Alman Koalisyondan Türkiye Kritiği

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliğinin en büyük üyesi Almanya, Berlin’deki koalisyon ön görüşmelerinde Türkiye’ye vize serbestliği olmayacağını açıkladı.[1] Almanya’da seçimlerin üzerinden 100 günden fazla geçmesine rağmen halen yeni hükumet kurulamadı. Seçimler öyle gösteriyor ki Merkel artık rahat değil. Çünkü Almanya’nın iç politikada karışık günler yaşayacağı muhtemeldir. [2]Merkel’in Alman siyasetindeki tutumu, Alman sağının yükselip, yükselmeyeceğine ve ırkçılığın artıp artmayacağını da belirleyecektir. Yaşanan bu olaylar Türkiye ile Almanya ilişkilerine de zarar verecek gibi görünüyor.

Başbakan Angela Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Demokrat Parti ve Sosyal Demokrat Partiler arasında süren görüşmelerde koalisyon hükümetini devam ettirme konusunda anlaşma sağlandı.

Berlin’deki ön görüşmelerde; Vergi artırımına gidilmeyeceği, sağlık sigortasına ödenen primlerin eşit olması, mülteci göçünün sınırlandırılması, emekli maaşının sabit kalması, dayanışma vergisi ve işsizlik sigortası konu başlıklarında anlaşma sağlandı. Partilerin Euro bölgesini güçlendirmek ve Avrupa Birliği ile diğer uluslararası konularda Fransa ile ortak hareket etme konusunda fikir birliği sağlandı. Uzlaşmaya varılan konuların bir diğeri ise Türkiye maddesi:

“Türkiye’nin çok önemli bir komşu ülke olduğu fakat ülkede hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi gibi temel konularda gittikçe kötüye gittiği düşüncesi yer alıyor. Bu sebeplere dayandırarak, Türkiye ile AB müzakerelerinde başlık açılmayacak ve yükümlülükler yerine getirilmediği sürece vize serbestisi ve Gümrük Birliği genişlemeyecek yani AB üyeliği ile ilgili yeni bir başlık açmak istemediklerini ve açılan başlıkları kapatmak istemedikleri kararları alındı.”[3]

İki ülke arası ilişkilerin geçmişten günümüze kadar olan periyoduna kısaca bakacak olursak Cumhuriyet sonrası dönemde ticaret, dostluk anlaşmalarının imzalandığını Almanya ve Türkiye arasında yoğun bir ticari ilişki olduğunu biliyoruz. 1960’lı yıllarda imzalanan iş gücü anlaşmasıyla çok sayıda Türk çalışmak amacıyla Almanya’ya göç etmiştir. Bu dönemde ilişkiler normal seyretmiştir.

[4]Avrupa’nın Türkiye’ye vize uygulaması ilk olarak Almanya tarafından 1974’te başlamıştı. Dönemin Dışişleri Bakanı Türkiye’den işçi alımına bir son verip başka ülkelerden de işçi alacaklarını ve böylece gelen göç akımını bu yolla durdurmayı planladığını açıklamışlardı. Bu kararın sebebi Türkiye’de o dönemlerde yaşanan ekonomik kriz ve buna bağlı işsizlik oranındaki artış sebebiyle ülkenin her yerinden Almanya’ya göçler artarak devam ediyordu ve bundan endişe duymaya başlayan hükümet kapıları kapatma kararı almıştı.  Almanya’nın takındığı bu tutum karşısında diğer Avrupa ülkeleri de endişe duymaya başlayıp göç alımlarını durdurma kararını onlarda almışlardı. Son 20 yıldır günümüze kadar bakıldığında ise eskiden yaşanan korkular şiddetini azaltmış gibi görünüyor ki Avrupa artık pek çok ülkeden yabancı işçi kabul edebiliyor. Genel olarak vize uygulamaları esnekleşti diyebiliriz tabi Türkiye hariç.

2015 yılından sonra Suriye iç Savaşının neden olduğu mülteciler sorunu için Almanya ve AB ile Türkiye arasında diplomatik görüşmeler yapılmıştı. Bu sebeple Angela Merkel bu yıllarda göçmen krizini masaya yatırmak için birkaç kez Türkiye’ye gelmişti.

Bu ziyaretlerin temel amacı hatta Türkiye ve Avrupa Birliği arasında imzalanan sığınmacı protokolünde etki rol almasının sebebi, bu konu ile Avrupa’ya yasa dışı göçleri durdurmaktır. Akabinde iki ülke arasında gerginliğe neden olan Ermeni olaylarının “soykırım” olarak tanınması meselesi gündeme gelmişti. Bu karara Türk Hükümeti tepki göstermiş, ardından Türkiye’nin Almanya büyükelçisi geri çağırılmıştı.

2016 Haziran’ında yaşanan başarısız darbe girişiminden sonra Almanya’ya sığınma talebinde bulunan terör örgütü mensuplarının kabul edilmesi ile ilişkiler iyice gerilmiştir. Bu gerginlik ise günümüze kadar halen devam etmektedir. İlişkiler eski seyrine kavuşmadan bir diğer kriz ile karşı karşıya kalınmıştır. Adalet Bakanı’nın Nisan 2017 tarihinde yapılacak anayasa değişikliği referandumu ve diplomatik temaslar için gittiği Almanya’da bulunan Türklerle yapacağı miting yasaklanmıştı. Türkiye bu durumdan duyduğu rahatsızlığı açıkça ifade etmişti.

Son yıllarda ülkemizde artan terör olayı ve 2016 Haziran’ında yaşanan darbe girişimi sonrasında iç ve dış ilişkilerde ciddi sorunlar ortaya çıktı. Bu sorunların en temel nedenlerinin başında insan hakları ihlali ve hukukun üstünlüğü yer alıyor. Türkiye’de bu süreçte yaşanan insan hakları ihlalleri nedeniyle, Avrupa Birliği duyduğu endişeden bahsetmiş ve Türkiye’nin hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığı eleştirisini yapmıştı.

Avrupa Birliğinin temel taşlarını oluşturan kavramın hukukun üstünlüğü olduğunu biliyoruz. Yenidünya düzeninde, koyduğu bu temel taşlar ile söz sahibi olmak isteyen Avrupa Birliğinin en büyük üyesi Almanya, bu emeline Türkiye’ye karşı koyduğu ret kararlar ile varabileceği pek olağan değildir. Bu konuyu tek bir başlık altında ele almamak gerekir. Avrupa Birliğinin ortak savunma politikasını, terörle mücadelesini ve mülteciler sorunu gibi meselelerin çözümü için Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı olabileceğini unutmamak gerekir. Ayrıca Türkiye ile karşı karşıya gelmek komşu coğrafyadaki krizlerin çözümü konusunda da pek mantıklı olmayabilir. Aksi durum düşünüldüğünde, AB üyelik sürecinin neredeyse durdurulması, artık onlar için Türkiye’nin stratejik bir öneminin kalmadığının göstergesidir.

Fakat AB küresel bir güç haline gelebilmek için bütün koşullara rağmen bunu ancak Türkiye ile karşı karşıya gelerek değil yan yana durarak yapabilir.

Aslında AB’nin şu anki güvenlik ve mülteci sorununun bir nedeni de Merkel dışında etkin bir siyasi liderin diğer devletlerde bulunmamasıdır. Siyasi lider eksikliği genişleme ve uluslarüstü yapısını artırma görevini engellemektedir.

İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı almasından sonra Almanya’nın, birlik içerisinde etkinliğinin arttığını ve AB’nin tek gücü olma eğilimini gözlemleyebiliyoruz. Almanya’nın Türkiye’yi coğrafyasında zayıflatma çabaları aşikârdır. Özellikle terör örgütlerine verdiği siyasal destek herkes tarafından bilinmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütlerine karşı yaptığı operasyonları saldırı olarak nitelendiren Almanya’nın Türkiye’ye karşı olan bu siyasi tutuma düşmanca demek yerinde bir kavram olur. Diğer Avrupa Birliği üyelerinin de Almanya’nın yanında durması Türkiye ile AB ilişkilerinde önemli gerginliklere yol açacağı aşikârdır. Türkiye’nin siyasal ve ekonomik alanda zayıflaması veya iç karışıklıkların artarak bölünme noktasına gelmesi, güvenlik ve ekonomik açıdan çok daha tehlikeli bir durumla karşılaşacaklarına işaret etmektedir. Bölgedeki dengenin Türkiye olmadan sağlanamayacağını göz ardı etmemeleri gerekir. Aksi takdirde bölgesel savaşlar bütün bir Avrupa’yı etkileyebilecek seviyededir. Şuan ki Türkiye karşıtlığı belki de ileride Avrupa Birliği’nin parçalanma sürecine neden olabilecektir. Ayıca Türkiye gibi önemli jeopolitik konuma sahip bir ülkeyi bölmeye çalışmak, Avrupa’yı, Orta Doğu’daki sıcak çatışma alanlarına sınır komşusu yapacaktır. Bu durum Avrupa ülkeleri açısından bir kâbus olur. Birliğe kabul edilmeme sebeplerinin en önemlileri arasında bu mesele de vardır.

[5]Almanya Türkiye’yi daima ABD’nin yanında ve kontrolünde bir devlet olarak görmektedir. Bu algı Türkiye ile ABD arasında imzalanan anlaşmalar ve Türkiye’nin NATO üyeliği bağlamında oluşmuştur. Almanya’nın esas endişe duyduğu konu Türkiye ile ABD’nin siyasi ve askeri alandaki stratejik ortaklıktır. Polonya ile ABD arasındaki iyi ilişkilerde Polonya’yı üyelik sürecinde zorlamıştır. Aslına bakarsak Türkiye AB üyesi olsa bile dış politika ve siyasi tercihlerinde, ’nin etkisinde kalacağı korkusu vardır. Kısacası Almanya ve Türkiye ilişkilerinin sağlam bir şekilde yürütülebilmesi için ABD ile Türkiye arası ilişkilerinin daha dengeli ve seviyeli olması gerekmektedir. Bu durumda Almanya’nın, Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkiler iyi olduğu müddetçe, Türkiye’ye yönelik daha pek çok konuda plan ve programların askıya alınacağını tahmin etmek zor değildir.

Almanya’nın almış olduğu ret kararları iki ülke arasında güven problemi olduğunun bir göstergesidir. Mülteci akınları nedeniyle farklı kimliğe sahip pek çok kişinin Türkiye’de yer edinmesinden dolayı Avrupa ülkeleri bir sonraki durak olma korkusuyla, kapılarının üzerlerine kilit takmayı bile düşünüyordur. Buna bağlı olarak Türkiye’den en fazla göç almış ülke statüsündeki Almanya, gelebilecek her türlü tehlikeye karşı önlemini vize serbestisi konusuna yöneltmiştir. Ne yazık ki son iki yıla baktığımızda gerilimin en ağır faturasını Türkiye’de ve Almanya’da yaşayan emekçilere çıkarıldığını görüyoruz.

Karşılıklı izlenen politikalar anlaşmazlıkları, iki ülkeyi karşı karşıya getirmeyi körükledi. Aslına bakılırsa emekçilerin olanlardan çıkarmaları gereken en önemli sonuç; devletlerin ve hükümetlerin siyasi anlaşmazlıklarının, karşılıklı çıkar mücadelelerinin sonuçlarına göre şekillenmeyip, dostça bir arada yaşamak, benimsenen karşıt politikalara bakmaksızın kardeşliği güçlendirmek olmalıdır. Bugün Almanya’da aynı fabrikada çalışan kimlik gözetmeksizin bütün işçilerin çıkarları ve kaderleri ortak olmalıdır. Devletlerin birlik oluşturmasında da, dostça yaşamasında da asıl ve en temel etken budur.

Gözde Nur ŞAHİN

Dipnotlar:

[1] Almanya’da koalisyon çerçeve anlaşması: Türkiye’ye vize serbestisi ve yeni fasıl yok.2018. (2018, Ocak) BBC Haber Bülteni. Erişim adresi: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42660096 .

[2] KARADEMİR, Mustafa (2017). Almanya Seçimleri Bitti. Şimdi Ne olacak? Merkel Sallanıyor Mu?”.TASAM. Erişim adresi: http://www.tasam.org/tr-TR/Icerik/48123/almanya_secimleri_bitti_simdi_ne_olacak_merkel_sallaniyor_mu_ .

[3] Almanya’da koalisyon çerçeve anlaşması: Türkiye’ye vize serbestisi ve yeni fasıl yok.2018. (2018, Ocak) BBC Haber Bülteni. Erişim adresi: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42660096 .

[4] BİRAND, Mehmet Ali(2011). “AB vizesi, Türkiye’nin beceriksizliğidir.” Milliyet Haber Bülteni.  Erişim adresi: http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-birand/ab-vizesi–turkiye-nin-beceriksizligidir—-1358244

[5]TARAKÇI, Nejat (2015). Almanya Neden Türkiye’ye Karşı?. TASAM Erişim adresi: http://www.tasam.org/tr-TR/Icerik/20599/almanya_neden_turkiyeye_karsi

Kaynakça:

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...