1500-1800 Arasında Dünya Hâkimiyetinin Avrupa’ya Geçişi Dönemi ve Avrupa’nın Denizlerde Üstünlüğü

16. yüzyılla birlikte modern dünyanın temellerinin atılması ve Avrupa’nın iyice güçlenerek daha geniş bölgelere yayılmasının ardında yatan nedenlerden en önemlisi, teknolojik gelişimle sağlanan deniz aşırı seferlerin sonucunda sömürgeleştirme yapabilmiş olmalarındandır.

Avrupa için 1500’lere kadar bir engel teşkil eden Atlantik Okyanusu, uzun mesafe seyahat edebilecek şekilde yapılan ticaret ve seyahat gemileri sayesinde engel olmaktan çıkmıştır. Bu durum deniz aşırı seyahat edilmesini sağlaması açısından olumlu bir gelişme olmasının dışında, aynı zamanda Avrupa’nın savaşma isteğini arttırdığı ve onu militanlaştırdığı için esasında bir olumsuzluktu. Avrupa için olumlu olan gelişme diğerleri için olumsuz bir anlam ifade etmekteydi. Özellikle 1500-1600 yılları arası dönemde önce Portekiz daha sonra İspanya’nın denizlerde üstünlüğü görülmüştür. Aynı zaman diliminde Avrupa artık Amerika, Asya ve Afrika’yı esir hale getirmiştir. Bu arada, çevrede kalan Müslüman halklar artık önemlerini yitirmiş ve de aynı zamanda Müslümanlığın Halifesi olan Osmanlı İmparatorluğu ise Avrupa’daki gelişmeleri takip edemediği için zayıflamaya başlamıştır.

16. yüzyılın globalleşmeden sonraki önemli gelişmesi bağımsızlık konusudur. Bundan böyle Avrupa, tek bir imparatorluk olmaktan çıkmış ve denizaşırı seferler düzenleyen farklı gruplardan oluşan (özerk siyasal yapılar, prensler, soylular, tüccarlar, loncalar, bazı üniversite birimleri) bir yapıya dönmüştür.

Üçüncü önemli gelişme ise, milliyetçilik düşüncesidir. Milliyetçilik monarşileri güçlendirirken içinde farklı ulusları barındıran imparatorlukların güç kaybetmesine neden olmuştur. Burada ulus-devlet kavramının yavaş yavaş ortaya çıktığını görüyoruz.

1500 ve 1700 arası dönem için Oral Sander “Batı’nın denizlerden başlayarak ve giderek karada da üstün duruma geçtiği dönem” adını vermiştir. Bu açıklama esasında tam olarak durumu tanımlamıştır.

1700lerde Batı küresel alanda varlığını ilan etmiştir. Bu ilanda yer alan esaslı nedenlerin başında, denizlerdeki sömürgecilik faaliyetleri sayesindeki gelişme bulunmaktadır. Avrupa ticaret gücünün artışı gözle görünür bir haldedir.

1700-1800 arası dönemin en önemli özelliği, globalleşme ile birlikte denizlerin öneminin artmasıdır. Batı Avrupalılar deniz üstünlüğünü alarak kara uygarlıklarını sınırlamayı başarmışlardır. Bu dönemde en önemli gelişme Batı’nın kesin üstünlüğünün sağlanmış olmasıdır. Avrupa bundan böyle durdurulamaz bir hızla ilerlemenin sonucunu alarak ilerlemeye devam etmiştir.

 

Merve Gülçin GÜLEÇ

İstanbul Arel Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Bölümü

 

Kaynakça: SANDER Oral:  Siyasi Tarih İlk Çağlardan 1918’e , İmge Yayınları,  18. Baskı, Nisan 2009.

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...