ABD’nin Seçim Mesaisi

Amerika’da başkanlık seçimlerine sayılı günler kala Demokrat Başkan Obama ile Cumhuriyetçi aday Romney ilk defa televizyon seyircisi önünde canlı yayında kozlarını paylaştılar.  Seçimlere kadar 16 Ekim ve 22 Ekim’de gerçekleştirilecek ikinci ve üçüncü programlar seçimin son dönemecinde Amerika seçmeni için oldukça önemli. Canlı yayın esnasında CNN ve araştırma şirketi ORC tarafından yapılan hızlı ankete göre bu ilk düellonun kazananı Romney oldu. Romney izleyicilerin yüzde 67’sinin oyunu alırken, Obama’nın oyu yüzde 25’de kaldı.[i]

Obama Amerika’da değişim umutları ile başkan seçilmişti. Özellikle Irak ve Afganistan’daki Amerikan askerlerini çekme ve savaşları bitirme vaatleri halkı nezdinde karşılık bulmuş ve onu başkanlığa taşımıştı. Obama başkanlığı süresince özellikle ekonomi politikalarında beklenen performansı gösteremese de “Obamacare” olarak anılan sağlık reformu konusunda önemli adımlar attı. Nitekim demokrat partili delegeler seçim kampanyasında da Obama’nın en büyük başarısı kabul edilen sağlık reformunu öne çıkarma kararı almıştı.

Gerçekleştirilen sağlık reformu sayesinde ülkedeki 30 milyondan fazla sağlık sigortasız Amerikalı, sigortaya kavuşacak. Bunun yanında, artık sağlık sigortası şirketleri yeni doğmuş bebeği veya rahatsızlığı olan insanları “sigortadan önceki sağlık problemi” gerekçesiyle sigortalamayı reddedemeyecek. Sağlık sigortaları, sağlık harcamalarına yönelik “yaşam limiti” sınırı koyamayacak ve çocuklar 26 yaşına kadar ailelerinin sağlık sigortalarına dâhil olabilecekler. Mahkemenin kararıyla 2016 yılından itibaren de herkes, ister çalıştıkları kurumlar yoluyla, ister bireysel olsun sigorta sistemine dâhil olmak zorunda kalacak. Dâhil olmak istemeyenler ise ceza ödeyecekler.[ii]

Obama takip ettiği ekonomi politikaları gereğince bütçe açığını kapatabilme için en fazla harcama yapılan savunma harcamalarında kısıntılar yapmıştı. Bu durum ise Amerika’daki büyük silah lobilerini oldukça fazla rahatsız etmişti. Cumhuriyetçiler ise seçim kampanyalarında askeri harcamalardaki kısıtlamanın gittikçe daha güvenliksiz bir hal alan dünyada Amerikan gücünü zayıflatacağını, Amerika’nın rakiplerini cesaretlendirerek farklı bölgelerdeki Amerika’nın müttefiklerini zor durumda bırakacağını dile getirmişlerdir. Obama’nın İsrail ile ilgili açıklamaları ise ülkede oldukça etkili olan İsrail Lobisi ve cumhuriyetçiler tarafından kabul edilmez bulunuyor. İsrail’in 67 sınırlarına geri çekilmesi, daimi başkentinin Kudüs olduğu yönündeki ifadelerin değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Obama ayrıca İran’ın nükleer faaliyetlerini geliştirmesine yönelik çalışmalara karşı çıkmadığı ve bu konuda İsrail’i yalnız bıraktığı gerekçesiyle cumhuriyetçiler tarafından eleştiriliyor.

Seçim kampanyasını kendi projelerinden çok Obama’nın başarısızlıkları üzerine kuran cumhuriyetçi aday Mitt Romney özellikle gerçekleştirdiği dış politika gezileriyle uygulayacağı siyasetin de ipuçlarını vermiş oldu. Seçildiği takdirde Kahire ya da Ankara’ya değil Tel Aviv’e gideceğini söyleyen Romney İsrail ziyaretini Yahudilerin kutsal günlerinden olan Tisha Bav’a denk getirmiş ve ziyareti esnasında ağlama duvarına da not sıkıştırmayı ihmal etmemiştir. ABD’deki İsrail lobisinin hoşuna gidecek her manevrayı yapan Romney Amerika’nın İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma konusunu da tekrar gündeme getirmiştir. Ronald Reagan gibi bir başkan olacağını söyleyen Romney 2012 Londra olimpiyatları sırasında gerçekleştirdiği İngiltere ziyaretinde şehrin olimpiyatlara hazır olup olmadığını sorgulaması üzerine İngiliz basını tarafından eleştirilmişti. Gizli tutulması gereken bazı görüşmeleri basınla paylaşması ve bir bağış toplantısında yaptığı gelir vergisi ödemek için yeterli derecede geliri olmayan ve ABD Başkanı Barack Obama’ya oy verecek gibi görünen yüzde 47’lik kesimi umursamadığı yönündeki açıklamalarının sızdırılması seçim sürecinde Romney’nin imajına büyük zarar vermiştir.

Özellikle Arap Baharı süresince Obama’nın dış politikasını eleştiren Romney Suriye’de yaşananların sorumlusu olarak da yine ABD yönetimini gösteriyor. İran konusunda gerekli adımların atılmadığını ve müttefik İsrail’in bölgede yalnızlaştırılmaya çalıştığını iddialarını da sıklıkla dile getirmektedir. ABD’de dış politika tartışmalarının ekonomi kampanyalarına yenik düştüğü dönemde 11 Eylül’ün 11. yıl dönümünde aylardır internette parçaları bulunan Amerikan yapımı İslam peygamberine hakaret içeren Müslümanların Masumiyeti filminin görüntülerinin yayınlanması protestoları sırasında Amerika’nın Bingazi konsolosluğuna gerçekleştirilen saldırıda Büyükelçi ve dört elçilik çalışanının hayatını kaybetmesi ise Obama yönetimini bu son virajda oldukça zora sokmuştur. Gerçekleştirilen saldırının Obama’yı seçim arifesinde zor durumda bırakmaya yönelik cumhuriyetçilerin bir hamlesi olduğu iddiası ise hala geçerliliğini korumaktadır.

Provakatif olduğu tartışma götürmeyen filme yönelik protestolar dünyanın dört bir tarafındaki Müslüman ülkelerde ABD karşıtlığının yeniden yükselişe geçmesine neden olmuştur. Suriye’de bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar ve BM çatısı altında bir tampon bölge oluşturma tartışmaları devam ederken yine Arap Baharı’nda lider değişikliği yaşamış Libya’da meydana gelen bu hadise Arap toplumlarına yönelik demokrasi ve değişim isteklerine karşı bakışı olumsuz etkileyecektir.  

Hem demokratlar hem de cumhuriyetçiler seçimi kazanmak için önemli taktiksel planlar yapıyor. Özellikle seçimi kazandıracak önemli eyaletlerdeki (Florida, Iowa, Wisconsin, Colorado ve Virginia) kararsız seçmene yönelik izledikleri politikalar seçim neticesini belirleyebilecek önemde. Son anketlere göre ABD’nin Pasifik kıyısında ve kuzeydoğusunda bulunan eyaletlerde Obama önde gidiyor. Ülkenin ortası ve güneyindeki geleneksel olarak cumhuriyetçi olan eyaletlerde ise seçmenler büyük ölçüde Romney’i destekliyor. Obama yönetiminde ekonomik krize sürüklenen halk dış politika açılımlarında Romney’i destekliyor gibi gözüküyor. Ama seçimlerde ekonomik krizin de çözümünü küresel liderlikte arayan Romney’in mi yoksa yatırımları halka yönlendireceğini söyleyen Obama’nın mı zaferle çıkacağını söylemek şimdilik zor görünüyor.  

Amine Yazıcı

Stratejik Düşünce Entitüsü Asistanı

 

Kaynak: SDE

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...