2001’den 2011’e 9/11 Terör Olayları ve Afganistan

Geçtiğimiz Mart ayında Brüksel, Lahey ve Budapeşte’de ENNA (European Network of NGOs in Afghanistan – Afganistan’daki STK’ların Avrupa Ağı) tarafından gerçekleştirilen Afganistan seminerlerine konuşmacı olarak davet edilmiştim. Seminerlerde yaptığım konuşmamda bir Amerikan gazetesine atıfta bulunarak, 11 Eylül terör saldırıları gerçekleşip de Amerikan ve NATO askeri birliklerinin Afganistan’da operasyona başlaması arasında geçen sürede Afgan halkının % 90’ının bundan haberinin olmadığını belirtmiştim. Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen ilk seminerde Belçikalı bir kadın gazeteci “haberleri yok” derken tam olarak neyi kastettiğimi sormuştu. Ben de haber kaynağının referans gösterdiği raporda da açıkça belirtildiği üzere Afgan halkının, Amerikan topraklarında El-Kaide’nin gerçekleştirmiş olduğu belirtilen terör saldırıları neticesinde neden kendi topraklarının işgal edildiğini anlayamadığını açıklamıştım.

Tabii ki Afgan halkı her ne kadar iletişim kaynakları konusunda sıkıntı çekse de 9/11 saldırılarından er geç haberdar olmuştu. Zaten kastettiğim husus da hiç duymadıkları veya haberdar olmadıkları konusu değildi. Bir anda Amerikan ve NATO ordularının topraklarına on binlerce askerle çıkarma yapmalarını anlayamamıştı bu insanlar. Şüphesiz ki 11 Eylül 2001 hem Amerikan hem de Afgan halkı için tarihi bir gündü. Fakat Amerikalılar ve Afganlar bu tarihi farklı eğilimlerle düşünmeye başlamışlardı. 9/11 saldırıları üzerinden tam 10 sene geçti. Peki biz tam anlamıyla bu 10 sene içerisinde Afganistan’da yaşananların nedenlerini anlayabildik mi? Ortaya konan nedenler sonrasında gerçekleştirilen operasyonlarda kazanan kimse var mı? Daha da önemlisi aslında Afganistan halkının yaşam kalitesinde bu süreç içerisinde bir gelişme oldu mu?

ABD eski Başkanı George Bush’un “ya bizdensin ya da teröristsin” dayatması sonucu Batı dünyasında hemen hemen herkes 9/11 olaylarına bir cevap niteliği taşıyacak olan Sonsuz Özgürlük Operasyonu’nu (Operation Enduring Freedom) ve bunun nedenlerini anladığını sandı. Saldırıların sorumlusu olan El-Kaide’yi ve onlara yataklık yapan Taliban’ı bitirmek, Afganistan’ı 22 yıldır devam eden savaş halinden ve istikrarsızlıktan kurtarmak ve böylece Afganistan’a demokrasiyi getirmek ana hedeflerdendi. Bugün geride kalan 10 yıla dönüp baktığımızda ise bu hedeflerden hiçbirisinin başarılamadığını görüyoruz. Şiddet olaylarının sayısı ve etkisi giderek artıyor, askeri ve sivil kayıplar her zamankinden daha yüksek seviyelerde ve herkes bu işten bir kaçış yolu arıyor.

Amerikan tarihinin en uzun savaşı olan Afganistan Savaşı’nın arkasında yatan bir gerçeklik var: Eğer kazanmıyorsanız, kaybediyorsunuz! Birçok kaynakta sayıları en fazla 20,000 olarak ifade edilen Taliban militanlarına karşı verilen savaşta 500 milyar dolar harcanarak 10 senede halen net bir safhaya gelinmemiş olmasının başarısızlıktan başka bir açıklaması olamaz. Bu topraklarda daha fazla kalarak hem ekonomik hem de siyasi olarak kendilerini daha da kötü bir duruma sürüklemek istemeyen ABD ve NATO güçleri, Aralık 2014 itibarıyla ülkeden askerlerini çekmiş olmayı planlıyorlar. 2001 sonrası süreçte dağılmış ve bozguna uğramış bir görüntü çizen Taliban ise 2006 sonrasında tekrardan güç kazanarak Afganistan’ın birçok vilayetinde tekrardan konuşlanmış durumda. Bu durumun farkında olan birçok Afganistanlı ise Batılı güçlerin ülkeyi terk edişini müteakip, Taliban’ın Afgan siyasi sisteminde tekrardan ön plana çıkabileceği ihtimalinden korku duyuyor.

10 sene önce devrilen Taliban rejimine nazaran bugün çok daha fazla çocuk okula gidiyor, çok daha fazla insan sağlık hizmetlerine erişebiliyor ve özellikle büyük şehirlerde sosyal imkanlar çok daha fazla. Fakat bu tablo dahi Afgan halkına, gelecekleri hususunda ciddi bir güven telkin edebilmiş değil. Hâlihazırda var olan ve NATO askerlerinin devrettiği yerlerde daha da artan emniyetsizlik ve istikrarsızlığın bir gün bütün bu gelişmeleri tekrardan ellerinden alabileceğinin farkındalar. Ve başlarına gelmesini hiç ama hiç istemedikleri bir şey varsa o da yeni bir iç savaş…

Yazının İngilizcesi için tıklayınız…

 

Salih Doğan

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi

Keele Üniversitesi

Afganistan Uzmanı

[email protected] ve www.salihdogan.blogspot.com

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...