Home Blog Page 125

Rusya, Türk Domatesine Yönelik Kısıtlamayı Kaldırdı

Yakın tarihsel sürece bakacak olursak; Türkiye-Rusya 2015 uçak krizinden sonra ikili ilişkilerin düzeltilmesi ve geliştirilmesi için adım atan Putin ve Erdoğan, iki ülke arasında ki ticari vetoların çoğunu karşılıklı olarak kaldırdı. Ancak Rusya, kendi iç sebepleriyle hava şartları olumsuzluğunu önlemek ve sera yatırımlarının maliyetlerini ödemek amacıyla domates pazarına müdahale etti ve Türkiye’ ye domates ticaretinde aylarca kota koymuştu.

 

Rusya’ya yapılan domates ihracatında yeni gelişme bir gelişme yaşandı. Ekonomi Bakanlığı nın açıklamasına göre, Rusya, Türk domatesine yönelik kısıtlamayı kaldırdı. Rusya Federasyonu’na Türkiye’den yapılan domates ihracatı, Rusya Tarım Bakanlığınca yetki verilen sınırlı sayıda ihracatçı tarafından yapılabiliyordu.

Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Rusya Federasyonu’na Türkiye’den yapılan domates ihracatı, Rusya Federasyonu Tarım Bakanlığınca yetki verilen sınırlı sayıda ihracatçımız tarafından yapılabilmekteydi. 23 Nisan 2018 tarihinde, Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi’nin Rusya Federasyonu Tarım Bakanı Aleksandr Tikaçev ile Moskova’da gerçekleştirdikleri görüşmeyi takiben, her iki bakanın talimatları çerçevesinde, 26 Nisan 2018’de iki ülke Ekonomi ve Tarım Bakanlıkları yetkilileri teknik düzeyde toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantı sonrasında Rusya Federasyonu, Türkiye’den domates ithalatındaki firma sınırlamasını kaldırmıştır ve bu çerçevede Rusya Federasyonu’nuna ülkemizden yapılan sağlık koşullarına uygun domates ihracatı tamamen serbest bırakılmıştır.”

  A.Mert İZMİR

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

 

 

 

 

 

Kaynak:

 

 

 

 

 

İsrail:”İran Saldırırsa Tahran’ı Vururuz”

İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, online haber portalı Elaph’a yaptığı konuşmasında, İran’a bağlı kuvvetlerin kendilerine saldırması durumunda, Başkent Tahran’ı hedef alacaklarını söyledi. “Bedeli ne olursa olsun, İsrail’i tehdit eden İran’ın Suriye’de ki tüm askeri alanlarını yerle bir edeceğiz.” ifadelerini kullanarak, Suriye’de İran’a ait askerlerin bulunmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.

İran rejiminin son günlerini yaşadığını ve ABD’nin nükleer anlaşmasından çekilmesi halinde İran’ın ekonomik olarak çökeceğini ileri süren Liberman, “İran şu ana kadar Suriye’de 13 milyar dolar harcadı. Lübnan Hizbullahı, Hamas, İslami Cihad Hareketi ile terör örgütlerine yıllık 2 milyar dolar akıttı.” iddiasında bulundu.

İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney ise, dünyada ki bütün Müslüman milletlere ABD’ye ve ‘düşmanlara’ karşı durma çağrısında bulunmuştu. Hamaney, İran’ın ABD’nin ‘sataşma girişimlerine’ karşı dik duracağını ifade etti.

Nükleer anlaşma, İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesi ve Almanya arasında, 14 Temmuz 2015’te Viyana’da imzalanmıştı. ABD Başkanı Donald Trump, İran’la imzalanan nükleer anlaşmanın yeniden düzenlenmesi gerektiğini aksi takdirde ülkesinin anlaşmadan çekileceğini açıklamıştı. İran ve diğer taraf ülkeler, anlaşmanın güncellenmesine karşı çıkıyor. Trump’un yanında ise yalnızca İsrail var. Yani İsrail ve İran arasındaki gerçekleşen bu sözlü tartışmanın ardında nükleer anlaşma ve Suriye meselesi yatıyor. ABD ve İsrail, Suriye’de İran’a söz hakkı vermeme politikasını mutlaka sürdürecektir.

Aybala LALE

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

İran Cumhurbaşkanı Ruhani: “Tüccar Trump”

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, P5+1 ülkeleri ile Tahran arasında 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın yenilenmesini savunan ABD Başkanı Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u eleştrdi. Ruhani, Trump için ‘tüccar’ ifadesini kullandı.

İran Cumhurbaşkanı’nın eleştirisi, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Trump’ı ABD’nin anlaşmadan imzasını çekmemesi konusunda ikna etmek için Washington’a yaptığı ziyaretinin ardından geldi. Macron, ABD’de Trump ile yaptığı ortak açıklamada, AB’nin İran’la nükleer anlaşmanın değiştirilmeden muhafaza edilmesine yönelik pozisyonundan geri adım atmış ve ‘şu andan itibaren ABD ile birlikte yeni bir anlaşma üzerinde çalışmak istediğini’ belirtmişti.

Ruhani, devlet televizyonunda canlı yayımlanan konuşmasında, ” Onlar belli bir Avrupa ülkesinin lideri ile birlikte, ‘7 ülkenin imzaladığı anlaşma hakkında karar vermek istiyoruz diyorlar. Ne için? Hangi hakla?” ifadelerini kullandı. Anlaşmayı ‘çılgınlık’ olarak niteleyen ve ciddi değişiklikler olmazsa İran’a yönelik yaptırımlara geri döneceğini söyleyen Trump’a seslenen Ruhani,” Senin siyasette arka planın yok. Hukukta arka planın yok. Uluslararası anlaşmalarda arka planın yok. Nasıl oluyor da bir tüccar, gökdelen inşaatçısı uluslararası ilişkiler hakkında muhakemede bulunabiliyor?” dedi.

İran ile nükleer anlaşmayı imzalayan: Rusya, Çin, Almanya, İngiltere ve Fransa, anlaşmanın devamından yana tavır sergilemekte olduğunu görmekteyiz. Batı dünyasında pek çok kesimde İran’ın nükleer güç elde etmesini ve Ortadoğu’da bir nükleer yarış başlatmasını önlemek için umutlu bir şekilde hareket etmektedir.

Hacer KARKİN

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

 

 

Katar: “Suudi Arabistan Yönetimi, Arap Kamuoyunun Beynini Yıkamaya Çalışıyor”

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr’in, hazirandan beri abluka ve yaptırıma aldıkları Katar’ın, Trump’ın talebinin asıl muhatabı olduğu, Suriye’ye asker gönderip Amerikan gücünün masraflarını karşılaması gerektiğini söylemesi, Körfez’i bir kez daha gerdi.

Terörün finansmanıyla mücadele konferansı için gittiği Paris’te, France 24 televizyonuna konuşan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, Suudi mevkidaşına da yanıt verdi.

El Sani, ”Suudi açıklamasına yanıt vermeye bile değmez. Katar, bu şekilde Arap kamuoyunun aptal yerine konulmasını ve beynini yıkamaya çalışılmasını reddetmektedir. Arap bilinci onların sandığından çok daha büyüktür.” dedi.

Cubeyr, Trump’ın bazı sözlerinden hareketle, ”Eğer ABD, Katar’da ki Udeyd Üssü’nden çekilirse, Katar rejiminin devrilmesi bir hafta bile sürmez. ABD üsten çekilmeden önce Katar Suriye’ye asker göndermeli.” çıkışını da yapmıştı.

Katarlı mevkidaşı ise, Katar Emiri Tamim bin Hamad el Sani’nin 9 Nisan’da Washington’ı ziyaret edip Trump ile görüştüğünü hatırlattı.ABD’li yetkililerin, Suriye’ye ilave asker gönderme konusundaki fikirlerini Katar Emiri ile paylaştığını, Katar’ın da bu konudaki tutumunu Washington’a anlattığını aktaran el Sani, uluslararası bir koalisyonun parçası olabileceklerini belirtti.

Her iki tarafında ABD’nin varlığına muhtaç olduğu unutulmamalıdır. Eğer, ABD Katar’dan çekilirse rejimin yıkılması 1 haftadan fazla sürmeyecekse, Suudi Arabistan’dan çekilmesi halinde Arabistan’ın da yok olacağı söyleyebiliriz çünkü her iki devlette anlayış açısından birbirine benzemektedir.

 

Kerem AYSU

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

 

Kaynakça:

TRUMP: “Ortadoğu’daki Olayların Arkasında İran’ın Parmak İzi Var”

ABD Başkanı Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron Beyaz Saray’da ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Trump, İran‘ın Akdeniz’e ulaşmasına fırsat vermeyeceğiz. Suriye’den çıkmayı çok isterim, yakında eve döneceğiz. Güçlü ve kalıcı bir iz bıraktıktan sonra, Suriye’den çıkacağız.” dedi.

Trump’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

‘’Ortadoğu’da olayların arkasında İran’ın parmak izini görüyorsunuz. Macron’u, DAEŞ karşısındaki çabalarından ötürü tebrik etmek istiyorum. İran’ın bizim başarımızdan nemalanmasını engellemelerini talep ediyorum. Siz, bizim en eski ve en büyük müttefiklerimizden birisiniz.ABD olarak önemli adımlar atıyoruz, özellikle sınırlarda. Sizin de bu konuda göstermiş olduğunuz liderliği takdirle karşılıyorum. Her zaman popüler değilsiniz belki ama her zaman dürüstsünüz.’’

İki liderin gündemindeki bir diğer konu, İran ile nükleer anlaşmaydı.

ABD Başkanı Donald Trump, bir süredir 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan çekilme tehdidinde bulunuyor. Fransa ve ABD’nin bu konudaki görüş ayrılıkları ise sürüyor.

Ortak basın açıklamasında Trump, İran ile nükleer anlaşmayı “delilik” olarak nitelerken, Macron anlaşmanın hayati olduğunu söyledi.

Trump ise, İran’ın ülkedeki nüfuzunun büyümesine izin verilmemesinin önemine değindi.

Trump’ın, Ortadoğu’da sorun olan pek çok alanda İran’la karşılaştıklarını vurguladığını anlayabilir ve açıklamalarıyla İran’ı hedef aldığını, Macron’la ise, aralarındaki samimiyetin arttığını söyleyebiliriz. Ayrıca, Trump’ın sözlerinden yola çıkarak, Suriye’yi şu an için kesin olarak terk etmeyeceği yorumunu yapabiliriz.

Suna KAYA

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

 

Güney Afrika’da Yolsuzluk Protestoları

Güney Afrika’da yolsuzluğa karşı üç gündür devam eden protestolar nedeniyle Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, İngiltere ziyaretini yarıda keserek ülkesine döndü. Ülkenin Kuzey Batı Eyaleti Başbakanı Supra Mahumapelo’nun yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle istifasını isteyen binlerce kişinin eyaletin Başkenti Mahikeng’de protesto gösterisi düzenlemesi nedeniyle, Devlet Başkanı Ramaphosa İngiltere ziyaretini yarıda kesti.

Eyalet Başbakanının yolsuzluk yaptığını ve halka yeterli hizmet vermediğini öne süren göstericiler lastikler yakıp yolları kapattı. Araçların geçişine para karşılığı müsaade eden göstericilerin şehirdeki bir oteli de yağmaladığı belirtildi. Başkanlık ofisinden yapılan açıklamada, ”Başkan Ramaphosa, Kuzey Batı eyaletindeki protestolar ile alakalı parti yöneticileri ile toplantı yapmak üzere İngiltere ziyaretini yarıda keserek ülkeye döndü.” ifadesi yer aldı. Ramaphosa, göstericilere yaptığı konuşmada sükunet çağrısında bulunarak, ”Protesto yapmak hakkınız fakat isteklerinizi barışçıl yollarla iletmenizi istiyorum.” dedi. Afrika Ulusal Kongresinden (ANC) yapılan açıklamada ise, ”Eyalet Başbakanı ile ilgili iddialar üzerine parti yönetimi toplantı yaparak en kısa zamanda vatandaşların mutlu olacağı kararı verecek.” ifadelerine yer verildi.

Eyalet Polis Departmanı Basın Sözcüsü Lieutenant Colonel Adele Myburgh, çarşamba gününden bu yana gösterilerde 16 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Böylelikle, ülke üzerinde bir süre iç karışıklıklar devam etmiş ve halk belli iddialara göre hareket ederek protestolara devam etmiştir.

Demet GÖRMEK

o-Staj 2018 AFRAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

 

Kuzey Kore Nükleer ve Füze Testlerini Askıya Alarak ABD Başkanı’nın Övgüsünü Kazandı

Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un, cumartesi günü yaptığı açıklamayla bütün dünyanın gündemini sarstı. Tarihî bir karar olarak addedilen Kim Jong-un’un açıklamasında, nükleer denemelerin durdurulacağı bildirildi. Ayrıca, daha önceden yapılan 6 nükleer denemenin test sahasının da kapatılacağı bildirildi.

Kim Jong-un konuşmasının devamında, ülkesinin nükleer silahsızlanma konusunda önemli bir adım attığını ve bunun, dünyanın nükleer silahsızlanma programında önemli bir adım olduğunu belirtti.

Amerika Devlet Başkanı Donald Trump ise, bu haberi Twitter hesabında yaptığı bir açıklamayla doğruladı ve bu kararı iyi bir haber olarak nitelerken Kuzey Kore’nin kuzey bölgelerindeki bir test sahasını da kapatacak olmasının herkes için güzel bir haber olduğunu söyledi.

Güney Kore ise, Kuzey’in attığı bu adımdan memnunluğunu dile getirirken, bölgenin nükleer silahlardan arındırılması konusunda anlamlı ve önemli bir adım olduğu açıklaması geldi. Ek olarak, bölgede bu hamlenin Kuzey Kore ve ABD arasındaki olumlu diyalogların da önünü açtığı belirtildi.

Bölgede, Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerinden rahatsız olan bir diğer ülke, Japonya. yapılan Açıklamaya göre, Shinzo Abe, Kuzey Kore’nin bir an önce bu konuda gerekli adımların atılmasının lüzum geldiğini söyledi. Japonya’dan yapılan bir diğer açıklamaya göre, Kuzey Kore’nin bütün kitle imha silahlarından ve balistik füze denemelerinden arındırılması için baskının süreceği söylendi.

Kuzey Kore’nin böyle bir adım atmasının ardındaki sebeplerden bir tanesi de, Güney Kore ile gerçekleştirdiği diplomatik adımlardaki samimiyetini göstermesi ve sorunun kendisinde olmadığını kanıtlamak adına önemli bir adımdı. Ancak, Güney Kore halkının atılan bu adım konusunda şüpheleri olacağı da kesindir.

Kuzey Kore’nin en önemli müttefiki, Çin’in bu konudaki açıklamaları merakla beklenmektedir. Ayrıca, Kuzey Kore tarafından yapılacak bu tarz olumlu açıklamalar bölgede ABD açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Çünkü ABD’nin bölgede etkin bir güç olarak bulunmasının en önemli sebebi; Kuzey Kore tehdididir.

Enver Alper DEMİRCİ

o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

 

#MeToo Hareketi Sonrası Japonya’nın Kıdemli Bürokratı Cinsel İstismar İddialarının Ardından İstifa Etti

 Japonya’nın en kıdemli Maliye Bakanlığı Bürokratı, #MeToo hareketi kapsamında cinsel istismar iddiaları nedeni ile istifa etti. Maliye Bakanı Yardımcısı Junichi Fukuda, haftalık bir derginin kendisine yönelik kadın muhabire cinsel taciz iddialarını yayımlamasının ardından görevi bırakacağını söyledi. Maliye Bakanlığı merkezli adam kayırma skandalı ile baş etmeye çalışan Başbakan Shinzo Abe için Fukuda’nın istifası, daha fazla bir utanç kaynağı. İkinci skandal sonucu, Abe nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Geçen hafta ki Weekly Shincho dergisinin bir barda kadın muhabire tacizde bulunduğu iddialarını reddetmişti. Ancak dergi, ellerinde Fukuda’ya ait ses kayıtlarının olduğunu ve Fukuda’nın başka muhabirlere de aynı şekilde yaklaştığını ve uygunsuz yorumlar yaptığını açıkladı. Fukuda, dergiye hakaret davası açacağını söyledi. Çarşamba günü yaptığı açıklamada, iddiaların iş yapma kabiliyetini etkilediği için istifa edeceğini söyledi ve cinsel istismara varan herhangi bir açıklamada bulunduğunu hatırlamadığını söyledi.

Maliye Bakanlığı, başlatılan soruşturmada iddia sahibinin öne çıkarılması gerektiğini savundu. Maliye Bakanı Taro Aso ise, iddialar kanıtlanana kadar Fukuda’yı cinsel taciz ile suçlamayacağını söyledi. Aso daha ileri giderek kurbanın ortaya çıkmadığını ve Fukuda’nın fail yerine mağdur olabileceğini söyledi. #MeToo Hareketi sonucu farklı iddialar çıkmakta.

 

Japonya’da bu daha da yavaş çünkü kurbanlar konuşmak istemiyorlar. Dergi birçok kadının sessizce acı çekmek zorunda kaldığını, cinsel taciz, aşağılama gibi nahoş durumlarla baş etmeye çalıştıklarını söyledi. İş yerinde taciz ile ilgili olarak da yasal düzenlemeler talep edildi. Japonya’da kadınların iş gücüne katılımı her kadar arttırılmaya çalışılsa da politikada ve şirketlerde hala büyük bir açık sürmektedir.

Pınar ŞAHİN

o-Staj 2018 APAM Stajyeri

Kaynakça:

Bulgaristan, Rusya Büyükelçisini Geri Çağırdı

ABD ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinin Rus diplomatları sınır dışı etme kararının ardından, Bulgaristan Rusya’daki büyükelçisini geri çağırdı.

Borisov’un, Rus çifte Casus Sergey Skripal’in zehirlenmesi olayına ilişkin Bulgaristan’ın Moskova Büyükelçisi Boyko Kotzev’i telefonla arayarak, Rusya, Avrupa Birliği ve uluslararası toplumun konuya dair tepkisini görüştüğü belirtildi. Borisov’un, Büyükelçi Kotzev’i konuyu istişare etmek üzere Sofya’ya çağırdı.

İngiltere’ye yerleşen eski Rus çifte Ajan Sergey Skripal ve kızının sinir gazlı ile zehirlenmesi, iki ülke arasında son yılların en büyük diplomatik krizini başlattı. Ajan Sergey Skripal ile kızı Yulia, 4 Mart Pazar günü Salibury’da bir bankta bilinçlerini yitirmiş vaziyette bulunmuştu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg şunları söyledi: “Bu, Rusya’ya, kabul edilemez ve tehlikeli davranış kalıpları için maliyetler ve sonuçlar olduğuna dair net bir mesaj gönderiyor.”

“Rusya’nın Salisbury’de olanlara yapıcı tepkisizliklerini takip ediyor.”

30 Mart’ta, Rus diplomatlarını serbest bırakmamak için sunduğu açıklama, ülkesinin, AB’ye ve Rusya’ya karşı verdiği yanıt için başka yerlerde destek arayan Birleşik Krallık ile dayanışma göstermesiydi.Borissov ayrıca, daha önce koalisyon hükümetinden azınlık partnerinin Rusya aleyhinde harekete geçmesi için destek alacağına inanmadığını da belirtti.

 

Gamze AZMAN 

o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA:

Arap Ligi Zirvesi’nden İran’a Kınama

Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı 29. Arap Birliği Zirvesi’nden, İran’a kınama ve Suriye’de ki kimyasal saldırıya uluslararası adli inceleme yapılması çağrısı çıktı.

15 ülkenin devlet başkanının katılımıyla yapılan zirvenin sonunda, basına dağıtılan açıklamada, “Suriyeli kardeşlerimize yapılan kimyasal saldırıyla ilgili mutlak kınamamızı vurguladık ve kimyasal silah kullanan herkese karşı uluslararası hukukun uygulanmasından emin olmak için de bağımsız uluslararası bir soruşturma açılmasını talep ediyoruz.” dendi.

Suudi Arabistan ve müttefikleri Suriye’ye yapılan hava saldırısını desteklerken Irak ve Lübnan gibi diğer Arap ülkeleri saldırıyı kınamıştı.

Bildiride ayrıca, İran’a uygulanan uluslararası yaptırımların arttırılması istenirken, Tahran’a da Suriye ve Yemen’de ki milislerini çekmesi uyarısında bulunuldu.

Açılış konuşmasında, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, “İran’ın Arap dünyasında yürüttüğü terörist faaliyetlerini en güçlü şekilde kınadığımızı yineliyor ve Arap ülkelerin iç işlerine küstah müdahalelerini de reddediyoruz.” dedi.

Son zamanlarda çok fazla gündem konusu olan Suriye’deki savaşa, uluslararası bir çözüm bulabilmek amacıyla Arap Ligi’nin bir araya geldiğini söyleyebiliriz. Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilim ve bölgesel rekabetin ise giderek siyasi bir krize dönüşebileceği ihtimalinin yüksek olduğunu söylemek yerinde olabilir.

 

Suna KAYA

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

 

 

Kaynakça: