Referandum sonuçları dünya basınında ayrıntılı olarak yer alıyor. Referandum sonrası yabancı basında çıkan yorumların belki en ilginci İsrail’in eski Ankara büyükelçisi Alon Liel’den geldi.
Dışişleri müsteşarlığı da yapmış olan Liel, Ha’aretz gazetesindeki yazısının başlığında referandumun Erdoğan’ı Atatürk’ten sonra en önemli Türk lideri haline getirdiğini belirterek değişik şekillerde övdü ve onu İsrail kamuoyuna karşı savundu.
ANKA, Alon Liel’in yazısını şöyle özetledi:
Haaretz’de, Alon Liel imzalı makalede ‘Zafer Erdoğan’ı Atatürk’ten sonra ikinci en büyük lider haline getirdi’ başlığı kullanılırken Erdoğan için “Biz İsrail’de onu beğenmeme konusunda büyük ölçüde fikir birliği içindeysek de o ebedi ‘galip’tir” görüşü dile getirildi. Makalede “Erdoğan’ın ülkeyi İran tipi bir İslamcı cumhuriyete dönüştüreceği korkuları temelsiz. Başbakana destek sadece ideoloji değil, modernizasyon ve sağlanmasına katkıda bulunduğu refaha dayanıyor” denildi. Makalede şu ifadeler yer aldı: “Erdoğan’ın bu sonuçların ardından 2011 seçimlerinden de galip çıkması, onu Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından en uzun görev yapan ve en nüfuzlu lider haline getirecek. Reformlar 80 yıllık laik ideolojiyi tersine çevirebilir, yerine Erdoğancılık adı verilen yeni politik inancı getirebilir.”
************
Dünya Bülteni haber web sitesinin özeti ise şöyleydi:
“Erdoğan, Atatürk’ten sonra ikinci büyük lider”
Haaretz gazetesi yazarı Alon Liel’in referandumun Erdoğan’ı Atatük’ten sonra ikinci büyük lider yaptığını belirtti.
Pazartesi, 13 Eylül 2010 10:12
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’de referandum sonuçlarını değerlendiren ilginç bir makale yer aldı. Haaretz gazetesi yazarı Alon Liel’in “Victory in Turkey referendum makes Erdogan second only to Ataturk” adlı makalesinde referandumun Erdoğan’ı Atatürk’ten sonra ikinci büyük lider yaptığı iddia edildi.
Linel makalesinde “Bu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ulusal seçimlerdeki dördüncü zaferi. İsrail’de sevilmeyen adam olsa da Erdoğan Türkiye’de kalıcı bir kazanan durumunda. Geçtiğimiz gün yapılan referandum da Erdoğan’ın İslam kökenli partisi için bir zafer oldu. Sonuçlar Erdoğan’ın ordu ve yargı sistemi üzerinde kontrolünü artıracağı gibi benimsediği ideoloji için de bir zafer oldu. Artık sivil mahkemelerde yargılanacak olan ordunun bir başka darbe planlaması ve Yargıtay’ın geçmişte olduğu gibi parti kapatması zor bir ihtimal. Erdoğan artık halinden memnun bir şekilde önüne ve arkasına bakabilir. Ülkesini uluslararası toplumda daha zengin, daha istikrarlı ve güçlü kıldı. Erdoğan’ın dün alınan sonuçların ardından 2011 seçimlerinden de galip çıkması onu Mustafa Kemal Atatürk’ün ardından en uzun görev yapan ve en nüfuzlu lider haline getirecek. Geçtiğimiz gün kabul edilen reformlar 80 yıllık laik ideolojiyi tersine çevirebilir, yerine Erdoğancılık adı verilen yeni politik inancı getirebilir.” ifadelerini kullandı.
************
Neyse ki Radikal yazının tamamını çevirdi de Türk okurları yazının devamında yer alan şu satırlardan haberdar olabildi:
“Başbakan adının sonundaki ‘izm’i hak etmek için şimdi büyük bir sorunun üstesinden gelmek zorunda: Bir Kürt eyaleti yaratmalı ya da en azından Türkiye’nin Kürtlerini ulusal bir azınlık olarak tanımalı. Erdoğan buna hazır, fakat ülkesi değil. Kürt misyonunu tamamlamak için bir görev dönemine daha ihtiyacı var. Gelecek temmuzda kazanırsa bu gerçek bir ihtimal haline gelebilir.”
Bu kısmın orijinali aşağıdaki gibi:
“The prime minister must now meet one major objective to justify the “ism” that has been appended to his name: Create a Kurdish state, or at least recognize Turkey’s Kurds as a national minority. Erdogan is ripe for it, but his country is not. He needs one more term to complete his Kurdish mission. Should he win next July, that may be a real possibility.”
Belki bizim gözümüzden kaçtı ama galiba Türk medyasında kimse bu satırların altını çizme ve onu yorumlama ihtiyacı hissetmedi.
{jcomments on}
Bahadır KOÇ
21.YY Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Masası Uzmanı
Not: Bu yazı ilk olarak yayınlanmıştır.