Afganistan’daki Birleşmiş Milletler Yardım Misyonu (UNAMA – United Nations Assistance Mission in Afghanistan) tarafından Şubat ayı başında açıklanan bir raporda, ülke içerisindeki çatışmalar sonucu sivil kayıpların sayısının son 5 yıldır sürekli bir artış içerisinde olduğu belirtilmişti. BM Afganistan Yardım Misyonu’nun daha önceki yıllar açıklamış olduğu raporlarda da yer alan verilere göre 2009 yılında 2 bin 412 olan sivil ölümler 2010 yılında 2 bin 790’a ulaşmıştı. 2011 yılında ise bu sayı rekor seviyeye ulaşarak 3 bin 21 oldu. Sadece 2007-2011 arasındaki yılları kapsayan son beş yıllık süreçteki sivil ölümlerin sayısı ise 12 bin.
Afgan halkı için en acı veren olaylardan bir tanesi de sanırım yaşanan sivil kayıpların sadece bir istatistikten ibaret olarak görülmesi. Zira “alınan bütün önlemlere” (!) karşın korkarım ki 2012 yılı sivil kayıpların zirve yaptığı bir başka yıl olarak tarihe geçecek. On yılı aşkın bir süredir devam eden bu savaşın bedelini en yüksek ödeyen kısım hâlâ Afgan sivilleri ise, savaşa taraf olan kesimlerin bazı hususları değil bir kez belki birçok defa daha gözden geçirmesi gerekmektedir. Mayıs 2011’de, Pakistan’da, Usame Bin Ladin’i öldürerek belki de Afganistan’daki en büyük hedefini gerçekleştiren Amerika Birleşik Devletleri ise daha önce 2014 sonunda çekeceğini belirttiği ordularını 2013’ün sonunda tamamen çekmiş olmayı planlıyor. Geride kaldırılması çok zor olacak bir enkazın varlığından şüphesiz haberdar olarak…
Bir Afgan’ın Hayatının Bedeli Kaç Para!
Bir yandan sivil ölümlerin giderek artışına dikkat çekerken diğer yandan bir insan hakları örgütü olan CIVIC’in bir çalışmasında yer verdiği bilgiler Afganistan’da insan hayatının ne kadar da ucuz olduğunu gösteriyor. NATO askerleri tarafından öldürülen her sivil Afgan için, NATO ordularına asker veren her ülke bir tazminat bedeli belirliyor. Ölen kişinin ailesine en yüksek tazminat bedelini ödeyen ülke Almanya ve ödediği bedel ise 25 bin dolar. CIVIC’in iki yıl önce yayınlamaya başladığı ve sürekli güncellediği bilgilere göre en düşük tazminatı ödeyen ülke ise İngiltere ve ödediği tazminat bedeli 210 dolar. ABD’nin, Amerikan askerleri tarafından öldürülen her bir sivil için ödediği miktar ise 2,500 dolar. Raporda yer alan şu ifadeler ise insanın içini burkan cinsten: “NATO orduları ve NATO’ya asker veren ülkeler şunu kendilerine sormalı; bir hayatın değeri kaç dolar? Buna bir fiyat biçemezsiniz. Eğer birisi bir Amerikalıyı öldürse ve hayatına karşılık bir paha biçmeye kalksa, Amerikalılar bunu kabul etmeyeceklerdir.”
Ülkede yaşanan sivil ölümlerin, Afgan Hükümeti ile NATO ve Amerikan orduları arasında sürekli olarak anlaşmazlıklara yol açtığı bilinen bir gerçek. Son olarak geçtiğimiz hafta sonu bir Amerikan askerinin üssünden ayrılarak bir köyü basması ve dokuzu çocuk 16 kişiyi öldürmesi ülke genelinde büyük protesto gösterilerine yol açmıştı. NATO tarafından yapılan açıklamada saldırının cinnet geçiren bir asker tarafından gerçekleştirildiği ve o askerin gözaltına alındığı duyurulmuştu ancak Afganlar saldırının tek kişi tarafından yapıldığına inanmış değiller. Bunun yanında Afgan halkı Amerikalı askerin soruşturmasının ülkesinde değil Afganistan’da yapılmasını istiyor.
Yaşanan gelişmeler üzerine açıklamada bulunan ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’ye, 16 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Amerikan askerinin adalete teslim edileceği konusunda güvence vermenin yanı sıra askerin Amerikan askeri mahkemesi tarafından idam cezasına da çarptırılabileceğini belirtti. ABD Başkanı Barack Obama ise saldırı sonrasında Hamid Karzai’yi telefonla arayarak yaşanan saldırıdan dolayı büyük üzüntü ve acı duyduğunu belirtmişti.
Görünen o ki ABD ve NATO orduları mümkün olan en kısa süre içerisinde askerlerini çekerek bu bataklıkta daha fazla bulunmak istemiyorlar. ABD’nin çekilme takvimi üzerinde sürekli değişiklikler yapması da bu yüzden. Fakat Afgan halkının geleceği noktasında yarım kalan çok fazla şey var. Belki de NATO ve ABD birlikleri için bu saatten sonraki ana hedefin sorusu “kaç Taliban militanını daha öldürebiliriz” değil de “Afgan halkına kalıcı olarak neler bırakabiliriz” olmalı.
Not: Bu arada ABD’nin Afganistan stratejisinde, gerçekten tamamen çekilmek mi var yoksa ilerisi için daha kalıcı bir yerleşmenin planları mı yapılıyor sorusunun cevabını başka bir yazıda arayalım.
Salih Doğan
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi
Keele Üniversitesi, UK
Afganistan Uzmanı