelerinde gözlemci olarak görev aldılar. Hollanda’nın 60 polis barış gücü ekibi Namibya’da yer almaktadır. Bu görev, Namibya’nın 1989 da Güney Afrika’dan bağımsız olması ile başladı. Etiyopya ve Eritre arasında Hollanda ve Kanada barış güçleri tarafından tampon bölge oluşturuldu. Tampon Bölge 2000 yılında Eritre ve Etiyopya arasındaki savaşın sona ermesinden sonra kuruldu. 2014 de ise, Gao’da Hollanda’dan 380 askeri birlik askeri kamplar kurdu ve gözlem görevini üstlendiler. Hollanda barış gücü misyonunda olumsuz davranış sergilediği de oldu. Örneğin, Yugoslavya iç savaşında Srebrenitsa güvenli bölge olarak ilan edilmişti ve barış güçleri bölgeye gönderilmişti. Binlerce Müslüman, BM barış gücü karargahına sığınmıştı. Hollanda, barış gücü personelleri görevlerini hiçe sayarak karargahı Sırplara teslim etmişler ve pek çok Bosnalının ölümüne neden olmuşlardır. Hollanda Temyiz Mahkemesi, BM barış gücü kapsamında görev yapan askerlerin zarar gören Müslüman yakınlarına tazminat ödemesi kararı almıştır.

Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Hollanda’ nın BM Güvenlik Konseyi üyesi olarak barış gücü operasyonlarına yüksek istihbarat ve askeri gücü ile destek olacağını ve tüm Batılı ülkelerin BM barış gücüne katkı sağlaması gerektiğini açıkladı. Hollanda Dış Ticaret Bakanı Sigred Kaag, Hollanda’nın, bu yıl Afganistan’da barış gücü olarak çalışacağını ve BM ülkelerinin savaş bölgelerinde işlenen sivillere karşı savaş suçlarının yargılanması için bir araya gelmesi gerektiğini açıkladı.

Asude UYSAL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Yunanistan’da Temyiz Mahkemesinden 8 Darbeci Asker için Karar

15 Temmuz darbe girişiminde Yunanistan’a kaçan darbeci askerlere ilişkin, Türkiye 3.kez iade talebi istemişti, ancak reddedildi.
Darbe girişimi sonrası Yunanistan’a kaçan 8 darbeci asker, Türkiye’nin yeni iade talebi üzerine Başkent Atina İstinaf Mahkemesinde hakim karşısına çıkarıldı. Üç hâkimden oluşan konsey, yaklaşık 3 saat süren oturumdan sonra, 8 askerin adil yargılanmayacakları ve insanlık dışı muameleye maruz kalmaları tehlikesi bulunduğu iddiasıyla, Türkiye’nin talebinin kabul edilmemesinde karar kıldı.
Hâkim Yianna Klapa, “Türkiye’nin 3. iade başvurusunda, askerlerin adil yargılanacaklarına dair unsurlar bulunmuyor. Buna karşı, iadeleri halinde işkence ve insanlık dışı muamele görmeleri tehlikesi var.” dedi.
Darbeci askerlerin sığınma başvurularına ilişkin Yunan Danıştayı’ndan kararın 4 Mayıs’ta çıkması bekleniyor.
Yunanistan Yüksek Mahkemesi, ocak ayında sığınma isteyen üçü binbaşı, üçü yüzbaşı ve ikisi astsubay sekiz askerin hiçbirinin iade edilmemesine karar vermiş, Türkiye bunun ardından ikinci defa iade talebinde bulunmuştu. Ancak talepler, mahkemeden olumsuz karar gelmesi nedeni ile ret aldı.

Ebrar GENÇ
O-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Katar ve Irak Güvenlik İş birliği Anlaşması İmzaladı

Katar Haber Ajansı (QNA), 14 Mart 2018 tarihinde, iki ülke arasında güvenlik iş birliğini güçlendirmek için bir mutabakat anlaşması imzalandığını bildirdi.

Anlaşma, güvenlik iş birliğini geliştirmeyi ve Katar ile Irak arasında bilgi ve deneyim alışverişinde bulunmayı amaçlıyor.

QNA, Katar Kamu Güvenliği Başkanı Tümgeneral Saad Bin Jassim Al Khulaifi’nin sözlerine de yer verdi. Khulaifi şöyle söyledi: ‘’ Katar ile Irak arasındaki Mutabakat Zaptı, daha fazla ortak güvenlik iş birliğini hedefliyor ve iki ülke arasındaki koordinasyon sürecini Irak’ın güvenlik alanındaki deneyimiyle bir araya getirdiği gibi bilgi ve tecrübe alışverişini de düzenliyor.’’

Ayrıca anlaşmanın; terörle mücadele, kara para aklama, sahtecilikle mücadele, organize suç, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının yanı sıra, liman ve havalimanlarının güvenliği konularında eğitim ve bilgi alışverişi dâhil olmak üzere güvenlikle ilgili tüm alanları kapsayacağını açıkladı.

Al Khulaifi, iki ülke arasında her alanda yakın iş birliğini överek, iki partinin, anlaşmanın hükümlerinin uygulanmasını izlemek için ortak bir komite oluşturmayı planladıklarını da belirtti.

Katar krizinden beri dış politikada kendisine destekçiler arayan Katar’ın, olası her türlü kriz ve tehlikeye karşı çeşitli anlaşmalara taraf olmayı istemesi muhtemeldir. Irak ise, komşu Arap ülkeleriyle ilişkileri güçlendirmeye karar vermiştir. Bu bağlamda anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve bölge güvenliği için önemli bir adımdır.

Aybala LALE
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman ile Görüşecek

Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın 20 Mart’ta Beyaz Saray’da görüşeceğini bildirdi.

Sözcü Sanders, Beyaz Saray’da ki günlük basın brifinginde, Trump’ın Prens Selman ile buluşmasına ilişkin resmi açıklamayı yaptı. Sanders, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 20 Mart’ta Başkan Trump ile Beyaz Saray’da bir araya gelecek.” ifadesini kullandı.

Amerikan kamuoyunda bir süredir Muhammed bin Selman’ın ABD’yi ziyaret edeceği konuşuluyordu ancak ziyaretin tarihi net olarak bilinmiyordu.

Veliaht Prens Selman, geçen hafta İngiltere’yi ziyaret etmiş ve İngiltere Başbakanı Theresa May ile görüşmüştü. Prens Selman ayrıca, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, İngiltere Veliaht Prensi Charles ile Cambridge Dükü Prens William ile de görüşmüştü.

İngiltere’den önce Mısır’ı ziyaret eden Selman, Veliaht Prens olduktan sonraki ilk ziyaretinde Kahire’de önemli görüşmeler yapmıştı.

ABD Başkanı olduktan sonra İran’a yönelik söylemini sertleştiren Trump, bölgede özellikle Suudi Arabistan ile daha yakın bir iş birliği sürecine girmişti.

Muhammed bin Selman’ın uzun bir dış seyahat yaptığı açıkça görülmektedir. Bu ziyaretlerle Prens Selman’ın, dış politika ilişkilerini geliştirmeyi ve bir takım planlarla hareket ederek onları gerçekleştirmeyi hedeflediği yorumu yapılabilir. Beyaz Saray’a yapılacak olan ziyaret, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki bağları güçlendirmenin etkili bir yolu olabilir.

Suna KAYA
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça

BALKAM Stajyerleri, Kurucumuz Burak Yalım ile Bir Araya Geldi

TUİÇ Araştırma Merkezlerinden biri olan BALKAM koordinatörü Gizem Karen’in organize ettiği bir etkinlikle kurucumuz Burak Yalım ile birlikte 10 Mart Cumartesi günü İstanbul’da bir araya geldik. Öncelikle daha iyi tanışmak için kahvaltıya giden ekibimiz ardından TUİÇ ofisine geçerek yaptıkları çalışmaları değerlendirdiler.

Stajyerlerimizden Yusuf Mehmet(MEF Üniversitesi), yaptıkları çalışmalar için ağırlıklı olarak kullandıkları kaynaklardan, haber analizleri sonrası oluşturdukları haberlerden ve herkesin ortak çalışması olan harita çalışmasından bahsetti.

Stajyerlerimizden Ecenaz Terzi(İstanbul Üniversitesi), AB’nin Balkanlar’a olan etkisinden ve bunun üzerine yaptığı çalışmalardan, okudukları kitaplardan ve BALKAM müfredatı gereğince yaptıkları kavram çalışmalarından bahsetti.

Stajyerlerimizden Zehra Sivri(Yıldız Teknik Üniversitesi), haber çalışmaları ve yaptığı analizlerden, ödev olarak verilen ve sonunda değerlendirme yaptıkları makalelerden, kitaplardan ve yaptıkları harita çalışmalarından bahsetti.

Stajyerlerimizden Ebru Öztürk(Kocaeli Üniversitesi), öncelikle TUİÇ hakkındaki düşüncelerini, aramıza neden katılmak istediğini ve nasıl katıldığını anlattı. Ardından BALKAM koordinatörü Gizem Karen’in yönlendirmeleri ve tavsiyeleri üzerine haber ve analiz için yabancı kaynaklardan ve faydalarından bahsetti. Yaptığı çalışmaların ağırlıklı olarak ikili sözleşmeler, IMF ve muhacirler üzerine olduğunu belirtti.

Stajyerlerimizden Dilek Karaday(Sakarya Üniversitesi), genel olarak Balkanlar’dan, AB harita çalışmalarından, makale değerlendirmelerinden ve tüm stajyerlerin ortak okudukları kitap özetlerinden bahsetti. BALKAM koordinatörünün yönlendirmesi üzerine grupça STK üzerine araştırma ve çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirterek, birçok STK ile iletişime geçtiklerini ve bir süreç içinde olduklarından bahsetti. Ardından Dilek, Burak Yalım’ın yönlendirmesi üzerine üzerine çalıştığı bir değerlendirme raporu hakkında genel bir bilgi verdi. Damir Marusic, Sarah Bedenbaugh ve Damon Wilson tarafından kaleme alınan raporun adı  “Balkans Forward; A New Strategy for the Region”.

Stajyerlerimiz çalışmalarını ve değerlendirmelerini sunduktan sonra, Gizem Karen BALKAM hakkındaki genel düşüncelerini paylaştı. Ekibinden çok memnun olduğunu belirten koordinatörümüz, analizlerde bireysellik üzerine ağırlık verildiğini, araştırma ve değerlendirme yaparken kullanılan kaynakların az olmasındaki dezavantajı yabancı ve objektif kaynaklarla en az seviyeye indirmeye çalışıldığını, bu tür toplantı ve etkinliklerin daha sık yapılacağını belirtti.

En son değerlendirmeyi yapan ise Burak Yalım oldu. Stajyerlerimizin yaptıkları harita çalışmalarını masaya seren ve tek tek inceleyen Yalım, nerede doğru nerede yanlış yaptıkları üzerine uyarılarda bulundu. Yapılacak haberlerin ve analizlerin daha fazla yorum içermesi gerektiğini, kaynakları arttırmak için nasıl bir yolun izlenmesi gerektiğini, Balkanlar hakkında daha fazla bilgi edinebilmek, iyice entegre olabilmek için hangi yazarların, dergilerin takip edilmesi gerektiğini anlattı.

Değerlendirmeler bittikten sonra, Burak Yalım BALKAM ekibiyle mini çalıştay yaptı. Batı Balkan, Balkanlar ve Güneydoğu Avrupa kavramlarının ne anlama geldiğini, aralarında farkların olup olmadığını ve ekibin bu kavramlar hakkındaki düşüncelerini yazıp sunmalarını istedi. Keyifli bir mini çalıştay yapan BALKAM ekibimiz güzel bir sunumla çalıştayı sonlandırdı.

Amaliya Rizayeva

Halkla İlişkiler Sorumlusu