Home Blog Page 106

Reddedilen Göçmenler için AB Üyesi Olmayan Bir Ülkede Kamp

Avrupa Birliği dışında bir Avrupa ülkesinde, AB tarafından reddedilen sığınmacılar için bir kamp yeri oluşturulabilir.”

Bu düşünce, Danimarka Başbakanı Lars Lokke Rasmussen’e ait. Rasmussen, ‘Bu kampın kurulmasıyla ilgili diğer Avrupalı liderlerle görüşmelerde bulunduğunu’ söyledi.

Rasmussen, yerel medyaya yaptığı açıklamada, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerin de tartışmaların arasında bulunduğunu ve kendisinin başlangıçtaki bir pilot projenin mevcut sisteme göre daha fazla kontrol sahibi olacağı yeni bir Avrupa iltica sisteminin önünü açabileceğini umduğunu söyledi.

Dürüst  olmak gerekirse, (böyle bir kamp) göçmenlerin ya da insan kaçakçılarının tercih ettiği durakların listesinde bulunmayan bir ülkede olurdu.” Diyen Rasmussen, böyle bir kamp yerinin neresi olabileceği ve hangi ülkelerin buna ev sahipliği yapabileceği konusunda yöneltilen sorulara ise yorum yapmayı reddetti.

Rasmussen’in bu kamp teklifinde, geçtiğimiz günlerde Avusturya İçişleri Bakanlığı’nın İltica, Göç ve İnsan Hakları Müdürlüğü Şefi,Peter Webinger’in Balkanlar’da oluşturulan yeni göçmen rotası olan ‘Camii Rotası’ ile ilgili yaptığı açıklama ve uyarıların son damla olduğu mülteci sorununa yeni çözümler arayan bir Avrupa görüyoruz. Bu yeni kamp fikri kabul görür mü ve bir çözüm olur mu şimdilik bilinmese de, eleştirilere çok açık bir teklif olduğu söylenebilir.

 

Dilek KARADAY

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

 

KAYNAKÇA:

 

Sırbistan’dan Kosova Adımı

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Belgrad’ ın Priştine ile olan diyaloğundan vazgeçmeyeceğini konuşmanın uzlaşmanın yegane çözümü olduğunu söyleyerek, Kosova ile sorunlarının çözümü için yeni adımlar atılacağının sinyalini verdi. Geçtiğimiz mart ayında Sırbistan hükümetinin Kosova Ofis Müdürü Marko Djuric’ in, Kosova’ da gözaltına alınması diyalog sürecini aksatmış ve duraksamaya girmiş olmasına rağmen Vucic yaptığı açıklamada iki ülke temsilcilerinin yakın zamanda Brüksel’ de görüşeceğini aktardı. Kosova hükümetinin Sırp nüfusun yoğun olduğu Kuzey Kosova’ yı, “ne pahasına olursa olsun almak’’ olduğuna vurgu yapan Vucic, Kosova’ da ki Sırplara yönelik saldırılardan da oldukça rahatsız olduğunu dile getirdi.

   Kosova Parlamentosuda pazartesi günü yapacakları oturumda, hükümetin Sırbistan ile olan diyalog sürecini tartışacağını açıkladı. Kosova’ nın muhalif partisi Vetevendosje ise, diyalog sürecine bütünüyle karşı çıkıyor. Ramush Haradinaj’ ın Hükümeti Cumhurbaşkanı Hashim Thaci’ ye AB liderliğinde Sırbistan diyalog sürecini yönetmesi teklifine onay vermişti. Hükümetin teklifinin ardından Meclis Başkanı ve Kosova Demokratik Partisi Başkanı Kadri Veseli konuyla ilgili siyasi bir fikir birliği çağrısında bulundu. Muhalefetteki bir diğer isim Kosova Demokratik Birliği’ nden Armend Zemaj, Thaçi’ yi birleştirici bir figür olarak görmediklerini öne sürdü.

   Sırbistan’ ın 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova’ yı hala kendi toprağı olarak görmesi ise iki ülke arasındaki diyalog sürecinin nasıl işleyeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor. 2011 yılında AB ara buluculuğunda başlayan diyalog süreci taraflar arasındaki kısa süreli gerginlikler sebebiyle de sık sık aksamıştı.

 

Ecenaz TERZİ

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

Kosova Meclis Delegasyonu Avusturya’da Vize Serbestisi için Lobi Yapıyor

Meclis Başkanı Kadri Veseli liderliğindeki bir Kosova Meclisi heyeti, AB üye ülkelerini Kosova’ya vize serbestisi vermesi için ikna etmek amacıyla bir lobi turunun parçası olarak Avusturya’yı ziyaret ediyor.

Meclisten gelen açıklamada, “Meclis sözcüsü Veseli ve Avusturyalı meslektaşı ile devletlerarası iş birliğini ve Kosova’nın Avrupa entegrasyon sürecini, özellikle vize serbestleştirme sürecini tartışacak.” denildi.

Kosova meclisindeki Demokrat Ligi LDK meclis grubunun başkanı Avdullah Hoti ise, partisinin lobi turuna katılmayacağını, bu tür gezi ve görüşmelerin vize serbestleşme imkanı sağlanmayacağına inandığını söyledi. “Böyle seyahatler kamu parasının gereksiz harcamalarıdır ve AB ülkelerine belirsiz mesajlar gönderir.” dedi.

Veseli, Avusturyalı meslektaşına Avusturya’nın sürekli askeri, siyasi ve ekonomik desteği için teşekkür etti. Veseli, Avusturya’dan AB’nin Schengen bölgesi ile serbest vize uygulamasını sağlamak için Kosova’yı desteklemesini istedi.

Kosova Meclis Başkanı Veseli, “Avusturya’nın AB üyelik yolumuzdaki desteğine ihtiyacımız var. Kosova Cumhuriyeti, vize serbestleştirilmesi için tüm kriterleri yerine getirdi, böylece vatandaşlarımız Avrupa’da özgürce hareket etmeyi hak ediyorlar. Bu yılın sonunda vatandaşlarımızın AB Schengen bölgesinde vizesiz dolaşıma olanak sağlanacaktır.” Dedi.

Ardından Avusturyalı meslektaşı Wolfgang, Kosova’nın tüm alanlarındaki gelişimini takdir etti ve ülkesinin gelecekte Kosova’yı desteklemeye devam edeceğine dair hazırlıklı olduğunu dile getirdi. Wolfgang, “Avusturya, AB üyelik yolunda Kosova’yı destekliyor. Aynı zamanda vize serbestleştirme sürecine Kosova’yı da destekliyor ve tüm kriterleri yerine getirmesi koşuluyla bu desteği devam ettirmeye hazırız.” dedi.

 

Kosova’nın yakın tarihte AB süreci ve ülkeler arası vize serbestliği çalışmasından ötürü önemli bir AB talebi oluşmuş durumda. Kosova vatandaşları ile AB ülkelerine vizesiz seyahat arasındaki son engelin, ülkenin yolsuzluk ve organize suçla mücadelede zayıf bir rekor olduğu düşünülüyor. Kosova kendi iç bünyesinde bu engelleri aştığı takdirde önemli gelişmeler kat edeceği görülüyor.

Kadir AKKURT

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

Kaynak:

 

 

 

“Eğer Biri Yakında AB’ye Katılmalıysa,O Sizsiniz Sırp Kardeşlerim!”

Slovakya Ulusal Konseyi Sözcüsü Andrej Danko, perşembe günü Belgrad’da yaptığı açıklamada, “Birilerinin yakında AB üyesi olması gerekiyorsa o, sizsiniz Sırp kardeşlerim!” ifadelerini kullandı.

Danko, Sırp Ulusal Meclis Başkanı Maja Gojkovic ile görüştükten sonra yaptığı konuşmada, “Avrupa Birliği’nde (AB) yaşam kolay değildir ancak AB, tek alternatiftir” dedi. Aynı zamanda AB üyelik süreci yolunda yapmaması gerekenler hakkında Sırbistan’a bilgi sağlayabileceğini ve Sırbistan’ın, su gibi doğal kaynaklarını koruması ve önemli şirketlerini satmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

Sırp Meclisine hitaben yaptığı konuşmada Sırp halkına gösterilen saygıdan ötürü Sırbistan’a teşekkür etti.

Maja Gojkovic de Slovakya’nın Kosova’nın bağımsızlığını tanımamak konusunda sürdürdüğü kararlılığı konusunda teşekkür etti ve Slovakya’nın diğer AB üyelerini Belgrad-Priştine diyaloğu konusunda bilgilendirmesi gerektiğini belirtti. Gojkovic, Slovakya’nın, Sırbistan’ın AB üyelik hedefine verdiği destekten dolayı da bakana teşekkürlerini sundu.

Gojkovic’e göre, iki ülkedeki Slovak ve Sırp azınlıklar, bu iki ülke arasındaki iyi iş birliği ve yüzyıllık dostluk için sağlam bir köprü niteliğindedir.

Slovak bakanın bu ziyareti sırasında söylediği sözler, Slovakya’nın AB içinde Sırbistan destekçisi olduğunu gösterir nitelikte olup, iki ülke arasındaki ikili iş birliğini ve tarihi dostluk ilişkilerini güçlendirmektedir.

 

Dilek KARADAY

o-Staj 2018 BALKAM Stajyeri

 

 

KAYNAKÇA:

 

 

Balkanlar’da Türk Şirketlerin Yatırımı

Son dönemde, “dışarıda yatırım, üretim” deyince akla gelen ilk bölge Balkanlar olmaya başladı. Yeni dönemde Türk şirketlerin; Romanya, Sırbistan, Bulgaristan, Makedonya gibi ülkelerde yatırımlarını sürdürmeyi hedeflediler.

Türk yatırımcıların Balkanlar’a ilgisi artıyor. 2016’da yurt dışında gerçekleşen satın almalar içinde 7 Balkan ülkesi yer aldı. Balkan ülkelerine önceki yıllarda da yatırımlar yapıldı ancak 2018’de belirgin bir artış oldu.

 Yapılan araştırmalara göre, Türk şirketlerinin yurt dışında yaptıkları alımlarla ilgili raporuna göre Türk şirketler Balkan ülkelerinde 300 milyon doları bulan yatırımla 7 şirketi satın almıştı. Orta Doğu’daki savaşlar yüzünden yatırımlarını Balkanlar’a çeken Türk yatırımcıların sanayiden tekstile, marinadan gayrimenkule, otomotivden yan sanayiye kadar çok sayıda yatırım için sıraya girdiler.

Yatırımcıların ve uzman şirketlerin değerlendirmesine göre, Türk şirketlerinin ilgisinde ki artış hem bölgenin fırsatlarından hem de Türkiye’ye yönelik risk algısının artmasından kaynaklanıyor. Her sektörün kendine göre zorlukları olsa da bölgenin yatırımlar açısından değerlendirilmesinde 3 temel faktör var. Bunlar; Batı Avrupa pazarına yakınlık, ucuz iş gücü ve arsa imkanıyla beraber kurumsal yapısını güçlendirmek. Bununla birlikte Balkanlarda Bağımsız Ülke sayısı ve yeni ekonomilerin oluşması burayı yatırım için cazip hale getirmektedir. Burada Balkanların jeopolitik ve stratejik önemi de bulunuyor. Balkan ülkelerinde Türk ve Müslüman toplulukların varlığı bu coğrafyayı Türkiye açısından önemli bir hale getirmektedir.

Gerek ulaşım kolaylığı, gerekse de AB’ye açılan kapı olması sebebiyle özellikle Hırvatistan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova gibi ülkeler yatırımlar içerisinde yer aldı. Üretim tesisi kurma konusunda bölgedeki avantajlar, fiyatların düşmesi ve özelleştirme gibi hususların yatırımların artmasına sebep oldu.

Balkanlar içerisinde yer alan denizde ve karada olmak üzere birçok liman ve özel işletmeler satışa sunuldu. 10 şirketin ihaleye girerek ön yeterlilik şartlarını tamamladı. Koç Grubu ve Doğuş Grubu Türk yatırımcılar arasında ön plana çıkan iki şirket oldu. Satışa sunulan limanı alacak olan Türk şirketleri, Balkanların en büyük limanına sahip olacak.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun yaptığı araştırmaya göre, geçmiş yıllardan bu yana yapılan yatırımların sürdürülebilir çalışma olduğunu, yeni istihdamların ortaya çıktığı ve birçok Türk şirketinin yeni pazar arayışını Balkanlar’da bulduğu öğrenildi.

Kadir AKKURT

o-Staj 2018 BALKAM Stajyer

 

Kaynak:

 

 

ŞİÖ Üyeleri Çin’de Bir Araya Geldi

Çin Devlet Başkanı ŞiCinping, Çin’in Şandong eyaletine bağlı Çingdao kentinde düzenlenen Şangay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi çerçevesinde, konuk liderler onuruna yemek verdi. Çin Devlet Başkanı ŞiCinping, ŞİÖ’nün küresel yönetişimde ve bölgesel güvenliğin desteklenmesi noktasında önemli bir güç haline geldiğini vurguladı.

Yemekte zirveye katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan Başbakanı Narendra Modi,Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev hazır bulundu.

Çin Devlet Başkanı Şi, yemekte yaptığı konuşmada, ŞİÖ çerçevesinde ekonomik, güvenlik, kültürel iş birlikleri alanlarında verimli sonuçlar alındığını belirterek şöyle konuştu:

“Bugün 8 üye, 4 gözlemci ve 6 diyalog ortağı devletle; örgüt, küresel yönetişimin iyileştirilmesi, ortak kalkınmanın teşvik edilmesi ve bölgesel güvenliğin desteklenmesi noktasında önemli bir güç haline geldi. Çingdao Zirvesi bizim için yeni bir yola çıkış noktası. Birlikte Şanghay ruhunu ileriye taşıyalım, dalgaları kıralım ve örgütümüz için yeni bir yolculuğa başlayalım.”

“Putin’den Sürpriz Hediye”

Rus basınına konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus liderinin Çinli mevkidaşına hediye olarak Rus banyosu verdiğini doğrulayarak, onun Çin tarafının belirleyeceği yere kurulacağını ifade etti.

Peskov’un aktardığına göre, Çin’in Tientsin şehrini ziyaret eden Putin, banyonun Altay bölgesinden getirilen 200 yıllık sedir ağacı kerestelerinden hazırlanacağını belirtip Cinping’e bazı fotoğraflar göstererek onun nasıl görüneceğini anlattı.

Çin ziyareti öncesinde China Media Group’a röportaj veren Putin, ŞiCinping’e bir hediye götüreceğini, ancak bu hediyeyi sürpriz olarak tutacağını söylemişti. Rus lideri, gazetecinin sorusuna Şi ile arada bir hediyeleştiklerini belirterek, “Hediye olarak ne götüreceğimi söylersem sürpriz bozulur. Şimdilik sır olsun. Aramızda kalsın, sonra ben sizin kulağınıza söyleyeceğim. ifadelerini kullanmıştı.

2016’da Hangzhou kentindeki G20 zirvesi sırasında, Putin Şi’ye bir kutu dondurma hediye etmişti.

ŞİÖ 2001’de Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan tarafından Şanghay’da kurulmuştu.

 

Sibel Şevval KAÇAR

o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

 

Kaynakça:

  • Anonim(2018) “Şi: Şanghay İşbirliği Örgütü önemli bir güç haline geldi” <https://sptnkne.ws/hJqH> Erişim tarihi:09.06.2018
  • Anonim(2018) “Putin’den Şi’ye Rus banyosu hediyesi” <https://sptnkne.ws/hJhS> Erişim tarihi:09.06.2018

 

 

 

Azerbaycan, AB’nin Gaz Pazarında Rusya’ya Rakip mi?

Hazar Bölgesi’nden Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya 10 milyar metreküp Azerbaycan gazını taşıyacak olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) 12 Haziran’da açılışının yapılması bekleniyor.

Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu’nun kıdemli uzmanı İgor Yuşkov, projenin potansiyelini değerlendirdi ve Türkiye’nin gaz dağıtım merkezi statüsüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

“Türk Akımı ve Güney Gaz Koridoru Birbirine Rakip Mi?”

Yuşkov, Türkiye pazarında iki projenin birbirine rakip olduklarını söyledi. Rus uzman, “Güney Gaz Koridoru üzerinden Türkiye’ye yaklaşık olarak 8 milyar metreküp gaz gelmesi bekleniyor. 12 Haziran’da ikinci etap açıldığında gaz akmaya başlayacak. İtalya’ya kadar uzanan Avrupa etabı ise 2020’ye doğru devreye alınacak. Bu pazarlarda, Rusya şimdilik Azerbaycan’la rekabet etmiyor.” diye konuştu.

Azerbaycan’daki üretim hacminde sorun olduğuna dikkat çeken Yuşkov, Şahdeniz üretim sahasının çalışmaya başlamasıyla diğer sahalardaki üretimin düşüş gösterdiğine dikkat çekti.

 

Rus uzman, “Bu nedenle 2017’de Azerbaycan, Gazprom’la kontrat imzalayıp, Rus gazını satın alma kararı aldı. Sevkiyatlarının artması durumunda Gazprom, Azerbaycan’a bir yılda 2.5 milyar metreküp gaz satmış olacak. Bu da, TANAP üzerinden Türkiye’ye ulaşacak olan 8.6 metreküp gazın neredeyse yarısının Rus gazı olacağı anlamına gelir. Rus gazının satışları her türlü artıyor.” ifadelerini kullandı.

‘Azerbaycan’ın gaz eksiği Güney Gaz Koridoru üzerinden Türkmen ya da İran gazıyla telafi edilir mi?’ sorusuna Yuşkov, “Muhtemelen hayır. Türkmenistan tüm gazını Çin’e satıyor ve fazla hacim elinde yok. İran’ın gazını da yılda yaklaşık 8 milyar metreküp olarak Türkiye, iç ihtiyaçları için satın alıyor. Fakat yaptırımların başlamasıyla yatakları geliştiremeye parası yetmeyecek olan İran’ın tedarikte bu hacimlere ulaşıp ulaşamayacağı bilinmiyor.” diye konuştu.

 

“Türkiye,Gaz Dağıtım Merkezi Olucak Mı?”

Türkiye’nin doğrudan bir gaz dağıtım merkezine dönüşemeyeceğini belirten Yuşkov, şöyle konuştu:

“Tam teşekküllü gaz dağıtım merkezinde spot ticaretinin yapıldığı bir yer oluyor. Oraya gaz gelir, alıcılar gelir ve yerinde fiyat konusunda pazarlık yapar. Türkiye’den birçok gaz boru hattının geçirilmesi öngörülüyor, Azerbaycan’dan, Rusya’dan ve teorik olarak Türkmenistan ve İran’dan. Ancak bu sadece bir transit, mülkiyet hakkı diğer ülkelerde, tüketicilerin olduğu pazarlarda değişecek. Türkiye’de birleşik gaz kabul ve teslim noktası diye bir şey olmayacak. Fakat Türkiye en azından bölgenin en büyük gaz transit ülkelerinden birinin statüsüne kavuşacak. Bu Türkiye için çok önemli, çünkü artık Avrupa’nın büyük bir kısmı, Türkiye’ye bağlı olacak. Türkiye ayrıca transitten büyük gelir sağlayabilecek. Örneğin: Türkiye’den, Bulgaristan, Yunanistan ve İtalya için 10 milyar metreküp gaz geçmesi bile milyonlarca dolar demek. Türkiye, tüm gaz boru hatlarının kendi topraklarından geçmesini sağlamaya çalışarak coğrafi konumunu başarıyla kullanmış oluyor.”

Bulgaristan’ın Türk Akımı projesi ile ilgili değişen tutumunu değerlendiren Yuşkov, şunları söyledi:

“Bulgaristan her zaman bir gaz boru hattı inşa etmek istedi. Fakat 63 milyar metreküp kapasiteli muazzam bir boru hattına sahip olacak ve sadece boruların oradan geçtiği için yılda milyarlarca dolar kazanacak olan ülke, bu şansını yitirdi. Projeyi kendi parasıyla yapacak olan Gazprom, Bulgaristan’a ayrıca iyi bir iskonto da yapacaktı. Ancak o zaman Amerikalı senatörler Bulgaristan’a gelerek baskı yaptı ve ülke, gaz boru hattı inşaatından vazgeçti. Şimdiyse durum değişti. Bulgaristan, Kuzey Akımı-2 projesine izin verileceğini ve hattın inşa edileceğini görüyor ve bu, Rusya’dan gelecek boru hatlarının inşa edilebildiği, bu tür projelerin siyasi değil ekonomik olduklarını anlıyor. Demek ki bu ülke kendine doğrudan bir gaz boru hattı inşa edebilir. Bu nedenle Bulgar yönetimi, gaz boru hattının Yunanistan’a değil, Bulgaristan’a ve oradan Güney Akımı’nın eski rotası üzerinden Sırbistan, Macaristan ve Avusturya’ya ve diğer ülkelere gitmesini istiyor.”

 

Mehmet EROL

o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

 

Kaynakça:

 

Putin:” Rusya ya Egemen Bir Ülke Olacak ya da Hiç Var Olmayacak”

Çin’in Qingdao kentinde yapılacak Şangay İş Birliği Örgütü Zirvesi’ne katılmak üzere 8-10 Haziran’da Çin’i ziyaret edecek olan Putin, ziyaret öncesinde China Media Group Genel Müdürü ShenHaixiong’in sorularını yanıtladı.

Devlet Başkanı Putin kendisine, öncelikle batı ülkeleri ve ABD başta olmak üzeri, tüm dost ülkelerle olan ve yakın gelecekte olacak ilişkilerle ilgili yöneltilen sorulara, “Batı ile ilişkilerde sağduyunun galip geleceğinden ve Rusya’ya yaptırımların kademeli olarak kaldırılacağından emin olduğunu belirtti ve ABD de dahil olmak üzere tüm partnerlerle ilişkilerin normalleşeceğine inandığını söyledi.Putin,”Sağduyunun en nihayetinde galip geleceğini, küresel ekonominin gelişimine zarar veren tüm yasa dışı kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılacağını ve ABD ile Washington’u izinden giderek yaptırım uygulayan diğer ülkeler de dahil tüm partnerlerle ilişkilerimizin normalleşeceğini düşünüyorum.” dedi.

Putin, Rusya karşıtı yaptırımların ülkeyi bağımsız ve egemen kalkınma yolundan asla vazgeçirmeyeceğini de kaydederek, Rusya halkının ülkenin egemenliğini savunacağını vurguladı. Rus lider, “Rusya ya egemen bir ülke olacak ya da da hiç var olmayacak. Rusya halkı, elbette ilk seçeneği tercih edecek. İnanıyorum ki, Çin halkı da bunu tercih eder,başka seçeneğimiz yok.” ifadelerini kullandı.

Putin, ABD’nin baskısı altında Rusya’ya yaptırım uygulama kararı alan ülkelerin söz konusu kısıtlamaların olumsuz etkilerine bizzat maruz kaldığını da belirtti. Ayrıca Rus lidere göre, ABD’nin izinden giderek Rusya’yı ‘cezalandıran’ ülkeler, Washington’un kendilerine yönelik uygulamalarından da zarar görmeye başladı. Bununla ilgili somut bir örnek sunmasa da, ABD hükümetinin yılda 55 milyar metreküp Rus gazını Avrupalı tüketicilere taşıması planlanan Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattında yer alan Avrupalı şirketlere yaptırım uygulamayı düşündüğü basına yansımıştı.

 

Begmurat ALLABERDİYEV

o-Staj 2018 AVRAM Stajyeri

 

Kaynak:

 

Türkiye ile Polonya Arasında Anlaşma İmzalandı

Polonya’nın Başkenti Varşova’da, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim, Eğitim ve Kültür Alanlarında İş Birliği Anlaşması” imzalandı.

Türkiye ile Polonya arasında yapılan anlaşmanın, 2017-2020 Yıllarına İlişkin Uygulama Programına göre, taraflar, uluslararası araştırma projeleri ve Avrupa Birliği (AB) programları çerçevesindekiler dahil olmak üzere ortak bilimsel araştırmalar yürütecek.

Öğrenci, akademik personel, bilim adamı, araştırmacı, bilgi ve bilimsel yayınların değişimi yapılacak. İki ülke, yükseköğretim kurumlarına dil öğretmenleri ile dil ve edebiyat okutmanları görevlendirecek. Programın süresi boyunca, iki ülke; bilgi toplamak ve diğerinin eğitim sistemini öğrenmek amacıyla en fazla iki heyet değişiminde bulunabilecek.

Taraflar, Türkiye’nin Polonya’da ki ve Polonya’nın Türkiye’de ki taşınır ve taşınmaz ulusal ve kültürel mirasının bir envanterinin çıkartılması için iş birliği yapacak. Arkeoloji, müzecilik ve ulusal ve kültürel mirasın restorasyonu alanlarında iş birliğini destekleyecek.

İki ülke, bir ülkeden yasa dışı ihraç edilen ve diğer ülkeye yasa dışı ithal edilen kültürel malları iade edecek.

 

Aybüke Rabia HALİL

o-Staj 2018 AÇAM Stajyeri

 

 

Kaynakça:

 

 

 

Yeni İspanyol Hükümeti

Pedro Sanchez İspanyol hükümetinin açıkça eşitliğe bağlı olduğunu belirtiyor. İspanya’nın yeni kabinesinde ülke tarihinde yer almayan çoklukta kadın bakanlar göreve geldi. Başbakan Sanchez’in yeni hükümetinde 11 kadın yer alıyor.

Sanchez, Avrupa yanlısı olduğunu ve bağımsızlık hareketlerine taviz vermeyeceğini açıkladı. “Bu, kesinlikle Avrupalı bir hükümrandır. Avrupa bizim yeni vatanımız, bizi bir ülke olarak karşı karşıya kaldığımız zorluklara etkin bir şekilde cevap verebilmek için kendimizi güçlendirmemiz gereken alandır. Yeni Hükümet, İspanya’nın büyümesini hızlandırmak, bu yıllarda zarar gören toplumsal ve bölgesel uyumu yeniden inşa etmek ve ülkemizdeki kamusal yaşamı yeniden inşa etmek için sürdürülebilir bir şekilde yapmak için modernleşmesine hizmet etmek amacıyla doğdu.”dedi.

Sánchez, hükümetini feminist, ilerici, pro-Avrupalı ve “hizmet etmek istediği toplumun en iyisinin sadık bir yansıması” olarak tanımladı. Anayasa Hukuku ve eski Kültür Bakanı Uzmanı Carmen Calvo, Sayın Sanchez’in başbakan yardımcısı olacak ve aynı zamanda yeniden dirilen eşitlik bakanlığından sorumlu olacak. Margarita Robles savunma bakanı seçildi. Maria Jesus Montero maliye bakanı olacak. Adalet bakanı ve eğitim bakanı da kadınlara gitti. Dolores Delgado ve Isabel Celaá bu görevleri yürütecek.

 

Ebrar GENC

O-Staj AÇAM 2018 Stajyeri

Kaynakça: