Home Blog Page 126

BAE Somali’de ki Askeri Eğitim Programını Sonlandırdı

BAE 2014’ten beri, Somali’de askeri eğitim programı yürütüyordu. Ancak Somali’ye giden uçakta 9,6 milyon dolar nakit para ele geçirilmesinin ardından yaşanan kriz sonucunda BAE, eğitim programını sona erdirdiğini duyurdu.

Devlet haber ajansı WAM, BAE’nin (Birleşik Arap Emirlikleri’nin) Somalili askerleri eğitmek için 2014’te Somali’de başlattığı askeri eğitim programını sonlandırma kararı aldığını duyurdu. BAE’li yetkililer, Somali hükümetinin el koyduğu paranın Somali’nin yarı özerk bölgesi Putland’da eğitilen askerlerin maaşlarını ödemek için gönderildiğini söyledi.

Somali İç Güvenlik Bakanlığı tarafından, 8 Nisan’da BAE’den gelen uçakta 9,6 milyon dolar nakit paranın ele geçirildiği durulmuştu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, paranın Somali’de kime ya da nereye ulaştırılmak üzere getirildiğinin araştırıldığı belirtilmişti. Somali hükümeti de BAE ile yapılan askeri anlaşmaya rağmen, bundan sonra Somali ordusundaki askerlerin maaşlarını ve eğitimini kendisinin vereceğini duyurmuştu.

Somali Savunma Bakanı Muhammed Mursal Şeyh Abdurrahman, yaptığı açıklamada BAE’nin eğittiği askerlerin ordu içerisindeki farklı birimlere dağıtılacağını belirtti.

Abdurrahman, “Hükümet olarak General Golden Kampı’nda eğittiği Somalili askerler de dâhil, Somali ordusundaki tüm askerlerin maaş ödemesini biz gerçekleştireceğiz. BAE’nin eğittiği askerler ise ordu içerisindeki farklı birimlere dağıtılacak.” diye konuştu.

Ülkeye yasa dışı yollarla sokulmaya çalışılan para ve bunun yarattığı kriz sonucu, askeri eğitimlerin sonlandırılması, Somali’de askeri aksaklıkları beraberinde getirebilir.

 

 

Büşra GÜRSOY

O-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

 

Kaynak:

Fildişi Sahili, Demokrat Parti 2020 Adayını Sunacak

Henri Konan Bédié başkanlığındaki parti, 2010 ve 2015 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Alassane Ouattara’yı destekledikten sonra bir aday sunmasının kendisine bağlı olduğunu düşünüyor.

İktidar koalisyonunun en büyük iki partisinden biri olan Fildişi Sahili Demokrat Partisi (PDCI), 2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir aday sunacak. 19 Nisan Perşembe günü Cumhurbaşkanı Henri Konan Bédié, ulusal siyasi sahneyi kışkırtan bir tartışmadan söz etti.

 

Demokrasi ve Barış için Houphouetistlerin Rallisi (Rally of Houphouëtists for Democracy and Peace- RHDP) seçim koalisyonunda yer alan Rassemblement des républicains’in (RDR) Başkanı, Alassane Ouattara’nın partisi olan PDCI, yıllar boyunca değişimlerin olduğunu iddia ediyor. 2010 ve 2015 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ouattara’yı destekledikten sonra PDCI, 2020 seçimlerine aday gösterme konusunda RDR’nin desteğini aldığını ancak niyetleri konusunda belirsizliğini koruduğunu düşünüyor.

 

Bédié, bölgedeki kalesi Daoukro’da basın mensuplarına verdiği demeçte, “PDCI, RHDP ‘ye 2020 yılında bir aday sunacak, 2010 ve 2015 yıllarında yaptığı fedakârlıklar nedeniyle müttefiklerinin desteğini alacaktır.” açıklamasında bulundu.

17 Nisan’da, genç parti eylemcileri, Bédié’ye karşı iddianameye hızla dönüşen bir oturma eylemi düzenlediler. “Birleştirilmiş partiye hayır! PDCI’nın ölümüne hayır!” pankartlarını açtılar. Koalisyon kurmak bir çözüm olacaksa yapılmalıdır, parti taraftarlılığı ancak ülkede ayrışmaya yol açabilir.

 

 

Deniz ÜRESİN

o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

 

 

 

 

Kaynak:

 

 

 

 

Suriye’ye Kimyasal Madde İhracatı Sebebiyle Üç Belçika Şirketi Mahkemeye Çağrıldı

Üç Belçikalı firma, Suriye’ye ölümcül Sarinin üretiminde kullanılan kimyasalları ihraç etmesi sebebiyle yargılanacak. Belçika Gümrük İdaresi tarafından sarın sinir gazı üretiminde kullanılabilecek bir kimyasal dahil olmak üzere, Suriye’ye kimyasal madde ihracatı nedeniyle mahkemeye getiriliyor.

Ancak firmalar, yeni lisans gerekliliklerinden habersiz olduklarını ve 10 yılı aşkın süredir iş yaptıkları boya ve vernik şirketleriyle ticaret yapmaya devam ettikleri zaman iyi niyetle hareket ettiklerini açıklıyorlar.. Danmar Logistics’den Herman Van Landeghem, “Her bir kilo, her konteyner gümrük tarafından kontrol edilmektedir. Tüm belgeleri verdik. Her kabı kontrol ettiler ve her kabı serbest bıraktılar. Neden kapları serbest bıraktılar? Onları gümrük memurlarının burnunun önünde açtık. Onları nerede sattığımızı biliyorlar, yıllarca kontrol ettiler ve yıllarca Orta Doğu’ya verdik. Suriye’ye ihraç ettiğimiz her şey kara listede olmayan müşterilere aittir.” dedi.

İzopropanol, aynı zamanda izopropil alkol olarak da bilinir, normal kullanım alanlarına sahip olan ilaçların üretiminde olduğu gibi, düşük toksin seviyesi ve az miktarda olması nedeniyle tercih edilen klor gibi çok amaçlı bir ürün olarak kabul edilir. Aynı zamanda, sinir maddesi sarin gibi kimyasal maddeler üretirken sentez sürecinde de kullanılabilir. Bu maddenin Belçikalı şirketler tarafından sağlandığı tartışılıyor.

Suriye’ye gerekli izinleri almadan, 2014-2016 yıllarında yüklü kimyasal madde ihracatı yapan üç Flaman şirket hakkında Anvers Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İlk duruşmanın 15 Mayıs’ta gerçekleşmesi planlanıyor.

 

Ebrar GENÇ

O-Staj AÇAM 2018 Stajyeri

Kaynakça:

 

Avusturya’dan Türkiye’nin Seçim Çalışmalarına Engel

Türkiye’de haziran ayında seçim yapılacağının kararının alınması sonrasında, Avusturya siyasi makamları konuyla ilgili açıklamalarda bulunmaya başladılar.

Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, günlük Kronen Zeitung gazetesine açıklamalarda bulundu. Gazete, Türkiye’de seçim kararının alınması sonrasında, Türk hükümet üyelerinin Avusturya’da da seçim çalışmaları yapacaklarını ve bunun da Avusturya’da kargaşaya yol açacağını yazdı. Konuyla ilgili Sebastian Kurz, Kronen Zeitung’un sorusuna cevap verdi. Gazete, Başbakan Kurz’un “Bu tür seçim çalışmalarının ülkemizde yapılmasına tümüyle karşıyım ve yasaklanması taraftarıyım.” dediğini 19 Nisan tarihli nüshasında belirtti. Ayrıca, Başbakan Kurz’un “Bu tür seçim çalışmalarının demokrasi anlayışımızda yeri bulunmamaktadır.” sözlerini de okuyucularına taşıdı.

Hükümetten konuya ilişkin tepki gecikmedi. Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “Avusturya Başbakanı ve Hollanda Başbakanı açıktır ki, bu kararları alırken demokratik değerlere yaslanmıyorlar, Türkiye düşmanı ve ırkçı siyasal hareketlere selam gönderiyorlar.” dedi.

Avusturya’da geçen yıl da benzer bir olay yaşanmıştı. Dönemin Şansölyesi, Türk bakanların seçim kampanyası yapmasına izin vermemiş ve Avusturya’da bir yasa yürürlüğe girmişti. Bu yasa kapsamında, Viyana hükümetine yabancı ülkelerin siyasi buluşmalarına müdahale etmesinin önü açılmıştı. Bir başka olay olarak, Türkiye’de yapılan referandum öncesinde Türk bakanlar, Almanya ve Hollanda’ya gitmiş fakat bu toplantılar iptal edilmişti. Bu gelişme, Ankara ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında diplomatik krize sebep olmuştu.

 

 

 

Mustafa BİLGİN

O-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

Almanya’nın Bavyera Eyaletinde Psikiyatrik Hasta Tasarısı

 

Almanya’nın Bavyera eyaletinde Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) yönetiminin gündemindeki, “Psikiyatrik Hastalara Yardım Yasası” (PsychKHG) çeşitli parti ve kuruluşların tepkisine yol açtı.

CSU’nun, psikiyatrik hastalara sağlanan sağlık hizmetinin kapsamını genişletme amaçlı yasa tasarısında, 7 gün 24 saat hizmet verecek bir kriz servisi oluşturulması, böylece kriz durumlarında erken müdahale imkânı sağlanarak, hastaların zorla kliniğe yatırılmasıyla sonuçlanan vakaların azalması hedefleniyor.

Söz konusu yasa tasarısında en çok tepki çeken nokta ise, hastaların verilerinin saklanmasına ilişkin düzenleme. Tasarıda mahkeme kararıyla kliniğe sevk edilen hastalara ilişkin bilgilerin oluşturulacak veri bankasında beş sene boyunca saklanması öngörülüyor ve saklanan veriler, suç takibi için polisle de paylaşılabilecek.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Bavyera Meclis Grubu, tasarıya Facebook sayfasından yaptığı “CSU’nun çılgın yasa tasarısına hayır!” başlıklı açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamada, “Söz konusu tasarının yasalaşması ile psikolojik sorunları olan ve kendileri ve başkaları için tehlike teşkil edenlerin; ziyaret saatlerinde düzenleme yapılması, gözetlenmeleri, hatta kimi durumlarda genital aramaya tabi tutulmaları da dâhil olmak üzere bir suçlu gibi muamele görmeye başlayacakları.” ifade edildi.

Tasarıya SPD’nin yanı sıra, Yeşiller, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Özgür Seçmenler partisi de tepki gösterdi.

Yeşiller Bavyera Eyalet Meclisi Grubu, söz konusu tasarının “30 yıl önce yine CSU tarafından hayata geçirilmek istenen AIDS hastalarının kayıt altına alınması planlarıyla benzerlik taşıyan vahim bir girişim.” olduğunu ifade etti.

 

 

Aybüke Rabia Halil

o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 

 

Kaynakça:

Aleksis Çipras’a Kötü Haber

Yunanistan’ın kamuoyu araştırmaları şirketlerinden “Metro Analysis”, 2019 Yunanistan seçimlerine yönelik yaptığı ankette halkın, Çipras için olumlu görüşe sahip olmadığı görülüyor.

Ankete göre, Yunan halkı Çipras’ın ekonomi politikalarının yanı sıra Türkiye ile ilişkilerinden de memnun değil.

16-18 Nisan tarihleri arasında, 1.200 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen ankete katılanların, sadece yüzde 12’si, “Sizce hangi parti Türk-Yunan ilişkilerinde daha iyi bir siyaset izleyebilir?” sorusuna Çipras’ın lideri olduğu “Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA)”  cevabı verdi.

Ankete katılanların yüzde 25’i ise, ana muhalefetteki Yeni Demokrasi (ND) partisinin Türk-Yunan ilişkilerinde daha başarılı bir siyaset izleyeceğini düşünüyor.

Öte yandan, ankette Türk-Yunan ilişkilerinde sık sık gerginliğin tırmanmasına yol açan Savunma Bakanı Panos Kammenos’un lideri olduğu Bağımsız Yunanlar (ANEL) partisinin, Türk-Yunan ilişkilerinde başarılı bir siyaset izleyebileceğine inananların oranı ise yüzde 1’in altında kaldı.

Anketin sonuçlarına göre, Yunanistan’da bugün seçim yapılsa SYRİZA yüzde 17.2, ND yüzde 26.8. oy toplayacak. Kammenos’un Partisi ANEL ise, 1.9 oy ile yüzde 3 barajını geçemeyecek gibi gözüküyor.

Anket verilerine göre, Yunanistan’ın başlıca sorunlarını ekonomi ve yüksek işsizlik oluşturuyor.

Yunanistan’da genel seçimler 2019’da yapılacak. Başbakan Aleksis Çipras her fırsatta erken seçimin söz konusu olmadığını tekrarlıyor, ancak muhalefet erken seçimlerin bu yıl içinde yapılacağı görüşünde.

Aybüke Rabia Halil

o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

Kaynakça:

Poroşenko: “Ukrayna Resmi Olarak BDT’den Ayrılacak”

Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko, bakanlar kuruluna eski Sovyetler Birliği ülkelerinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kurumlarından çıkmaya yönelik prosedürleri başlatma ve üyeliği çerçevesinde var olan yasak düzenlemelerin değiştirilmesi talimatını verdi.

Kiev’deki Güvenlik Konferansı’nda konuşan Poroşenko, bakanlar kuruluna BDT ülkelerinin Belarus’un Başkenti Minsk’teki kurumlarındaki mümessilliğini tamamen kapatma talimatı verdi.

Poroşenko ayrıca Ukrayna’da BDT’ye üyelik çerçevesinde mevcut olan tüm yasal düzenlemelerin ‘ulusal çıkarlara uygun olarak’ yeniden düzenlenmesini istedi.

Poroşenko, konuşmasında Ukrayna parlamentosu Yüksek Rada’ya da Rusya ile dostluk anlaşmasının belirli hükümlerinin derhal sonlandırılması yönünde taslak sunacağı sözü verdi. Bu adımın ardından anlaşmadaki ‘ülkelerin birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı duyması ve mevcut sınırların ihlal edilemeyeceğinin taahhüt edildiği’ maddenin geçerliliğini koruyacağını belirten Poroşenko, anlaşmanın ulusal çıkarlara ve ulusal güvenliğe uygun olmadığını ileri sürdü.

Poroşenko, BDT’nin ‘Rusya saldırganlığını kınamak istemediğine’ de dikkat çekti.

Gürcistan ve AB’ye üye Estonya, Litvanya ve Letonya’nın dışında eski Sovyetler Birliği’ne bağlı 11 ülkenin yer aldığı BDT’den, Şubat 2014 yılında başkanlığını çekme kararı almıştı. Kiev, Mart 2014’te de BDT’den üyeliğini çekmek istediğini belirtmişti, ancak o zamandan beri resmi bir başvuru gelmemişti.

Aynı zamanda Poroshenko, Ukrayna’nın BDT kapsamında imzalandığı tüm sözleşmelerin, devletin ulusal çıkarlarına uygunluk açısından yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Ukrayna BDT’nın kurucusu ve katılımcısı,  ancak BDT tüzüğünü onaylamadığını için Ukrayna hukuki olarak BDT’nin üyesi değil.

Kiev hükümeti, BDT ile ekonomi, güvenlik sosyal ve insani konuları içeren anlaşmalara imza atmıştı. Ancak ülke, BDT’nin ortak savunma ve bilgilendirme projelerine katılmamıştı.

Mehmet EROL
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça:

 

ABD, İngiltere ve Fransa Suriye’yi Vurdu

ABD Başkanı Trump, İngiltere ve Fransa ile birlikte Suriye’de ki Esad Rejimi’ne karşı saldırılara başladıklarını duyurdu.

Saldırıda, Başkent Şam’da ki ve Humus’ta ki askeri noktalar ve kimyasal depolar hedef alındı. Pentagon, Duma’da kimyasal silah kullanıldığına dair kanıtların olduğunu ve operasyonun tamamlandığını açıkladı. Saldırının akabinde, Suriye Devlet Televizyonu da hava savunma sistemleri ile saldırıya karşılık verildiğini duyurdu.

ABD Başkanı, saldırının amacını, “Kimyasal silahların üretim, yayılım ve kullanımına karşı güçlü bir caydırıcılık oluşturmak.” olarak tanımladı.

Rusya’nın Washington Büyükelçisi, “Daha önce böyle saldırılarının sonuçları olacaktır diye uyardık” dedi. İran ise harekata, “Operasyonu şiddetle kınıyoruz. Bölgesel sonuçları olacak.” tepkisini verdi.

NATO harekata destek bildirisi yayınlarken, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Türkiye, 7 Nisan günü Duma’da çok sayıda sivilin ölmesine yol açan kimyasal silah saldırısına mukabil ABD, İngiltere ve Fransa’nın sabaha karşı Suriye Rejimi’ne karşı düzenlediği operasyonu yerinde bir tepki olarak görmektedir. Rejim tarafından gerçekleştirildiği yönünde güçlü şüphe bulunan Duma saldırısı karşısında tüm insanlığın vicdanına tercüman olan bu operasyonu memnuniyetle karşılıyoruz.” denildi.

Saldırı, Suriye cephesinde istikrarın ne kadar uzak olduğunu, küresel ve bölgesel güçlerin anlaşmaya oldukça uzak olduğunu göstermektedir. Suriye üzerine bir uzlaşı gerçekleşmeden bölgede problemlerin çözülmesi mümkün olmayacaktır. Suriye meselesi, hem insan hakları hem de politika bakımından tartışılmazı elzem meselelerdendir.

Aybala LALE
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Dünya Gündeminde Ortadoğu ve Petrol Fiyatlarındaki Artış

Trump’ ın, ‘‘Suriye’ ye müdahale ve Rusya’ ya rest’’ konulu Twitter üzerinde gönderdiği bildiri, Dünya kamuoyunda panik havası oluşturdu. Akıllara, ‘Siyasal gündem  ve ekonomi, bu durumdan nasıl etkilenir ?’ sorularını getirten gelişme, piyasalarda ki hareketlilik ile  yanıtını verdi.

Dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı konumundaki Suudi Arabistan’ın, bölgedeki sıcak çatışmalara müdahil olma ihtimalini belirttikten sonra ekonomistler, bunun gerçekleşmesi halinde bölgedeki petrol arz güvenliğinin giderek tehlikeye girebileceğinin altını çizip, bu durumda Suudi Arabistan’ın da ham petrol üretimi ve ihracatında düşüş görülebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Yemen’de ki Husiler tarafından, Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’ a atılan balistik füzenin başkent semalarında hava savunma sistemleri tarafından imha edildiği bildirilmişti. Trump, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Rusya, Suriye’ye atılacak her füzeyi vuracağını söylemiş. O zaman hazır ol Rusya çünkü füzeler geliyor, hem de iyi, yeni ve akıllısından. Kendi halkını öldüren ve bundan zevk alan gaz katili hayvanla ortak olmayacaktınız.” ifadelerini kullanmıştı.

Tüm bunlar, uluslararası ticarette arz güvenliğini baltalarken,  dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan Brent türü ham petrolün fiyatı, Ortadoğu’da artan arz güvenliği endişeleriyle bugün, 73 doları aştı.11.04.2018 tarihinde Londra, Brent türü ham petrolün varil fiyatı 73,09 dolara kadar yükselirken 28 Kasım 2014’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.

Ahmet Mert İZMİR
o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

Slovenya, Gazprom İle 5 Yıllık Gaz Sevkiyatı Anlaşmasına İmza Attı

Gazprom şirketi, gaz sevkiyatı için beş yıllığına Slovenya ile bir sözleşme imzaladı. Slovenya-Ljubljana’da gerçekleşen imza törenine Rusya’dan; Gazprom Yönetim Komitesi Başkan Vekili Alexander Medvedev, Gazprom Export Direktörü Elena Burmistrova ve Geoplin Yönetim Kurulu Başkanı Bostjan Napast ve Slovenya’dan; Slovenya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Karl Erjavec ve Rusya Federasyonu Slovenya Cumhuriyeti Büyükelçisi Olağanüstü ve Büyük Yetkili Mahkemesi’nden Doku Zavgayev de katıldı.

Dışişleri Bakanı Karl Erjavec Cuma günkü beş yıllık anlaşmanın Slovenya ekonomisi için önemli olduğunu söyledi ve Suriye ile ilgili bir krize rağmen Moskova ile işbirliğine övgüde bulundu.

Resmi STA haber ajansı, Erjavec’in “Slovenya ve Rusya’nın uluslararası ilişkilerin karmaşıklığına rağmen iyi bir işbirliğine sahip olduğunu” belirtti.

Rus haber ajansı RIA Novosti’de yer alan şirketin açıklamasına göre, “Sözleşme, yılda 600 milyon metreküp gaz miktarında teslimat yapılmasını öngörülüyor. Sözleşmenin süresi 1 Ocak 2018’den 1 Ocak 2023’e kadardır’’denildi.

Rus şirketi ile Slovenya GeoplinD.o.o arasındaki önceki anlaşmanın 31 Aralık 2017’ye kadar geçerli olduğu belirtildi.

Alexander Medvedev yaptığı açıklamada şunlara değindi:

“Bu yıl, 1978’de Rus doğalgaz dağıtımlarının Slovenya’ya başlamasından bu yana 40 yıl geçti. Geoplind.o.o. Ljubljana uzun süredir devam eden ortağımız. Doğal gaz tedariki için yeni sözleşmenin, şirketlerimiz arasındaki ilişkileri güçlendireceğini ve iki ülke arasındaki enerji işbirliği tarihinde yeni bir sayfa açacağından eminim.”

BostjanNapast ise, “Bugünkü etkinlik, Gazprom ile etkin uzun vadeli işbirliğimizin bir başka kanıtı. Bu sözleşme, önemli bir stratejik ittifakı simgelemektedir. Gazprom ile olan güvenilir ortaklığımız, şirketimize ve Slovenya’ya yıllarca sürecek kesintisiz gaz tedariki garantisidir.” dedi.

Avrupa Birliği üyesi olan Slovenya, tarihi ve kültürel bağları gerekçe göstererek Moskova ile dostane ilişkiler sürdürmeye devam ediyor. Slovenya ayrıca, İngiltere’nin eski Rus ajanı ve kızının zehirlenmesi olayıyla ilgili Moskova’yı suçlamasından sonra Rus diplomatları kovmayı reddetti.

Slovenya’ya giden Rus doğal gaz kaynakları 1978’de başladı. 1978 ile 2017 yılları arasında 2017 yılında 607.2 milyon metreküp olmak üzere Slovenya’ya 14 milyar metreküp doğal gaz dağıtıldı. GazpromExport ve Geoplind.o.o. Ljubljana 31 Aralık 2017’de sona ermiştir.

Slovenya pazarında,Geoplind.o.o. en büyük doğal gaz ithalatçısı olanGazpromExport’un ortağıdır.

Sibel Şevval KAÇAR
o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

Kaynakça: