Home Blog Page 116

BM’den Kosova ve Sırbistan’a İtidal Çağrısı

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kosova ve Sırbistan arasında yaşanan son gerginlik konusundaki endişelerini dile getirdi. Özellikle de Sırbistan hükümetine bağlı Kosova ve Metohiya Ofisi Direktörü Marko Djuric’in tutuklanmasının ardından yükselen tansiyon nedeniyle iki ülkeye de soğukkanlı davranmaları gerektiğini hatırlattı.

“Priştine ile Belgrad arasındaki ilişkiler için, Sırbistan Hükümeti Kosova Temsilciliği Başkanı Marko Djuriç’in 26 Mart’ta tutuklanmasından sonra endişeleniyorum. Kışkırtıcı söylemlerden ve beyanlardan kaçınmaları için her iki tarafa da çağrıda bulunuyorum.” diyen Guterres bölgedeki dengelerin ne kadar hassa olduğunu da BM’nin en yüksek koltuğundan dile getirmiş oldu.

Guterres, BM Genel Sekreteri sıfatıyla, her iki tarafı da diyaloğu ilerletmeye çağırırken, iki ülke arasındaki diyaloğun tekrar engellendiğini de sözlerine ekledi.

Guterres, “Priştine ile Belgrad arasında Avrupa Birliği tarafından yapılan arabuluculuk ile yürütülen diyalog, yeni bir kilitlenme aşamasına girdi. Bugüne kadar ulaşılan tüm anlaşmaların gerekliliklerinin sorunsuz uygulanması ve hayata geçmesi ve diyaloğu ilerletmek için her iki tarafa da sakin olmaları çağrısında bulunuyorum.” dedikten sonra konuşmasını son üç yıldır kesinleşmeyi bekleyen bir süreç olan ‘Karadağ ile sınır anlaşmasının onaylanması’nda Kosova kurumlarının çalışmalarını ve gayretlerini takdir ettiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler’deki en yüksek makamda oturan Antonio Guterres’in, Kosova ve Sırbistan arasındaki ilişkiye dair bizzat açıklama yapması bölgenin önemini gözler önüne serer nitelikte. Guterres’in konuşmasında vurguladığı noktalar dikkate alındığında bölgenin sadece AB değil, BM tarafından da yakından takip edildiği ve bölgedeki hassas dengelerin de gözetilmeye çalışıldığı anlaşılacaktır. Öte yandan Kosova’nın halen BMGK’de koltuğa sahip ol(a)maması ve Sırbistan’ın AB üyeliği önündeki en büyük engelin bu sorunun çözülmesinin oluşu, Guterres’in olay hakkındaki “kördüğüm” yorumunu da haklı çıkartıyor.

Yusuf MEHMET

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynak:

Eski Arnavut İçişleri Bakanı İstifa Etti

 

   Eski Arnavutluk İçişleri Bakanı olan Saimir Tahiri, milletvekili görevinden istifa etti. Arnavutluk’ta büyük bir sorun olan ve çalışmalara rağmen azaltılamayan uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili davalarda Saimir Tahiri’nin adı geçmişti. Uyuşturucu trafiği ile ilgili davalarda ve konularda adı karışan Tahiri istifa ederek normal bir vatandaş olarak görülmek istediğini belirtti. Tahiri, istifa etmesiyle beraber bundan sonra Arnavutluk Parlamento Üyesi olmayacak. Davalarla ilgili yargılanma veya sorgulanma işlemlerine normal bir vatandaş olarak devam edecek. Tahiri bununla ilgili olarak, ‘’Kendi başıma basit bir yurttaş olarak, ailem ve arkadaşlarımla ve hala bana inanan insanlarla beraber, kovuşturma, adalet ve yasalarla yüzleşeceğim’’ dedi.

   Bu konunun gerisinde ise altı ay kadar önce Tahiri’nin ismi insan tacirliği olaylarında da anılmıştı. Aynı zamanda uyuşturucu davalarında da adının geçmesinin üzerine insan tacirliği olaylarında da anılınca tepkiler büyümüştü. Bu şüphelerle ilgili tutuklamalardan kurtulmak için meclis çoğunluğunu kullanan Tahiri, altı ay sonra verdiği istifasıyla halk nezdinde olumlu bir imaj edinmiş oldu. Bundan sonraki süreçte Tahiri’nin yargılanmasıyla ilgili soruşturmaların başlangıç tarihi henüz belli olmamakla beraber muhalefet bu konunun takipçiliğini yapmaktadır.

   Arnavutluk’ta ciddi bir sosyal ve siyasi bir sorun olan uyuşturucu ticaretiyle ilgili davalarda bir azalma veya kontrol sağlanamıyor. Ülkenin sosyal yapısında olumsuzluklara neden olmasının yanında, siyasetçilerin davalara karışmasıyla süreç iyice içinden çıkılmaz bir hal almaya başladı. Tahiri’nin istifa ederek mağdur imajı çizmeye ve halk nezdinde suçlamaları azaltma yoluna gitmiş olabilir. Ancak bu davalar artık ülke içindeki sorunlar değil, uluslararası alanda da bir basiretsizlik örneği oluşturmaya başlamıştır. En önemlisi de Arnavutluk’un AB üyeliği yolunda kötü bir imaja sahip olmasına neden olmaktadır.

 

 

Nur İNAN

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

Kaynakça:

Selanik’te ‘Bölgesel İş Birliği’ Toplantısı

   Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan Dışişleri Bakanları Selanik’te bir araya geldiler. Dışişleri Bakanlarının katıldığı ve üçüncüsü düzenlenen toplantıda bölgesel iş birliği ile ilgili konular ele alındı. Bölgesel konuların yanı sıra dünya gündemini meşgul eden Orta Doğu’daki gelişmeler, Batı Balkanlardaki ülkelerin gelişimi ve Avrupa geleceği gibi konuların üzerinde de duruldu. Toplantıda Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov, Arnavutluk Dışişleri Bakanı Ditmir Buşati, Bulgaristan Dışişleri Bakanı Ekatirana Zaherieva ülkelerini temsilen bulundular.

   Makedonya ve Yunanistan arasında güncel bir sorun olan isim sorunuyla ilgili de iki ülkenin Bakanları arasından görüşmeler gerçekleşti. Kocias bununla ilgili olarak, ‘’Ben ve dostum Dimitrov son aylarda o kadar çok işler yaptık ki bunların ürün vermemesi yazık olacak’’ dedi. Kocias aynı zamanda Arnavut mevkidaşı Buşati ile de görüşmede bulunduğunu belirterek ülkeleri arasındaki ayrılıklar konusunda anlaşma yolunda belirli bir noktaya ulaştıklarını söyledi. İki ülke arasındaki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarının belirlenmesiyle ilgili müzakerelerin mayıs ayı sonuna kadar sonuca bağlanmasının beklediğini belirtti.

   Göçmen meseleleriyle ilgili iş birliğini ve faaliyetleri artırma kararı alındı. Kocias, ‘’Toplantıda dört ülke bakanlıkları arasında göçmen meselesi gibi belirli konulardaki iş birliğinin hızlandırılmasını kararlaştırdık.’’ dedi.

   Dört Balkan ülkesinin bölgeye ve aralarındaki sorunlara dair bir toplantıda bulunması ve iş birliğini artırma kararları çok sevindirici ve umut vericidir. Bölgenin bütünleşmesi ve istikrarın sağlanması açısından bu tür temasların varlığı ve sürekliliğinin devam etmesi gerekmektedir.

 

 

Nur İNAN

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

 

Kaynakça:

Kotzias’tan Türkiye ile Savaş İhtimali Hakkında Açıklama

       Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias, son zamanlarda sık sık Türkiye ile gerginliklerin yaşandığı Ege Denizi’nde, Ege’de olası bir sıcak temastan endişe duyan Yunan kamuoyunu yatıştıran açıklamalar yaptı.

Kotzias, Yunan basını ve bazı Yunan siyasetçilerin Türkiye’nin Ege’de kriz yaratmaya çalıştığı yönündeki değerlendirmelerine, “Türkiye, hukuki dayanağı olmadan herhangi bir olay çıkartmaz.” şeklinde cevap verdi. Türkiye’nin bu güne kadar Yunanistan’ın Ege’de ki kırmızı çizgilerine iki kez yaklaştığını söyleyen Kotizas, çok yaklaştığını ancak geçmediğini ifade eden Kotzias, Yunanistan’ın soğukkanlı davranması gerektiğinin altını çizdi.

Yunanistan’ın Türkiye ile barışçıl ilişkiler yürütmek istediğini belirten Kotzias, Türkiye’nin Yunanistan’a saldırmasının mantıklı bir hamle olmayacağını söyledi. Kotzias ayrıca, Yunanistan’ın Türkiye’ye hukuki dayanak fırsatı verecek davranışlarda bulunmaması gerektiğini belirtti.

Kotzias, FETÖ iş birlikçisi olarak tutuklanan ve CIA ajanı olduğu tespit edilen Yunan papazı kastederek, Türkiye’nin ABD ile de aynı sorunun yaşamasından dolayı aralarının açıldığını belirtti. 15 Temmuz Darbe Gecesi Türkiye’den Yunanistan’a kaçan 8 Türk askeriyle ilgili olarak konuşan Kotzias, bu askerlerin Türkiye’de tutuklu bulunan 2 Yunan askerinin durumlarıyla aynı olmadığını söyledi.

Kotzias, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmeden de bahsederken, görüşmede Ege’de kıta sahanlığının belirlenmesini öngören istikşafi görüşmelerin sürdürülmesi ve güven artıcı önlemlerin devamı adına  mutabakat sağladıklarını açıkladı. Kotzias geçen Ekim ayında Ege’de ki bazı kayalıklara bayrak diken Yunanlara’da uyarıda bulunarak, bayrağı dikenlerin korumasını da bilmeleri gerektiğini söyledi ve bayrağı Türk komandolarının indirdiğine dair bir delilin olmadığını kaydetti.

 

       Türkiye ile Yunanistan Ege Denizi’nde yaşanan olaylardan dolayı sık sık savaşın eşiğine gelmektedir. İki ülkenin liderleri zaman zaman sert açıklamalarda bulunmakta ve bu açıklamalardan geri adım atmamaktadırlar. Kotzias’ın açıklamalarına bakacak olursak, Yunanistan’ın Türkiye ile dostane ilişkiler yürütmek istediğini ancak Türkiye’nin yaptığı hareketlerle buna yanaşmak istemediği sonucuna ulaşabiliriz. Halbuki her iki ülke de Ege’de yaşanan gerginliklerden son derece rahatsız olmaktadır. Ayrıca Kotzias, yaptığı açıklamalarla Yunanistan’ın asla Türkiye karşısında eğilmeyeceği izlenimini vermekte ve ”Türkiye’nin Yunanistan’a saldırması mantıklı bir hamle olmaz.” cümlesiyle de gözdağı vermek istemektedir. Olası bir savaş durumunda ise, Yunanistan’ın Türkiye ile boy ölçüşemeyeceği gerçeğini dile getirmek istememektedir.

 

 

Cihan Duman

O-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

Kaynakça:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupalı Türklerle Saraybosna’da Buluşacak

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da 20 Mayıs’ta düzenlenecek Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) 6. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katılacak.Saraybosna’daki toplantıya Makedonya’dan otobüsler kaldırılacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleşecek Genel Kurul Toplantısı, 20 Mayıs’ta 12 bin oturma kapasitesi bulunun J.A.Samaranch Olimpic Hall Zetra’da yapılacak.

2004 yılında kurulan ve o tarihten itibaren Avrupalı Türklere ve Avrupa’da lobi faaliyetlerinde bulunarak ülkeler arasında köprü vazifesi gören Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin 6. Olan Genel Kurul toplantısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya getirerek tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yapacak.

Öte yandan UETD Makedonya temsilciliği tarafından yapılan açıklamada ,“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 24 Haziran seçimlerinin en büyük yurt dışı mitingi ve UETD kongresine katılmak üzere tüm Makedonya halkını Saraybosna’ya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.

2004 yılında kurulan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği temel amacı ; Avrupalı Türklerin siyasal, sosyal ve kültürel gelişimini sağlayarak, bulundukları ülkelerdeki etkinliklerini artırmak ve ülkeler arası bir köprü oluşturmaktır. 20 Mayıs’ta UETD’in 6. Olan Genel Kurul toplantısı Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’da gerçekleştirilecektir. Toplantıya Cumhurbaşkanı, Erdoğan’ın katılımı, Türkiye’nin yeni gündemi olan 24 Haziran seçimleri açısından bakıldığında yurt dışındaki Türklere erişmek amaçlı oldukça önemli bir  miting fırsatı niteliği taşıdığını söylemek mümkündür.

Zehra SİVRİ

o-Staj BALKAM 2018 Stajyeri

Kaynak:

 

Yunanistan Sınırını Yanlışlıkla Geçen Türk İşçiye Hapis Cezası

Türkiye-Yunanistan arasındaki Pazarkule Sınır Kapısı’nda Yunan tarafına yanlışlıkla geçen Türk belediye işçisi, Yunan askerler tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Yunanistan’ın Orestiada Mahkemesince yargılanan operatör, ‘Yunanistan tarafına izinsiz geçmek’ suçundan 3 yıl tecilli olmak üzere 5 ay hapis ve 1500 Euro değerinde para cezasına çarptırıldı.

Belediyede çalışan operatörün 38 yaşındaki Musa Alerik olduğu öğrenildi. Musa Aleri,k bölgedeki su hattı yenileme çalışmalarında görev alıyordu.

Kepçe operatörü mahkemedeki ifadesinde, “Edirne Belediyesi adına gümrük sahasında ki tampon bölgede çalışırken yanlış manevra sonucu bir metre kadar Yunan tarafına geçtiğini fark ettiğini ancak geri dönmek isterken Yunan askerlerince gözaltına alındığını” söyledi.

Musa Elerik’in duruşmasına, Gümilcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu da katıldı. Türk işçi, mahkeme kararı açıklandıktan sonra sınır dışı edildi. Türkiye’ye gönderilmeden önce Oristia’daki göçmen kampında bekletildi.

Mahkeme, Musa Alerik’in kullandığı iş makinesinin resmi belgelerinin de bulunmaması sebebi ile araca el koyulması yönünde karar aldı.

Musa Alerik’in oğlu Onur Alerik babasını Pazarkule Sınır Kapısı’nda bekledi. Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Selçuk Çakır tarafından babasının mahkemesinin akıbeti ile ilgili bilgilendirildiğini anlatan Onur, “Allah’ıma şükürler olsun, mutluyuz.” açıklamasında bulundu.

Türk kepçe operatörünün tutuklanması akıllara sınırı geçen iki Yunan askerin Türkiye tarafından tutuklanıp ceza almasını getirdi. Yunan tarafının itirazlarına rağmen, cezaları iptal edilmeyen iki Yunan askerinden sonra bu olayda da dava sürecinin hızla ilerlemesi ve kepçe operatörünün ceza alması misilleme niteliğinde oldu.

 

 

Simge ŞAHİN

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

 

 

Trump’ın Filistin Barış Planı: ‘İsrail, Doğu Kudüs’ün 4 Mahallesinden Çekilebilir

İsrail’de yayımlanan Maariv gazetesinde ABD Başkanı Trmup’ın barış planında Kudüs’ün 4 mahallesini Filistin yönetimine vermeyi kapsayabileceğini söyledi.

Habere göre, Filistin barış planının İsrail Savunma Bakanı Liberman’a aktarıldığı söylendi. Trump yönetiminin İsrail’den, daha sonra Filistin’in başkenti olabileceği Doğu Kudüs’ün dört mahallesinden çekilmesini isteyeceğinin Liberman’a söylendiği belirtildi.

İsrail’in Kudüs’ten çekilmesi istenen dört mahallenin, Jebl Mukabar, Isawiya, Shuafat and Abu Dis, olduğu, Trump yönetiminin planın üzerinde geçen yıl çalıştığı söylendi.  İsrail’in bu planı kabul etmesinin beklendiği kaydedildi. Trump yönetiminin Filistin barış planının, ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasından sonra açıklanmasının beklendiği belirtildi. Liberman Washington’a yaptığı ziyarette Trump’ın damadı ve Başdanışmanı Jared Kushner, Mille Güvenlik Danışmanı John Bolton, Savunma Bakanı James Mattis ve Başkan’ın Ortadoğu temsilcisi Jason Greenblatt görüştüğü belirtildi. İsrail’in vereceği tavizler karşılığında ABD yönetiminin Suriye veya İran ile anlaşmazlığın artmasın durumunda İsrail’e tam destek vereceği söylenildi.

 Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, geçen ay ABD’nin İsrail, Filistin anlaşmazlığını çözecek ABD planını kabul etmeyeceğini söylemişti. Abbas, “Onlarda dürüst bir şey beklemiyoruz ve onlardan hiçbir şey kabul etmeyeceğiz.” demişti.

ABD’deki yeni yönetiminin söz konusu mevzuda önemli bir politika değişikliğine gitmesinin beklenmediğini görülmektedir. Söz konusu çözümün “tek milletli bir devlete ya da İsrail’deki demokratik sistemin yıkılmasına” yol açabileceği söylenmiştir. Trump yönetimi fikri kabul etmeye niyetli değildir.

Rojin TURAN

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

İran Diplomasisi Gündeminin Yine İlk Sırasında

Stratejik ilişkiler konusunda uzman Pierre Conesa, İsrail’in ortaya attığı kanıtlar konusunda şüphelerini dile getirdi: “Benyamin Netanyahu benim güvenebileceğim bir isim değil. Parlamento üyesi iken İran’ı bomba üretmekle suçladığını hatırlatmak isterim. O ilk iddiayı 1988 yılında ortaya attı ve 6 ay içinde İran’ın bomba sahibi olacağını ileri sürdü. Onun gerçekci tahminler yaptığını söyleyemeyiz.”

Pierre Conesa’ya göre; “Ortada bir nükleer program vardı. Bu açık, işte bu yüzden 2015’teki anlaşma zorlukla müzakere edilerek sonuçlandırıldı. Bu anlaşmada bence de mantıklı görülen, İran’ı bir eşik ülke olarak tanınması sonucuna varılmasıydı.”

Pierre Conesa, Macron ve Trump’a tepkisini ise şu şekilde dile getirdi: “Macron ve Trump’ın İran’ı Ortadoğu’nun istikrarını bozan bir ülke olarak tanımlamaları beni şaşırttı. Paris sokaklarında 240 kişi ölüp, 900 kişi yaralandığında bunun sorumlusu İran değil, radikal dincileri destekleyen Suudi Arabistan. Terörü konuşurken artık İran’ı şeytanlaştırmayı bırakmamız gerekiyor.”

Son zamanlarda yaşanan Trump ile Selman, Trump ile Macron yakınlaşması, ABD ile İran arasındaki nükleer anlaşma konusu, İsrail’in İran konusunda ortaya attığı iddialar ve buna karşılık İran’ın tepkisi, İran’ın gerek uluslararası arenada ön planda olmasını gerekse birçok aktörle ilişkisinin kötüye gitmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Trump’ın, İran ile yaptığı nükleer anlaşmanın 12 Mayıs’ta net bir karara bağlanacağı beklenmektedir ve eğer anlaşma bozulursa muhtemelen en büyük tepki İran’dan gelecektir.

Suna KAYA

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynakça:

 

Büyük Yürüyüş’e Türk Desteği

Gaziantep ve çevre illerde yaşayan Filistinliler, Büyük Dönüş Yürüyüşü desteklerini kamuoyuna duyurmak için toplandı. Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Muahmmed Mişeniş’in konuşma yaptığı etkinlikte, “Hepimiz birlikte başaracağız ve birlikte ülkemize döneceğiz. Yılmadan, bıkmadan bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu davada her zaman yanımızda duran Türkiye’ye ve liderleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ederiz.” diye konuştu.

Gaziantep İnsan Hakları Hürriyetleri ve İnsani Yardım Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet Tuğ da Kudüs’ün sadece Filistinlilerin ya da Arap dünyasının değil, bütün ümmetin başkenti olduğunu belirterek Osmanlı ruhunun ve bu milletten çıkan insanların bölgedeki karışıklığa son verecek nitelikte olduğunu belirten ifadelerde bulundu.

Konuşmaların ardında, Filistin’de yaşananların konu edildiği belgesel gösterildi ve dua edildi.

Bir önceki gün (Cuma) ise, Filistin gösterilerinin altıncı cuması yaşandı. İsrail tarafının orantısız güç kullanımına rağmen Gazze sınırında  gerçekleşen gösterilerde Cuma gününe Filsitinli işçilerin cuması adı verildi. Sıcak havaya ve gerçek mermilerle gösterileri engellemeye çalışan İsrail’e rağmen cuma namazı sınırda kılındı. Bazı göstericilerin yaralandı bildirildi.

Gaziantep’te yapılan destek etkinliğinin Türkiye’nin Filistin’in yanında olduğu mesajını vermeye çalıştığı açık. Gösterilerin bitimine 10 gün kadar kala sonuçlarını ve tansiyonun artıp artmayacağını merakla takip etmekteyim. Bu bağlamda Kudüs hassasiyetinin dile getirilmesi de bölgede yaşanan krizin tüm Müslüman aleminin sorunu olduğunun bir kez daha altını çizmiştir.

Hacer Aksu

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

KAYNAK:

 

 

 

Netanyahu’ dan Canlı Yayında İran’ a Protesto Sunumu

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, televizyonların canlı yayınladığı bir sunumla ezeli düşmanlarının nükleer silah üretmek amacıyla bir program yürüttüğünü savundu. “İran yalan söylüyor, ABD Başkanı Trump’ın, İran’ın nükleer çalışmaları konusunda doğru şeyi yapacağından eminim” ifadelerini kullandı. Sunumun hemen ardından İsrail Parlamentosu Knesset, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya savunma bakanının onayını aldıktan sonra savaş ilan etme yetkisi verdi.

 

Trump ise, İsrail Başbakanı’nın İran konusunda ki açıklamalarının yüzde 100 haklı olduğunu söyledi. Netanyahu’nun İran’ın gizlice nükleer silah ürettiğine yönelik açıklamalarının bir bölümünü izleyebildiğini belirten Trump, İran’ın davranışının kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi. Trump, Netanyahu’nun öne sürdüğü füze denemelerine işaret ederek, İran’ın boş oturmadığını savundu.

 

Her ne kadar aynı şeyleri söylesek de tekrar söylemekte fayda var: İsrail, arkasını bir duvar gibi Amerika Birleşik Devletleri’ ne ve onun lobilerine yaslamış bir devlet. Bu herkesçe bilinen bir gerçek. Onun bu zamandan sonra aktör profilini değiştirmesini bekleyemeyiz. Ortadoğu’ daki tüm devletlerle en az bir husumeti olan İsrail, günümüzde pek mümkün görünmese de ilerisi için bu duvarın sarsılma ihtimalini düşünmesi gerek. Bunun için de bölge de huzur ve güven sahasını bozacak hareketler yapmamalı. Yılların teamülü olan ‘‘ Dokunulmaz İsrail ’’ sözüne güvenmemeli, her an her şey değişebilir. Özellikle karşı tarafta İran gibi dengeleri değiştirecek bir devlet varsa durum daha da değişik  bir hal alabilir.

Ahmet M.İZMİR

o-Staj 2018 ORTAM Stajyeri

Kaynak: