Home Blog Page 129

Romanya’dan Moldova ile Bütünleşme Niyet Deklarasyonu

Romanya Parlamentosu, Moldova ile Romanya’nın birleşmesinin 100. Yıl dönümünde ortak bir anma toplantısı gerçekleştirerek Moldova ile bütünleşme niyet deklarasyonu yayımladı.

Deklarasyonda, tarihte ‘’Besarabya’’ olarak anılan bugünkü Moldova topraklarıyla Romanya’nın birleşmeye hazır olduğu ancak bunun Moldova halkının kararıyla gerçekleşebileceğini ve bu çabanın haklı ve hukuka dayalı olduğu belirtiliyor. Romanya’da iktidar olan parti lideri ise 1975 Helsinki Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Konferansı’nı referans göstererek burada, Avrupa halklarının eşitlik ve kendi kaderlerini tayin etme haklarının olduğunun altını çizdi Almanya örneğini verdi.

Toplantıya katılan Moldovalı temsilcilerden Parlamento Başkanı, Moldova’nın Romanya ile birleşmeye ihtiyacı olduğunu belirtirken Sosyalist parti temsilcileri bu durumu protesto ederek oturumu terk ettiler.

Romanya Parlamentosunda ki Macar azınlık temsilcileri ise Moldova bölgesinde yaşayan Rumen azınlıkların kaderlerini tayin etme hakkının olduğunu ancak Romanya’nın Erdel bölgesinde yaşayan Macarların kültürel ve yöresel özerklik taleplerini sürekli reddettiğine dikkat çekerek bu kararı iki yüzlülük olarak tanımladı.

Büyük Romanya’nın bir parçası olarak görülen Boğdan ve Besarabya bölgeleri Osmanlı-Rus savaşları sonucunda Rusların eline geçmiş, Sovyet Devrimiyle de özerklik kazanmıştı. 1918’de ise Kişinev Parlamentosunun kararı ile Romanya Krallığına katılarak 1940’a kadar Romanya’nın bir parçası olmuştur. Latin kökenli olan her iki halkında birleşme arzuları 1990’lü yılların başında artmış özellikle Romanya’nın 2007’de AB’ye üye olmasıyla birçok Moldova vatandaşı Romanya vatandaşlığına geçmiştir. Ancak her iki ülkenin iç dinamiklerine bakıldığında Moldova’da var olan Rus askeri üsleri ve Romanya’nın NATO üyeliği bir çıkmaz yaratacağı gibi AB açısından ise değişen bir Avrupa haritası ve henüz tam üyeliği gerçekleşmeyen, Birliğe entegre olmak için yeterli olgunluğa sahip olmayan bir ülkenin halihazırda üye bir ülke ile birleşmesinin getireceği karmaşa söz konusudur.

Candan BAYRI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça

Makedonyalı Boşnaklar Yeni Parti Kurdu

Başkent Üsküp’te yeni kurulan Boşnak Demokrat Birliğinin Kurucu Meclis toplantısı düzenlendi.
Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te yeni kurulan Boşnak Demokrat Birliğinin 24 Mart Cumartesi günü kurucu meclis toplantısı gerçekleştirildi. Makedonya’nın farklı bölgelerinden Boşnaklar katılım gösterdi ve farklı bölgelerden gelen Boşnaklar tarafından, Boşnak Demokrat Birliği başkanlığına, oy birliğiyle Munir Kolaşinac seçildi. Boşnak Demokrat Birliğinin kurucu meclis toplantısında 99 delege oy kullandı.
Kontinental Otel’de düzenlenen toplantıda, partinin tüzüğü onaylanıp, merkez meclis ve yönetim kurulu üyeleri de seçildi.
Delegelere ve halka hitap eden Boşnak Demokrat Birliği Başkanı Munir Kolaşinac, “Yeni partinin, toplumdaki farklılıkları kabul ederek, toplum ve bireyden önceki gelenek, özgürlük ve yükümlülüklere saygı göstererek, kimseyi tehlikeye atmadan hakikat ve adalet için çaba gösterecektir.” dedi.

Boşnak Demokrat Birliğinin, Makedonya’daki Boşnakların eğitim hakkının tam olarak uygulanması için çaba sarf edeceğini belirten Kolaşinac, Boşnakların ve Makedonya Cumhuriyeti topraklarında yaşayan tüm halkların ve toplulukların kültürel, maddi ve manevi mirasının korunması için mücadele edeceklerini belirtti.

Boşnaklar, Makedonya’da anayasal olarak tanınan bir etnik topluluktur. 2002 yılında yapılan nüfus sayımına göre, Makedonya topraklarında yaklaşık 17.018 Boşnak ya da ülkede toplam nüfusun yaklaşık % 0,84’ünde yaşamaktadır. Makedonyalı Boşnaklar iş bulma konusunda, eğitim imkanlarının sağlanması konusunda, uzun yıllardan beridir zorluklar çekmektedirler. Makedonya’nın Başkenti Üsküp’te kurulan Boşnak Demokrat Partisinin; Boşnakların eğitim, iş bulma ve bunun gibi birçok konuda önünün açılacağının aynı zamanda sadece Boşnaklara değil etnik tüm grupları olumlu yönde etkileyeceğini söyleyebiliriz. Makedonya içinde olumlu sonuçlar doğuracağı beklenen partinin, Makedonya’nın Avrupa Atlantik Bütünleşme Süreci’ne katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Zehra SİVRİ
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

KAYNAK:

Polonya’da Milletvekilleri Kemer Sıkma Önlemleriyle Karşı Karşıya

Polonya’da iktidardaki milliyetçi-muhafazakâr Adalet ve Hukuk Partisi’nin (PiS) Genel Başkanı Jarosław Kaczyński , kamuoyu yoklamalarında parti kan kaybettiğinden bakanlar ve milletvekillerine yönelik kemer sıkma önlemlerini yürürlüğe sokmayı planlıyor.

Parti, milletvekilleri ve senatörlerin maaşlarının beşte bir oranında azaltılmasını öngören bir yasa tasarısının parlamentosunun alt kanadı Sejm’e sunulması kararı aldı. Kabine üyelerinden daha fazla gelir elde eden yerel yönetim yetkilileri için de  gelir üst sınırı belirlenmesi planlanan tasarruf önlemleri arasındadır.

”Kamuoyu desteğinin büyük bir ağırlığının olduğunu” söyleyen Kaczyński , kamu şirketleri yöneticilerine yönelik ek ödemelerin tamamının da iptal edileceğini söyledi.

Kabine üyelerinin elde ettiği yıllık ek ödeneklerin 2017 yılında kişi başı 15 bin ile 19 bin euro arasında olduğu Şubat ayında yansımıştı. Bu rakamlar, ortalama gelirin bin euro olduğu Polonya’da toplumun bazı kesimlerinde şok etkisi yaratmıştı.

Kaczyński ülkesinin tartışmalı yargı reformları konusunda Brüksel ile bir anlaşmaya varma şansının “yüzde 80” olduğunu söyledi.

Politikacıların Avrupa Komisyonu’nun tavsiyelerini yerine getirmeyi amaçladığı mevcut yönetmeliklerin düzenlemesinde, erkek ve kadın yargıçların emeklilik yaşı, 65 yaşın eşit bir seviyesinde olacaktı.

Brüksel ile anlaşmaya varmak için tasarlanan diğer adımda, ülkenin iktidardaki muhafazakarları, Anayasa Mahkemesi kararlarını yayınlamaya hazır olduklarını ve iktidar partisinin 2016 yılında yasaları ihlal ederek çıkardığı üst mahkemeyi savunduğunu söyledi.

Gamze  AZMAN
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

İtalya’dan Gazze Açıklaması

İsrail ablukasında olan Gazze Şeridi’nin İsrail sınırında 30 Mart’ta düzenlenen ‘‘Filistin Toprak Günü’’ günü gösterilerinde İsrailli askerlerin gerçek mermilerle müdahale etmesi sonucunda 15 Filistinli hayatını kaybetti, yüzlercesi ise yaralandı.

İsrailli askerlerin müdahalesine kısa sürede tepki gösteren ülkelerden biri de İtalya oldu. İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile endişe ve taziyelerini dile getirdi. Açıklamasında, İtalya’nın şiddeti kınadığını dile getiren Bakan, tarafların gerilimi azaltması gerektiğini belirtirken İsrail ile Filistin’in barış ve güven içinde yaşaması için acil siyasi çözüm çağrısı yaptı.

Toprak Günü her yıl 30 Martta İsrail’in işgal ettiği toprakları protesto etmek amacıyla anılmaktadır. İsrail, 30 Mart 1976’da İzak Rabin hükümeti döneminde, Celile bölgesinde yaşayan Filistinlilere ait 19 bin dönüm araziye el koymuş, Filistinliler ise bu durumu protesto etmek amacıyla greve gitmiştir. İsrail Ordusu ise tank ve zırhlarla köylere girerek 6 genci öldürmüş, yüzlercesini yaralamış ve gözaltına almıştır. Toprak Günü o günden bugüne sembolik bir mücadeleye dönüşmüştür. Dünya’nın pek çok ülkesinde etkinliklerle anılan Toprak Günü, İtalya’da da Filistin ve Filistin destekçisi İtalyanlar tarafından anıldı. Ancak gösterilen tüm hassasiyete rağmen İsrail, Filistin’de yıllardır işgalleriyle uluslararası hukuku, şiddet yanlısı tutumuyla da insan hakları ihlalleri yapmaya devam etmektedir.

Candan BAYRI
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça

Sahte Haberlere Karşı En Kırılgan Bölge Balkanlar

Sofya merkezli, Açık Toplum Enstitüsü’nün (OSI), “2018 Medya Okuryazarlığı Sıralaması”, Balkan ülkelerinin, devletler tarafından yüksek düzeyde kontrol edilen medyaları, düşük seyreden eğitim düzeyleri ve güven seviyesinin düşük olması nedeniyle Avrupa’da “sahte” (fake) haberlere en çok maruz kalan ülkeler olduğunu söylüyor.
Raporda ortaya çıkan sonuca göre, Balkan ülkeleri, Avrupa’da ki sahte haberler ve doğrular üzerine uydurulan gerçek dışı haberlere karşı, en savunmasız ülkeler arasında yer alıyor. Durumun bu şekilde ortaya çıkmasına; devletin ya da maddi çıkarlarını gözeten iş çevrelerinin medya üzerindeki sıkı kontrolü, toplumun eğitim eksiklikleri ve toplumdaki düşük güven düzeyleri neden olmakla beraber tüm bunlar alt alta sıralandığında medyanın suçlanması ile sonuçlanıyor.

Sofya Merkezle Araştırma ve Düşünce Kuruluşu OSI’ın, Avrupa Politikaları Program Direktörü Marin Lessenski’nin belirttiğine göre, rapor 35 Avrupa toplumunun medya özgürlüğü, eğitim ve kişiler arası güven göstergelerini iki yıl boyunca inceleyerek medya ve toplumdaki dezenformasyon potansiyelini değerlendirdi. Sahte haberlere karşı savunmada, medya özgürlüğünün önemli bir faktör olduğunu ancak çoğu zaman göz ardı edildiğini söyleyen Lessenski, genel eğitim seviyesi ve medya okuryazarlığının da bir o kadar öneme sahip diğer faktörler olduğunu sözlerine ekledi.Raporun dikkat çeken kısımlarından biri, Balkan ülkelerinde sonuçların olumsuz çıkmasına yönelik yapılan, sahte haberlerin toplumda güveni aşındırdığı ve kutuplaştırmayı hızlandırdığı yorumuydu. Öte yandan sahte haberler, siyasi arenada ki tartışmaların niteliğinde de önemli ölçüde düşüşün yaşanmasına neden oluyor.

Raporda en iyi sonuçları, Kuzey Avrupa ülkeleri sergilerken Balkan ülkeleri ve Türkiye’nin sıralamada sonunculuk için adeta yarışıyor oluşu basın özgürlüğünün ve özgün eğitimin önemini bir kez daha gözler önün serdi. Bölge ülkelerinde, AB üyeliği yolunda yapılan tüm reform ve iyileştirmelere rağmen, iki senedir gerçekleştirilen bu çalışmada alınan puanlarda gerilediklerinin görülmesi kafa karışıklığı yarattı. Rapor, medyanın kontrol edildiği oranda, daha geniş bir bozulmaya neden olacağı, bilgi çeşitliliğinin ve bakış açılarının azalması ihtimalini güçlendireceği uyarılarında bulunarak tamamlanıyor.
Rapordaki uyarılar ve istatistikler göz önünde bulundurulduğunda ilerleyen günlerde AB’nin, Balkanlar genişlemesi hakkında önüne çıkacak iki yol görünüyor: AB, ya farklılıklara saygı gösteren çok kültürlü ve özgürlükçü yapısını koruyarak güçlenecek ya da bölgesel genişleme uğruna kendi değerlerinden ödün vererek yozlaşmaya başlayacaktır.

Yusuf MEHMET
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri
Kaynak:

Sırbistan ve Kosova Arasında Tansiyon Yükselten Gözaltı

Kosova Polisi, Sırp Hükümeti’nin Kosova Ofisi Başkanı Marko Djuric’i, Kosova’ya girişi yasak olmasına rağmen ülkeye yasa dışı giriş yaptığı için gözaltına aldı ve Kosova Polis Teşkilatı Özel Operasyon Birimi tarafından Priştine’ye nakledildi.
Priştine, Djuric’i provokatif kabul edilen milliyetçi ifadelerinden dolayı ülkeye girmesini yasaklamıştı. Ancak, Djuric yasağı göz ardı ederek, iki ülke arasındaki ilişkileri döndürmek amacıyla bir yuvarlak masa konferansı için ülkenin kuzeyindeki Mitrovica’ya gitti. Yuvarlak masa toplantısının başlamasından kısa bir süre sonra, ağır silahlı polis, Djuric’i tutukladı ve protestocuları göz yaşartıcı gazla dağıttı. Büyük bir güç gösterisi eşliğinde kelepçelenen Djuric akabinde zırhlı bir araçla Priştine’ye gönderildi.

Gözaltı sonrası Kosova’da ki Sırp azınlık partisi olan Sırp Listesi, hükümetten çekileceğini duyurdu. Bu duyuru üzerine Kosova yönetiminde gerilim arttı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, katıldığı bir TV programında, Djuric’in tutuklanması sırasında uygulanan güç kullanımını şiddetle eleştirdi ve Djuric’in tutuklanmasının “canlı bir provokasyon ve en kötü suç eylemi” olduğunu söyledi ve ekledi: “Ona vurdular… Onu aşağılamak için yuhalamalarla Priştine sokaklarında sürüklediler… Bunu yapan herkes Sırp devlet organlarının önünde sorumlu tutulacak… Barışı korumak için elimizden geleni yapacağız ama kimsenin vatandaşlarımızın güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceğiz.”
Avrupa Birliği (AB) Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, tansiyonun düşürülmesi için Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanıyla görüştü. Mogherini, “yaşananların tekrar yaşanmaması gerektiğini; AB’nin barışın olgun ve iradeli bir yaklaşımla korunmasını beklediğini” söyledi.

2008 yılında Kosova Cumhuriyeti, Sırbistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmişti ancak Sırbistan hala Kosova’yı tanımıyor ve kendi egemenliğinde olduğunu savunuyor. 2013 yılında iki ülke, AB arabuluculuğuyla ilişkileri normalleştirme kararı almıştı. Ancak, Sırp yetkilinin şiddet kullanılarak tutuklanması, hem Sırbistan Hükümeti’nin ve hem de Kosova Hükümeti’nde ki Sırpların sert tepkisine sebep oldu. Avrupa ve özellikle sürekli çatışma ortamının kırılmak istendiği Balkan coğrafyasında, istikrar ve düzen sağlama işinin büyük yükünü, bu olayda da AB üstlendi.

Dilek KARADAY
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

KAYNAKÇA:

Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic : ‘Bosna Hersek Farklı Medeniyetlerin Buluşma Yeri’

Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı Denis Zvizdic, “Bosna Hersek her zaman farklı medeniyetlerin, kültürlerin, dinlerin ve milletlerin buluşma yeri oldu. Bu sebepten, her zaman ilgi çekici ve önemli bir yerdi.” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ile birlikte Bosna Hersek’in Başkenti Saraybosna’da Türk girişimciler tarafından 2004 yılında kurulan Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’ni ziyaret eden Zvizdic, burada öğrenci ve akademisyenlere yönelik konuştu.Bosna Hersek’in her zaman farklı medeniyetlerin, kültürlerin, dinlerin ve milletlerin buluşma yeri olduğunu söyleyen Zvizdic, bu sebepten, her zaman ilgi çekici ve önemli bir yer olduğunu ve bu anlamda 50’den fazla ülkeden öğrenciyi bünyesinde barındıran üniversitemize de benzediğini belirtti.

Zvizdic, burada eğitim alan öğrencilerin kendi kimliklerini korumasının, geleneklerine saygı gösterilmesinin ve arkadaşlıklar kurmalarının Bosna Hersek için olduğu kadar bu öğrencilerin geldiği ülkeler için de önemine vurgu yaptı ve ekledi: “Her ülkenin doğal kaynakları, nehirleri, ormanları ve türlü zenginlikleri vardır ama her ülkenin en önemli kaynağı genç ve eğitimli insanlarıdır. Bosna Hersek’te de yetenekli ve bilgili gençler sayesinde aydınlık bir gelecekten söz edebiliriz. Bu nedenle, Türkiye ile Bosna Hersek arasında eğitim ve öğrenci değişimi alanlarındaki olağanüstü iyi iş birliği, öğrencilerimizin Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinde okuma imkanına sahip olması, iş birliğimizin en önemli parçalarını temsil etmektedir.”
Zvizdic, Türkiye’ye teşekkürlerini, Türkiye’nin bugüne kadar çok sayıda Bosnalı öğrencinin burslu eğitim aldığını, Ankara, İstanbul, Bursa, Konya gibi şehirlerde gerekli eğitim ve tecrübeyi edinme imkanı sunması konularında iletti.

“TÜRKİYE, BOSNA HERSEK’İN GERÇEK DOSTUDUR”
Türkiye’nin birçok üniversitesinde eğitim alan Bosnalıların en iyi öğrenciler arasında bulunması dolayısıyla gururlu olduklarını söyleyen Zvizdic, “Aynı zamanda Türkiye’den birçok öğrencinin Bosna Hersek’te eğitim almasından, yaşamasından ve çalışmasından da gurur duyuyorum. Bizim öğrencilerimiz nasıl en prestijli Türk firmalarında iş buluyorsa, sizlerin de burada iş bulacağınızı, bu şekilde bir gençlik ağı kuracağınızı ve Bosna Hersek’in dünyada ve bölgedeki modern akımların bir parçası olmasına yardım edeceğinizi umuyorum.” diye konuştu.
Eğitime ve gençlere yönelik önemin sürdürüleceğini vurgulayarak Zvizdic, “Tüm çabalarımız iyi bir eğitim sistemi kurmak ve daha çok istihdam sağlamaya yöneliktir.” dedi.Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki dostluğu üzerinde duran Zvizdic, “Türkiye, yıllardır Bosna Hersek’in gerçek dostudur.Geleceğe dair tüm planlarımızı, istikrar, güvenlik ve ekonomik kalkınma önceliklerimizi Türkiye ile olan dostane ilişkilerimize ve arkamızda güçlü ve dürüst bir dostumuz olmasına temellendiriyoruz. Bundan dolayı gururluyuz ve kendimizi güvende hissediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da öğrencilere yönelik söylemlerinin sonunda, üniversite yetkilileri tarafından Yıldırım ve Zvizdic’e hediye takdim edildi.

Bosna Hersek ve Türkiye’nin dostane ilişkileri uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir.Bosna Hersek’te yaşanan kanlı savaş ve sonrasında ülkenin kaderini belirleyen Dayton Barış Anlaşması sürecinde de Türkiye, Bosna Hersek’in büyük destekçisi olmuştur. Bosna Hersek ile Türkiye’nin ilişkilerinin önemli bir boyutunu kalkınma yardımları oluşturmaktadır. Türkiye tarafından bugüne kadar Bosna Hersek’te:eğitim, sağlık, sanitasyon, idari ve sivil altyapı alanlarında, ekonomik altyapı alanlarında kalkınma yardımları yapılmıştır. Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki üst düzey ziyaretler, ilişkilerdeki devamlılığını korunması ve işbirliği alanları yaratılması bakımından oldukça önemlidir. Türkiye ve Bosna Hersek’in dostluğunun sürdürülmesi ve geliştirilmesi bölge siyaseti bakımından da oldukça önem arz etmektedir.

Zehra SİVRİ
o-Staj BALKAM 2018 Stajyeri

KAYNAK:

Yunanistan ve Makedonya, Viyana’da “İsim’’ Anlaşması Konusunu Yeniden Masaya Yatırdı

Yunanistan ve Makedonya Dışişleri Bakanları cuma günü Viyana ‘da BM aracılığında ki görüşmeler için isim anlaşmasıyla ilgili çözümlenemeyen sorunları konuşmak üzere bir anlaşma gerçekleştirildi.
Her iki ülkede son haftalarda, binlerce insanın protestolarına yol açan uzun süredir devam eden isim sorunu, Makedonya’nın 1991 yılında bağımsız bir ülke haline gelmesinden bu yana öfkelendi.
Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov ve Yunan mevkidaşı Nikos Kotzias, Makedonya 1991’de Yugoslavya’dan bağımsızlık kazanıp gelişen olaylardan sonra müzakere turunda BM Arabulucusu Matthew Nimetz ile bir araya geldi. Nimetz, “Bu zor zamanda bu konuları çözmek için hala her iki ülkenin de sorunları var. Ama yine de olumlu bir görüşme olacağına inanıyorum.” dedi.

Yunanistan, kuzey komşusunun ismine itiraz ederek Makedonya’nın Yunanistan’ın aynı adı taşıyan tarihi kuzey bölgesini ve topraklarını talep ettiğini ileri sürmüştü.
Kotzias, Yunanistan’ın komşusu için coğrafi bir niteleyici isim konusunda ısrar edeceğini söyleyerek, Yunanistan topraklarına karşı herhangi bir olumsuz olasılığı ortadan kaldıracak ve Makedonya ile Yunanistan arasında net bir fark yaratacağını dile getirdi.
Dimitrov, ülkesinde yaptığı yerel bir televizyona açıklamasında, “ Her iki tarafın argümanları dikkate alınmalı. Makedonya için en önemli olan neyse Yunanistan için de en önemli olanı dikkate almamız çok yararlı olur. Bizi çözüme götürecek yol budur.’’ dedi.
İki bakanda, ülkelerinin daha önce birbirlerine sundukları taslakları yeniden gözden geçirip masaya yatırmayı istiyor.Bunun ardından, anlaşmazlığı giderecek kesin çözümler sunması bekleniyor. Görüşmelerin ardından, her iki bakan da çalışmaların olumlu gittiğini, çalışmaların süreceğini dile getirdiler.

İsim konusu, her iki ülke hükümeti içinde herhangi bir ödün vermeden anlaşma yoluna gideceklerinin sinyalini verdiler. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias’ın tehditler alması ve 10 Yunan vatandaşın 7’si Makedonya ismine karşı geldiğini belirtmesi ülkede iç karışıklığa yol açacağını gösteriyor. Bununla ilgili daha önce meydanlarda sanatçıların ve yerel halkın gerçekleştirdiği protestoları örnek verebiliriz. Ayrıca, Makedonya’da ki son hükümetin değişmesi ve görüşmelerde daha ılımlı hareket etmesi bir anlaşmanın gerçekleşeceğini gösteriyor.

Kadir AKKURT
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynak:

Erdoğan, Kosova Cumhurbaşkanı’na Ateş Püskürdü

Kosova’da bulunan 6 FETÖ suçlusu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından alınıp Türkiye’ye getirildi. Tutuklanan suçlular, 15 Temmuz Darbesi Paralel Devlet Yapılanmasının üst düzey mensuplarındandı.
Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, gözaltına alınan suçluların yalnızca Kosova için ulusal güvenliğe tehdit unsuru oluşturdukları gerekçesiyle sınır dışı edildiklerini belirtti. Geçmişte de, ulusal güvenliği tehlikeye atanlara aynı muameleyi yaptıklarını hatırlatan devlet başkanı, soruşturma organlarının olayı el aldıklarını söyledi. Konu ile ombudsman (arabulucu) bağımsız bir şekilde ilgilenecek.
Cumhurbaşkanı Thaçi, gerçekleşen olayın münferit bir olay olduğunu ve kimsenin Kosova’nın uluslararası hukuka aykırı davranıldığı şeklinde suçlama yapmamasını istedi. Cumhurbaşkanı Thaçi, ulusal güvenlik konuları ile insan hak ve özgürlükleri arasındaki çizginin en demokratik ülkelerde bile zor ayırt edildiğini şu sözlerle ifade etti, “Kosova, bu açıdan istisna teşkil edemez. Çünkü, diğer demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizdeki terör ve casusluk eylemleri, olabildiğince en gelişmiş şekilde yapılıyor. Bunu, Kosova’nın ulusal güvenliğini muhafaza eden organların bazı yasa dışı eylemini haklı göstermek için söylemiyorum. Teröre, fundamentalizme ve ülkemizdeki casusluk eylemlerine karşı mücadelenin ne kadar zor olduğunu anlatmak için söylüyorum.”
Olaylardan sonra dikkat çeken ise, Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj’ın, Kosova İçişleri Bakanı Flamur Sefaj ve İstihbarat Ajansı Başkanı Driton Gashi’yi görevden alması oldu. Recep Tayyip Erdoğan bu olay üzerine, Haradinaj’a sert sözler sarf etti. “Ey Kosova’nın Başbakanı. Kimin talimatıyla sen böyle bir adımı attın? Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’ne darbe yapmaya gayret edenleri korumaya başladın? Amerika bir, ikinci sırada biz tanıdık o Kosova’yı. Senin bundan haberin yok mu?’’ şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın sözlerine şu ana kadar sessiz kalan Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj sessizliğini korurken, Başbakan Yardımcısı ve NİSMA Başkanı Fatmir Limaj’dan yanıt geldi ve “Halk hariç, hiç kimse ve hiçbir şey Kosova Hükümeti ve Başbakanını tehdit edemez, sadece halk çünkü o görevi verir, o güçlendirir ve o uzaklaştırır. Ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir devlet, hiçbir lider, hiçbir ülke bizlere Kosova Cumhuriyeti’ni kim yönlendirecek ve kim yönetecek söyleyemez. Biz, bağımsız bir devletiz. Kosova Cumhuriyeti Başbakanı ülkenin çıkarlarını korumuş ve Kosova Anayasası’nı uygulamıştır.” sözlerini kullandı.
Olaya sadece başbakan yardımcısından değil, NİSMA Milletvekili Billal Sherifi’den de Facebook üzerinden bir açıklama geldi ve Sherifi açıklamasında, Türkiye’ye dair “Diktatörle ilişki, genellikle demokratik ülkelerin ve toplumların liderlerini birleştiren ortak değerlere dayanan bir ilişki değildir!” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin, Balkanlar’a dair barışçıl yaklaşımını ve Kosova’nın bağımsızlığını sonuna kadar destekleyen dost bir ülke olduğunu düşününce, Kosova’nın bu hareketi Türkiye ile kurdukları dostça ilişkiye gölge düşürür niteliktedir. Türkiye için hassas bir konu olan 15 Temmuz darbe girişimcileri için Kosova’nın da aynı hassasiyeti göstermesi beklenirdi. Henüz, Kosova Başbakanı Ramush Haradinaj’dan bir açıklama gelmemesi nedeniyle gerçekleştirilen ‘görevden almaların’ sebebi tam olarak bilinmemektedir. En doğru değerlendirme sessizliğini bozan başbakanın sözlerinden sonra yapılacaktır.

Simge ŞAHİN
o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

İsveç Akademisi’nde Cinsel Taciz

Son zamanlarda #MeToo etiketiyle sosyal medyada başlatılan kampanyaya katılan 18 kadın yazar, İsveç Akademisi’ne yakınlığıyla bilinen ve “kültür profili” olarak adlandırılan kişiyi taciz ve tecavüzle suçlamıştı.

Evrensel’den Murat Kuseyri’nin haberine göre, acil bir toplantı yapan yönetim söz konusu kişiyle tüm ilişkileri kesme kararı almıştı. Aradan çok geçmeden  adı geçen şahsın akademi üyelerinden Katarina Frostensson ile uzun yıllar birlikte yaşadığı ortaya çıkmıştı.

Bazı akademi üyelerinin Frostensson’un ihraç edilmesi için oylama yapılmasını istediklerini ve yapılan oylamada ihraç kararı çıkmaması üzerine akademi üyeleri; Klas Östergren, Kjell Espmark ve Peter Englund’un yönetim kurulundan çekildiklerini duyurdu.

Nobel Edebiyat ödüllerini veren İsveç Akademisinin 3 üyesi, #MeToo kampanyası sırasında ortaya çıkan cinsel tacize karşı yumuşak tutum aldığı için akademideki görevlerinden ayrıldıklarını açıkladı.

Öte yandan üyelerin sahip oldukları koltuklar yaşam boyu olduğu için teknik olarak istifa etmek mümkün değil. Bir akademi üyesinin ihraç edilebilmesi için üyelerin üçte ikisinin onayı gerekiyor. Ancak yapılan oylamada bu sağlanamadı.

Aybüke Rabia HALİL
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça: