Home Blog Page 127

Aliyev 4. Kez Cumhurbaşkanı

Azerbaycan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminden İlham Aliyev zaferle çıktı. Azerbaycan Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanı Aliyev’in oyların yüzde 86’sını aldığını duyurdu.

“ELS” Bağımsız Araştırmalar Merkezinin 300 sandıkta 80 bin seçmenle yaptığı anketin sonuçlarına göre de, Cumhurbaşkanı Aliyev, oyların yüzde 82,7’sini alıyordu. Ankete göre, Birleşik Azerbaycan Halk Cephesi Partisinin adayı Kudret Hasanguliyev yüzde 4,23 oyla ikinci, bağımsız aday Zahid Oruç ise yüzde 3,7 oyla üçüncü oldu.

Mevcut Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dördüncü kez aday olduğu seçimlerde, toplamda 8 aday, 7 yıl boyunca Azerbaycan’ı yönetmek için yarıştı. Azerbaycan Merkezi Seçim Kurulunun (AMSK), cumhurbaşkanlığı seçimi için yurt içi ve yurt dışında 5 bin 641 sandık kurduğu bildirildi. Ayrıca seçimi 59 ülke, 60 uluslararası örgütten 890 yabancı, 58 bin 175 yerli gözlemci izledi. Yerli basının yanı sıra 21 ülkeden 118 yabancı gazeteci de seçimi takip etti.

Seçimi izleyen örgütlerden Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), İlham Aliyev’in zaferiyle sonuçlanan Azerbaycan’daki devlet başkanlığı seçimlerinde ciddi usulsüzlükler yapıldığını açıkladı. AGİT, seçimle ilgili raporunda, sandıkların önceden dolu olduğu ve seçimin birçok kuralının göz ardı edildiğine ilişkin gözlemlerini aktardı ve bu yüzden gözlemcilerinin oyların yarıdan fazlasını geçersiz bulduğunu bildirdi. Örgüt, muhalefet tarafından boykot edilen Azerbaycan seçimlerin, hiç bir gerçek rekabet ve yarış olmaksızın, sınırlandırılmış bir siyasi iklimde ve temel hak ve hürriyetleri ihlal eden yasal düzenlemeler altında yapıldığı sonucuna vardı.

Seçimlerin olağan süresinden 6 ay önceye çekilmesini eleştiren muhalefet partileri, bunun amacının kampanya süresini sınırlamak ve seçim hilelerine karşı önlem alınmasını engellemek olduğunu iddia etti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hikmet Hacıyev ise Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada muhalefetin iddialarını redderek, “Azerbaycan, demokratik kalkınma anlamında geri döndürülemez bir yola girmiştir” dedi.

56 yaşındaki İlham Aliyev, ilk kez 2003 yılında babası Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ölümü sonrası yapılan seçimleri kazanarak göreve gelmişti. Aliyev’e, 2009’da yapılan anayasa değişikliği ile sınırsız sayıda cumhurbaşkanlığı seçimine katılma hakkı tanındı. 2016 yılında yapılan son anayasa değişikliği ile ise başkanlık koltuğunda oturma süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarıldı.

Begmurat ALLABERDİYEV
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

Pakistan’ın Eski Başbakanı Navaz Şerif Siyasetten ve Kamu Görevlerinden Ömür Boyu Men Edildi

Pakistan’da geçen yıl görevinden uzaklaştırılan eski Başbakan Navaz Şerif’in , Pakistan Anayasa Mahkemesinin 5 yargıcı, Anayasa’nın 62. maddesi uyarınca  ömür boyu siyasetten ve kamu görevlerinden men edilmesine karar verildi. Buna ek olarak  muhalefetteki Tahrik-i İnsaf Partisi’nin eski genel sekreteri Cihangir Tarin’in de ömür boyu siyasetten men edilmesi kararlaştırıldı.

2018 yılında ülke genelinde yapılacak seçimlere hazırlanan Navaz Şerif’in iktidardaki partisi ‘Pakistan Müslüman Birliği-Navaz’ (PML-N) üyesi Enformasyon Bakanı Marriyum Aurangzeb “Bugün bir kez daha Pakistan’ın 3 kez seçilmiş Başbakanı ömür boyu siyasetten men edildi” açıklamasında bulunarak karar tepki gösterdi.

Pakistan eski başbakanı Navaz Şerif ise kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarını reddediyor ve kendisine komplo kurulduğunu iddia ediyor.

 28 Temmuz 2017’de Panama belgeleriyle ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına aile üyelerinden bazılarının adı karıştığı gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesi Şerif’in başbakanlık görevinden uzaklaştırılmasına karar vermişti.  Şerif’in adı geçen aile üyeleri hakkındaki yolsuzluk iddialarını araştırmak üzere kurulan Ortak Soruşturma Komisyonu tarafından toplanan belgelerin Yolsuzluk Mahkemesi’ne gönderilmesine de hükmetmişti. Ayrıca eski başbakanın damadı Muhammed Safdar ve kızı Meryem Navaz Şerif hakkında da Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

Merve CURGA
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

İsveç, Bir Tibetliyi Çin için Casusluk Yapmak ile Suçluyor “Tibetli Mültecilere Dair Bilgileri Sızdırdı”

İsveç makamları, kendisini Tibet bağımsızlığına sempati duyduğunu söyleyerek tanıtan fakat aslında Çin hükümeti için Tibetli mültecilerin bilgilerini sızdırmak sureti ile bir Tibetliyi casusluk yapmak ile suçluyor. 49 yaşında kendisini Dorjee Gyantsan olarak tanıtan Tibetlinin, Tibet’in bağımsızlığı ile ilgili toplantılara katıldığı ve Voice of Tibet gazetesinde çalıştığı öğrenilmiştir. Çin için önemli bazı kişilerin barınma durumları, aileleri ve seyahat durumları ile ilgili edindiği bilgileri Çin hükümetine aktardığına inanılıyor. Gyanstan’ın avukatı ise müvekkilinin suçlamaları reddettiğini söyledi.

Pek çok Tibetli, Çin’in baskıcı tutumundan şikâyetçi olmuştur. Dalai Lama’ya olan inanışlarının yasaklandığını, dillerini ve kültürlerinin bastırıldığını söylemekteler. Eyalet savcısı Mats Ljungqvist, Çarşamba günü yaptığı açıklamada bunun çok ciddi bir suç olduğunu ve totaliter rejimden kaçıp temel hak ve özgürlüklerine kavuşmuş savunmasız insanlarda casusluktan etkilenmekteler ki onlar İsveç’in özgürlüklerini rahatça yaşayabilecek güvenli bir ortam olduğuna inanmalılar. Daha önce 2017’de tutuklanıp serbest bırakılan Gyanstan, dört yıl hapis cezası ile yargılanıyor.

İsveç’te aynı zamanda Uygur mültecilerde bulunmakta ve onlarda daha önce casusluk baskıları gördüklerini ifade etmişlerdir. Çin hükümeti vizeleri bir tehdit aracı olarak kullanarak Tibetlileri bilgi vermeye zorluyor onlar da hükümeti kışkırtmak istemiyor. İsveç ise demokrasiyi zedeleyen bu duruma müsamaha gösteremeyeceklerini söylediler. Çin hükümetinin casus yerleştirme işleminin çok yaygın olduğu sürgün edilen toplumlar arasında bir gerçek.

140 Tibetlinin bulunduğu İsveç’te böylesine küçük bir topluluk için Çin Komünist Partisi’nin casusluk faaliyetlerinde bulunması oldukça şaşırtıcı ve beklenmeyen bir durumdur. Çin’in iç politikasında bu durum a ne kadar ehemmiyet verildiği de bu olay ile daha net anlaşılmaktadır. Ayrıca İsveçli kitapçı Gui Minhai, Çin’de kendisine zorla itiraf ettirilen bir dizi suçlarla Çin’de tutuklu bulunmaktadır. İsveç politikacıları bu soruna ciddi bir tutum sergilememeleri dolayası ile eleştirilmektedir.

Pınar ŞAHİN
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Endonezya 2019 Başkanlık Seçimlerinde Gerindra Partisinin Adayı Belli Oldu

Eski özel kuvvetler komutanı olan Prabowo Subianto, Gerindra partisinin başkanlık adayı olarak 2019 seçimlerinde aday olmayı kabul etti. Prabowo Subianto, geçen Çarşamba akşamı partililerine yaptığı açıklamada Gerindra ( Büyük Endonezya Hareketi Partisi)adaylığını kabul ettiğini açıkladı. Subianto ‘’Bu kararı bir görev, bir emir olarak kabul ediyorum ve bunu yapmaya hazırım’’ dedi.

66 yaşındaki eski teğmen, eskiden Doğu Timor olarak bilinen Timor-Leste’deki kanlı askeri operasyonlar ve 1998 yılında Cakarta ve Papua’daki insan hakların ihlallerine bağlı askeri operasyonların başındaki özel kuvvetler komutanıydı. Endonezya Ulusal İnsan Hakları Komisyonu tarafından, Suharto rejiminin sonunda 1998’de demokrasi yanlısı eylemcilerin kaçırılması, işkence edilmesi ve öldürülmesi üzerine sorgulandı ve Ürdün’de sürgüne gitti. Diğer bazı isyanları teşvik ettiği iddia edilmesine rağmen kendisi bu suçlamaları reddetti.

Prabowo Subianto ve Gerindra partisi, Endonezya’da hızla nüfuz kazanan muhafazakâr dini gruplarla yakın bir uyum içindedir ve bazı ılımlı kesimler arasında da popülerlik kazanması da bekleniyor.

Prabowo, daha önce 2014 yılında başkanlık adayı olmuştu. 2014 yılında Joko Widodo ile rekabeti sonucunda, Widodo tarafından mağlup edilmişti. 2019 seçimleri için ülke yerel kaynaklarından edinilen bilgilere göre, kamuoyu yoklamalarının çoğu Joko Widodo liderliğine işaret ediyor fakat seçimlerin yinede 2014’deki gibi çekişmeli olması bekleniyor.

Zehra KÖSE
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Çin, Vanuatu’da Askeri Üs Kurma Planı İddialarını Reddetti

Avustralya’nın Fairfax Medyası, Asya- Pasifik’te Salı günü bir Çin üssü gözlemlediklerini belirtti. Bu iddialar sonrası Vanuatu büyükelçi sözcüsü Chen Ke ise “Böyle bir şey imkansız” dedi. Çin büyükelçi sözcüsü ise askeri üs kurma planlandığı fikrinin “gülünç” olarak değerlendirdi. Böyle bir plan her iki ülke tarafından reddedildi. Üst düzey bir Vanuatu hükümet danışmanı “ Bu konuşma hiçbir zaman masada olmadı” dedi. Fairfax haberinin kaynağının ise Vanuatu hükümetinden olmadığını da eklediler. Fairfax, Çin ile Vanuatu arasında askeri üs üzerine resmi olmayan görüşmeler olmuştur ama resmi teklif olmamıştır.

Ayrıca Çin, pasifikte ki birçok ülke ile diplomatik ilişkiler geliştirmiştir. Avustralya Dış İşleri Bakanı Julie Bishop yaptığı açıklamada; Vanuatu’nun stratejik partner olarak kalacaklarına inandıklarını, Vanuatu’nun egemen bir ulus olduğunu ve dış ilişkilerinde bağımsız olduğunu unutmamalıyız dedi. Chen ise, Çin’in Pasifikte bulunan deniz güçlerinin insani amaçlı olduğunu olası afetler için tatbikat yapıldığını örnek verdi.

Pasifikte Çin’in olası askeri üs kurması Pasifik ülkeleri arasında güvenlik endişelerini arttıracaktır ayrıca Çin’in Pasifikte bulunması stratejik bir hamle olarak düşünülebilir. ABD’nin Pasifik’teki büyük gücü göz önüne alındığında üs kurulmasına izin verme ya da Çin ile diplomatik ve ekonomik ilişki kurma kararı egemen ülke olan Vanuatu’nun vermesi gereken bir karardır.

Pınar ŞAHİN
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Çin, Suriye’ye Yönelik Operasyona Sessiz Kalmadı

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, Başkent Pekin’de yaptığı açıklamada Suriye’ye gerçekleştirilen hava saldırısıyla ilgili olarak, Çin’in uluslararası ilişkilerde güç kullanımına kararlılıkla karşı çıktığını, tüm ülkelerin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini savunduğunu söyledi. Chunying, internet sitesinden yaptığı açıklama ile, ABD, Fransa, İngiltere’nin Suriye’ye gerçekleştirdiği hava operasyonu ile ilgili saldırı sonrası “Suriye krizinde tek çözüm yolunun siyasi anlaşma olduğunu belirten bir açıklama yaptı.

Hua, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin uluslararası hukukun ilkeleri ve temel normlarını es geçen, Suriye’ye karşı ABD tarafından yönetilen hava saldırılarının ardından “güç kullanımına karşı çıkan” olduğunu söyledi ve “uluslararası hukuk çerçevesine dönüş” çağrısında bulundu.

BMGK kararı olmadan atılan herhangi bir tek taraflı askeri adımın, BM Tüzüğü’ndeki ilkelerin ve uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini söyleyen Sözcü, bunun ayrıca Suriye meselesinin çözümünü daha da karmaşıklaştıracağını dile getirdi. Sözcü, “Çin, ilgili tarafları uluslararası hukuk çerçevesine dönmeye ve sorunları diyalog ve istişareyle çözmeye çağırıyor” dedi.

Sözcü, Suriye’de kimyasal saldırı gerçekleştirildiği iddialarıyla ilgili olarak da ülkesinin bu konuda kapsamlı, adil ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti. Sözcü, bunun öncesinde tarafların erken bir hükme varmaması gerekliliğinin altını çizdi.

İpek ŞAHİN
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Çin-Pakistan İlişkileri Bölgesel Barışın İstikrarına Önayak Olmalı.

Çin Halk Cumhuriyeti, Asya kıtasında barışın ve istikrarın korunması adına sürekli olarak komşu ülkelerle olan ilişkilerini yenilemekte ve geliştirmektedir. Bu konudaki bir diğer adım da, Salı günü gerçekleştirilen Boao Forumu sırasında Çin ve Pakistan arasında yaşandı.

Çin Başkanı Xi Jinping, Pakistan Başbakanı Shahid Khaqan Abbasi ile yaptığı görüşmede; iki ülke arasındaki ilişkilerin ve bölgedeki barışın korunması hususunda Bir Kuşak Bir Yol projesinin üstleneceği görev, uluslararası anlamda dünya ülkeleri açısından rol-model olarak alınması gerektiğini söyledi.

Xi Jinping, Çin ve Pakistan arasındaki ilişkilerin 2015 yılından bu yana çok fazla ilerleme kat ettiğini de parantez açarak belirtti. Ayrıca Başkan Xi Jinping, bölgedeki durumun giderek karmaşık bir hâl aldığını ancak bunun iki ülke ilişkilerini olumsuz bir yönde etkilemesinden ziyade, ilişkileri geliştirdiğini ve bundan çok fazla memnun olduğunu belirtti.

Xi Jinping’in görüşmede attığı önemli adımlardan birisi de; Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru ve Gwadar Enerji Yolu’yla ilgili projelerin ve alt yapı iyileştirmelerinin yapılması için yaptığı hamlelerdi.

Bu noktada Pakistan ve Çin görüşmesi, Hindistan’ı bir hayli rahatsız edecek gibi duruyor. Bu da, Çin’in Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin gerçekleşmesinde bölgede önemli bir engel olan Hindistan’ın nasıl bir adam atacağı sorusunu ortaya çıkarıyor.

Enver Alper DEMİRCİ
o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça

Türkiye ile Somali Anlaştı: Terörle Mücadelede ve Güvenlik Alanlarında İşbirliği Yapılacak

Türkiye ile Somali arasında, terörle mücadele ve güvenlik alanında iş birliğini öngören anlaşma Resmi Gazete’de yayımlandı.

2013 yılında, Somali’nin Başkenti Mogadişu’da Türkiye ile “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşması” imzalanmıştı. İmzalanan anlaşma onaylanarak Türkiye ile Somali terörle mücadele ve güvenlik alanında iş birliği yapılacağı kesinleşti.

Yapılan anlaşma, tarafların başta terör ve organize suçlar olmak üzere büyük öneme sahip suçlarla mücadelede iş birliğini öngörüyor. İlk olarak terör eylemleri ile terörizm propagandasını önlemek ve terörizmin finansmanını engellemek hedefleniyor. Daha sonra taraflar; siber suçlar, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti ve göçmen kaçakçılığı gibi alanlarda işlenen suçları önlemek, bastırmak ve suç soruşturmalarını yürütmek için de iş birliğinde bulunacak.

Taraflar, kendi sınırları içinde güvenliğe tehdit oluşturacak terör eylemlerini önlemek amacıyla ulusal mevzuatlarına göre gerekli tedbiri almak, birbirlerinin aleyhine faaliyet gösteren terör yapılanmalarını yasa dışı örgütler olarak değerlendirmek ve bu örgütlerin yazılı ve görsel basın organlarının faaliyetlerine geçit vermemek konularında sıkı bir iş birliği yapacak. Ayrıca, talep doğrultusunda iki taraf da birbiri ile terör faaliyetleri konusunda bilgi ve belgeleri paylaşacaklar.

Taraflar, terör ve organize suçlarla mücadele ve diğer iş birliği konularında karşılıklı eğitim ve uzman değişim programları düzenleyip ortak çalışma grupları kurabilecek.

Çağımızda bölgesel ve küresel tehdit oluşturan terör örgütlerinin şiddet eylemleri karşısında devletlerin birbirleri ile anlaşmaları ve uluslararası alanda ortak hareket etmeleri yerel, bölgesel ve küresel alanda güvensiz bölgelerin daraltılması anlamına geleceği için bu işbirliği anlaşmasının önemli bir örnek teşkil ettiğini söylemek ve bu tür anlaşmaların ülkeler bazında çoğaltılması gerektiğini temenni etmek yanlış olmayacaktır.

Merve ACAR
o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

Kaynakça:

İngiltere Körfez Ülkesi Bahreyn’de İlk Kalıcı Askeri Deniz Üssünü Açtı

İngiltere; Yom Kipur Savaşı’ndan bu yana ilk kez, Ortadoğu’da kalıcı bir üs kurdu. İngiltere, Basra Körfezi’ndeki Bahreyn ülkesinde Mina Salman Limanı’nda inşa ettiği deniz üssünü geçtiğimiz gün açtı.

Bahreyn haber ajansı BNA’da yer alan bilgiye göre, ülkenin doğusundaki Selman Limanı’nda kurulan üssün açılışında Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Al Halife ve İngiltere kraliyet ailesinden Prens Andrew ile her iki ülkeden yetkililer yer aldı. Prens Selman açılışta yaptığı konuşmada, söz konusu üssün Bahreyn’in “terörizmle mücadelede uluslararası koalisyonu destekleme, dünya barışını, uluslararası su yolları ve küresel ticaret hareketini koruma konusundaki çalışmalarında” önemli bir yeri olduğunu belirtti. York Dükü Andrew ise üs, ‘’iki ülkenin çıkarları doğrultusunda faaliyet gösterecek’’ dedi.

İngiltere, Fars Körfezi’nin güney kıyılarında askeri konumunu pekiştiren bu üssü açmak ve askeri ilişkilerini geliştirmekle aslında bazı özel hedefleri izliyor. Londra yönetiminin de Bahreyn de açılan bu üs ile bir takım başka beklentileri de olduğu çok açıktır. Aslında Britanya devleti hâla bu devletin Fars Körfezi’nin güney kıyılarında yer alan Arap emirliklerini sömürdüğü yıllara geri gitmeyi ve yeniden Bahreyn’de eski konumuna kavuşmayı amaçlıyor, çünkü Britanya 1970’li yıllarda bu bölgeden çekilmeden önce Ortadoğu’nun en önemli aktörüydü.

Gerçekte Britanya, Ortadoğu’nun şimdiki siyasi haritasının şekillenmesinde temel rolü ifa etti.  Bahreyn de Britanya açısından büyük önem arz eden ülkelerden biridir, zira bugünkü Bahreyn ve Halife rejimi varlığını Britanya’nın politikalarına borçludur.

Halil ÇANKAYA
o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Trump’tan Güney Sınırına Asker Yerleştirme Açıklaması

ABD Başkanı Donald Trump, yaptığı açıklamalarda ülkenin güney sınırına İç Asayiş Birlikleri yerleştireleceğini söyledi. Yerleştirilecek askerlerin silahlı olup olmayacağı ile ilgili bir açıklama yapılmazken, sayılarının 2000 ile 4000 arasında olacağı ve çoğunluğunun Meksika Duvarı’nın inşa edildiği bölgeye yerleştirilip duvarın yapımı bitene kadar orada kalacakları söylendi.Meksika sınırının özellikle önemli olduğunu belirten Trump, “Bir duvarımız ve esaslı güvenliğimiz olana kadar sınırımızı ordumuzla koruyacağız. Bu büyük bir adım. Bunu daha önce yapmamıştık.” diyerek bunun sınır güvenliği konusunda bir ilk olduğunu söyledi.

Özellikle Meksika’dan gelen göçmenlerle ilgili sorunlar yaşayan ABD, Meksika sınırının güvenliğinin arttırılmasıyla ilgili Meksika Duvarı fikrini hayata geçirmişti.Trump, bu konuda Meksika ile ortak hareket etmeyi amaçlamış ve özellikle duvarın maliyetini Meksika’nın ödemesi gerektiği konusundaki sözleri gerginliği arttırmıştı.Trump, Duvar konusunda ortak hareket edilmezse Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın devam ettirelemeyeceğini, anlaşmanın ABD aleyhine olduğunu ve bundan sonra anlaşmalarının sınır güvenlik konusu olarak inceleneceğini belirtti.Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması Kanada, ABD ve Meksika arasında imzalanıp 1994 yılında yürürlüğü giren ve serbest ticaret bölgesi kurmayı öngören bir anlaşmaydı.Anlaşmanın feshedilmesi, Meksika için ticaretinde en büyük paya sahip olan Amerika ile ortaklığının bozulması anlamına gelmekte.

Savunma Bakanlığı iç savunma ve küresel güvenlikten sorumlu Bakan Yardımcısı Kenneth P. Rapuano tarafından yeni bir Sınır Güvenlik Destek Birimi kuruldu ve ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından yapılan açıklamada Savunma Bakanı Jim Mattis’in, İç Güvenlik Bakanı Kirstjen Nielsen ile Trump’ın güney sınıra asker konuşlandırma teklifi üzerindeki çalışmalarının devam ettiği belirtildi.

SELCAN BUSE DORA
o-Staj 2018 LATAM Stajyeri

Kaynakça: